• Sonuç bulunamadı

II. MİHR Ü VEFÂ MESNEVİLERİ

II.2. Türk Edebiyatındaki Mihr ü Vefâ Mesnevileri

II.2.5 Mensur Mihr ü Vefâ Mesnevileri

1.2. Mesnevinin Anlatmaya Bağlı Bir Tür Olarak İncelenmesi

1.3.9. Bilinç Akımı Tekniği

Bilinç akımı, bireyin duygu ve düşüncelerinin seri fakat düzensiz olarak şekillenen bir iç konuşma halinde verilmesi demektir. Bilinç akımında anlatıcı, ister

istemez ruh tahlillerine gitmekte, dolayısıyla anlatıya psikolojik bir derinlik kazandırmaktadır (Tekin,2001: 169).

Bilinç akışı tekniği bir roman anlatım tekniğidir ve kahramanın kafasından geçenler düzensiz bir şekilde, çağrışımlarla, zıplamalarla farklı yönlere gider. Burada, roman karakterinin anlattıklarının çoğunda geçmişle şimdiki zaman, gerçekle hayal, kendi iç hesaplaşmaları ön plandadır. Bu teknikte dilbilgisinde sapmalar, duygu ve düşüncelerdeki karmaşıklık dikkati çeker (Karabulut, 2012: 1378).

Bu tekniğin en önemli özelliği, iç konuşmalara yer vermesidir. İç monologlar, mantık süzgecinde değil de, gerçekte insan bilinci nasıl çalışıyorsa, parça parça ve dağınık çağrışımlar şeklinde verilir. Vefâ, Mihr’den ayrı kaldığında hâlini arz ederken gam ve kederin aynasından içini döker:

Dün ü gün hem-demümdür Àh u feryÀd / Dile derd ü àamuñdan isterem dÀd (4032)

Mihr, yazgısına sitem ederken yardan ayrı olmanın verdiği hüznü feleğe çatarak anlatır. Ayrılıkta gösterilmesi gereken sabır, can yakıcıdır:

Didi Mihr-i melek bu ùÀli‘i şÿm /Beni Àdem içinde úıldı meş‘ÿm Beni maórÿm úıldı òÀnumÀndan / Süre cÀnum ister cihÀndan

VefÀdan Mihri ãaldun iftirìúa / Nice ãabr ide cÀnum iótirÀúa(4954-57)

Mihr ü Vefâ mesnevisinde kahramanların özellikle birbirinden ayrı oldukları ve kavuşma isteği ile atıldıkları maceralarda bu tekniğin öne çıktığını görmekteyiz. Kahramanların karmaşık duygu ve düşünceleri bu bölümlerde oldukça belirgindir. Yine bu bölümlerde onların ruhsal durumlarını okuyucuya aksettiren anlatıcı, anlatıya yeni ve farklı bir boyut getirmenin hazzını duyar.

1.3.9.1. İç Monolog Tekniği

İç monolog (interior monologue) okuyucuyu, kahramanın iç dünyasıyla karşı karşıya getiren yöntemdir. Yöntemin uygulandığı bölümlerde anlatıcının varlığı ortadan

kalkar; muhtemel yorum ve açıklamalar okuyucuya bırakılır. Bu bölülerdeki cümlelerde konuşma dilinin havası hâkimdir. Bu yönüyle anlatıma doğallık kazandıran gerçekçi anlayışa araç olan bir tekniktir (Tekin, 2001: 264-265).

İç diyalogu şekillendiren cümleler, gramer kurallarına uygun olarak vücut bulur. Cümlelere genellikle konuşma havası hâkimdir. Cümleler, kişinin o anki psikolojisine göre, telaş ve heyecanına, sevinç ve kederine göre şekillenir ve öylece okuyucuya yansır” (Tekin, 2001: 259).

Vefâ, mirastan payına düşeni dostlarıyla har vurup harman savurduktan sonra pişman olur. Bu pişmanlığın yansıdığı cümleler, kendi doğal akışı içinde verilir:

Didi ben ne’yleyem ÀvÀre düşdüm / Umarken çÀre-i bì-çÀre düşdüm Ne yüz birle varam iòvÀnuma ben / Geçersem varayım biñ cÀn u serden

Baña lÀzım olan şimdi seferdür / Egerçi kim sefer ‘ayn-ı saúardur (1364-1366) Mihr, Düzd’ü affedip kendi yoluna gitmeye karar verdiğinde kaderine razı olmuş bir maşuktur artık. Hızır tarafından müjdelenen Vefâ’nın kendi nasibi ise gelip onu bulacağına kanaat getirir ve geri dönmez:

Naãìbümdür bulur beni VefÀ ŞÀh / Degül yoldan girü dönmek baña rÀh(4929) İç monolog tekniğinde dikkat çeken en önemli özellik, sade ve doğal bir anlatımın olmasıdır. Kahramanların vak’a içindeki durumlarına uygun bir beyan sözkonusudur. Akıcılığı ve samimi oluşu, okuyucuyu metne odaklar.

Anlatım teknikleri, anlatıcının metne estetik değer katmasını sağlayan araçlar olarak kabul edilebilir. Okuyucu merkezli bakış açıları dikkate alındığında anlatım çeşitliliği oluşturmak, edebî eserler için zaruri bir tavırdır. Zira farklı konumlamalarla metni ifade eden sanatçı, edebî anlatım için ciddi bir mesafe kat etmiş olur.

2. METİN KURULUŞU İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

Tenkitli metnin kurulmasında; Ahmet Ateş’in “Metin Tenkidi Hakkında” (1942: 253-267), İsmail Ünver’in “Çevrim Yazıda Yazım Birliği Üzerine Öneriler” (2008: 1- 46), M. Fatih Köksal’ın “Metin Tamiri” (Usul ve Esaslar, Uygulamalar ve Bazı Teklifler), ( 2008:169-190) ile “Metin Neşrinin Ana Esasları (2012:179-210) makaleleri, Ali Yıldırım’ın “Metin Tenkidi ile İlgili Hususlar ve Kami Divanı Örneği” (2007: 624-637), Turgut Koçoğlu’nun “Metin Neşrinde İmla Üzerine Görüşler ve Uygulamalara Dair” (2008: 488-498) ve Selami Ece’nin “Metin Tamiri” (2014: 89-109) makaleleri dikkate alınmıştır.

Mihr ü Vefâ mesnevisi, genel olarak Eski Anadolu Türkçesiyle kaleme alınmış bir eserdir. Metnin harekeli olması, terkip ve ünlülerin gösterilmesi meselesinde dikkat edilmesi gereken hususları bulunmaktadır. Bu özellikleriyle bazen okuma konusunda standart olanın dışına çıkılmıştır.

16. yüzyıla ait olan mesnevinin karşılaştırmalı metni oluşturulurken nüsha farklılıkları dikkate alınmış ve dipnotta gösterilmiştir.

İki nüsha arasında en dikkati çeken noktalardan biri başlıklandırmadır. Gotha nüshasındaki başlıklandırmanın nicelik olarak detaylı olması metinde tercih sebebidir. Farklılıklar dipnotlarla gösterilmiştir.

Ayet, hadis ve kelam-ı kibarlardan yapılan iktibaslar, transkripsiyon alfabesiyle verilmiş olup anlamları/mealleri ilgili dipnotlarda gösterilmiştir.

Mesnevide yer alan özel adlar günümüz Türkçesinin imlâsına uygun olarak değerlendirilmiş ve bu adlara gelen ekler ayrılmamıştır.

Mesnevinin tenkitli metni oluşturulurken Erzurum nüshası “E”, Almanya – Avusturya nüshası “A” olarak kodlanmıştır.

Tenkitli metinde Arapça ve Farsçaya ait ön ekler ayrı; son ekler bitişik yazılmıştır. Birleşik sıfat oluşturan ekler “-“ işaretiyle verilmştir: “dem-be-dem” gibi.

Metinde vezin gereği birleşen kelimeler (kontraksiyonlar), kesme (‘) işaretiyle gösterilmiştir: “ne ola >n’ola, ne ider >n’ider ki ola > k’ola” vb. Ancak önceden yazımı netleşen kelimlerin imlâsı ile ilgili bir değişiklik yapılmamıştır: “niçün” gibi.

Farsçadaki “vâv-ı ma’dule” ile yazılan “ò”li kelimeler uygun transkripsiyon işaretiyle gösterilmiştir: “òˇâb” gibi.

Tam ve sağlam bir metin kurmak üzere imlâ ve diğer hususlara azami derecede dikkat edilmeye çalışmıştır. Amaçlanan hedefe uygun uygulamalar, metin üzerinde gösterilmiştir.

Metin okumada genel olarak Anüshası dikkate alınmıştır. E nüshasındaki farklılıklar dipnotta gösterilmiştir. Ancak A nüshasındaki okumalarda vezin ve anlam ile ilgili sorunlar olduğunda E nüshası referans olarak kullanılmıştır.

Metinde ortalama her varakta başlıklar bulunduğundan sayfa numaraları başlıklar kısmında gösterilmiştir. Nüsha farklılıklarına ait dipnotlarda sayfa ve beyitler detaylandırılmıştır.

Benzer Belgeler