• Sonuç bulunamadı

Milli Mücadele’nin ilk zamanlarında silahlı kuvvetlerdeki yüksek rütbeli kara subayları kendi mesleklerinde çok bilgili, tecrübeli ve kahramandılar. Fakat bunların deniz sorunları hakkında bilgili olmadıkları da aşikârdı. Bu subaylar için denizdeki nakliyatın kara nakliyatından bir farkı bulunmuyordu. Bundan dolayı yüksek rütbeli bir deniz subayının Ankara’ya gelip nakliyat için bile olsa deniz harekâtının başına geçmesi istenmemiş; deniz harekâtının tüm sorumluluğu ilk başlarda Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği ’ne (Genelkurmay Başkanlığı) bağlı nakliyat şubesi müdürüne verilmişti.69

67 12 Ekim 1970 Cumhuriyet Gazetesi 4. Sayfa Emekli Korgeneral Ekrem Baydar’ın Kurtuluş Savaşı anıları yazı dizisi.

68 DTA, BDR, 58/1755, 1923.

69 Afif Büyüktuğrul, Osmanlı Deniz Harp Tarihi, c. V,Deniz Basımevi, İstanbul, 1977, s.64-65.

23 Fakat daha sonra lojistik nakliyatın planlı, düzenli, kesintisiz ve emir komuta zinciri içerisinde yürütülmesi için, TBMM Hükümeti, Rusya ile askeri yardım konusunda anlaşma sağladı. Karşılıklı çıkar ilişkisine dayanan bu faaliyetlerde Türk Hükümeti, emperyalist devletlere karşı güçlü bir koruma elde ederken, Rusya ise aynı devletlere karşı tampon bölge vazifesini gören Türk topraklarını himaye altına alarak tehlikenin kendi anavatanından uzak kalmasını sağlamıştır.

Rus desteğinin sağlanması sonrasında Ruslar tarafından gönderilecek mühimmatın savaşın kazanılması için büyük önem arz etmesi Karadeniz’deki nakliyat faaliyetlerinin daha profesyonelce ve merkezi bir şekilde yürütülmesi ihtiyacını doğurmuştu. Bu sebeple nakliyat işinin deniz subaylarından oluşacak özel bir teşkilat tarafından yürütülmesi suretiyle başarılı olabileceği anlaşılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda, Büyük Millet Meclisi’nin Ankara’da toplanmasından iki buçuk ay sonra 10 Temmuz 192070 tarihinde harekât açısından Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisliğine, idari bakımdan da Müdafaa-i Millîye Vekâletine (Millî Savunma Bakanlığı) bağlı olarak, denizciliğe ait işler ve faaliyetler anlamına gelen

‘Umur-ı Bahriye Müdürlüğü’ tesis edilmiştir.71

Umur-ı Bahriye Müdürlüğüne Önyzb. Ahmet oğlu Mehmet Şevket Bey72 tayin edilmiştir. Daha sonra kurulacak olan Bahriye Dairesi Riyaseti’nin kuruluşunda da Reislik yapacak olan Ahmet oğlu Şevket Bey Soyadı Kanunundan sonra Doruker soyadını alacaktır.73

Umur-ı Bahriye Müdüriyeti kurulduğunda sahillerimizde dört ayrı kontrol noktası mevcut olup; Kilikya kıyıları Fransızların, Ege kıyılarının büyük kısmı Yunanların, Boğazlar ve çevresi ise İngilizlerin denetimi altında bulunmaktaydı. Bu durumda tümLiman Reislikleri İstanbul Hükümeti’nin Deniz Kuvvetleri olan Bahriye Nezareti’ne bağlı olduğundan fiili olarak işgal altında kalmıştır.74

70 Mustafa Hergüner, Cumhuriyetimizin Başlangıç Yıllarındaki Denizciliğimize İlişkin Bir İnceleme,(1923-1930), Deniz Ticaret Odası Yayınları, İstanbul, 2002, s.5.

71 DTA, Umur-ı Bahriye Müdüriyeti I. Dönem (UBM I.), 2/22., DTA, UBM I., 3/39.

72 Künyesi EK-XVI’da

73 DTA, Şahsi Dosyalar Defter no:5, Sayfa no:814.

74 Methi Bayar, İstiklal Savaşında Türk Denizcileri, 2.bs.,DZKK. Basımevi, Ankara, 2004,s.33.

24 Umur-ı Bahriye Müdürlüğü göreve başlar başlamaz bütün Liman Reisliklerine bir talimat yollayarak, İstanbul’da bulunan Bahriye Nezareti ile tüm ilişkilerini kesmeleri ve tamamıyla Umur-ı Bahriye Müdüriyeti emirleri doğrultusunda hareket etmeleri emrini yollamıştır. Karadeniz’de Hopa’dan İstanbul’un Karadeniz’deki sınır komşusu sayılan Kefken’e kadar olan bölüm, Akdeniz’de ise Antalya’dan Muğla Milas’ın Güllük Limanı’na kadar uzanan deniz sahasındaki Liman Reisliklerinin tamamı Milli Hükümet’in emrine girdiklerini birer telgraf ile Ankara’ya bildirdiler.

Böylece Ankara Hükümeti’nin deniz sınırları bir anlamda çizilmiş oldu.75 Bundan sonra Umur-ı Bahriye Müdüriyeti, kıyıları bölümlere ayırarak liman başkanlıklarına böldü. Karadeniz kıyıları ikiye ayrıldı.

Birinci bölge, Sovyetler Birliği sınırından İnebolu’nun batısına kadar olan kıyıları kapsamakta olup, Samsun Liman Başkanlığı bu bölgeye merkez yapıldı.

Yarbay Ahmet Halis Bey Liman Reisi olarak atandı.76

İkinci bölge, Cide’den başlayarak batıya uzanan kıyı şeridi üzerinde Zonguldak merkezli Merkez Liman Reisliği olmuştur. Binbaşı Ali Bey Liman Reisi olarak atandı.77

Umur-ı Bahriye Müdüriyeti’nin görevlerinin en başında Karadeniz’de Rus limanlarından yapılacak nakliyatlar geliyordu.78 Müdürlük kurulmadan önce Rusya’dan Trabzon Limanı’na sevkiyat 3. Kafkas Fırkası emrinde ve Trabzon Liman Reisliği gözetiminde sivil taka ve römorkörlerden oluşan özel bir deniz müfrezesi ile sağlanıyordu. Fakat bu müfreze faydadan çok zarar vermeye başlamıştı. Taşımakla görevli oldukları cephanenin bir kısmını Karadeniz açıklarında gizlice Pontusçulara satıyorlardı.79 Pontusçular da bu mühimmatlarla metotlu ve disiplinli çeteler kurup, neredeyse tüm Karadeniz bölgesini haraca bağladılar. Türklerin aldıkları güvenlik önlemlerini ise baskı ve zulüm şeklinde göstererek müttefik kuvvetlerin müdahale etmesini sağlamaya çalışıyorlardı. Hatta Mustafa Kemal Paşa, bu kargaşayı önlemek

75 Polat, Atabey, Özdemir, a.g.e., s.49.

76 DTA, Künyeler Bölümü, 348 Numaralı defter, (Bahriye Dairesi, Muamelat-ı Zatiyye Zabitan Künye Kuyudatı) Salname No:32, s.3., DTA, UBM I., 2/19, 19 Temmuz 1920.

77 Mütercimler, a.g.e., s.86.

78 Mithat Işın, İstiklal Harbi Deniz Cephesi,Deniz Basımevi, İstanbul, 1946, s.12.

79 Bayar, a.g.e., s.20.

25 amacıyla Samsun’a yollanmıştı.80 Bu sebeple Trabzon Limanı’na bağlı Nakliye Teşkilatı, deniz sevkiyatının ve limanların güvenliğini sağlamak açısından büyük önem kazanmıştı.81 Bu bağlamda 1920 senesinin Ağustos ayı başlarında Bahriye Kaçakçı Müfrezesi kurularak Doğu Cephesi Kumandanlığı’na bağlanmıştır.

Müdafaa-i Milliye Vekâleti’nin müfrezeye mevcut durum ve yapılacak olan çalışmalarla ilgili göndermiş olduğu ilk tahriratta şu ifadeler yer almaktadır:

- Kaçakçı Müfrezesinin Üçüncü Tümen Kumandanlığı’na bağlı olarak çalışması,

- Rus limanlarıyla, kıyılarımız arasında yapılacak nakliyatta elde Rüsumat NO:4 ve Gazal Römorkörü ve birkaç küçük motor bulunduğu, bunlar için gerekli personelin ikmaline çalışıldığı.

- Bu maksatla Üçüncü kolordu bölgesindeki bahriye ihtiyatlarında bulunan personelin Trabzon’a sevk edilebileceği.

- Özel şahıslara ait motorlarla da taşımanın mümkün olduğu, bunların ücretlerinin bilahare Umur-ı Bahriye Müdüriyeti tarafından karşılanacağı şeklindedir.82

Bundan başka görevleri ise Milli Mücadeleye katılan gemilerle limanların bakım ve idamesini sağlamak, denize sağlanan bütçeyi idare etmek ve bu konuda gereken önerileri ve kanun tasarılarını hazırlamak, deniz kuvvetlerinin idare, hukuk ve harp divanı işlerini yürütmekti.83