• Sonuç bulunamadı

3. BÖLÜM

3.1. Görsel Sanatlar Eğitimi

3.2.3. Bilişsel Gelişim Özellikleri

“Bilişsel gelişim, bilginin edinilip kullanılmasına yardım eden tüm süreçleri içerir” (Aral ve Başk, 2001, s.87).

“Bireyin çevresindeki dünyayı anlama ve öğrenmesini sağlayan, aktif zihinsel faaliyetlerdeki gelişime bilişsel gelişim denir” (Senemoğlu, 2002, s. 39).

Bilişsel gelişim, çevre ile etkileşimi sağlayan, dünyayı anlamaya yarayan, bilginin edinilip, kullanılmasına yardım eden, tüm süreçleri içine alan bir gelişim alanıdır. Bilişsel gelişimin esas ögesi olan bilgi kazanma yöntemiyle zihinsel etkinlikler arasında yakın bir ilişki vardır. Bilgi kazanma yöntemi de, bilgilerin elde edilmesi, saklanması, yorumlanarak yeniden düzenlenmesi, değerlendirilmesi ve kullanılması süreçlerini kapsar (Aral ve Başk, 2001, s. 87).

Ana-babalar, eğitimciler ve çocuğun çevresindeki diğer kişiler ve olaylar çocuğun bilişsel gelişimi üzerinde son derece etkilidirler. Biraz dikkat ve ilgi ile çocuğun olaylara bakış açısı ve yorumları değiştirilebilir, zihinsel faaliyetlerini ilerdeki yaşamını etkileyecek kadar değiştirebilir.

“Bu dönemde okul dünyası çocuk için çok öneml2idir. Çünkü bu yıllarda okula, öğrenmeye ve çalışmaya karşı edineceği tavır, çocuğun gelecekteki tutumunu belirleyecektir” (Dodson, 1998, s. 360).

Altı-on iki yaşları arasında ilköğretim döneminde olan çocuk Piaget’in bilişsel gelişim dönemlerinden “somut işlemler dönemi”ndedir.

“Somut işlemler dönemi; zihinsel işlem yapma yeteneğinin henüz gelişmediği işlem öncesi dönem ile mantık işletme yoluyla muhakeme yapabilen soyut düşünce arasında bir geçiş dönemi olarak kabul edilmektedir” (Erden ve Arman, 1997, s. 58).

Somut işlemler döneminde, 7–11 yaşları arasında çocukta mantıksal düşünme ve sayı, zaman, uzay, ağırlık, boyut, hacim kavramları iyice yerleşmeye başlar. Ancak soyut düşünme yeteneği henüz tam gelişmemiştir. Özgürlük, ulus, onur, ölüm gibi kavramlar daha çok anlamadan okulda ezberlediği şekliyle zihinde yer eder. Bu yaş çocukları deyimleri anlamakta güçlük çeker, benzetmeleri somut anlamlar ile kavrarlar. Örneğin ‘büyük adam’ sözünü iri ve uzun böyle adam olarak anlarlar. 11 yaşından sonra ise soyut kavramların yerleşmesi ve kavranması gerçekleşir (Göknar, 2004, s. 39).

Somut işlemler döneminde önemli üç evre vardır. Bu evreler;

a-“Madde” kavramının korunması ilkesi: Bu ilkeye ulaşmış olan çocuğun dikkatini biçimsel ayrılıklar dağıtmamaktadır. Somut işlemler dönemindeki çocuk, aynı miktarda hamurdan yapılan, biri sosis, diğeri yuvarlak şeklindeki iki topun “madde” miktarının değişmediğini bilmektedir. Çünkü çocuğun zihninde maddenin korunması fikri yerleşmiş durumdadır.

b-“Ağırlık” kavramının korunması ilkesi: Çocuk biçim değiştirmenin ağırlığı etkilemeyeceğini düşünebilecek gelişim evresine ulaşmışsa, aynı miktarda hamurdan yapılan biri sosis, diğeri yuvarlak şeklindeki iki topun tartıldığında eşit ağırlıkta geleceğini düşünebilmektedir.

c-“Hacim” kavramının korunması ilkesi: Hacim alanındaki “korunma” ilkesi çocuklarda 11–12 yaşlarına kadar gelişmemekte ve bu2 dönemden önce yanılmalar görülmektedir (Binbaşıoğlu,1992, s. 93,94).

Somut işlemler döneminde çocuk, somut bilgileri düzenli ve mantıklı olarak işleyebilmekte; somut durumların birçok yönünü görebilmekte; gördüğü nesne ve olaylara ilişkin akıl yürütebilmektedir. Fakat çocuğun göremediği nesne ve olaylar üzerinde kavram geliştirmesi zordur (Başaran, 2000, s. 84).

İlköğretim yıllarındaki çocuklar, bilişsel yeterlilik bakımından çok hızlı değişme göstermektedirler. İlköğretim dönemindeki çocukların düşünmesi, okul öncesi çocukların düşünmesinden çok farklıdır. Artık tersine çevirebilme kavramını kazandıklarından korunum ilkesi ile ilgili bir sorunları yoktur. Nesnelerin fiziksel yapılarında ya da mekândaki konumlarında değişmelerle, miktar, hacim, sayı vb. özelliklerinde değişme meydana gelmeyeceğini anlayabilmektedirler. Kısa ve kalın bardaktaki süt ile ince ve uzun bardaktaki sütün aynı miktarda olduğunu görebilmekte, parçalanmış çikolatalarla kalıp halinde olanın aynı miktarda olduğunu söyleyebilmektedir. Algılanan görüntüye göre değil, gerçeği anlayarak tepkide bulu2nmaktadır (Senemoğlu, 2002, s. 54).

Somut işlemler döneminde olan çocuklar, yeni bir dizi kural geliştirirler.”gruplandırma” adı verilen bu işlemin özel mantıksal niteliği bulunmaktadır. Okul çağındaki bir çocuğun düşünüşünün başlıca özelliği de bu “gruplama” yeteneğine sahip oluşudur. Bundan “sınıflama, sıralama, değişmezlik, sayı ve mekân” kavramları oluşmaktadır. Sınıflama sıralama gibi gruplamalarla, aynı zamanda çocukta organize etme ve bir sistem kurma yeteneği gelişmektedir (Yavuzer, 1992, s. 116).

Ayrıca bu dönemdeki bir çocuk belirli nesneler arasındaki değişmeyen ilişkileri, nesneleri görmeden mantık yürütme yoluyla kavrayabilmektedir. Örneğin, “Ali, Elif’ten uzun, Elif’te Zeynep’ten uzun ise, Ali’nin Zeynep’ten daha uzun olması gerektiği” gözleriyle görmeden de bilemektedirler. İlkokulun 3.sınıfının sonlarına doğru, çocuklar toplama ve çıkarmanın bir arada kullanıldığı, basit aritmetik işlemleri zihinsel olarak

yapabilmektedirler. Çocuklar bu dönemde sıralama, sınıflandırma ve karşılaştırma işlemleri için şemalar geliştirebilmektedirler.

Somut işlemler döneminde çocuklar, bazı problemleri zihinsel olarak çözebilecek düzeydedirler. Ancak, bu dönemde problemin çözülmesi, somut nesnelerle bağlantılı olmasına bağlıdır. Çocuklar somut işlemler döneminde problemlere, değişik yollardan giderek çözümlemeler bulmakta güçlük çekmektedirler. Çocukta soyut düşünce tam olarak gelişmediği için, tümüyle kuramsal olarak verilen bir problem karşısında, çocuk başarısızlığa uğramaktadır (Erden, Akman, 1997, s. 58).

Somut işlemler döneminde çocuk, düzenlemeyi semboller aracılığı ile zihinde yapabilir. Soyut işlemler döneminde ise çocuk semboller düzeyinden bir aşama öteye gidecek seviyeye ulaşır. Bu düzeye ulaşan çocuk, belirli bir sorunu çözebilmek için değişik hipotezler geliştirir ve her hipotezi birer birer dener. Çocuğun düşüncesine ve sorunlara yaklaşmasına bir düzenlilik, biçimsel yapı, akıl yürütme süreci gelmiştir. Somut işlemler döneminde çocuk var olan nesneleri gösteren sembollerle düşünürken, soyut işlemler döneminde çocuk olası seçenekler üzerinde düşünebilmektedir (Cüceloğlu, 1992, s. 352).

Benzer Belgeler