• Sonuç bulunamadı

1950’li yıllardan itibaren ülkemizi etkisi altına alan Amerikan kültürü aslında bize dayatılmış olan “Amerikan yasam biçimidir. Bu yasam biçiminin kökenleri

1600’lerde Amerika kıtasına yerleşen püritenlerin, kıtanın yerli halkı Kızılderililere uyguladığı şiddete kadar gitmektedir (Acar, 2008: 234).

Amerika kıtasına göç eden yığınlar, kendi ilişkilerinin sonucu olmayan, kendi yaratmadıkları bir tarihe “rastlantı” sonucu eklenmişlerdir. Farklı kökenlerden gelmiş, maceracı, sınır tanımayan bu insanlar, çözüm geliştiremedikleri için çözümsüzlükten doğan tutum benzerliği içine girmiştir. Bu tutum benzerliği “anında ilişki” ve “fayda” üzerine kuruludur. Kıtanın yerli halkıyla olumlu ilişki geliştiremeyen yeni gelenler, karsı tarafı yakıp yıkarak sonuca ulaşmıştır. Böylece Amerikan kimliğinin iki belirleyici özelliği olarak “pragmatizm” ve ‘şiddet’ ortaya çıkmıştır (Eğribel, 1994: 147-149).

20. yüzyılda fırsat eşitliği çerçevesinde başarıya ulaşma hakkını savunan eşitlikçi püriten etiğin, gelişmeyi hedefleyen girişimci-rekabetçi görüş karşısında ne kadar ayakta kaldığı bugün tartışma konusudur. Amerikan toplumunda kalıtsal olarak gelen sınıfsal temeller olmadığı için bireysel olarak sağlanan basarı ile bir sosyal sınıf/statü elde edilmektir. Statü meraklısı rekabetçi toplumun, ne kadar kazandığını ne kadar çok harcadığıyla göstermesi, tüketimin artmasına yol açmıştır (Lipset, 1979: 114- 115). Amerikan kimliği denilince mormonizm’in den bahsetmek Amerikan toplum kimliğini açıklamakta kolaylık sağlayacaktır.

Mormonizm, bizzat Amerika’da ortaya çıkmış ve gelişmiş bir din olarak kendisini her ne kadar Hıristiyanlığın özü yahut otantik yorumu olarak tanımlasa da Yasin Aktay’ın ifadesiyle “Amerikalılık bu dinin her yanına sinmiş durumdadır”(Aktay’dan akt. Yaman, 2008: 77). Esasen uzun tarihi gelişimi boyunca poligami gibi Amerikan yaşam tarzına son derece aykırı uygulamalarının yanında Mormonizm pek çok özelliği ile tam bir “Amerikalı din” olarak değerlendirilmektedir (Brinkerhoff, 1987: 90).

Dinsel bir hareket olarak Mormonizm Amerikan toplumu içerisinde her ne kadar dışlanan, kabul görmeyen bir yapı arz etmekteyse de Mormonlar kürtaj, pornografi, eşcinsellere yönelik oluşturulması öngörülen eşit haklar yasa tasarıları, Marksizm gibi dinselliği dışlayan ideolojiler ve yaratılış teorisini yadsıyan eğitim müfredatlarının protestosu gibi birçok toplumsal konuda diğer dini gruplarla ortak girişimlerde bulunmaktadır. Bu grupların başında Amerika’da oldukça hâkim olan (Yaman, 2008: 89) Muhafazakâr Hıristiyan Sağı olarak tanımlanan Evanjelikler gelmektedir. Zira Evanjelikler sözü edilen konulardaki hassasiyetlerini sahip oldukları kilise ve iletişim ağları ile ülke gündemine taşıyabilecek önemli bir potansiyele sahiptir. Bu bağlamda

Mormonlar teolojik farklılıklarını bir kenara bırakıp bu son derece etkili toplumsal güce iştirak ederek ahlâkî anlamda hassasiyetlerini ortaya koymakta, böylelikle dinsel değerlerinin toplumsal yaşama dönük uzanımlarını Amerikan halkına ifade etme imkânına da kavuşmaktadır (Brinkerhoff, 1987: 91).

Amerikan toplumu tüketim kültürüne dayalı bir toplumdur ve bu nedenle her şeyi metalaştırmaktadır. İnsanlar, varoluşunu tüketimle ilişkilendirdiği için, yaşamak için tüketmek zorunda olduklarına inandırılmıştır. 1930’larda teknolojik gelişmeyle birlikte hızlı bir kentleşme süreci de başlamıştır. Sinemanın, radyonun, otomobilin, gazetelerin ve reklamcılığın da etkisiyle taşra özellikleri kaybolurken sosyal yasama bir standardizasyon gelmiştir. Standardizasyonu sağlayan en etkin araçlardan biri sinemadır ve 1930’lu yıllarda haftada 80-100 milyon kişinin sinemaya gittiği Amerika’da bir kuşak sinemayla eğitilmiştir. Kötülüğün daima ceza gördüğü, iyiliğin ödüllendirildiği, bütün kadınların güzel, bütün erkeklerin yakışıklı olduğu, zenginliğin saadet getirdiği ve bütün hikayelerin mutlu sonla bittiği bu filmler, gerçekliğin renksiz dünyasından kaçış araçlarıdır. Sinema, toplumu doğrudan ya da dolaylı birçok konuda etkilemektedir. Amerikan sineması, daha sonraki yıllarda tüm dünyaya yayılarak Amerikan emperyalizminin en etkili araçlarından biri olmuştur (İnalcık, 1961: 396-397).

ABD, Avrupa için “Ciklet çigneyen, Chevrolet’lere binen, Dupont kullanan kalın kafalılar ülkesi” idi (Saunders’den akt. Acar, 2008: 242). Savaş sonrasında ABD, kazandığı büyük moral güçle bu olumsuz imajı ortadan kaldırmak için çalışmıştır.

2.9.1. Bir Amerikan Kültürü Örneği “South Park” Çizgi Dizisi

Televizyon, liberal demokraside ve görece serbest bir piyasa ekonomisinde, bir görüntüler tekniği olma potansiyelinden sonuna kadar yararlanmayı besleyen bir iklim bulmuştur. Amerikan televizyon programlarının dünyanın her tarafında yoğun taleple karşılaşması bunun bir sonucudur. ABD’nin ihraç ettiği televizyon programlarının toplam miktarı yaklaşık olarak 100.000-200.000 saat arasında değişmekte ve bu programlar Latin Amerika, Asya ve Avrupa arasında eşit derecede paylaşılmaktadır (Postman, 2004: 100). Elbette, televizyonun eğlendirici olduğunu söylemek sıradan bir ifadedir. Böylece bir olgunun bir kültürü tehdit edeceğinden söz edilemeyeceği gibi, hakkında kitap yazmaya değecek bir saptama da değildir. Hatta buna memnun bile olunablir. Sorun, televizyonun bize eğlendirici temalar sunması değil, bütün temaların

eğlence olarak sunulmasıdır ve bu da bambaşka bir sorun oluşturur (Postman, 2004: 101).

Sınır tanımayan eleştirileriyle TV’nin en cesur yapımlarından olan, Emmy ödüllü çizgi dizi South Park, büyümekte olan dört çocuğun, Cartman, Stan, Kyle ve Kenny’nin gözünden dünyadaki politik, sosyal ve güncel olayların ironik bir şekilde ele alındığı aslında yetişkinlere hitap eden bir çizgi dizidir.

Matt Stone ve Trey Parker adlı Colorado’lu iki gencin ürünü South Park, 1997′de gerçekte var olan bir kasabadan esinlenilerek yaratılmıştır. ABD’nin Colorado eyaletinde yer alan Fairplay, South Park dizisinde mekan olarak kullanılan kasabanın bulunduğu yerdir.

Colorado Üniversitesi Film Bölümü öğrencisi Matt Stone ve Trey Parker adlı iki genç Jesus vs Frosty -İsa, Frosty'ye karşı- (The ORIGINAL Spirit of Christmas diye de bilinen) bir kısa film yaratmıştır. Filmde birkaç çocuk kardan adam yapmakta ve sonra kardan adam canlanıp insanları öldürmeye başlamaktadır. Sonrasında İsa yardıma gelerek, Frosty' nin kafasını, halesini fırlatıp kopartmaktadır (Adolescent & Litracy 2011: 44-6).

Daha sonra video internette yayılmış ve görmeyen kalmamıştır. Bu da kısa filmin TV dizisine dönüşmesi kaçınılmaz olmuştur. Sonunda Comedy Central, ikiliyi diziyi yapmakla görevlendirmiş ve dizi 13 Ağustos 1997 gününde Cartman's Anal Probe bölümüyle Comedy Central kanalında yayına başlamıştır. 15.sezonuyla 2011 ‘de yayına başlayan dizi 2013’e kadar uzatılmıştır. Dizinin 15. sezonu 27 Nisan 2011 tarihinde başlamıştır. 1999 yılında South Park: Bigger, Longer & Uncut adlı uzun metraj sinema filmiyle gösterime girmiştir.

Bu uzun soluklu çizgi dizi toplumsal içerik mesajlarıyla 16 yıldır aralıksız devam ederken getirilerini eleştirirken düşündürmekte ve sosyal mesajlar vermektedir. Çizgi diziyi diğerlerinden ayıran diğer bir faktör ise politik, siyasi ve popüler tüm kişi ve kişileri eleştirip sosyal hayatı sorgulamasıdır.

South Park hiçbir toplumsal tabuyu kaile almayan, her şeyle dalga geçen ve her konuda uygunsuz espriler yapabilen bir anlayışa sahiptir. South Park, espri anlayışında reaksiyon önemlidir. Her zaman öncelikli olan komik olmak değil, izleyeni şaşırtmak amaç edinilmiştir. İlk başlarda dizinin daha fazla devam edemeyeceği ve kimi sorunlarla gösteriminin yasaklanacağı düşüncesi hâkim iken, daha sonraları South Park bir komedi fenomenine dönüşmüştür. Bu da toplumsal normların yıkılabileceği gibi bir

anlayış gütmek istercesine çizgi dizi izlerlerini diziye bağımlı hale getirmeyi başarmıştır.

Bu araştırmanın amacı, güncel durumlara ve toplumsal kurallara hicvedici ve oldukça farklı bir yolla yaklaşan bu çizgi dizideki söylemlerin içeriğinin analiz edilmesidir. Eleştirilerin yöneltildiği kimse ya da yerlerin bir çizgi dizi dahilinde yetişkinlere anlatılmasındaki ana nedenler ve anlatı içerisindeki söylemlerin içeriklerinin analiz edilmesi araştırma kapsamında hedeflenmiştir. Popüler kültürün getirileriyle şekillenen toplumun eleştirisini yapan çizgi dizi, eleştiri hedeflerindeki olayları ve olguları alaycı bir şekilde söylemleştirmesinin altında yatan sebepleri ve popülerizmi aşılayan yeni toplum karşılaştırmasıyla araştırılmak ve incelenmek istenmiştir.

Tez kapsamında çizgi dizinin analiz edilmesinin yanı sıra popüler kültürün getirileri ve toplumu şekillendirmesinde yine bir popüler kültür ürünü olan çizgi filmin kullanılmasındaki amaç ve nedenler araştırılmak istenmiştir. Toplumsal normlara yön veren bir popüler ürünün kendi kendini eleştirmesindeki etkenin söylemlerin analiz edilerek ortaya çıkarılması da tezin kapsamında yer almaktadır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. SOUTHPARK ÇİZGİ DİZİSİ ve TARİHSEL SÜRECİ

South Park çizgi dizisinin çalışmamızın alanı olarak seçilmesindeki en büyük etken, Amerikan kültür ve ahlak yapısını içeriğinde barındırmasıdır. Dünyada popüler kültürün en yaygın olarak yaşandığı Amerikan toplumunu içinde barındıran dizi bir popüler kültür ürünü olmanın yanı sıra kendi toplumunu eleştirebilen bir yapıya sahiptir. İçeriğindeki toplumsal norm ve mesajlar kapitalist düzene ve sosyal normlara karşı bir başkaldırı niteliğindedir. Dolayısıyla çalışmamızın analiz odağının da konusu olmuştur.