• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: BÖLGESEL KALKINMA VE TURİZM İLİŞKİSİ

2.6. Bölgesel Kalkınma Araçları

Bölgesel kalkınmaya dair politikaların yerine getirilmesi önemli ölçüde faydalı olabilecek bir takım araçların olması ile yakın ilişki içindedir. Bu araçların doğru ve bölgeye uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi bölgesel kalkınma politikalarının istenilen hedeflere ulaşmasını kolaylaştırmaktadır.

2.6.1. Teşvik Tedbirleri

Bölgesel kalkınma araçlarına ilişkin ele alınabilecek araçlardan bir tanesi teşvik tedbirleridir. Özellikle az gelişmişliğin egemen olduğu bölgelerde, devlet tarafından özel sektörün özendirilmesine yönelik verilen mali güç veya işletim süreci vergilemele-rine dair verilen teşvikler buna örnek verilebilmektedir. Bu durumun sağlanması sadece küçük anlamda bir bölgenin gelişmesi için değil, aynı zamanda ülke düzeyinde ekonomik gelişmelerin sağlanması içinde verilmektedir. Son zamanlarda özellikle sanayi ve teknoloji alanlarında bu teşviklere rastlanmaktadır. Bölgesel kalkınmaya imkân sağlayacak teşvikler aşağıdaki gibidir (Ildırar, 2004: 40)

· Hibe, yardımlar ve nakit teşvikler

· Vergisel teşvikler, (yatırım indirimi, gümrük muafiyeti, KDV desteği, vergi, resim ve harç istisnası)

· Diğer teşvikler ve düzenlemeler, (kamu ihalelerinde öncelik, özel ihraç fonu, hızlandırılmış amortisman, döviz tahsislerinde öncelik, katlı kambiyo kuru) · Yerel yönetimler tarafından verilen destekler, (arsa tahsisi, emlak vergisi, bina

harcı ve diğer menkul ve gayrimenkullere yönelik bazı vergilerden istisna, iş-letmelerin altyapı katılım paylarında indirim), şeklinde sıralanabilir

43

Yukarıda verilen dört teşvik örneğinin makro bir düzeyden gittikçe daha mikro bir düzeye indiği görülmektedir. Hibe ve yardımların ilk aşama dahil olmak üzere yatırım imkanı sağlayabileceği görülmektedir. Sonrasında ise işletmelerin faaliyetlerinden kaynaklanan vergisel teşviklerin geldiği görülmektedir. Diğer teşvikler ve yerel yönetimlerin sağladığı teşvikleri ise önemli olmakla beraber, hacimsel olarak küçük oldukları söylenebilmektedir.

2.6.2. Metropoliten Bölgelerin Gelişiminin Sınırlandırılması

Topyekûn bir bölgesel kalkınmanın sağlanması için başvurulan yöntemlerden bir tanesi de gelişmişliğin genele yayılmasını sağlamaktır. Bunu yapmak aslında ikili kalkınmayı sağlayabilmektedir. Özellikle büyük metropollerin bulunduğu kalabalık yerlere insani hizmetlerin sağlanması zorlaşmaktadır. Hem uygulama anlamında hem de maliyet anlamında ortaya çıkan bu zorlukların giderilmesi hayati önem taşımaktadır. Bu bölgelerde faaliyet gösteren işletmelerinde negatif dışsal ekonomilerle karşılaştıkları ve üretim maliyetleri başta olmak üzere bir maliyet artışının da varlığı ortaya çıkmaktadır. Metropollerde giderek aratan bu nüfus hem olumsuz anlamda etkilenmekte, hem de bölgede zaten varlıklarını sürdüren insanların olumsuz etkilenmelerine sebep olmaktadır. Bu nedenle kırsal bölgelerden metropollere göçün engellenmesi gerekmek-tedir (Yıldız, 2007: 70).

Kalabalık bölgelerin bu sorununu çözmek adına bir takım tedbirlerin alınması üzerinde durulması gereken bir noktadır. Bu tedbirler Dinler (2001: 315)’e göre aşağıda verilmektedir:

· Nüfusun kırda tutulması

· Büyük kentlere girişte vize uygulanması

· Kalabalık bölgelerde ki faaliyetlerin bir kısmının geri bölgelere transfer edilmesi · Büyük kentlerin nüfusunun uydu kent ya da yeni kentler yaratılarak dağıtılması Bu tedbirlerin alınması sadece büyük ve kalabalık kentlerin kalkınmasını değil, aynı zamanda kırsal bölgelerdeki kalkınma için bir uyarı niteliğindedir. Kırsal bölgelerden metropollere göçün engellenmesi bu sorun için sunulabilecek en açık çözüm önerisidir.

44

2.6.3. Kamu Yatırımları

Kamu yatırımları, gelişmişlik düzeyi düşük ülkeler açısından bakıldığında halkın en çok şikâyetçi olduğu konuların başında gelmektedir. Bir ülkede en gelişmiş bölge ile en gelişmemiş bölge arasındaki gelişmişlik farkının giderilmesi için kamu harcamalarının adaletli ve sistematik bir şekilde yapılması hayati önem taşımaktadır. Bu yatırımlar çok boyutlu olup birçok açıdan bölgeyi geliştirme amacı taşımalıdır. Özellikle altyapı ve üstyapı gibi sosyal kalkınmayı sağlayacak yatırımların ve bölgedeki üretim gücü gibi istihdam başta olmak üzere ekonomik kalkınmaya hizmet edecek yatırımların yapılması kamu yatırımlarını bölgesel kalkınmayı sağlayacak en önemli araçlardan biri konumuna getirecektir.

2.6.4. Yönetimsel Örgütün Adaptasyonunun Sağlanması

Amaçlanan bölgesel politikaların uygulanmasında, mevcut yönetimsel örgütün bu amaçları gerçekleştirmede sıkıntılar yaşadığı bilinmektedir. Bu nedenle bu amaçlarda başarılı olabilmek için bölgesel örgütlenme olması faydalı olabilmektedir. Burada gerektiği durumlarda yetki devri, yetki genişliği, yeniden yönetimin gerçekleşmesi durumları sağlanabilir. Bunun için bir yandan mali olanakların ve personel kalitesinin yükseltilmesi gerekirken, diğer taraftan bölgesel politikalara özel kuruluşlarda eklenmelidir (Yıldız, 2007: 70).

2.6.5. Bölgesel Kalkınma Ajansları

Bölgesel Kalkınma Ajansları bir ihtiyacı gidermeye yönelik kurulmuş yarı-özerk örgütler olarak ifade edilebilir. Bu ajanslar merkezi veya yerel hükümetlerin faaliyet alanları dışında, sadece bölgesel düzeyde faaliyet gösteren, bölgesel kalkınmayı geliştirmeyi hedefleyen ve resmi hükümet kuruluşlarına göre belli başlı avantajlar sundukları kabul edilen birimlerdir. Belki de bu ajanların başarılı olmasına imkan sağlayacak temel bir özellikleri vardır. Kendi konumlarını kaybetme korkusuna sahip olmayan esnek yapıları sayesinde uzun vadede başarılı politikalar uygulayabilir ve bunda başarılı olabilirler (Mcmaster, 2006: 347; TEPAV, 2007: 15). Bölgesel Kalkınma Ajansları, birçok Avrupa ülkesinde 60 yılı aşkın bir süredir bölgesel düzeyde ekonomiyi canlandırmak, örgütlemek ve geliştirmek üzere faaliyette bulunan kurumlardır. Daha önce de ifade edildiği gibi BKA’lar, kamunun finansman sağladığı bölgesel ekonomik

45

gelişmeyi gerçekleştirmek adına çalışma alanı yerel ile sınırlı ve merkezi ile yerel hükümetlerin dışında olan birimlerdir (Kayasü, vd., 2003: 3).

Türkiye açısından bakıldığında ise Avrupa’nın aksine Bölgesel Kalkınma Ajanslarının yeni yeni uygulamaya koyulduğu ifade edilebilir. Aslında planlı dönemler ile birlikte başlayan bölgeler arası dengesizliklerin giderilmesine yönelik politikaların yıllardır çözüm üretememesi Türkiye’yi böyle bir sürece itmektedir. AB’ye katılım konusunda önemli noktalardan olan bölgeler arası denklik ve entegrasyon Türkiye’yi böyle bir sürece mecbur kılmaktadır. İşte bütün bu sebeplerden dolayı ana kütlesini Bölgesel Kalkınma Ajanslarının oluşturduğu bu yeni yapı Türkiye’de de uygulanmaya başlanmıştır (Berber ve Çelepçi, t.y: 146).

AB, birliğe üye veya aday ülkeler için Bölgesel Kalkınma Ajansları açısından ciddi bir finans kaynağıdır. Bu açıdan bakıldığında bir Bölgesel Kalkınma Ajansının AB ile ilişkisi iki kanaldan gerçekleşir (Yıldız, 2007: 72):

· Yapısal fonların aktarımı; BKA’lar, stratejilerinin ve önceliklerinin tanımladığı operasyonel programlar yaparlar. Ancak 1988’den bu yana BKA’lar operasyonel programların uygulanmasından çok AB inisiyatiflerine katılmaktadır.

· Birliğin politikalarıyla uyumlu projeler yönetmek; Avrupa Komisyonu tarafın-dan yaratıcı projeler uygulamak için seçilen BKA’ların sayısı giderek artmakta-dır. Projeler KOBİ desteği, araştırma ve teknoloji geliştirme, eğitim, staj, üye olmayan ülkelerle işbirliği ve yardımlaşma konularında olabilir.