• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

3.6. YUGOSLAV SİYASETİNDE DEĞİŞİMLER VE BUNUN PAKTA

3.6.1. Belgrat’ta Yoğun Diplomasi

Türkiye, Balkanlarda yaşanan bu gelişmeleri yerinde takip etmek için Yugoslavya ile yeniden görüşme imkânı bulmuştur. Bu vesile ile Başbakan Adnan Menderes ve heyetinde yer alan Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu, Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur, Büyükelçi Nuri Birgi, Genelkurmay Başkanlığı İkinci Başkanı Korgeneral Rüştü Erdelhun ve diğer bakanlık görevlileri ile 1955 Mayıs’ında Yugoslavya’ya gitmiştir406. Sovyet-Yugoslav yakınlığının arttığı bu dönemde Tito, bu durumun Batı ile olan ilişkilerinin tamamen yok olmadığını belirtmiştir407. Adnan Menderes bu ziyaret esnasında yaptığı açıklamada Dünya’nın

genel durumunda gerginliklerin yatışmaya doğru bir hal aldığını ifade etmenin ciddi bir söylemden ziyade duygusal bir yaklaşım olduğunu söylemiştir. Konuşmasının bir bölümünde ise Menderes şu açıklamaları yapmıştır: “Çünkü tehlike devam ettiği

halde, artık korkulacak bir hal kalmadığı hissini uyandırarak, milletleri maddi ve manevi müdafaa tedbirleri almakta ihmale sevk etmek, bizi hiçbir zaman affetmeyen çok vahim bir hata olur408.” Edvard Kardelj her ne kadar dünyada barış rüzgârlarının

kuvvetli estiğini belirtse de, Adnan Menderes ise bu durumun o kadar hakiki bir hal almadığını söylemiş ve Yugoslavya’nın tarafsızlık politikasının hayal olabileceğini de ifade etmiştir. Ziyaret sonrası yayınlanan bildiride ise paktın üç üyesinin dış politikadaki görüş farklılıklarının olduğu kabul edilmiş ancak Balkan Paktı’nın hala esas teşkil edildiği de yorumlanmıştır409.

Adnan Menderes’in bu önemli hamlesinin ardından Yugoslavya’ya Sovyetlerin ziyareti gerçekleşti. Balkan Paktı’yla sağlanan üçlü işbirliğinin esasen görünürde yürüdüğü görülsede durum gerçekte öyle değildi. Esas itibarıyla varlığını gösteremeyen pakt, Sovyetlerin Belgrat ziyaretiyle yara almıştır. Zira Bulganin ve Kruşçev’in bu ziyaretiyle Stalin döneminde ilişkilerin bozuk olduğu Yugoslavya ile geçmişin kötü izleri silinmek istenmiştir410. Bulganin ve Kruşçev’in ziyaretlerinin

406 BCA, Fon Kodu: 30-18-1-2, Yer Numarası: 139-41-8. 407 Albayrak, a.g.e., s. 472.

408 “Belgrat’ta Dün İki Toplantı Yapıldı”, Milliyet Gazetesi, 7 Mayıs 1955 Cumartesi, s. 7. 409 “Belgrat Tebliği Etrafında Tefsirler”, Akşam Gazetesi, No: 13148, 9 Mayıs 1955 Pazartesi, s. 2. 410 Armaoğlu, a.g.e., s. 523.

gerçekleşmesine az zaman kala, Yugoslavya Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada bu ziyaretin gerçekleşmesinin Yugoslavya’nın Batı ile olan ilişkilerine etki etmeyeceğini bildirmiştir. Söz konusu ziyaretin sebebini ise bakanlık, iki ülke arasındaki sorunları çözmek ve dünya barışına katkı sağlamak olduğu şeklinde ifade etmiştir411. Sovyetlerin, Yugoslavya ziyaretinden önce sağlanan olumlu havanın

estirilmesini sağlamak amacıyla Tito’nun doğum gününü kutladığı görülmektedir. Bu durum ise Sovyet-Yugoslav yakınlaşmasının ne derece olduğunun somut bir göstergesidir412.

Kruşçev, Yugoslav topraklarına ayak bastıktan sonra yaptığı açıklamada şöyle konuşmuştur: “Sovyet halkının Hitler ordularına karşı giriştikleri mücadeleden

dolayı Yugoslav kurtuluş ordusuna ve onun şerefli komutanına hayranlık duyduğunu, Sovyetler Birliği’nin Yugoslav Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu da memnuniyetle karşılamış olduğunu ve iki memleket arasında, Lenin tarafından kurulmuş olan sulh içinde yaşama, mütekabil haklara saygı gösterme ve hiçbir devletin iç işlerine müdahale etmeme prensiplerine istinaden sağlam dostluk temelleri kurmak arzusunda bulunduğunu söylemiş ve iki memleketin komünist partileri arasında karşılıklı itimat havasının teessüs etmesinin faydalı olacağını belirtmiştir413.” İki

ülkenin liderlerinin görüşmesinden sonra yayınlanan bildiride iki memleket arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için tarafların ortak kararlar aldığı ifade edilmiştir. Ayrıca Sovyetler, Yugoslavya’yı doğu bloğundan atmasının sorumluluğun üzerine almış ve bu suretle kendilerini kınadığını ifade etmişlerdir414. Söz konusu bildiride

iki ülke iktisadi, siyasi sebeplerle birbirlerinin iç işlerine müdahale etmemeyi ve saygı göstermeyi de kabul etmişlerdir415. Sovyetlerin bu ziyareti neticesinde ve

Yugoslavya’dan özre varan açıklamalarda bulunması Yugoslav Komünist çevrelerinde müspet bir hava meydana getirmiştir416. Tito ise paktın askeri yönüne

vurgu yaparak artık tehlikenin meydana gelmesinin zor olduğunu hatta ortadan

411 “Rus Yugoslav Görüşmeleri İçin Belgrad Teminat Verdi”, Milliyet Gazetesi, 15 Mayıs 1955 Pazar, s. 1.

412 “Rus Liderleri Belgrat’ta”, Milliyet Gazetesi, 26 Mayıs 1955 Perşembe, s. 7. 413 “Rus Liderleri”, Akşam Gazetesi, No: 13164, 27 Mayıs 1955 Cuma, s. 2.

414 “Sovyet-Yugoslav Resmi Tebliği Dün Yayınlandı”, Milliyet Gazetesi, 3 Haziran 1955 Cuma, s. 1,7.

415 “Rus Heyeti Eli Boş Dönüyor”, Akşam Gazetesi, No: 13171, 3 Haziran 1955 Cuma, s. 2. 416 Sander, a.g.e., s. 113.

kalktığını ifade ediyordu. Tito yine bu görüşmelerden sonra dış siyasetinde daha temkinli davranma yoluna gitmiş ve paktın askeri yönden savunulması konusuna hiç girmemiştir417.

Yugoslavya Dışişleri Bakanlığı, Sovyetlerin ziyaretinden evvel Türkiye Büyükelçisi Şadi Kavur’a bazı noktalarda şu şekilde açıklama yapmıştır: “Yugoslav

Hükümetinin fikrince sadece Sovyet Rusya Hükümetinin şu veya bu niyeti taşıyabileceği yahut şu veya bu tesiri elde etmeyi isteyebileceği vakıasını derpiş etmek, onunla herhangi bir görüşmeye girişmekten imtina olunmasına ve hele, Ruslarla muhatap olacakların bahis mevzuu vakıa ve şartları tartmak kabiliyeti bakımından peşinen dun vaziyette kalacaklarına ve binnetice onların oyununa düşmesinden başka bir akıbetin mevzuubahis olamayacağına hükmetmek için kâfi değildir418.” Türkiye yine bazı noktalarda tehlikenin var olduğunu ve bu nedenle

askeri tedbirlerin alınmasını gerekli görüyordu419. Bu konu hakkında Celal Bayar 1 Kasım 1955 yılı meclis açılış konuşmasında geçen yıllardan beri hürriyet ve barış hareketlerinin karşısındaki tehlikelerin azaldığına dair izlenimlerin olmadığını ifade etmiştir420.

Yugoslavya’nın hem Batı ile olan mesafesini korumak istemesi hem de Sovyetler ile olan ilişkilerinin geliştiği bu dönemde Yugoslav Büyükelçi Vuçuniç yaptığı açıklamada Rusya’nın bu yaklaşımının samimi olduğunu belirtmekle savaş sonrası iki kutuplu dünyada artan silahlanma hızı ve yarışının Sovyet halkının gelişimini engellediğini bu sebeple Sovyetlerin dış politikada daha ılımlı adımlar atmasını gerektirdiğini ifade etmiştir421. Netice itibarıyla denebilirki, Sovyetlerin

Stalin’in ölümünden sonra Yugoslavya’ya karşı gösterdiği sıcak müsamaha söz konusu devletin Balkan Paktı ile arasının açılmasına neden olmuştur422.

417 Bağcı, a.g.e., s. 57.

418 BCA, Fon Kodu: 30-1-0-0, Yer Numarası: 127-822-5. 419 Bağcı, a.g.e., s. 57.

420 Hasan Yılmaz, a.g.e., s. 244. 421 Sakin-Salep, a.g.e., s. 226. 422 Durmuş Yalçın vd., a.g.e., s. 479.