• Sonuç bulunamadı

135

(s.125) Fuzûlî İle

Fe ilâtün-Fe ilâtün-Fe ilün

c Âşıkıñ hâlini dildâr biliptir bilirim

Çektiğim mihneti her bâr biliptir bilirim Yaşamaktan beni bîzâr biliptir bilirim "Dil-i zârımda ne kim var biliptir bilirim Yâr hâl-i dilimi zâr biliptir bilirim"

Bilirim ben baña bir yâr-ı vefâkâr olmaz Gamdan özge men-i bî-çâreye gamhâr olmaz Beni her subh u mesâ zâr gören zâr olmaz "Yârı ağyâr biliptir ki bana yâr olmaz Ben dahi anı ki ağyâr biliptir bilirim"

(s.126)

Göñül iklîmini teshîre devâm eyleyeli Baña biñ nâz ile sevdâyı harâm eyleyeli

Gülerek rûyunahat hüsnünü tam eyleyeli

"Zülfünü ehl-i vefâ saydına dâm eyleyeli Beni ol dâma giriftâr biliptir bilirim"

136 Yeʾs ü mihnetle biten tâb u mecâl-i dilimi Gözlerimden okur elbette meâl-i dilimi "Ben ne hâcet ki kılam şerh oña hâl-i dilimi Dil-i zârımda ne kim var biliptir bilirim"

Bu kadar nâzına yârıñ c acabâ var mı sebeb

Soramam olsa da zîrâ bu değil resm-i edeb Veririm belki sü’ âlimle oña renc ü tacab

"Yâr-ı hem-sohbetim olmazsa Fuzûlî ne c aceb

Özüne sohbetimi câr biliptir bilirim"

Temmuz 1333/ Temmuz 1917

(s.127) Fuzûlî İle

Fâ ilâtün-Fâ ilâtün-Fâ ilâtün-Fâ ilün

Matlac-ı âmâl-i kalbim çeşm-i tâbânıñdadır Gonca-i ümîd-i bahtım lacl-i handânıñdadır Katre-i âb-ı bekâ çâh-ı zenehdânıñdadır "Âşiyân-ı mürg-i dil zülf-i perîşanıñdadır Kanda olsam ey perî göñlüm seniñ yanıñdadır"

Vâdi-i mihnette pûyânım tek ü tenhâ garîb Yârdan mehcûr olup gurbette kaldım bî-habîb

137 Râzıyım cuşşâka zîrâ derd ü gam olmuş nasîb

"c Aşk derdiyle hoşum el çek c ilâcımdan tabîb Kılma dermân kim helâkim zehri dermânıñdadır"

Eşgi rîzân etmesin ol çeşm-i terden vehm kıl Âteş olmuş mâyic -i hicrân eserden vehm kıl

Sabrı bitmiş dildeki yeʾs ü kederden vehm kıl "Çekme dâmen nâz edip üftâdelerden vehm kıl Göklere açılmasın eller ki dâmânıñdadır"

(s.128)

cAkl u izcânım perîşân etti zülf-i ham be-ham

Tîr-i müjgânıñ açar sînemde yüz biñ zahm-ı gam Firkatiñ derdiyle zârım kıl terahhum ey sanem "Gözlerim yaşın görüp şûr etme nefret kim bu hemm Ol nemektendir ki lacl-i şekker efşanıñdadır"

Kıldı bî-tâb u tuvân fürkat ten-i bî-çâremi Var ümîdim sara dest-i mihribânıñ yaramı Kurtar olmaktan perîşân hâtır-ı âvâremi "Mest-i hâb-ı nâz ol cemc et dil-i sadpâremi Kim onuñ her pâresi bir nevk-i müjgânıñdadır"

138 Ben katîl-i tîg-i c aşkım bende yok havf-ı memât

Her cefâ kıldıkça sen eyler göñül sabr u sebât "Bes ki hicrânıñdadır hâsiyyet-i katc-ı hayât

Ol hayât ehline hayrânım ki hicrânıñdadır"

Ey Nihâd-ı zâr sabr et fârig ol sızlanmadan Çünkü bulmaz tâb bir dil cevr ile yıpranmadan Katc-ı ümmîd etme bir dem lacl-i nâba kanmadan "Ey Fuzûlî şemc teg mutlak açılmaz yanmadan

Tâ bilir kim sünbülünden rişte-i cânıñdadır"

29 Temmuz 1333/ 29 Temmuz 1917

(s.129) Fuzûlî ile

Fe ilâtün-Fe ilâtün-Fe ilâtün-Fe ilün

Neşve-i cenneti kıl neşve-i dîdâra fedâ Mihr ü mâh olsa ne var c aks-i rûh-ı yâra fedâ

Feleğiñ zühresi ol nergis-i bîmâra fedâ "Canımıñ cevheri ol lacl-i şeker-bâra fedâ c Ömrümüñ hâsılı ol şîve-i reftâra fedâ"

Ey veren cânıma cân tîr-i müjeñ peykânı Yine bir cünbiş-i müjgânı alan mîn-i cânı

139 Hazırım cânı fedâ etmeğe kıl fermânı

"Derd çekmiş serim ol hâl-i siyâh kurbânı Tâb görmüş tenim ol turra-i tarrâra fedâ"

Hedefi sînem olan gamze-i şemşîr eseri Tâ ebed cânda nihân eyleyeyim alma geri Bir nigâhıñ sarar elbet açılan yaraları

" Gözlerimden dökülen katre-i eşkim güheri Lebleriñden saçılan lüʾlü-i şeh-vâra fedâ"

(s.130)

Fark-ı eflâka çıkan âteş-i âhım şereri Hûn-ı hasret akıtan gözlerimiñ tâb u feri Göñlümüñ c aşkımı müzdâd kılan her kederi

"Çâk-i sînemde olan kanlı ciger pâreleri Mest-i çeşmiñde olan gamze-i hunhâra fedâ"

Etme kurbânıñ olam katc-ı nazar katımdan

Nâ-ümmîd oldu mucâlic bile dermânımdan

Bu temennî geliyor şevk ile tâ cânımdan "Pâre pâre dil-i mecrûh u perîşanımdan Ser-i kûyuñda gezen her ite bir pâre fedâ"

140 Kays-i bî-çâre misâl oldu işim derd ü mihen Havfım olmaz Melekülmevt de olsa rehzen "Cân u dil kaydını kurtardım özüm çekmekten Cânı cânâneye ettim dili dildâra fedâ"

Edelim nicmet-i c uzmâ- yı hayâtı taczîz Oña vâbeste imiş caşk ile olmak lebrîz

Vakf-ı cömr eyledi cânâne Nihâd-i nâçîz "Ey Fuzûlî n’ola ger saklar isem cânı cazîz

Vakt ola kim ola bir şûh-ı sitemkâra fedâ"

12 Ağustos 1333/ 12 Ağustos 1917

(s.131) Fuzûlî İle

Fe ilâtün-Fe ilâtün-Fe ilâtün-Fe ilün

Bir bilen yok elemim subh u mesâdan gayrı İşiten yok sesimi gûş-ı semâdan gayrı

Gördüğüm yok dün ü gün cevr ü cefâdan gayrı "Hâsılım yok ser-i kûyuñda belâdan gayrı. Garazım yok reh-i caşkıñda fenâdan gayrı"

Bende-i fakr u fenâyım değilim sâhib-i zer Servetim sâde bu eğnimdekişâl-ı ahkar

141 Nakd-i cânım vereyim isteme lacl ü gevher "Ney-i bezm-i gamım ey mâh ne bulsañ yele ver Oda yanmış kuru çeşmimde hevâdan gayrı"

Mihribân olmadı hiç kimse baña câlemde

Görmedim zerre vefâ nevc-i Benî-Âdem’de

Gam budur kim akacak yaş bile yok dîdemde "Yetti bîkesliğimol gâyete kim çevremde Kimse yok çizgine girdâb-ı belâdan gayrı"

(s.132)

Sevdi göñlüm yine bir gözleri âhû gözlü Oldu sahrâ-yı cünûn içre dolaşmak emeli Derd-i sevdâ baña gûyâ ki nasîb-i ezelî "Kıldı Mecnûn gibi çoklar hevesc -i aşk velî

Döymedi derde men-i bî-ser ü pâdan gayrı"

Dil-i vîrâne sipâh-ı gama olmuş ülke Cism-i zârımda tuvân kalmadı ammâ cenge Saldı devrân men-i âvâreyi yüz biñ renge "Ne yanar kimse baña âteş-i dilden özge Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"

142 Reng ü bûdan dem ururlar saçılıp güller hep Serv-i reftârıña reşk etse değildir ağreb "Müşg-i Çin zülfüñ ile eylese dacvâ ne caceb

Ne olur yüzü kara kulda hatâdan gayrı"

Reng-i alın gözümüñ yaşına vermiş ol gül Dil figân etmede hemvâra misâl-i bülbül Beni sermest-i cünûn etti hevâ-yı kâkül

"Ey diyen gayre göñül verme kanı bende göñül Ser-i zülfüñde olan bahtı karadan gayrı"

(s.133)

Tercümân ol dil-i sevdâ-zedeye sen ey kilk Şâha carz eyle ki vîran u perîşân ol mülk

Hayli demdir gül ü gülzâr-ı cihândan geçtik "Perde çek çehreme hicrân günü ey kanlı sirişk Ki gözüm görmeye ol mâh-likâdan gayrı"

Künc-i firkatte yeter çektiğimiz derd ü mihen Nice bir seng-i cefâ ile şikest oldu beden Tutmak ümmîd ederek kurb-ı harîmiñde vatan "c Azm-i kûyuñda göñül yârlığ ister bizden Elimizden ne gelir hayr duc âdan gayrı"

143 Sitem-i dehre tahammül katı düşvâr oldu Âşinâdan bile hep gördüğüm âzâr oldu Tende cânım men-i bî-çâreye bir bâr oldu "Cümle-i halk baña yâr için ağyâr oldu Kalmadı kimse baña yâr hudâ’dan gayrı"

Nâya dönmüş tenim efsûs nasıl iñlemeyim Nâle vü âh dil-i zârıda mı diñlemeyim Derdimi câleme bilmem ki nasıl söylemeyim "Bezm-i caşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyim

Ne temettuc bulunur bende sadâdan gayrı"

1333/ 1917

(s.134) Fuzûlî İle

Mef ûlü-Fâ ilâtün-Mefâ îlü-Fâ ilün

Zâr u hakîr iken şeref ü şâna yetmişim Fakr u fenâda servet ü sâmâna yetmişim Yüz sürmek üzre bir yüce dâmâna yetmişim "Cânlar verip seniñ gibi cânâna yetmişim Rahm eyle kim yetince saña câna yetmişim"

144 Bîgâne-i meserret idim yoktu hoş demim

cÖmrüm geçerdi hicr ile bir gün sevinmedim

Eşgâbe-i sürûrumu çok görme sevdiğim "Şükrâne-i visâliñe cân verdiğim bu kim Çok derd çekmişim ki bu dermâna yetmişim"

Oldumdu derd–i aşk ile nâlân u mübtehil Kahr eylemişti sabrımı bir nice zahm-ı dil Geldim huzûra zâr u perîşân u müzmahil "Hâlim deyip murâdıma yetsem caceb değil

Bir bendeyim ki dergâh-ı sultâna yetmişim"

(s.135)

Gam günlerinde bağrımı taşlarla hep ezip Çâk ettim öyle kim teni cândan dahi bezip Düştüm harîm-i kurbuña bûy-i vefâ sezip "Mûr-ı muhakkaram ki serâsîme çok gezip Nâ-gâh bâr-gâh-ı Süleymân'a yetmişim"

Bakmam safâ-yı câleme caşk ile rûşenim

Hâkîler içre varsa sacâdet gören benim

Gülrîz olur cânânıma güldükçe gültenim " Bir bülbülüm ki gülşen oluptur neşîmenim

145 Yâ tûtîyim ki bir şekeristâne yetmişim

Buldum nihâyet işte Enîs Fuʾâdımı Yansın rakîbim âteşe ettikçe yâdımı Vaslımla şâd idem demiş ol gel Nihâdımı "Devr-i felek müyesser ediptir murâdımı gûyâ ki tâlib-i güherim kâna yetmişim"

Hûnâbe-i tahassür ile yandı çok gözüm Fâriğ-i şikâyet elemiñden yana özüm Hâl-i dilim saña derim ağyâra yok sözüm "Miskîn Fuzûlî’yim ki saña tutmuşum yüzüm Yâ bir kemîne katre ki ummâna yetmişim"

1 Ağostus 1333/ 1 Ağostus 1917

(s.136) Fuzûlî ile

Mefâ îlün-Mefâ îlün-Mefâ îlün-Mefâ îlün

cAceb dildâdesin ol dilrübâ bir kerre añmâzmı

Sirişk-i hicre kandım ben o cevr ü nâza kanmaz mı İçer ağyâr elinden mey gözüm kana boyanmaz mı "Beni cândan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı Felekler yandı âhımdan murâdım şemci yanmaz mı"

146 Kılar dâcim göñül efgân gözümden yaş olur rîzân

Bu hâlim ol gül-i nâzân görüp her dem olur handân Oña benden vefâ her ân baña ondan cefâ şâyân "Kamu bîmârına cânân devâ-yı derd eder ihsân Niçin kılmaz baña dermân beni bîmâr sanmaz mı"

Yem-i caşk-ı hurûşânım sarar emvâc dâmânım

Seniñ derdiñle sûzânım demâdem zâr u nâlânım Firâkıñla perîşânım mürüvvet eyle sultânım

"Şeb-i hicrân yanar cânım döker kan çeşm-igiryânım Uyatır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı"

(s.137)

Salıp bir gamze-i câdû karârım aldıñ ey âhû

Saçarken dürr-i leb dilcû büker kadem ham-ı gîsû Göñül her dem misâl-i cû revândır kûyûña doğru "Gül-i ruhsârıña karşı gözümden kanlı akar su Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı"

Mekânım olsa da gülşen dil-i bî-çare olmaz şen Neşât ümîdi beslerken hucûm eyler gam u şîven Elimden nâya dönmüş ten usandım âh enîninden "Gamım pinhân tutardım ben dediler yâra kıl rûşen

147 Desem ol bî-vefâ bilmen inanır mı inanmaz mı" Ser-i kûyûñda bir sâ il gibi gezdim men-i bî-dil Kabûle olmadım nâʾil caceb bilmen nedir hâʾil

Edip insâf kadrim bil cefâdan geç vefâ kılgıl "Değildim ben saña mâʾil sen ettiñ caklımı zâʾil Baña tacn eyleyen gâfil seni görgeçutanmaz mı"

Göñül caşkıñ hüveydâdır gözümde nûru peydâdır

Özüm pâk u musaffâdır sözüm bir dürr-i macnâdır

Enîsim câm-ı sahbâdır celîsim mâh-ı sîmâdır "Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır Soruñ kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı"

11 Teşrîn-i Evvel 1333/ 11 Ekim 1917

(s.138) Fuzûlî İle

Fâ ilâtün-Fâ ilâtün-Fâ ilâtün-Fâ ilün

Kanda ol demler ki hâtır şen göñül mesrûr idi Âşinâ-yı gam değildim her günüm bir sûr idi Emrime gûyâ felek baş eğmeğe mecbûr idi " Ey hoş ol günler ki ruhsârıñ baña manzûr idi Çeşm-i ümîdim çerâğ-ı vasldan pür nûr idi " Dîde-i cân u dilim müstağrak-ı dîdâr idi

148 Ol zamânlar gâlibâ bir başka âlem var idi Gerçi gamzeñ tîri her günki gibi hunhâr idi "Kurb şevki c âfiyet-bahş-ı ten-i bîmâr idi Vasl zevki râhat-efzâ-yı dil-i mehcûr idi"

Çeşmimi pür nûr edip mihr-i cemâliñ pertevi Tâb görmüştü tenim olmuştu rûşen cân evi Dense lâyıktı baña bir başka dünyâ rehrevi "cİzzetim şemci münevver tâlicim cazmi kavî Devletim hükmü revân ayşım evi ma mûr idi"

(s.139)

Nağme-i şevki hezâr-ı tabcımıñ hiç bitmeyip

Gonçe-i ümmîdimi hâr-ı elem incitmeyip Neyl-i maksûdum için devrân muhâlif gitmeyip " Dâmen-i ikbâlime gerd-i tacarruz yetmeyip

Çeşm-i hâsid çehre-i cemciyyetimden dûr idi "

Yaktığıñ sevdâ çırâğıyla bulup râh-ı vusûl Zulmet-i hicri dağıtmış nûra etmiştim hulûl Bezm-i cuzletten harîm-i kudse etmiştim duhûl " Âdem idim kurb-ı dergâhıñda bulmuştum kabûl Menzilim cennet meyim kevser enîsim hûr idi "

149

cAşk u sevdâ kevserinden câm-ı ümîdim dolup

Her geçen bir an içinde neşve-i dîğer bulup Künc-i hüsrân içre düşmen reşk ile saçan yolup "Baht matlûbum müyesser kılmağa mahkûm olup Dehr esbâbım müheyyâ etmeğe meʾmûr idi"

Mushaf-ı hüsnüñ hat-ı nûru verirdi çeşme tâb Nâzil olmuştu baña gûyâ semâdan bir kitâb Bir günâhım yoktu işlerdim dün ü gün hep sevâb "Her ducâ kılsam tevakkufsuz olurdu müstecâb Her temennâ eylesem ihmâlsiz makdûr idi"

(s.140)

Seyr-i ruhsârıñ saçıp nûr-ı meserret göñlüme Girdi zanneyler idim gûyâ ki cennet göñlüme Bir nigâhıñdan gelip ümmîd-i vuslat göñlüme " Hecr vehminden yetirmezdimküdûret göñlüme Gerçi devrânıñ muhâlif cünbişi meşhûr idi "

Tâ ezelden böyledir kılmaz vefâ insâna çarh Mest-i ikbâli atar bir gün olur hüsrâna çarh Tâc u tahtın sernigûn etmiş nice sultâna çarh " N’ola ger alsa Fuzûlî’yi gam-ı hicrâna çarh Vasl eyyâmında ol gâfil idi mağrûr idi "

150

19 Ağustos 1333/ 19 Ağustos 1917

(s.141) Fuzûlî İle

Fâ ilâtün-Fâ ilâtün-Fâ ilâtün-Fâ ilün

Cân evimden yaralandım çeşm-i fettânıñ görüp

cAkldan kıldım tecerrüd sihrc -i irfânıñ görüp

Yaya döndü kâmetim reftâr-ı nâzânıñ görüp "Pây-bend oldum ser-i zülf-i perîşânıñ görüp Nutktan düştüm leb-i lacl-i dür-efşânıñ görüp"

Çeşme-i Hûrşîd dersem çok mudur dîdârıña Zümre-i nâsûtiyân hep yandı nûr u nârıña Her zamân sînem nişândır berk uran enzârıña " Oda yaktım şemc-veş cânım bakıp ruhsârıña

Çarha çektim dûd-ı dil serv-i hırâmânıñ görüp "

Bir nigâh şefkatiñden bekleyip her çâresin Gayre etmez ilticâ göstermez câşık yarasın

Çok zamân tutmaz sadef ammâ der-i şehvâresin "Gezdirir her yan gözüm eşk üzre bağrım pâresin Hilcat-ı gülgûn ile rahş üzre cevlânıñ görüp"

151

(s.142)

c Ömr-i câvîd isteyen olsun reh-i caşkıñda hâk

Dil seniñ sevdâ-yı cevriñden demâdem derd-nâk Nâzı artır çün visâl eyler özüm mahv u helâk "Bir zamân geçmez ki dil tîgiñden olmaz çâk çâk Açılır her dem tutulmuş göñlüm ihsânıñ görüp"

Âteş-i sevdâ olur hemvâra sûzân sînede Sabr u sâmânım yakıptır nâr-ı hicrân sînede Tâ ezelden gam vatan tutmuş bu vîrân sînede "Göñlümü tenhâlık eylerdi perîşân sînede Olmasaydı cemc her yanında peykânıñ görüp"

Terk-i dâr-ı caşk edip firkattan olmuştum halâs

cÂfiyet bulmuştu ten c illetten olmuştum halâs

Kûşe-i vahdet tutup kesretten olmuştum halâs

" Bend ü zindân-ı gam u mihnetinden olmuştum halâs Âh kim düştüm yine çâh-ı zenahdânıñ görüp "

Ey Nihâd elbette vardır añlayan hâl-i diliñ Fikr-i zülfüyle perîşânsıñ cayân hâl-i diliñ

152 Tâbi ki sabr u tahammül kıl beyân hâl-i diliñ " Ey Fuzûlî bunca kim tuttuñ nihân hâl-i diliñ

c Âkıbet fehm etti il çâk-i girîbânıñ görüp "

4 Teşrîn-i Evvel 1333/ 4 Ekim 1917

(s.143) Fuzûlî İle

Bülbül–i gülzâr-ı derdim câşık-ı nâlânıñım cÂfiyet ümmîdi zâʾil hasta-i hicrânıñım

Bir nigâh et ey perî dildâde-i çeşmânıñım " Ey kemân ebrû şehîd-i hançer-i müjgânıñım Bulmuşum feyz-i nazar senden seniñ kurbânıñım "

Mâsivâdan kesmişim kalb-i perîşan riştesin Sînede peykânıña rabt ettim îmân riştesin

Şükr kim buldum men-i dil-hasta dermân riştesin "Kâkülüñ târına peyvend etmişim cân riştesin Başıñ için bir terahhum kıl ki ser-gerdânıñım"

Mest-i lacl-i nâbıñım yok iltifâtım gevhere Gam değil sâkî-i devrân sâğarım çalsın yere Nâʾil-i âb-ı hayâtım rağbet etmem kevsere "N'ola kılsam terk-i mey minnet kılıp zâhidlere

153 N’eylerim mey neş esin ben kim seniñ hayrânıñım"

(s.144)

Hasretiñden geceler girmez yuhu çeşmânıma Gerd-i hicrân tapşırır bâd-ı sabâ dâmânıma Lazha lahza saplanır peykânlarıñ her yanıma "Şâne-veş yüz nâvek-i gam sançılıptır canıma Tâ esîr-i halka-i gîsû-yı müşg-efşânıñım"

Kalbe kassâm-ı ezelden derd-i sevdâdır nasîb Nâlekârım bağ-ı devrân içre misl-i candelîb

Derdimiñ dermânı yok zîrâ o bir derd-i cacîb

"El çekip katc-ı nazar kılmış cilâcımdan tabîb

Bildi gûyâ kim harâb-ı nergis-i fettânıñım"

Sen cihân bâğında bir gül ben de kemter jâleyim Mihrsiñ sen ben saña nisbet sönük bir şucleyim

Her zamân kurbânıñım fânî hayâtı n’eyleyim "Câna meyliñ var ise hükm eyle teslîm eyleyim Şâh sensiñ ben seniñ bir bende-i fermânıñım"

N'eyleyim bilmem bu zincîre örülmüş göñlümü Nâle vü feryâdı göklerden duyulmuş göñlümü

154 Gam bırakmaz sabr u sâmânı soyulmuş göñlümü "Gonca kılmaz şâd gül açmaz tutulmuş göñlümü Ârzû-mend-i ruh-ı âl ü leb-i handânıñım"

(s.145)

Yetti artık sunduğuñ zehrâbe-i gam ey felek Mihribân olsañ ne var cuşşâka bilmem ey felek

Âteş-i seyyâl-i girye yaktı dîdem ey felek Kan edipdir bağrımı âh etme herdem ey felek Hürmetim tut bir iki gün kim seniñ mihmânıñım"

Ey göñül derdiñle cânımdan usandırdıñ beni Öyle bir sahbâ-yı gam sunduñ ki kandırdıñ beni Ey Nihâd-ı zâr câşıksıñ inandırdıñ beni

"Ey Fuzûlî âteş-i âh ile yandırdıñ beni Gâlibâ sandıñ ki şemc -i külbe-i ahzânıñım"

19 Teşrîn-i Evvel 1333/ 19 Ekim 1917

(s.146) Nedîm İle

Mef ûlü-Fâ ilâtü-Mefâ îlü-Fâ ilün

Tâ ki tegâfülüñ baña hayrânıñ olduğum Firkat ilinde bülbül-i nâlânıñ olduğum Yetmez mi âh haste-i hicrânıñ olduğum

155 "Gel ey esîr-i zülf-i perîşanıñ olduğum

Bilmez misiñ rübûde-i çevgânıñ olduğum" Dâyem bırakmıyor deme seyrâna çık yürü Olsun bu yıl gören seni dîvâna çık yürü Süz çeşm-i nim-i hâbıñı mestâne çık yürü "Tâvûslar gibi çemenistâna çık yürü Ey ben fedâ-yı hâlet-i cevlânıñ olduğum"

(s.147)

Dildâde oldu hep saña nâzendeler nedir Göñlüm yetişmiyor mu bu efkendeler nedir Ey nevnihâl-i cişve bu giryendeler nedir

"Gördükçe bendeñi bu şeker handeler nedir Bildiñ mi tûtî-i şekeristânıñ olduğum"

Çektikçe câmı şermi koyup açılır mısıñ Gîsûñu sîneme dökerek saçılır mısıñ Bir bûse bahş edip beni ihyâ kılır mısıñ "Ağyâr korkusundan caceb hiç bilir misiñ

Mecliste tâ be subh nigehbânıñ olduğum"

Dilhaste-i cemâliñi hiç sormadıñ niçin Koyduñ Nihâd-ı zârıñı hicrânda büsbütün Ey tıfl-ı nâz amân amân ağyâr işitmesin

156 "Pek istedi efendimi cîdiñ üçüncü gün

Lütf eyle gel Nedîm’iñe kurbânıñ olduğum"

23 Mayıs 1330/ 23 Mayıs 1914

(s.148) Nedîm İle

Fâ ilâtün-Fâ ilâtün-Fâ ilâtün-Fa lün

Nâz u cişveyle tutup dâmenini hûr gibi

Bir tegâfülle gelir hüsnüne mağrûr gibi Yalñız ben değil câlem oña meshûr gibi

"Gerdeni sâf u beyâz öyle ki kâfûr gibi Çeşm ü ebrûsu siyâh öyle ki sâmûr gibi

Gamzesin oynatarak rüʾyetimi yaktıkça Bir safâ hissederim göñlüm akar aktıkça Ruhları gül gül olur bir iki mey çaçtıkça "Şucle-i hüsnüne gözler kamaşır baktıkça

Gâh u bî-gâh gelip şöyle dura nûr gibi"

(s.149)

Rûyuma bakma diyor şûh-ı sitemkârıma bak Görmeyenler bile cânâ saña olmuş müştâk Bakayım gerden-i sîmîniñe bir lahza bırak "Cism-i pâkiñ dediler hem ter imiş hem berrâk

157 Tepeden tırnağa dek gül gibi billûr gibi"

Hemdemiñ gül mü nedir gül kokuyor cism ü teniñ Ne olur olsa idim âh seniñ pîreheniñ

Versin ey rûh cevâbın şu suc âle deheniñ

"Nigehiñ böyle neden hastadır ey şûh seniñ Gözleriñ bezm-i ezelden beri mahmûr gibi"

Bî-vefâdır sözüne kanma Nedîm’iñ cânım Biliyor hem saña çoktan beri ben hayrânım Hem tecâhülle diyor şâcir-i hoş-elhânım "Sûc-i zanneyleyemem gayrlara sultânım

Derd-i caşkıñla Nedîm’â hele rencûr gibi"

25 Ağustos 1333/ 25 Ağustos 1917

(s.150) Nedîm İle

Mefâ îlün-Mefâ îlün-Mefâ îlün-Mefâ îlün

Melek mi ins ü cin mi söyle yâ şeytân mısıñ kâfir Celâl-i kibriyâya bir kızıl bürhân mısıñ kâfir Semâlardan nüzûl etmiş belâ-yı cân mısıñ kâfir "Tahammül mülkünû yıktıñ Hülâgû han mısıñ kâfir Amân dünyâyı yaktıñ âteş-i sûzân mısıñ kâfir"

158 Seniñ hâkîlere nisbet olunmaz işve vü nâzıñ

cAceb gılmân u hûrî mi bileydim âh demsâzıñ

Cihânı vâlih ü hayrân eder hüsn-i sihrbâzıñ "Kız oğlan nâzı nâzıñ şehlevend âvâzı âvâzıñ Belâsıñ ben de bilmem kız mısıñ oğlan mısıñ kâfir"

(s.151)

Dü-bâlâ eyliyor hüsnüñ vucûduñ setr eden cânefs Gurûruñ artırır kâkülleriñ üstündeki al fes

Görüp endâm-ı nâzıñ ey sanem hayrân olur herkes

Benzer Belgeler