• Sonuç bulunamadı

1.3. Bilgi Toplumu Organizasyonlarında İnsan Kaynakları, Yönetim ve Liderlik Yaklaşımları

1.3.3. Bilgi Toplumu Organizasyonlarında Liderlik

Bilgi Toplumu organizasyonlarında lider olmak; yenilenen iş yaşamına hakim olmak ve becerileri yüksek insan kaynaklarına ilham yaratarak onları büyük bir heyecanla yönlendirebilmekle eş değerdir. Buna göre bilgi toplumunda liderlik, üstesinden kolayca gelinebilecek bir faaliyetmiş gibi görünse de oldukça üstün yetkinliklere sahip olmayı gerektirmektedir. Çünkü, Bilgi Toplumu ile birlikte ömrü oldukça kısalan bilginin, yoğun olarak her alanda kullanılması nedeniyle gerek çalışma koşulları ve gerekse rekabet üstünlüğü sağlayacak olan insan kaynakları, nitelikleri açısından köklü değişimler yaşamıştır. İşte bütün bu değişimleri, organizasyonun sürekli dönüşen çevresini de dikkate alarak, örgütsel başarı ekseninde değerlendirecek olan liderlerdir.

Özellikle insan kaynakları alanında meydana gelen ve bu haliyle de üretim faktörlerinde köklü dönüşümler yaratan atılımların başarıya yönlendirilebilmesi, klasik anlamda sergilenebilecek liderlik becerilerinden çok daha fazlasına hakim olmayı gerektirmektedir. Bilgi Toplumu beraberinde yaşanan büyük değişimleri göğüsleyebilmek için başlı başına geleneksel olarak isimlendirilebilecek liderlerden yararlanmak yeterli olmayacaktır. O halde post-modern dönemin gereklerine uygun hareket edebilecek ve izleyenleri bu konuda heveslendirecek olan liderlerin yeni bir kültürel durumun hazırlayıcısı olmaları da gereklidir. Hızla değişmekte olan bir ortamda yaşamını sürdüren ve gelişen kültürler, çok sayıda lider yaratmaya ve onları geliştirmeye çalışır ve liderlik rollerini çok sayıda oyuncuya dağıtırlar. Görevleri ne olursa olsun insanlar, yaptıkları işi yalnızca bugünün gereksinimleri çerçevesinde değil; yarın nasıl yapılması gerektiğini düşünerek yerine getirmelidirler. Kendi

92 BAYRAKTAROĞLU s., “Bilgi Toplumunda İnsan Kaynakları Yönetiminin Değişen Yüzü”

bölümleri veya organizasyonları için berrak bir vizyon oluşturmak, o vizyonu yaşama geçirecek doğru oyuncuları bulmak için çevrelerindeki insanları yetkilendirmek liderlerin geleceğe dönük işlevlerindendir. Özellikle Bilgi Toplumu organizasyonlarında, hemen her inanışa sahip ve farklı kültürlerden oldukça fazla sayıda çalışanın faaliyet gösterdiği düşünüldüğünde; liderlere düşen en önemli ödev, bu çalışanların bireysel vizyonları ile ilişki kurabilecekleri bütünleşik bir vizyon oluşturabilmektir. Bu durumda, organizasyon içinde bir çok insanın uyum içerisinde liderlik rolü üstlenebileceği de düşünülebilir.93

Burada hemen Max WEBER’in, organizasyonları kendi içlerinde otorite ilişkileri bakımından nitelediği yetke kuramına değinmekte yarar vardır. Weber otorite tiplerini; geleneksel, karizmatik ve yasal-rasyonel olarak sınıflamıştır. Buna göre, toplumsal gelişme paralelinde, otorite türü de gelenekselden rasyonele doğru bir akış gösterecektir. Weber’in organizasyonlar için ortaya koyduğu otorite tipleri aslında liderlik kavramının evrimini de ortaya koymaktadır. Geleneksel otorite veya lider tipi, kendinde daima var olduğuna inanılan otoritenin meşru olduğu inancına dayanır. Böyle bir sistemde liderin sahip olduğu otorite, devraldığı statüsünden kaynaklanır. Liderlik doğuştan kazanılmış olan bir hak olarak görülür ve lideri sınırlayan tek şey geleneklerdir. Karizmatik otorite veya lider, kendine has yetenekler veya özellikleri olduğuna inanılan bir modeli temsil etmektedir. Karizmatik liderler genellikle kriz zamanlarında ortaya çıkar ve dağınık haldeki toplumsal gücü bir araya toplayarak, onlara yeniden bir yön verir. Weber’in ortaya koyduğu üçüncü kategori, post-modern organizasyonlarda bulunduğu varsayılan yasal-rasyonel otorite sistemidir. Bahsedilen sistem yasaldır. Çünkü, otorite belirli kurallar ve prosedürler çerçevesinde icra edilir. Sistem yasaldır. Çünkü, kullanılan araçlar belirli bir hedefi gerçekleştirmek doğrultusunda tasarlanmıştır. Zaten Weber, bürokrasi olarak nitelendirdiği yasal-rasyonel otoriteyi; bilgi yoluyla hakimiyet kurmak olarak tanımlamıştır. İşte Bilgi Toplumu’ndaki liderlik tipi, Weber’in ortaya koyduğu yasal-rasyonel otorite tipinde saklıdır. Tehditkar ve saldırgan olmayan, sakin, içeriksiz sloganlar atmayan, geleceğe ilişkin net bir vizyonu olan, toplumla birlikte bu vizyonu paylaşan, toplumla sürekli iletişim ve etkileşim halinde bulunan, katılım sağlayan, yönetenden daha çok yönlendiren bir liderlik anlayışı olarak kendini gösterir. Bu tür liderler; gelişmiş bir toplum tarafından konulmuş, sorgulanmış kurallara saygılıdır. Bunun

93 KOTTER J., (Çev:G.GÜNAY), “21. Yüzyılda Liderlik”, Executive Excellence, Yıl. 3, Sayı.27, Haziran 1999,

anlamı, liderlerin yeni kurallar getiremeyeceği değildir. Sadece gerekmedikçe ve liderliğin kendisi yeni bir hukuk oluşturmak anlamına gelmediği sürece hukuka uymaktır.94

Liderlik konusunda, üzerinde geçmişten bugüne hemfikir olunan bir takım kurallar vardır. Bunlardan birincisi, liderliğin tanımında da kendini bulan lider ile onu izleyenler arasında bir ilişkinin varolduğudur. İkinci kural ise; etkin liderler, liderliğin dinamiklerini bilirler ve bilinçli olarak bu dinamikleri yönlendirirler. Lider, temel olarak bir çok gücün merkezindedir ve bu güçlerin her birinin kendine özgü nitelikleri vardır. Bu güçler, liderin hedeflere yönelmek için uygun davranışta bulunmasını gerekli kılar. Bütün güç sahaları, lider tarafından ortaklaşa yönetilmelidir, çünkü bunlar liderde birleşmektedir. Liderin bu güçlere davranış biçimi, karşı hareket sistemini oluşturur. 95 Bilgi Toplumu liderleri, klasik liderlerden farklı olarak, liderlik sürecini oluşturan bütün güç sahalarını çok iyi tanıyarak oluşturduğu vizyon çerçevesinde bu güç sahalarını tek bir yapı haline getirirler. Bu anlamda liderin, başlı başına kendi izleyenlerini etkilemeye, yönlendirmeye çalıştığı söylenemez. Bilgi Toplumu lideri, entelektüel karakteri vasıtasıyla ilişki içerisinde bulunduğu hemen bütün güç sahalarını etkilemeyi ve onlarla birlikte çalışabilmeyi başarabilir ve daha da ötesinde kültürleri, statüleri, bilgi ve bağlanma düzeyleri farklı bireyleri birlikte ve gönüllü olarak faaliyet yürütmeye sevk edebilir. Çünkü, globalleşmenin artan etkileri nedeniyle bugünün liderleri, dünyanın hemen her yerinden, her toplumsal tabakadan ve kültürden insanla bir arada çalışmak durumundadır. Bugüne değin liderler, kendi bireysel değer ve anlayışları çerçevesinde, organizasyonlara veya kişilere yön vermeye çalışmışlardır. Globalleşmenin yanında bilginin yoğun olarak kullanılmasının ve bilgi temelli teknolojilerin alabildiğine gelişmesinin ortaya çıkardığı sonuçlara bağlı olarak, dünyanın her yerinde serbest dolaşım hakkına erişen organizasyonlar ile çalışanların, kişiye (lidere) endeksli anlayışlar ile harekete geçirilmesi mümkün görünmemektedir. Bilgi Toplumu liderleri, toplumun tamamını kucaklayan vizyonlar geliştirmek ve insanları bu vizyonlar temelinde bir araya getirmekle başarıya odaklanabilirler. Aksi halde, dağınık olarak duracak güç sahalarının organizasyonel veya sosyal anlamda hiç kimseye katkı sağlayamayacağı açıktır. O halde Bilgi Toplumu liderlerinin, farklı sosyal kökenlere ve inanışlara sahip bireylerin, çalışanların bulunduğu bir alanda, her bireyin kendine ait değerlerini yaşamasına ve bunları geliştirerek sürdürülebilir kılmasına yetecek hoşgörüye de sahip olması ve hatta bu konuda bireyleri teşvik etmesi gereklidir.

94 BÜYÜKÇOLAK M.K., “Bilgi Çağında Liderlik”, 21. Yüzyılda Liderlik Sempozyumu, DHO., Tuzla, 1997,

s.324

95 HESSELBEIN F., GOLDSMITH M., BECKHARD R.,(Ed.), (Çev:H.TOK), Geleceğin Lideri, Form

Bilgi Toplumu lideri, kuralların merkezine bir değerler bütünü oturtan veya bir kültür üreten kimse olacaktır. Böyle bir kültürü, hemen her alanda üretebilen bir kimse, -en azından- şimdilik Bilgi Toplumu’nda, heyecan verici ve sürükleyici bir mücadele yürütecektir. Bu anlamda sonuç elde edebilecek kişiler de sadece vizyon, cesaret ve sürekli öğrenme için istek sahibi olacak lider olacaktır. Öğrenime tutkun kişiler ve organizasyonlar, büyük bir etkinlik gücü kazanacaklardır.96 Bilgi Toplumu liderlerinin etkinlik güçlerini ortaya koyan bir takım nitelikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:97

1. Bütünsel Olarak Destekleyici

Öncelikle söylenmesi gereken, bugünün liderlerinin bütünüyle organizasyonlarını desteklemeleri gerektiğidir. Bu durum bazen, geniş kapsamlı kurumsal, hedef, eğilim ve iklimlere veya buna benzer olarak anlamı ve tutarlı iletişim ve etkileşimler kapalı olarak onay vermek şeklinde gerçekleşebilir. Kötü yöneticiler, örgütün kendilerini desteklemesini bekledikleri halde; liderler sorumluluk sahibi çalışanların çok daha verimli ve etkin faaliyet yürütmelerini sağlamak adına organizasyonu bütünsel olarak desteklemektedirler.

2. Bireysel Yeteneklerin Gelişimine Olanak Sağlamak

Nitelikli liderler, bireysel nitelik ve yeteneklerin rahatça geliştirilebileceği bir örgüt çevresi oluştururlar. Bu durum, gizli kalmış birçok insanın yetenekleri paralelinde açığa çıkartılmasıdır. Bilgi Toplumu liderleri, liderlik statüsünü bir saltanat olarak görmemekle birlikte kendilerinden sonra faaliyetleri yürütecek liderlerin yetişmesine olanak tanıyan kişilerdir. Şunu da eklemek gerekir ki; liderler sadece izleyenlerin başarılı olabildiği durumlarda başarıya ulaşabileceklerdir.

3. Süreklilik İnancı Aşılama

Bugünün liderleri, özellikle sonu gelmeyecek bir miras yaratmaya çalışmalıdırlar. Bu durum izleyenlerin, liderin gücünün hiçbir zaman bitmeyeceğine inanmalarını ve her ne şart altında olursa olsun lideri desteklemelerini sağlayacaktır. Böyle bir kültürün aşılanması, profesyonel anlamda gelişimin desteklenmesi, standartların oluşturulması, karşılıklı destek ve iletişimin sağlanması ile gerçekleştirilebilir.

96 a.g.e., s., 201

4. Alçak Gönüllü Olmak

Bugün çoğu kişinin öykündüğü liderlerin bir diğer niteliği de alçak gönüllü olmalarıdır. Geçmişten bugüne yanlış olan bir inanç vardır ki; o da liderlerin organizasyondaki en akıllı ve bilgili kişi olduğudur. Eğer bir lider bu duruma inanıyorsa bu çok büyük ve korkunç bir gurur olarak isimlendirilmelidir. Bugünün iş dünyasında hemen herkes, -eğer gerçekten saçma ise- bu oldukça saçma bir fikir diyebileceği bir liderle çalışmak istemektedir. Gerçek liderler, sahip oldukları sınırların anlaşılmasının liderliğin temeli olduğunu bilirler. Bu anlamda bugünün liderlerinin bütünsel bir açıklıkla herkese karşı olabildiğince hoşgörülü davranması ve alçakgönüllü olması gereklidir.

5. Yetkilendirmeye İnanma ve Kullanma

Üstün nitelikli liderler, organizasyonel problemlerin çözümünde izleyenlere de geniş olanak tanıyan kişilerdir. Bugünün çalışanları, daha çok bir takım içerisinde faaliyet göstermekle birlikte, takım çalışmasının ruhuna uygun olarak iş kurallarının, standartlarının, süreçlerinin ve faaliyetlerinin belirlenmesinde aktif olarak rol almak istemektedirler. Bu durumda liderler, çalışanları sırf yapan olarak görmekten uzaklaşıp, onların yapmanın yanında düşünebilen varlıklar olduklarını da kabul etmelidirler. Gerçek liderler, kendi sorumluluk alanlarındaki gerekliliklere duyarlılık gösteren kişilerdir.

Diğer taraftan bugünün liderlerinin oldukça esnek ve demokratik bir anlayışa sahip oldukları söylenebilirse de aynı zamanda bu liderlerin prensiplere dayalı bir liderlik modeli oluşturmak durumunda olduklarını da eklemek gereklidir. Bir kimse veya organizasyon prensiplere bağlı ise, o kişi veya organizasyon diğer insanlara ve organizasyonlara bir model olacaktır. Bu tür bir model, karakter, yetenek ve uygulama insanlar arasında güven yaratır ve insanlar bu güvenden etkilenerek kendilerini ona göre tanımlarlar. Bu durumda model olma, karakter ve yeterlilik ile birleşir. Buradan hareketle bir model olarak insanların ve organizasyonların önünde yürüyen bugünün liderlerinin sahip olması gereken 3 temel nitelik aşağıda sıralanmıştır.98

98 HESSELBEIN F., GOLDSMITH M., BECKHARD R.,(Ed.), (Çev:H.TOK), Geleceğin Lideri, Form

1. Yol Bulucu

Bilgi Toplumu organizasyonlarında faaliyet gösteren liderler, zorlayıcı bir misyon ve vizyona sahip olmakla yol bulucu bir niteliğe kavuşmuşlardır. Yol buluculuk; geleceğe ilişkin bir faaliyettir ve bireylerin istek ve beklentileri ile ilgili üstün bir amaçla dolu bir kültürü ifade eder. Bu durumda yol buluculuk; liderin değerler sistemini ve vizyonunu, stratejik bir plan yoluyla bireylerin istek ve beklentileri ile sıkıca bağlar.

2. Birleştirici

Liderlerin ikinci görevi; birlik sağlamaktır. Bu görev, organizasyonun yapısının, sistemlerinin ve faaliyetlerinin doğurduğu misyon ve vizyonun, bireylerin beklenti ve gereksinimlerine cevap verebilmesidir. Birleştiricilik prensibinin en büyük etkisi, çalışanların organizasyonel misyon, vizyon ve strateji ile bütünleştiğinde görülür. Bireyler, gereksinimlerini iyi kavramışlarsa, vizyon gereği güçlü bir uygulama örneği veriyorlarsa, gereksinimlerini karşılayabilecek yapı ve sistemleri oluşturabiliyorlar ve bu oluşumları sürekli geliştirebiliyorlarsa, organizasyonel anlamda birlik sağlanmış demektir.

3. Güç Verici

Bugünün liderlerinin üçüncü görevi, güç vermedir. İnsanların inanılmaz yetenekleri, zekaları, marifetleri ve yaratıcılıkları vardır; bunların çoğu da uykudadır. Lider, organizasyonel misyonu çalışanların işbirliği ve yetenekleri ile birleştirdiğinde, gerçek bir uyum sağlamış olmaktadır. Bireylerin amaç ve misyonları, organizasyonun amaç ve misyonu ile uyumlu hale getirilmelidir. Bu amaçlar üst üste bindiğinde oldukça parlak bir sinerji elde edilmiş olur. Bu durum, çalışanların gönüllü olarak bütünüyle yeteneklerini ortaya dökmelerini ve müşteri isteklerini karşılamak adına gerekli olanları yapmalarıma neden olur.

Liderler açısından en zor koşulların Bilgi Toplumu çerçevesinde ortaya çıktığı söylenebilir. Bilginin yoğun olarak iletilmesi ve paylaşılması sonucunda hemen bütün bireylerde, entelektüel anlamda düzey sıçramalarının gerçekleştiği; bu nedenle bireyleri harekete geçirip peşinden sürükleyecek, onları gönüllü çalışma ve adanmışlık konularında heveslendirecek liderlerin, klasik söylem ve eylemlerden uzak durması gerektiği açıktır. Buradan hareketle, Bilgi Toplumu’nda liderlerin en büyük sorunlarının, vizyon oluşturma ve bu vizyonun geniş kitlelerce kabul görmesi noktasında ortaya çıktığı söylenebilir. Çünkü, bu dönemde globalleşmenin de etkisiyle, kurum veya kuruluşların sınırlarını aşan sorunlar, belirsizlikler ve

açmazlar gelişmiştir. Sorunların büyümesi ve karmaşıklığın artarak kendini hemen her alanda hissettirmesi, ortaya kesin kural ve çizgilere bağlanmış bir vizyon konulmasını engellemektedir. Diğer taraftan, Bilgi Toplumu düzeyinde hemen her şeyin alternatifinin oldukça fazla olması da yine aynı şekilde, vizyon geliştirme ve benimsetme konularında liderlerin önüne çıkan engellerdendir.

1.4. Bilgi Toplumu Paralelinde Geliştirilen Postmodern Organizasyon Modelleri

Outline

Benzer Belgeler