• Sonuç bulunamadı

Akar (2006) “Özel ve Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarına Devam Eden Dört-Altı Yaş Grubu Çocukların Beslenme Alışkanlıklarının Karşılaştırılması” isimli araştırmanın kapsamına Ankara’nın merkez ilçelerindeki özel ve resmi okulöncesi kurumlarına devam eden 4-6 yaş arasındaki 362 çocuk alınmış ve araştırmada tarama modeli uygulanmıştır.

Bu araştırmanın sonuçlarına göre, özel okullara giden çocukların % 42’sinin, devlet okullarına giden çocukların % 44’ünün bazen öğün atladığı, atlanan öğünün % 36’lık oranla öğle olduğu görülmüştür.Çocukların % 55,4’ünün her gün sebze tüketmediği buna karşılık özel okullara giden çocukların % 33,8’inin haftada 1-2 kere hızlı-hazır yiyecekleri tükettikleri tespit edilmiştir.Özel ve resmi okulöncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların beslenme alışkanlıklarında öğün atlama durumu, en çok sevilen peynir çeşidi, fast-food yiyecekleri tüketme sıklığı konularında farklar olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Ünver (2004) “Beş Altı Yaş Okulöncesi Dönemi Çocukları Đçin Geliştirilecek, Besin Gruplarına Yönelik Beslenme Eğitimi Programlarının, Çocukların Beslenme Bilgisi ve Davranışlarına Etkisi” isimli araştırmayı Çanakkale ili Bayramiç ilçesi ilköğretim okulları anasınıflarında yürütmüştür. 25

kişilik deney 25 kişilik kontrol grubu oluşturarak ön testler uygulanmış, daha sonra deney grubuna uygulanacak beslenme eğitim programı belirlenmiş ve belirlenen bu program dört hafta boyunca uygulanmıştır. Kontrol grubunun bilgileri ise öğretmenlerin verdikleri bilgilerle sınırlı kalmıştır. Son aşamada son testler uygulanmış ve istatistiksel olarak SPSS 10.0 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir.

Araştırma sonuçlarına göre, deney grubu ve kontrol grubu arasında ön test puanları açısından anlamlı bir fark görülmezken, verilen eğitimle deney grubu çocukların kontrol grubu çocuklarına oranla, besin gruplarına ilişkin bilgi düzeyleri ve yemek yeme davranışlarında olumlu yönde gelişmeler olduğu ortaya konulmaktadır.

Matheson ve Spranger (2002) okulöncesi çocuklarının (yaşları 62 ile 76 ay arasında değişiyor) yiyecek alımları ve yiyecek tecrübeleri konulu çalışmalarında

şu sonuçlara ulaşmışlardır: Çocukların yarıdan biraz fazlası (%53) bütün nesneler

içinde yiyecekleri sınıflandırmak için birden çok mantık kullanırken, bazı çocuklar sürekli aynı mantıkla hareket etmişler ve yiyecekleri renklerine göre sınıflandırmışlardır. Gözlenen veriler çocukların yiyecekler hakkında ve kişisel deneyimleriyle yemeği öğrendiklerini işaret etmektedir. Yiyeceklere yönelik oyunları gerçekçi ve evde her gün tecrübe edilen mimikler gibidir. Sonuçlar, Bronfenbrenner’in hipotezi ile uyum içindedir. Buna göre çocuğun çevresini algılaması davranışlarını şekillendirir ve ayrıca yeme alışkanlıklarının çocuğun yeme davranışlarını şekillendirdiği önceki deneysel çalışmayı da destekler niteliktedir (Akar, 2006).

Rao (2002), Hindistan’da yaşayan düşük gelirli okulöncesi, okul çocukları ve ergenlik dönemindeki çocukların beslenmelerini uzmanlarla incelemiştir. Bu incelemede çocukların klinik ve fonksiyonel araştırma sonuçlarına göre bir çok besin gruplarında beslenme konusunda sıkıntı çektikleri; özellikle enerji, kalsiyum, demir, çinko, A vitamini, riboflavin, protein, vitamin ve mineral eksikliğinin aşırı olduğu belirtilmiştir.

Kaya (1999), 3-6 yaş okulöncesi çağı çocuklarına ana-baba eğitimi destekli verilen beslenme eğitiminin, çocukların beslenme bilgisi ve davranışlarına olan etkisini saptamak için 25 kişilik deney, 25 kişilik kontrol gruplarında bir araştırma yürütülmüştür. Beslenme eğitimi öncesi ve sonrasında çocuklara uygulanan “Beslenme Bilgisi ve Davranışına Đlişkin Bilgi Saptama Formlarıyla” elde edilen veriler karşılaştırılmış, sonuç olarak uygulanan beslenme eğitimi ile deney grubunun beslenme bilgi düzeyi kontrol grubuna oranla genel olarak daha yüksek bulunmuştur.

Skinner ve arkadaşları (1999), 24-60 ay arası beyaz okulöncesi çocuklarının beslenmelerini değerlendirmeye yönelik yaptıkları çalışmada, farklı sosyo ekonomik koşullara sahip 72 beyaz okulöncesi çocuğun besin alımlarını incelemiş, beslenmelerine ilişkin tavsiyelerde bulunup, çocukların boy, ağırlık ve diş sağlıkları değerlendirilmiş ve 14 gün boyunca belirlenen diyet doğrultusunda 6 grup besin ve 15 yiyecek ile beslenilmiştir. Araştırma sonucunda; çocuk ve yetişkin bakım programına göre beslenen çocukların günlük A vitamini, riboflavin ve kalsiyum alımları önemli derecede yükseldiği, sebze grubu besinlerin sürekli olarak düşük oranlarda tüketildiği ortaya konmuştur.

Lawatsch, öğretmenin olumlu tutumunun bu konudaki etkililiğini araştırmak için okulöncesi çocuklarda beslenme bilgisi, yiyecekler konusundaki tutum ve davranışlar üzerine ödüllendirme ve tehdit etme uygulamalarının etkisini araştırmış; ödüllendirici yaklaşımın çocukların üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya koymuştur.

Shannon ve Chen 3 yıl süren beslenme eğitimi ile ilgili yaptıkları çalışmalarında deney grubundaki çocuklara 3., 4. ve 5. yaşlarında, başlangıçta belirlenen beslenme bilgisi, kendi kendine yemek yeme davranışı konusunda her yıl 9-12 haftalık eğitim vermişlerdir. Uygulama sonrası eğitim alan çocukların kontrol grubundaki çocuklara göre daha yüksek puan aldıklarını saptamışlardır.

Filiz (1998), 4-6 yaş okulöncesi çocuklarında beslenme kavramının geliştirilmesi için öğrenme evresi yöntemlerinin etkisini saptamaya yönelik yaptığı öntest-sontest kontrol gruplu deneysel araştırmada, öğrenme evresi yöntemi ile verilen eğitimin karşılaştırılması sonucunda, deney grubunun kontrol grubuna oranla bilgi düzeyinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Aygün (1994) araştırmasında, 5-6 yaş grubunda 60 kişilik deney, 50 kişilik kontrol grubu oluşturulmuş, çocukların beş değişik konuda, beş farklı yöntem ile beslenme eğitimi programı uygulanmış ve bu eğitimin çocukların beslenme ile ilgili bilgi, tutum ve davranışlarına etkisi araştırılmıştır. Eğitim programı sadece deney grubuna uygulanmış eğitim öncesi ve sonrası uygulanan bilgi ölçme testlerinde deney ve kontrol grupları arasındaki fark önemli bulunmuştur. Deney grubunun beslenme bilgi düzeyinde eğitim öncesine oranla, eğitim sonrasında büyük artış görülmüştür.

Birleşik Devletler Tarım Bölümünün (USDA) (1992), genç çocukların sağlıklı yeme alışkanlıklarını ilerletmek ve çabalarını teşvik etmek için 2-6 yaş çocukları için birer rehber besin piramidi yayınlamıştır. Bu piramit 7 yıl önce yetişkinler için hazırlanan besin piramidinden farklı olarak çocuklara yönelik eğitsel mesajlar, 2-6 yaş çocuklarının tercih ettikleri yiyecek örnekleri, çeşitli besin gruplarından çocukların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak servis ölçüleri ve sayıları vardır. Piramitte sırası ile besin gruplarının her birinden tavsiye edilen miktarlara göre yenilmesi önerilirken, 6 servis ile tahıl ürünleri temel bölümü oluşturulurken, sebze-meyve ürünleri 3’er porsiyonla ikinci sırayı, süt ve et ürünleri 2’şer porsiyonla üçüncü sırayı, piramidin zirvesindeki yağlar ve tatlılar en az yenilmesi gereken besinler olarak önerilmiştir.

Güzey (1991) ilkokul öğrencilerine uygulamalı beslenme eğitimi verilip, bilgi aktarımı yoluyla çocukların annelerinin beslenme ve sağlık konusundaki bilgi-tutum ve davranışlarına olan etkileri incelenmiş, okuldaki çocuklara verilen beslenme eğitimi ile bilgi düzeylerinde artış olduğu, konuları özümseyen çocukların okulda öğrendiği bilgileri ailesiyle paylaştığı, çocukların annelerinin

de çocukların bilgilerinden yararlandıkları ve konu ile ilgili olarak bilgi düzeylerinde önemli artış olduğu saptanmıştır.

Orlet ve arkadaşlarının (1991), anne ve babaların beslenme konusundaki davranışlarının 5 yaş kız çocuklarının meyve-sebze ve yağlı besinleri tüketmelerine etkilerini belirlemek için yaptıkları araştırmada, rasgele örneklem yoluyla seçilen 197 kız çocuğu ve 197 ebeveyn araştırmaya alınmıştır. Ailelerin kız çocuklarıyla sebze-meyve ve yağlı yiyeceklerden beslenme ve tüketim alışkanlıklarını ölçmek için anne – babalara uygulanan çocuk beslenme anketinde; çocukları ile yemek öncesi konuşmalarına, yemek yemeye teşvik için yaptıkları davranışlar, günlük sebze-meyve ve yağlı besinlerin tüketimi ile ilgili sorular sorulmuş. Araştırma sonucunda; okulöncesi çağdaki çocukların sadece %20’sinin tavsiye edilen miktarda beş veya daha fazla servis meyve-sebze tükettiği ortaya konmuştur. Çocuklarına meyvelerini ve sebzelerini bitirmeleri konusunda baskı yapan ailelilerin çocuklarının beslenmelerini olumsuz etkiledikleri ve çocukların bu davranışlarına karşılık yemek yeme konusunda ebeveynleri ile çatışmaya girdikleri görülmüştür. Buna karşılık ailelerin çocuklarının beslenmelerinde olumlu birer model olup, sebze-meyve anlamlarında teşvik edici olmaları gerektiği belirtilmiştir.

Dolunay (1991), “Yuvaya Devam Eden Okulöncesi Yaş Grubu Değişik Sosyo Ekonomik Düzeydeki Çocukların Beslenme ve Büyümelerinin Bir Yıl Süreyle Đzlenmesi” konulu araştırmasında, bir yıl arayla yapılan antropometrik ölçümlerde cinsiyetin büyümeye etkisi belirgin değildir.1989-90’da yürütülen çalışmada düşük sosyoekonomik düzey’deki çocuklarla köy çocukları arasında istatistiksel olarak anlamlı antropometrik ölçüm farkları vardır. Araştırmada 2.5- 4 yaş grubu kızların boy, tartı, boy-tartı artışları, tüm deri kıvrım kalınlıkları, kol çevresi artışı ve göğüs çevresi ölçümlerinde iki sosyo-ekonomik düzey arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Sadece 2.5-4 yaş grubu erkeklerin boyları orta sosyo-ekonomik düzeyde düşük sosyo-ekonomik düzeyden anlamlı olarak uzundur.

Güneyli (1988), 4-6 yaş grubu çocuklarda beslenme alışkanlıkları ve bunu etkileyen etmenler konusunda yaptığı araştırmasında ailenin çocuklarına iyi beslenme alışkanlıkları kazandırmak için gayret sarf ettiklerini ve sofrada çocuklarla ilgilenilmesi, besinlerin ödül aracı olarak kullanılmaması vb. olumlu davranışlar içinde oldukları gözlediğini belirtmektedir.

Poyraz (1987), “Anaokulu-Anasınıflarının Beslenme Programları ve Öğretmenlerinin Beslenme Eğitimi Alanındaki Bilgileri” üzerine yaptığı Araştırmada, anaokulu anasınıflarının %91.8’inde beslenme programının olduğu ve öğrencilerin %86.8’inin beslenme saatini sevdiklerini saptamıştır. Beslenme saati daha çok öğrenciye evden ne verilirse onu getirme şeklinde uygulanmaktadır. Beslenme saati dışında ise %75’I yiyecek hiçbir şey getirmemektedir.

Benzer Belgeler