• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.2. BAKIM YÜKÜNÜ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

2.2.2. Bakım Verilen Hastaya Ait Özellikler

bakım verenlerin geleneklerine daha fazla bağlı olduğu, bakım sorumluluğundan kaçınma veya durumu kabul etme şeklinde baş etme yöntemlerini kullandığı ve bu yüzden daha fazla psikolojik distrese maruz kaldığı gözlenmiştir (Sander et al 2007). 18 çalışma ile yapılan bir derlemede Amerikalı bakım verenlerin Afrika kökenli bakım verenlere göre daha fazla aktivite kısıtlılığı, maddi sıkıntı, stres, depresyon ve bakım yükü yaşadıkları saptanmıştır. Aynı çalışmada Latin kökenli bakım verenlerin Amerikalı bakım verenlere göre daha fazla stres ve depresyon yaşadıkları, bu durumun sebebinin ise etnik köken ve bakım verenlerin hasta ile ilişkisinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Ayrıca bu çalışmada Latin kökenli bakım verenlerin Afrika kökenli bakım verenlere göre kişisel ve rol güçlüğü yaşadığı, Koreli bakım verenlerin de Afrika kökenli bakım verenlere göre daha fazla gelişimsel ve sosyal yük yaşadıkları gözlenmiştir (Janevic and Connell 2001).

2.2.2. Bakım Verilen Hastaya Ait Özellikler 2.2.2.1. Hastanın sosyo-demografik özellikleri

Bakım verenlerde bakım yükü, yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, medeni durum ve ek hastalığı olması gibi hastaya ait sosyo-demografik özelliklerden etkilenebilmektedir (Rafiyah and Sutharangsee 2011, Aşiret ve Kapucu 2012, Chiao, Wu and Hsiao 2015). Gülseren ve ark. nın (2010) şizofren tanısı almış hastalara bakım verenlere yönelik yapmış olduğu çalışmada bakım verenin kadın, bakım alıcısının cinsiyetinin erkek olması, bakım verenin hastasından şiddet görmesi, hastanın bedensel bir hastalığa sahip olması gibi faktörlerin ailelerin de bakım yükünü arttırdığı belirlenmiştir. 342 yaşlıya bakım verenlerin dahil edildiği bir çalışmada 85 ve üzeri yaş grubunda olan, eğitimi ilkokul mezunu olmayan, inme hastalığına sahip, sosyal güvencesi bulunmayan ve bağımlılık düzeyi yüksek olan bir yaşlıya bakım veren katılımcıların bakım yüklerinin yüksek olduğu gözlenmiştir (Selçuk ve Avcı 2016).

2.2.2.2. Hastalığa ait faktörler

Bakım veren bireylerin demans, kanser, inme, kronik psikiyatrik hastalık vs. gibi tanılara sahip hastalara bakma, hastaların tanı alma süresi, hastalığın şiddeti ve evresi gibi faktörler bakım yükünü etkilemektedir (Özer 2010b, Atagün ve ark 2011, Urizar et al 2014, Atkan ve Özkan 2017). Örneğin; kanserli hastalara bakım

21

verenlerin hastalığa adaptasyonu, hastalığın süresi, evresi, kötüleşen semptomların sıklığı ve şiddeti bakım verenlerin stres düzeyleri ile bakım yüklerini arttırarak, yaşam kalitelerinin düşmesine neden olmaktadır (Polat 2011). İran'da kanser hastalarına bakım verenlere yönelik yapılan bir çalışmada bakım verenlerin stres düzeyleri; bakım verilen hastanın cinsiyeti, hasta-bakıcı ilişkisi, kanser tanısı alma süresi ve aylık gelir düzeylerinden etkilendiği, ayrıca katılımcılarda stres düzeylerinin artması fiziksel, duygusal, sosyal ve zaman-bağımlılık yüküne neden olduğu belirlenmiştir (Mirsoleymani, Rohani, Matbouei, Nasiri and Vasli 2017). Kronik psikiyatrik bozukluğu olan hastalara bakım veren 80 katılımcı ile yapılan bir çalışmada başka bir psikiyatrik bozukluğu olan hastaya bakmanın bakım yükünü arttırdığı, hastalığın şiddeti arttıkça bakım verenlerin öznel yükünün arttığı, ayrıca şizofreni hastalarına bakım verenlerin ve bipolar bozukluğa sahip hastalara bakım verenlerin her ikisinde de öznel bakım yükünün yüksek olduğu tespit edilmiştir (Ak ve ark 2012).Kalp yetmezliği hastalarına bakım verenlerde yapılan bir araştırmada kalp yetmezliğinin şiddeti, hastanın cinsiyeti, bakım verilen hastanın fiziksel ve mental sağlık düzeyi bakım verenlerin günlük işlevlerini yerine getirmede zorlanma, aile desteğinde azalma ve fiziksel güç kaybı yaşamalarına neden olduğu, ayrıca bakım yükünü arttırdığı gözlenmiştir (Luttik et al 2007). Yapılan başka bir çalışmada kemoterapi alan, kanser evresi 4 olan, metastazları yaygın, ayrıca 7 ay ve üzeri tanı süresine sahip hastalara bakım verenlerin bakım yüklerinin anlamlı düzeyde etkilendiği belirlenmiştir (Özdemir ve ark 2017).

2.2.2.3. Hastalığa ait fonksiyonel ve bilişsel semptomlar

Hastanın hastalığa ait bilişsel ve fonksiyonel semptomlarının varlığı (ağrı, ajitasyon, saldırgan tutum, inkontinans, konstipasyon, sanrı varlığı, oryantasyon sorunu, konuşma problemleri, uyku problemleri vs.), bakım verenlerin bu semptomları yönetmede yeterli bilgiye ve deneyime sahip olmaması emosyonel stres, anksiyete ve bakım yüküne neden olmaktadır (Özer 2010b, Polat 2011,Rafiyah and Sutharangsee 2011, Atkan ve Özkan 2017, Wit et al 2018). Sinha ve ark. nın (2017) yaptığı bir çalışmada demans ve psikoz hastalarının zihinsel işlevlerinin bozulması, demans süresinin uzaması, günlük yaşam aktivitelerinde bozulma, demansın getirdiği psikolojik ve davranışsal semptomların artması bakım verenlerde bakım yüküne

22

neden olduğu tespit edilmiştir. Çin'de bakım veren aile üyelerine yapılan bir çalışmada demansın getirdiği idrar inkontinansı, davranış bozukluğu, gece dolaşmaları ve konuşma zorluğu gibi semptomların bakım verenlerin emosyonel ve psikolojik iyilik halini etkilediği, hastanın bağımlılık seviyesinin arttıkça aile üyelerinin fiziksel zorlanma yaşadığı, kültürel sebeplerden dolayı aile bireylerinin çok fazla baskı görmesi onların sosyal desteğini azalttığı ve stres yaşamalarına neden olduğu tespit edilmiştir (Petrus and Wing-Chung 2006).

2.2.2.4. Hastanın bağımlılık düzeyi

Hasta bireyin bağımlılık düzeyi, günlük aktivitelerini yerine getirmede yetersiz kalma, engelli veya sakat olması bakım verenlerde bakım yükünü arttırmaktadır (Savage and Bailey 2004, Rafiyah and Sutharangsee 2011, Aşiret ve Kapucu 2012, Cheng 2017). Yapılan bir çalışmada bakım verenlerin; %61,5'inin hastalarının ilaçlarını verme, %44'ünün giyinme-soyunmasına ve %36,7'sinin ise banyo yapmasına yardımcı olma gibi bakım aktivitelerinde bulunduğu, ayrıca 65 yaş ve üzeri, mobilizasyonda yardımcı cihaz kullanan ve günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmede bağımlı olan hastalara bakım vermenin yaşam kalitesi ve bakım yüklerini olumsuz şekilde etkilediği saptanmıştır (Tel, Demirkol, Kara ve Aydın 2012). 80 katılımcının dahil edildiği bir çalışmada inmeli hastaların %41,3'ünün tamamen, %23,8'inin ise ciddi düzeyde bağımlı olduğu, hastaların bağımlılık düzeyi arttıkça bakım verenlerin uyku kalitesinin bozulduğu ve bakım yükünün arttığı belirlenmiştir (Görgülü, Polat, Kahraman, Özen ve Arslan (2016). Demans hastalarına bakım verenlerin dahil edildiği bir araştırmada hastaların bağımlılık düzeyi arttıkça bakım verenlerde anksiyete, depresyon ve düşmanlık duygularının geliştiği, ayrıca zaman-bağımlılık yükü, gelişimsel yük, emosyonel yük, sosyal yük ve fiziksel yükün arttığı gözlenmiştir. Ayrıca çalışmada bakım verenlerde gözlenen düşmanlık duygusu ve zaman-bağımlılık yükünün hastanın finansal becerilerindeki bozulmalardan kaynaklandığı, gelişimsel yükünartmasına ise hastanın ulaşım becerilerindeki bozulmanın neden olduğu tespit edilmiştir (Razani et al 2007).

Benzer Belgeler