• Sonuç bulunamadı

2. BİLGİ KAVRAMI VE BİLGİNİN GELİŞİMİ

2.3. Bilgi Teknolojileri

Bilgi teknolojilerinin tanımlanmasında kullanılacak kavram ve kelimeler, bugün hayatımızın vazgeçilmez unsurları arasındadır. Bilgi teknolojilerinin anlam ve önemini açıklarken tarihsel süreçlere de bakmak gereklidir.

2.3.1. Bilgi Teknolojilerinin Tanımı ve Önemi

Ses, yazı, video, fotoğraf vb. bilgilerin toplanmasında, işlenmesinde, depolanmasında, ağlar aracılığıyla bir yerden bir yere iletilmesinde ve kullanıcıların hizmetine sunulmasında yararlanılan; iletişim ve bilgisayar teknolojilerini de kapsayan bütün teknolojilere bilgi teknolojisi olarak adlandırılmaktadır. Bilgi teknolojisinin üç ana unsuru, minyatürizasyon, kapasiteyi yükseltme ve maliyeti düşürmektir (Şeker, 2005: 378).

İletişim teknolojisi, mesajların bir yerden bir yere daha önce bilinen tekniklerden kat kat daha hızlı iletilmesine olanak sağlamakta; bilgisayar teknolojisi ise hesaplama ve bilgi işleyebilme yeteneğimizi milyonlarca kere artırmaktadır (Tonta, 1999: 365-366). Bilgi teknolojilerinin temeli ses, resim, video ve benzeri bilgi kaynaklarının sayısallaştırılmasıdır. Yıllarca öncesinde bilgiyi üretmek, bilgiyi elde etmek, bilgiyi

geliştirmek çok zor olsa da günümüzde bilgiye ulaşmak farklı ağlar sayesinde çok kısa bir sürede gerçekleştirilebilmektedir.

1830′larda İngiliz Matematikçisi Charles Babbage ile başlayan hesaplama için kullanılan aletler, günümüz bilgisayar teknolojilerinin 1876’da ses dalgalarını elektriğe sonra tekrar sese dönüştürerek mobil haberleşmenin temelini atan Graham Bell’in, bilgi teknolojilerine katkısı yadsınamaz. Günümüzde kullanılan belli başlı bilgi teknolojileri ürünlerini:

 İnternet ( LAN, WAN, WAP, GPRS, 3G, EDGE),

 Taşınabilir kişisel bilgisayarlar (netbook, notebook, PDA),

 Kablolu ve kablosuz iletişim (modem, ADSL, bluetooth, kızılötesi, Wi-Fi, USB, cep telefonları, uydu telefonları),

 Telekonferans sistemleri,  Elektronik posta (e-posta),  Kiosk, (dokunmatik ekran)  Pos cihazları olarak sıralanabilir.

2.3.2. Bilgisayar Teknolojisi

Bilgisayar, farklı devrelerin bir araya gelmesiyle oluşmuş, yazılım ve donanımdan oluşan farklı iki sistemin birbirini tamamlamasıyla oluşmaktadır. Bilgisayarların kullanım alanı, farklı konfigürasyonlara ve depolama özelliklerine göre farklı şekillerde adlandırılabilmektedir. Bilgisayarı meydana getiren iki önemli bileşen yazılım (software) ve donanım (hardware)dır. Donanım ürünleri bilgisayar olgusunu bir araya getiren ve üzerine takılabilen ve sökülebilen araçlardır. Yazılım ise, donanım özelliklerini tanımlayıcı ve tamamlayıcı bir özellik taşımaktadır.

Günümüz bilgisayarlarının geçmişi 1945’lerde ilk olarak askeri amaçlar doğrultusunda kullanılıyor gibi gözükse de, geçmişi ilk hesap makinesini icat eden Blaise Pascal’a kadar dayanmaktadır. 1833’te Charles Babbage, hesapları otomatik

olarak yapan “Analitik motor” denilen ilk bilgisayarı icat etmiş, 1943’te topçu ateşleme haritalarının hesaplanmasında kullanılmak üzere Sayısal Bütünleyici ve Hesap Makinası (ENIAC = Electronic Numerical Integrator and Calculator) yapılmıştır. Transistorların geliştirilmesinden sonra artık ceplerimize girebilecek kadar küçülmüştür.

2.3.3. İletişim Teknolojileri

Tarih boyunca okuma yazma bilenler, bilgiye ulaşmak için dünyayı dolaşarak çeşitli yerlerdeki kaydedilmiş bilgilere erişmeye çalışmışlar, matbaanın icadı ve kitap yayıncılığının gelişmesi, okuma ile ilgilenenlerin ayağına kitabın ulaşmasına ve çok sayıda basımına katkı sağlamışlardır. Başka bir deyişle, bilgi ile uğraşanlar kitaba değil, kitap, bilgi ile uğraşanlara erişmeye başlamıştır. Elektriğin bulunması ile telefon ve telgraf hatlarının gelişimi haberleşmede devrim yaratmış, telefon ve telgraf ile karşılıklı yapılan iletişim değişmiş; radyo ve televizyon ile bilginin büyük kitlelere aktarılmaya başlanmıştır (Atılgan, 2006).

Bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmeler bilgi hizmetlerinin de gelişmesinde etkili olmuştur. Elektronik gelişmelerin bilgi hizmetlerine yansımasını Atılgan şöyle sıralamaktadır (2006):

 Elektronik dergi yayıncılığı,

 Bakı öncesi (pre-print) dergilere erişim,  Gri yayınlara erişim,

 Kaynakların dijital ortama aktarılması,  Bilgi ağlarındaki kaynaklara erişim,

 Kullanıcı eğitimi ve bilgi yayımında teknoloji kullanımı,  Web temelli dokumanlar,

 Elektronik kitaplar,  Tam metin hizmetler,

 Elektronik kütüphaneler.

Telekomünikasyon sektöründe meydana gelen gelişmelerle birlikte fiber optik kablolar sayesinde İnternet ve telefon hatları farklılaşmıştır. Daha öncesinde bakır tel kullanan İnternet hattı artık daha geniş bantta bilgileri iletebilen fiber optik kablolar üzerinden verilmeye başlanmıştır. İnternet hizmetleri artık geniş banda yayılmış, teknolojik altyapı iyileştirilerek ADSL, VDSL gibi yüksek hızda veri alıp gönderebilir yapıya bürünmüştür.

İletişim teknolojileri, bireyler, organizasyonlar ve ülkelerarası etkileşimi ve küreselleşmeyi hızlandırdığı gibi, üretim için bilgi akışını hızlandırarak kolaylaştırmış, zaman ve mekân konusunda sağladığı avantajlarla, üretimde etkinliği ve verimliliği arttırdığı görülmektedir (Şeker, 2005: 381).

2.3.4. Bilgisayar Ağları

Günümüz teknolojisi; bilginin üretilmesi, dağıtılması ve toplanması üzerine gelişmektedir. Ağ, bilgi ve donanım paylaşımı amacıyla iki veya daha fazla cihazın bir araya getirilmesiyle oluşturulan bir yapıdır. Bu bağlamda bilgisayar ağları için de şu tanım yapılabilir: Birden fazla bilgisayarın dosya, mesajlaşma ve donanım paylaşımı için birbirine bağlanmasıdır.

Bilgisayar ağlarının gelişim özellikle 1960’tan sonra ABD’nin Rusya, Küba ve Vietnam ile yaşadığı Soğuk-Sıcak Savaşlardan ve nükleer tehditlerden dolayı federal bütçenin büyük bir kısmı araştırma laboratuarlarına kaydırılmasıdır. Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı, olası bir savaş çıkması durumunda iletişim kurmak ve bilgiye problemsiz ulaşabilmek için gereğini yapmak üzere İleri Savunma Araştırma Projeleri Teşkilatı’nı (DARPA: Defence Advanced Research Project Agency) görevlendirmiştir. Böylelikle, İnternet, 1969 yılında, paket anahtarlama (packet- switching) metodu yapısında, ARPANET olarak ortaya çıkmıştır. DARPA, 1973 yılında, farklı yapılardaki paket ağlarının birbirleri ile bağlantısını sağlayacak teknoloji ve teknikleri detaylı olarak inceleyerek, Transmission Control Protocol (TCP) ve İnternet Protocol (IP) adı altında ilk iki protokolü ortaya çıkarmıştır. 1986 yılında, ABD Ulusal Bilim Vakfı (National Science Foundation – NFS), İnternet’in gelişimine katkı

sağlayarak günümüzde de kullanımı her geçen gün artan İnternet omurga yapısının temellerini atmıştır.

ARPANET, 1983 yılında görevini Ulusal Bilim Vakfı’na aktarmış ve kullanım kolaylığı ve avantajları sayesinde dünya üzerindeki birçok ağın da NFSnet’e dâhil olmasıyla TCP/ IP destekli uluslar arası bir bilgisayar ağı olan “İnternet” kavramı ortaya çıkmıştır. Türkiye İnternet kavramı ile 1993 yılında tanışmıştır. Daha önceleri kurum içi bilgi paylaşımı ve otomasyonu için kullanılan yerel ağların yerini İnternet üzerinden kontrol edilebilen web yazılımları ortaya çıkmaya başlamıştır.