• Sonuç bulunamadı

2.1. Yeme Davranışı

2.2.2. Yeme bağımlılığına yol açan faktörler 1 Aşırı lezzetli besinler

2.2.3.4. Bilişsel kontrol

Bilişsel kontrol bölgeleri ödül ve duygusal sistemlerle etkileşim içindedir ve kararların verilmesinde, ödüllerin değerlendirilmesinde, besin tüketiminin başlaması veya inhibe edilmesinde rol oynamaktadır. Obez popülasyonlarda, lezzetli besinlerin tüketimi ödül ağlarının down-regule olmasına ve beslenme davranışının düzenlenmesinde eksikliklere yol açabilmektedir (6).

Obeziteye eğilimli ratların artmış bir sinaptik orta boy dikensi nörona sahip olduğunun ve AMPA reseptörlerinin NMDA (N-metil D-aspartik asit) reseptörlerine oranında bir artış olduğunun gözlemlendiği çalışmadaki ölçümler sonunda, ratların yüksek oranda lezzetli besin tükettiği görülmüştür. Önceki bir çalışmada, NAc’ daki orta boy dikensi nöronların obezite eğilimi olan ratlarda yükseldiği gözlenmiştir (5).

NAc, bilişsel kontrolde önemli olan medial prefrontal korteks (mPFC) gibi çoklu beyin bölgelerinden uyarı girdileri almaktadır. Yapılan bir çalışmada obezitede mPFC’nin bozulmuş fonksiyonu, beslenme davranışlarını değiştirmede zorlanma ile sonuçlanmıştır. Ayrıca bireyde özdenetimin azalmasının yanı sıra bireyin aşırı yemeye karşı kendini frenleyememesine yol açmıştır (5).

15 2.2.4. Yeme bağımlılığı tanısı

Kumar gibi davranışsal bağımlıklar DSM (Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) ile tanınırken, yeme bağımlılığının klinik bir bozukluk olduğu ile ilgili henüz bir görüş birliği yoktur (31) .

Yale Yeme Bağımlılığı Ölçeği (YFAS) 2009 yılında Gearthardt ve ark. (32) tarafından geliştirilmiş, 2012 yılında Bayraktar ve ark. (33) tarafından Türkçe geçerlik güvenirliği alınmıştır. YFAS 27 maddeden oluşan, son 12 ay içinde belirli besin türlerine (yüksek yağlı ve yüksek şekerli) karşı bağımlılık benzeri yeme davranışlarını ölçmekte kullanılan bir ölçektir. Ölçek, spesifik besinlere bağımlılık durumunu saptamak amacıyla DSM-IV’ teki madde bağımlılığı kriterlerinin yeme bağımlılığına adapte edilmesiyle oluşturulmuştur (34).

Yeme bağımlılığına uyarlanan DSM-IV madde bağımlılık kriterleri içerisinde yer alan maddeler şu şekildedir: 1. Planlandan uzun bir süre içerisinde maddenin fazlasıyla alınması. 2. Devam eden isteğe veya bırakmaya yönelik tekrar eden başarısız teşebbüsler. 3. Maddenin tedariği, kullanımı ve üstesinden gelmek için çok fazla zaman geçirme ve çaba içerisinde olma. 4. Yaşamdaki sosyal aktivitelerin bırakılması veya azaltılması. 5. Negatif sonuçlarının bilinmesine rağmen kullanıma devam etme. 6. Tolerans geliştirme (miktarında belirgin bir artış, etkisinde belirgin bir azalma) 7. Karakteristik yoksunluk belirtileri (belirtlileri azaltmak amacıyla madde kullanımı) 8. Kullanımın klinik olarak önemli düzeyde bozuklukla sonuçlanması (34)’ dır. DSM-IV ‘ün yukarıda belirtilen madde bağımlılığı tanıları ile uyumlu olarak son bir yılda üç veya daha fazla semptomu karşılayan ve kullanımının klinik olarak bozuklukla sonuçlanması kriterlerini sağlayan bireylere ‘yeme bağımlısı ’ tanısı konulmaktadır (31).

2013 yılında, DSM-IV revize edilerek madde kötüye kullanımı ve bağımlılık tanı kriterleri, madde kullanım bozuklukları (SUDs) olarak DSM-V’ te birleştirilmiştir. (35).

DSM-V kriterleri ve aşırı yeme arasındaki paralellikler ise şu şekildedir: 1. Aşerme; Bir maddeyi tüketmek için duyulan yoğun bir arzu olarak tanımlanan aşermeyi sıklıkla yaşamak SUDs ’un temel bir özelliğidir. Bir maddeyi aşermenin veya

16

maddeyi tüketmek için güçlü bir dürtüye sahip olmanın, yeme bağımlılığı durumu için önemli bir semptomu ifade edeceği belirtilmiştir. 2. Başlıca sorumlulukların yerine getirilmemesi. Örneğin azalmış mobilitenin bir sonucu olarak ortaya çıkan morbid obezitenin yeme davranışının doğrudan bir sonucu olup olmadığı şüphelidir. 3. Sosyal veya kişiler arası sorunlar. Yeme davranışı kapsamında sosyal ve kişilerarası problemler açıkça gözlenebilir. Örneğin obez bireylerin normal vücut ağırlığındaki bireylerle karşılaştırıldığında daha yüksek sosyal izolasyon seviyelerine sahip olduğu rapor edilmiştir. 4. Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda madde kullanımı: Fiziksel tehlikeli durumlarda tekrarlayan madde kullanımı semptomu genel olarak intoksikasyon etkisini belirtir. Örneğin alkol tükettikten sonra araba kullanmak tehlikelidir ama yemek yemek intoksikasyona yol açmaz. Fakat araba kullanıldığı esnada yemek yemek kaza riskini arttıracağından bu semptomun kabul edilebilir olduğu söylenebilir. Bireyin diyabeti olduğu halde çok fazla şeker tüketmeye devam etmesi veya bariatrik cerrahi sonrası yanlış besinlerin aşırı tüketilmesi örnek olabilir. Fakat bu semptomun yeme bağımlılığıyla muhtemelen daha az ilişkili olduğu belirtilmiştir (35). Gearhardt ve ark. (36), tarafından DSM-V SUDs kriterleri göz önünde bulundurularak 2016’da YFAS’ ın yeni versiyonu (YFAS 2. 0) geliştirilmiştir. Nörolojik görüntüleme teknikleri yeme bağımlılığını açıklamak için popüler bir yöntem olmuştur fakat yalnızca bir nörolojik görüntüleme çalışması DSM madde bağımlılığı kriterleri tarafından tanımlanan yeme bağımlılığı fenotipini araştırmıştır. Bu çalışma, madde bağımlılığı ile yeme bağımlılığı arasında nöral cevaplarda benzerlikler tanımlamıştır (31).

Obez bireyler ile madde kullanım bozukluğu olan bireylerin beyin mekanizmalarındaki benzerliklerin araştırıldığı bir çalışmada, aşırı yemenin ve madde kullanımının akut bir şekilde mezokortikolimbik dopamin sistemini uyardığı görülmüştür. Obez bireylerin ve kronik madde kullanan bireylerin dopamin sistemlerinin kronik uyarılmasından dolayı bir süre sonra D2 dopamin reseptörlerinin down regule olduğu ve kronik olarak beyinlerindeki D2 dopamin reseptör sayısının normale göre düşük seviyede olduğu bulunmuştur (37). Bununla birlikte dopaminerjik beyin devrelerinin sıklıkla madde bağımlılığı ile ilişkili olduğu ve obezitede aşırı yeme gibi anormal yeme davranışlarını da kapsadığı tespit edilmiştir (31).

17

BED’ i olan obez hastaların yer aldığı bir örneklemde YFAS’a göre hastaların %56. 8’ i yeme bağımlısı olarak sınıflandırılmıştır. Benzer şekilde obez bireylerin katıldığı bir başka çalışmada YFAS’ a göre, bireylerin %72.2’ si yeme bağımlısı tanısı almıştır (18). Beslenme tedavisi gören 50 hafif şişman ve obez adölesan üzerinde yapılan bir çalışmada, YFAS’ a göre 19 adölesan (%38) yeme bağımlısı tanısı almıştır. Tedavi görmeyen obez bireylerin, BED’ i olan veya bariatrik cerrahi hastası olan bireylerin olduğu gruplarda %40 ve üzeri yeme bağımlılığı prevalansı görülebilmektedir (38).

Gearhardt ve ark. (32)’ nın üniversite öğrencileri ile yaptığı çalışmada, YFAS’ a göre öğrencilerin %11.4’ ünde yeme bağımlılığı bulunmuştur. Aynı şekilde Kıcalı ve ark.(39) tarafından yapılan 1418 üniversite öğrencisinin katılımıyla gerçekleşitirilen çalışmada, YFAS’ a göre yeme bağımlılığı sıklığı %11.4 olarak tespit edilmiştir.