• Sonuç bulunamadı

Bütçe Açıklarının Enflasyon Üzerine Etkis

6- Savurganlık ve Yolsuzluklar : Savurganlık; olması gerekenden çok harcama

1.1.4. Bütçe Açıklarının Ekonomik Etkiler

1.1.4.1. Bütçe Açıklarının Enflasyon Üzerine Etkis

Bütçe açıklarının monetizasyon yoluyla finansmanının enflasyonun en önemli

nedenlerinden biri olduğu hususu temel tartışma konularının başında gelmektedir. Bütçe açıklarının ekonomik sonuçları hakkında ortak bir görüş birliğine varılamamıştır.

Enflasyon genellikle ekonomideki genel fiyat düzeyindeki sürekli artışlar olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlamadaki ‘’genel‘’ terimi önemlidir. Bu terim enflasyonu sadece bir mal veya malların belirli bir bölümünün değil, satın alınan bütün malların ortalama fiyatındaki bir artış olarak belirtmektedir. Genel fiyat düzeyi, para

bakımından mal ve hizmetlerin göreli fiyatıdır. Bu nedenle, enflasyon, parasal ve reel faktörlerin etkileşiminden ortaya çıkan bir kavram olmalıdır103.

Para politikasının amacı olarak görülen fiyat istikrarının sağlanabilmesi için parasal büyüklükler ile fiyat düzeyi arasında anlamlı ve durağan bir ilişkinin var olması gerekmektedir. Ancak para politikasının başarılı olabilmesi için de söz konusu parasal büyüklüğün para otoritesinin kontrolü altında olması gerekmektedir. Mevcut maliye politikasının çıkmaza girmesi ve dolayısıyla mali açıkların sürdürülemez hale gelmesi, hükümetin monetizasyona başvurmasına neden olabilir. Sargent ve Wallace (1981), sürekli bütçe açıkları veren ve baskın olarak maliye politikası izleyen hükümetlerin, açıklarını eninde sonunda para basarak finanse edeceklerini ve böylece enflasyona yol açacaklarını belirtmektedir. Böyle bir durumda, etkin bir para politikası uygulamak güçleşir ki bu da para ve maliye politikaları arasında koordinasyon problemini gündeme getirmektedir104.

Enflasyonist süreç ile ilgili olarak geçerli olan görüşe göre, enflasyonun en önemli nedeni, mali dengesizlikler ve para basımı yoluyla bütçe açıklarının finanse edilmesi olmuştur. Fakat, Merkez Bankaları tarafından bütçe açıkları parasallaştırılmadığında daha büyük bütçe açığı politikaları daha yüksek enflasyona neden olabilmektedir. Şöyle ki, Merkez Bankası açığı parasallaştırmadığında bile daha yüksek açık politikaları için özel sektördeki ayarlamalar mantıklı olarak enflasyona neden olabilir. Bütçe açıkları reel ve/veya finansal sektörler veya hoş olmayan monetarist aritmetik yoluyla enflasyona neden olabilir. Reel sektör tahvil çıkarma yoluyla finanse edilen daha yüksek açık politikalarının makine ve teçhizata yapılacak yatırımın dışlanması şeklindeki neticelerinden zarar görecektir. Makine ve teçhizata yapılacak yatırımın dışlanması ise, üretimin azalmasıyla sonuçlanacaktır ve

103 Aykut Kibritçioğlu, ‘’ Causes Of Inflation In Turkey: A Literature Survey With Special Referance

to Theories of Inflation ‘’, s. 45. http://129.3.20.41/eps/mac/papers/0107/0107002.pdf (Erişim Tarihi: 06.01.2007 )

para arzına dokunulmaması üretimin azalmasıyla birlikte fiyatlar artmaya başlayacaktır105.

Türkiye’de bütçe açıkları, enflasyonun temel nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Türkiye’de 1980’lerin başına kadar bütçe açıkları önemli ölçüde dışsal, açıkların Merkez Bankası tarafından parasallaştırılmasına alışılmış ve para politikası maliye politikasının emrine verilmiştir. 1980’de ise istikrar programı yürürlüğe konmuştur. Bu programdan sonra hükümetin Merkez Bankası kaynaklarına başvurması önemli ölçüde kısıtlanmış, buna karşın iç borçlanma temel finansman kaynağı olmuştur. 1986’dan itibaren önemli bir politika değişikliği yapılmış ve bütçe açıklarının önemli ölçüde iç borçlanma ile finanse edilmesine başlanmıştır. Bunun nedeni ise bu dönemde, parasal genişleme olmazsa bütçe açığının borçlanma ile kapatılmasının enflasyona neden olmayacağı görüşünün hakim olmasıdır106.

Bütçe açıkları ile enflasyon arasında güçlü bir ilişki vardır. Bütçe açıkları enflasyona neden olur, yüksek enflasyon da bütçe açıklarını arttırır. Bütçe açıklarının finansmanı için iç yada dış borçlanmaya başvurulur. Devlet bütçe açıkları için Merkez Bankası’na başvurur. Bu da para arzının genişlemesine yol açar ve ülkede fiyatlar genel düzeyinde artış olur. Ayrıca devlet iç piyasadan borçlanma yoluna da gidebilir. Devletin iç piyasadan borçlanabilmesi için, ihraç edilen menkul değerlerin getirisinin yüksek olması gerekir. Bütçe açığı nedeniyle devletin borç kağıtlarının arzındaki artış, bunların satış fiyatlarını düşürür ve faiz oranlarını yükseltir. Merkez Bankası, Hazine gibi mali otoriteler, faiz oranlarının istikrarlı olmasını hedeflediyseler, bütçe açığının sebep olduğu faizlerdeki artışı önlemek için parasal tabanı genişletirler. Böylece para arzı tekrar artar ve enflasyon oluşur107.

105 O. Cevdet Akçay, C. Emre Alper, Süleyman Özmucur, ‘’ Budget Deficit, Inflation and Debt

Sustainability: Evidence From Turkey (1970-2000) ‘’, Bogazici University, s. 2-3. http://www.econ.boun.edu.tr/papers/pdf/wp-01-12.pdf (Erişim Tarihi: 23.01.2007)

106 İhsan Günaydın, ‘’ Bütçe Açıkları Enflasyonist midir? Türkiye Üzerine Bir İnceleme ‘’, Dokuz

Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 6, Sayı:1, 2004, s.160.

Enflasyonun bütçe açıklarını arttırmasında iki ana mekanizma vardır. Bunlar, vergi toplama sisteminde oluşan aksamalar nedeniyle kamu gelirlerinin azalması ve faiz oranlarının artması nedeniyle kamu borçlarının faiz yükünün artmasıdır. Enflasyon arttıkça vergiden elde edilen reel gelir düşer. Bunun nedeni verginin hesaplama ve ödenme zamanlarının farklı olmasıdır. Nominal faiz oranlarının yükselmesi reel faiz oranlarının da yükseleceği anlamına gelmez. Enflasyon oranları yükselirken, nominal faiz oranları ile birlikte reel faiz oranları da yükselir. Bu durum da belirsizlikte artacaktır ve böyle bir ortamda insanlar nominal değerli sözleşmeler yapmak istemeyeceklerdir. Bu yüzden enflasyonun, faiz oranları ve borç stokunun değerindeki değişmeler kanalı ile bütçe açığına olan etkisini net bir şekilde belirlemek oldukça güçtür108.