• Sonuç bulunamadı

2.1.1. Beden İmgesine İlişkin Çağdaş Yaklaşımlar

2.1.1.3. Bilişsel-Davranışsal Yaklaşımlar

Beden imgesi konusunda en son yapılan güncel araştırmalar, doğrudan ya da dolaylı olarak psikoloji alanındaki bilişsel ya da davranışsal modellerden yola çıkılarak

yapılmaktadır. Bilişsel-davranışsal yaklaşım; yalnızca bir kuramı yansıtmayıp, aynı zamanda duygu ve davranışların bilişsel arabulucusu ve sosyal öğrenme sürecini vurgulayan, deneysel kanıtlar ve kalıcı fikir geleneğinden yararlanan bütünleştirilmiş bir görüştür (Cash, 2004).

Bilişsel-davranışsal modelde öncelikle, beden imgesinin gelişimini biçimlendiren eş zamanlı ya da yakınsal etmenlerden, tarihsel etmenleri ayırmak gereklidir. Yakınsal etmenler; özdenetim, beden imgesi duyguları, içsel diyalogları gibi beden imgesi deneyimlerini tetikleyen ve etkileyen bugünkü yaşam olaylarıyla ilgilidir. Tarihsel etmenler; insanların bedenlerine ilişkin duygu, düşünce ve eylemlerinin ortaya çıkışında etkili olan deneyim, özellik ve geçmişteki olayları ifade etmektedir. Bu etmenler arasında en belirgin olanları kültürel sosyalleşme, kişilerarası deneyimler, fiziksel özellikler ve kişilik özellikleridir. Tarihsel etmenler çeşitli sosyal öğrenmeler yoluyla belli başlı beden imgesi tutum ve şemasına yavaş yavaş işlerler. Bu etmenler, çocukluk ve ergenlik boyunca bireyin beden odaklı deneyimleri ve fiziksel görünüşün anlamı hakkında sosyalleşme ile ilgilidir. Ancak, insan sosyalleşmede pasif bir alıcı değildir. Biçimlendirici beden imgesi deneyimleri, bireyin fiziksel, sosyal, duygusal ve bilişsel gelişim alanlarında görülür ve insan çevre etkileşimi yoluyla yayılır (Cash, 2004).

Çocuklar günlük yaşamda karşılaştıkları çeşitli durumları anlamak ve yönetmek için bilişsel, dil, sosyal ve fiziksel beceri ve yeterliliklerini test etmek, değerlendirmek ve geliştirmek zorundadırlar. Çocukların ilk yeterlilik deneyimleri aile merkezlidir. Ancak, çocuk büyüdükçe sosyal çevre hızla genişler ve onların kendi yeterliliklerini tanımalarında akran etkisi giderek artar. Akranlar arasında sosyal öğrenme çok yaygındır. Akran ilişkilerinde saygınlık ve popülerlik çok önemlidir. Sosyal modeller yoluyla öğrenme, insanların bilgi ve becerilerini artırmada oldukça etkili bir yoldur (Bandura, 1994). İnsanlar çoğunlukla hem rastlantısal hem de kasıtlı olarak diğerlerinin gerçek davranışlarını gözleyerek öğrenirler ve onlardan sonuç çıkarırlar. İnsanların değerleri, düşünme tarzları, davranış kalıpları, sosyokültürel fırsatlar ve baskılar hakkında çok sayıda bilgi, medya araçları yoluyla sembolik olarak görüntülenen davranış modellerinden kazanılmaktadır (Bandura, 1999).

Kültürel mesajlar yoluyla; dış görünüş hakkında beklenti ve standartlar, toplum tarafından değer verilen ve verilmeyen fiziksel özellikler ve bu özelliklerin eksikliği ya da sahip olmanın ne anlama geldiği iletilir. Medya bu değerlerin yaratılmasında ve iletilmesinde oldukça etkili bir yoldur. Kültürel mesajlar yalnızca çekicilik ve iticilik hakkında örnek görüşler olmayıp, aynı zamanda cinsiyete dayalı beklentileri de ifade eder. Bireyin bedenini anlamaya yönelik sosyal uyumu, kültür ve medyaya dayalı mesajlardan çok daha fazlasını gerektirir. Aile üyeleri, arkadaşlar, akranlar hatta yabancılarla etkileşim kurularak beklentiler, görüşler, sözel ve sözel olmayan iletişim yolları aktarılır. Ailenin model olması, yorumları, fiziksel görünüşe yönelik eleştirileri çocuğun kendine ilişkin bir standart oluşturması bakımından değerlidir. Ayrıca kardeşler çocuğun görünüşünü değerlendirebilmesi için toplumsal bir karşılaştırma standardı sağlayabilir (Cash, 2004). Yaklaşık yedi yaştan itibaren çocukların kendilerini değerlendirmeleri bakımından sosyal karşılaştırma büyük önem taşımaktadır (Dittmar, Halliwell ve Ive, 2006)

Bir çocuğun beden imgesinin gelişimini; beden imgesi modelleri, beden hakkında sözel mesajlar, beden imgesi ile ilişkili yaş, beden kitle indeksi, sağlık durumu gibi fizyolojik faktörler, beden güveni ile ilgili alanlarda yeterlilik deneyimleri etkilemektedir (Hendy, Gustitus ve Leitzel-Schwalm, 2001). Çocuklar sosyal çevrelerinden çok sayıda belirgin özelliği gözlemleyerek öğrenirler. Onlar muhtemel olarak sosyal çevrelerinde diğer insanlar tarafından değerlendirilen ve aynı zamanda kendileri ve diğer çocuklar için örnekler içeren sözel etiketler, beden tipi, ölçüleri, boy ve kiloya ilişkin anlayışı gözlerler. Özellikle de rol modelleri tarafından değer verilen nitelikler daha etkileyici olacaktır. Bunun gibi tekrarlanan sözel etkileşimler yoluyla çocuklar beden tipine ilişkin kavramları ve bu tiplendirme içinde kendilerinin hangi kategori içinde yer aldığını öğreneceklerdir (Kassow, 2002).

İnsanlar fiziksel çekiciliğin ödül için öncülük ettiğini öğrenirler. Bu durum popüler kültür ve medyada çok daha belirgindir. Film yıldızı ya da televizyonda çekici olmayan örnek bir kadın bulmak çok zordur. Son zamanlarda gerçek yaşamdan kaydedilen eğlence programlarında, çekici olmayan kadınların büyüleyici prenslerini kazanmak için çok radikal bir biçim değiştirme durumuna katlanmak zorunda oldukları teması vurgulanmaktadır. Ayrıca, çocuklar ve ergenler başarı için fiziksel çekiciliğin zorunlu olduğu düşüncesine sahiptirler. Bu amaca ulaşmak için, cerrahi yöntem ve

kozmetik ürünlere yönelik reklâm bombardımanına maruz kalmaktadırlar. Bununla birlikte bireyin sosyokültürel çevresi sayısız öğrenme fırsatı sunabilmektedir. “Dış görünüş toplum tarafından değer verilen bir özelliktir” görüşü farklı durumlarda onaylanarak, dolaylı bir öğrenme gerçekleşir. Beden imgesinin gelişiminde sosyal öğrenme ve erken yaşam deneyimleri çok önemlidir. Bunlar; ailenin model olma rolü, aile ve akranlarla etkileşim, medya etkileri ve zorbalık, alay gibi itici deneyimleri içerir (Neziroğlu, Khemlani-Patel, Veale, 2008).