• Sonuç bulunamadı

BALKAN HARBİ: TRAKYA SEFERİ, KIRKKİLİSE MELHAMESİ (2. CİLT): İNCELEME VE METİN

2.1.İnceleme ve Değerlendirme

Bursalı Mehmet Nihat Bey’in “Balkan Savaşı Trakya Seferi Kırkkilise

Melhamesi, 5–13 Teşrinievvel 328 Günleri” kitabı 1340/1922 yılında İstanbul’da

Erkân–ı Harbiye–i Umumiye’ce basılmış, matbu bir eserdir. Eserin tek baskısı mevcuttur. Arap harfleri ile yazılmış olup dili, Türkçedir. Kitap, takdim yazısı, giriş ve altı bölüm halinde toplam 412 sayfadan meydana gelmektedir. İncelemiş olduğumuz bu çalışma, Mehmet Nihat Bey’in yazmış olduğu ve 4 ciltlik eserin ikinci cildini oluşturmaktadır.218

Ele alınan eser, altı kısımdan oluşmaktadır. Eserin birinci kısmında birinci Bulgar ordusu, ikinci Bulgar ordusu ve üçüncü Bulgar ordusu hakkında 5 Ekim’den 8 Ekim de dâhil Bulgar ordularının harekâtlarından bahsedilmiş, Bulgar süvari ordusunun Bulgar ordusundan en etkili olan üçüncü ordunun harekâtından daha sık bahsedilmiş ayrıca orduların düzen ve tertipleri hakkında bilgiler verilmiş olup, askerî kuvvetleri ve levazım bilgileri hakkında da sayısal verilere yer verilmiştir. Fırka ve livaların yürüyüş cetvelleri de çıkartılarak istatistiki bilgilere yer verilerek konunun anlaşılması adına tablolar çizilmiştir. Bunun yanı sıra yolların ve havanın durumundan, hareket güzergâhının çamurlu, tozlu, taşlı olduğu durumlar bildirilerek, havanın soğuk, yağmurlu, sisli olması gibi durumlardan da bahsederek harekâtın hangi şartlar altında gerçekleştiğine dair bilgilerin zihinlerde daha iyi yer etmesine yardımcı olunmuştur. Birinci kısmın ikinci faslında ise Osmanlı kuvvetlerinden bahsedilmiş olup Osmanlı birinci kolordu, ikinci kolordu, üçüncü

218 Birinci cilt, Mehmet Nihat Bey, eserini Erkân–ı Harbiye Mektebi’nde öğrencilerine Balkan Seferi’ni anlatmak için iyi bir kaynak bulamadığını ve bu alanda bir kaynak esere ihtiyacının olması nedeni ile yazdığını, eserde Balkan Savaşı’nın hazırlık ve planlama aşamasından, taktik ve teknik yönünden Balkan Savaşı’nın değerlendirmesini yapmıştır. Mehmet Nihat Bey üçüncü ciltte Lüleburgaz Muharebesi’ni, Bulgar ileri harekâtını ve Osmanlı ordusunun Çatalca hattına çekilmesini muharebelerin gelişimi ve sonucunu da değerlendirmiştir. Çatalca Muharebesi adlı dördüncü ciltte Mehmet Nihat Bey eserini üç gün gibi kısa bir süre içinde hazırlamaya memur edildiğini söylemektedir. Yazar Çatalca Muharebesini, konferans olarak sunma imkânı bulmuş ve bu çalışmasını da Balkan Savaşı eserinin dördüncü cildi olarak takdim etmiştir. Balkan Savaşlarının son cildi olan bu eserinde Osmanlı ordusunun ric‘atını ve Çatalca hattına kadarki Osmanlı ordusunun son durumları hakkında bilgiler vermektedir. Bursalı Mehmet Nihat Bey, “Balkan Savaşı’nda Çatalca Muharebesi (konferansı)” isimli eserinin mukaddime bölümünde eserinin dört cilt olacağını dile getirmiştir.

kolordu ve dördüncü kolordusunun, dört, beş, altı, yedi ve sekiz Ekim tarihlerindeki harekâtlarından bahsedildiği gibi Edirne’de bulunan Osmanlı kuvvetlerinin durumundan ve yapılan saldırı sonrasında Osmanlı kuvvetlerinin harekâtlarına değinilmiştir.

İkinci kısımda Kırkkilise Muharebesi’nden, muharebeyi hazırlayan aşamalardan, Osmanlı ve Bulgar kuvvetlerinin hazırlıklarından, Süloğlu–Geçkinli Muharebeleri’nden ve 9 Ekim’de yapılan muharebenin gelişmeleri ve sonuçları hakkında bilgiler verilerek, Osmanlı kuvvetlerinden bölgede bulunan 3. kolordu ve 1. kolordunun muharebelerinden bahsedildiği gibi Bulgar ve Osmanlı süvari fırkalarının muharebelerine de değinilmiştir. Petra Muharebesi anlatıldığı gibi muharebelerin başlaması ve muharebenin hangi şartlarda vuku bulduğundan bahsedilmiştir. Karahisar Fırkasının muharebesinden ve fırka 9 ile fırka 8’in de muharebeleri anlatılmıştır. Erikler Muharebesi’nden ve bu muharebelerde 8–9 Ekim tarihlerinde vuku bulan gelişmelerden söz edilmiştir. Ayrıca Edirne seyyar kolordusunun ve şark ordusunun 9 Ekim tarihindeki harekâtlarından da bahsedilmiştir.

Üçüncü kısımda Osmanlı ordusunun harekâtından, birinci kolordunun, ikinci kolordunun, üçüncü kolordunun ve dördüncü kolordunun harekâtlarından ve kolorduların 9 Ekim’deki durumları hakkında bilgiler verilerek ayrıca şark ordusu karargâhından ve fırka 7’nin harekâtından da bahsedilmiştir.

Dördüncü kısımda Osmanlı şark ordusunun 10 Ekim’deki hareketleri, Petra Dümdar ve Erikler Muharebeleri, birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü kolorduların hareket ve muharebeleri anlatılmıştır. Bunun yanı sıra Bulgarların 10 Ekim’deki harekâtından da bahsedilmiştir. Beşinci kısımda ise onbir ve on üç Ekim’de Bulgar ordusunun harekâtından, Altıncı kısımda ise on bir ve on üç Ekim’de Osmanlı ordusunun harekâtından bahsedilmektedir.

Mehmet Nihat Bey’in incelenen eserinde Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar sıklıkla yer almakla birlikte, kitap akıcı bir üslup ve ustalıkla yazılmıştır. Eserde yapılan muharebelere istinaden, savaş öncesi asker ve levazım bilgileri istatiki olarak yer almakta iken savaş sonlarında ise yine yaralılar ve ölüler hakkında sayısal veriler kullanılarak, istatistiksel değerlendirmeler ve tablolar oluşturulmuştur.

Mehmet Nihat Bey, eserini askerî teknik ve metotları baz alarak ele almış ve bütün askerî erkanın faydasına sunmayı hedeflemiştir. Eser altı kısımdan oluşmuş ve bu kısımlar sırasıyla, birinci kısım (5–8 Teşrinievvel 328), başlığı altında belirtilen günler arasında kuvvetlerin harekâtı ele alınmış, ikinci kısım (9 ve 10 Teşrinievvel), başlığı altında belirtilen günler arasında kuvvetlerin harekâtı ele alınmış, üçüncü kısım (9/10 Osmanlı Harekât ve Mukarrerâtı), dördüncü kısım (10 Teşrinievvel Günü), kuvvetlerin harekâtı ele alınmış, beşinci kısım (11–13 Teşrinievvel Bulgar Ordusu), altıncı kısım (11–13 Teşrinievvel’de Osmanlı ordusu) başlıkları altında oluşmakta olup, içinde bulunan alt başlıkları ile birlikte konular ayrıntılı olarak incelenmiştir.

Mehmet Nihat Bey, bu çalışmasıyla, Balkan Savaşlarının vuku bulduğu Doğu cephesi hakkında bilhassa Kırklareli (Kırkkilise) Melhamesi hakkında açıklayıcı bilgilere yer vermiştir. Eserde, 5–13 Ekim 1912 tarihleri arasında Trakya’nın Doğu cephesinde meydana gelen savaşların değerlendirmesi yapmış ve fırka ve liva bazında kuvvetlerin hareketlerini de savaş esnasında ve savaş sonrasında bildirmiştir. Bu kapsamda Mehmet Nihat Bey’in incelediğimiz eseri Balkan Savaşlarına kaynaklık edecek önemli bir kaynak olma özelliği taşımaktadır.

Kitabın mukaddime başlığı altında Mehmet Nihat Bey, bu eserini yazma amacını açıklamaktadır. Buna göre Mehmet Nihat Bey, Erkân–ı Harbiye’de öğretim görevlisi olması sebebi ile öğrencilerine, askerlik mesleğini en iyi şekilde nasıl icra edebileceklerine dair Balkan Savaşlarını konu alan ve bu savaşlarda meydana gelen hatalar ve noksanları göstermek ordu komuta sevk ve idare tekniklerini, umum ordu üzerinde lehte ve aleyhte olabilecek fikirleri ve mütalaaları öğretebilmek için bu kitabı yazdığını dile getirmektedir.219 Mehmet Nihat Bey eserini hazırlarken Balkan

Savaşı’na katılmış bulunan kumandanların şahsiyetlerinin değil, olaylar ve makamları dikkat ve değerlendirmeye aldığını ifade etmektedir. Vatanın şahıslara ait olmadığını, gelecek nesillere ait olduğunu bu bakımdan bu eserin gelecek nesillere aktarılmasının bir borç olduğunu, gelecek nesillerin bu savaşlarda meydana gelen

219 Mehmet Nihat Bey mukaddime bölümünde eserini tanıtırken, “Tarih–i harbimizin bir safhasını tenvîr olan ilk maksatından sonra ikinci bir maksat ve gayesi de üç senedir Erkân–ı Harbiye mektebinde kıymettar taleblerime telkin etmeye çalıştığım sevk ve idare mesleğini bilvesile ulum–u askerîyemizin pişgâh tetkikatına arz etmek ve leh ve aleyhinde efkâr ve mütalaâta davet ederek ordumuzda bir sevk ve idare mesleğini tebellür ettirmeye naçizane hidmet eylemektir.” diyerek eseri hazırlamasındaki gayesini açıkça ifade etmektedir.

hataları görerek bir daha bu hatalara düşmemelerini istemektedir. Balkan Savaşı’ndan önce Yunan Harbi’nin olduğunu Yunan Harbi’nde bir çok hata yapıldığını ve akabinde yapılan Balkan Savaşı’nda da yine aynı hataların yapıldığını, Yunan Harbi’nden ders alınmadığını bu yüzden ülkenin büyük bir kayıp yaşadığını, Balkan Savaşı’ndan sonra yapılan I. Dünya Savaşı’nda da ne yazık ki aynı hataların yapılmış olduğunu söylemektedir.220

Mehmet Nihat Bey, bir harp tarihçisi olarak Almanca, İngilizce ve Fransızca’dan bir hayli eser çevirmiştir. Bu çalışmalarını Mareşal Fevzi Çakmak’ta görmüş ve kendisine daha bir çok eser yazması tâlimatını vermiştir. Çalışmalarına yardımcı olabilmek için Mehmet Nihat Bey’e Harp Dairesi vesikalarından faydalanması için izin vermiştir. Mehmet Nihat Bey, bu eserini yazdıktan sonra yine Tarih–i Harb Dairesi’ndeki vesikalardan istifade edebilmesi durumunda Lüleburgaz ve Çatalca Melhameleri’ni de yazacağını ifade etmiş ve Lüleburgaz ve Çatalca Melhameleri’ni de yazmıştır.221 Buradan da anlıyoruz ki Mehmet Nihat Bey’in

eserlerinin temelini oluşturan Tarih–i Harb Dairesi’ndeki vesikalardır. Bu bakımdan eserlerin kaynağı arşiv vesiklarına dayanmaktadır.

Mehmet Nihat Bey, eserinde Bulgar kuvvetlerinin hareketlerini fırka ve ordu bazında takip ederek dile getirdiği gibi Osmanlı kuvvetlerini de ordu ve fırka bazında ayrıntılı olarak değerlendirerek her iki devlet ordusunu ayrıntılı olarak yazmış, ayrıca savaşların başlamasını, kuvvetlerin hareketlerini gün ve saat olarak belirterek konuyu daha da derinlemesine incelemiştir. Okuyuculara her iki devletin ordularını karşılaştırma fırsatı sunmuş ve gerek rica‘t ve gerek kuvvetlerin kendi birliklerine yanlışlıkla yapmış olduğu saldırılara da yer vererek, savaşın seyri hakkında bilgi sunduğu gibi savaşı kazanan kuvvetlerin nasıl kazandığı, savaşı kaybeden kuvvetlerin ise hangi hatalara düşerek savaşı kaybettiklerine de değinerek okuyucuyu ve öğrencilerini aydınlatmak istemiştir.

220 Mehmet Nihat Bey mukaddime bölümünde eserini tanıtırken “Balkan Savaşı’nı kaybetmekte, hususatı saireden sarf–ı nazar, bundan evvelki seferlerimizi ve esfâr–ı ecnabiyeyi tetkik ederek istikbal için ders almamış olmamızın pek büyük bir tesiri olmuştur; kezâlik eğer Balkan Savaşı’nı iyi tetkik etmiş, buna imkân ve zaman bulmuş ve istifade eylemiş bulunsa idik Harb–i Umumî’de irtikab ettiğimiz siyasî, askerî ve idarî birçok hatiata duçar olmazdık; nitekim daha pek yeni seferlerimizde, mesela 313 Yunan Harbi’nde yaptığımız hataların büyük bir kısmını aynen Balkan Savaşı’nda tekrar ettiğimiz gibi Harb–i Umumî’de bu hal bir kere daha tekrar eylemişti.” diyerek yapılan hatalardan ders alınması gerektiğini dile getirmiştir.

Eserde olaylar tarih sırasına göre verilmiş olup, sayısal veriler tablo çizilerek gösterilmiştir. Yazar, eserin hazırlanmasında Harp Dairesi’nden aldığı belgelerden bahsetmektedir. Savaş esnasında yapılan yazışmalar ve telgraf görüşmeleri eserde yer almıştır. Ayrıca Mehmet Nihat Bey’in Balkan Savaşı’nda aktif olarak yer almış olması, silah arkadaşlarının yine Balkan Savaşı’nda aktif olarak bulunması, eserin hazırlanmasında kaynakların iyi olduğunu göstermektedir.

Mehmet Nihat Bey, bu çalışmasıyla yakınçağ tarihine ışık tutmuş, Balkan Savaşı’nı iyi tetkik etmiş ve harekâtları, planları ve stratejileri dönem içerisindeki şartlarıyla değerlendirmiş, hataları ve başarıları sorgulayarak kaynağına inmiş, harp tarihi eseri yazmanın bütün zorluklarını yaşayarak, Balkan Savaşlarının bilhassa doğu cephesi ile alakalı aranacak bütün sorularına cevap olacak iyi bir eser hazırlama gayreti içinde olmuştur. Yazar eserini meslektaşlarının faydalanması gayesi ile kaleme almış olduğunu ve bu eserini herkesin istifadesine sunduğunu dile getirmiştir.222

Bu bağlamda eserin içeriği dikkatle incelendiğinde Balkan Savaşı esnasında yaşanan gelişmelerin ayrıntılı olarak tahlilinin yapıldığını görmek mümkündür. Ayrıca muharebelere ilişkin tutulan notların eser içinde yer alması güvenilirliğini ortaya koymaktadır. Buna istinaden eserde müellifin vermiş olduğu bilgilerin yanında, aktarmış olduğu konular hakkındaki bilgilerin kaynağını sıklıkla belirtmiştir.

Yazar, eserin içinde uygun gördüğü her noktada yapılan harekât, hazırlık ve gelişmeler hakkında kendi düşüncelerini de belirterek okuyucuya uzman bir bakış açısı ile değerlendirme imkânı sağlamıştır. Eser içerisindeki olayları kronolojik olarak vermiş ve tekâmüllerin daha iyi anlaşılabilmesi için olay örgüsünden kopmayarak okuyucu için bir kolaylık sağlamıştır. Nihat Bey muharebe öncesinde cephane ve insan gücü, muharebeler sonrasında ise kayıplar ve zayiatlar hakkında

222 Mehmet Nihat Bey “Balkan Savaşı Trakya Seferi, Kırkkilise Melhamesi (5–13 Teşrinievvel 328 Günleri)”2. Cilt isimli eserinin mukaddime bölümünde eserini tanıtırken “Eserin, harp tarihimizin bir safhasını tenvîr olan ilk maksatından sonra ikinci bir maksat ve gayesi de üç senedir Erkân–ı Harbiye mektebinde kıymettar talebelerime telkin etmeye çalıştığım sevk ve idare mesleğini bilvesile ulum–u askerîyemizin pişgâh tetkikatına arz etmek ve leh ve aleyhinde efkâr ve mütalaâta davet ederek ordumuzda bir sevk ve idare mesleğini tebellür ettirmeye naçizane hidmet eylemektir.” Diyerek böyle bir eserin hazırlanış maksadının harp tarihinin bir safhasını anlatmak ve Erkân–ı Harbiye mektebindeki öğrencilerinin askerlik mesleği gereği öğrenmesi gereken bilgileri bu şekilde öğretebileceğini dile getirmektedir.

sayısal verileri paylaşarak konuların anlaşılmasında ve olayların aydınlatılmasında yararlı olmaya çalışmıştır.

Eser içerisinde yazım ve anlatım hataları mevcut olmak ile birlikte yazar eserin yazımını bitirdikten sonra yapmış olduğu kontrollerde bu hatalarını bulmuş ve kitabı tekrar hatalarından arındırarak yayımlamak yerine kitabın giriş kısmında hata/sevap başlığı altında yazım ve anlatım hatalarının olduğu sayfa ve satır sayılarını vererek hatalı olan kelimeleri tespit etmiş, bu hatalı kelimelerin yerine yazılacak uygun kelimeleri de vererek eser içinde yazılmış olan bu yazım ve anlatım hatalarını gidermeye çalışmıştır.

Mehmet Nihat Bey’in bir asker olarak sabit bir yerde uzun süre görev yapamamış olması ve devamlı kısa süreli olarak farklı yerlerde istihdam edilmesi, eserlerine fazlası ile yoğunlaşamamasına ve eserlerinde bir takım hataların meydana gelmesine sebep olmuştur. Yazar bir asker olarak hem cephede görev almış hemde harp tarihi yazımı ve eğitimi ile ilgilenmek durumunda kalmıştır.

Tüm bu bilgiler doğrultusunda Mehmet Nihat Bey’in incelediğimiz kitabı, Balkan tarihi açısından harp tarihimizde önemli bir yer tutmaktadır. Kitabında Balkan tarihiyle ilgili ve muharebelerle alakalı aydınlatıcı bilgiler yer almaktadır. Yazar, eserinde kendi bilgi ve tecrübelerini de paylaşarak başta günümüz askerî erkanının olmak üzere herkesin istifade edebileceği başat bir eser sunmuştur. Ayrıca eserde Osmanlı askerî teknik ve donanımı hakkında ve harp stratejileri hakkında ilginç, orijinal, müspet bilgiler bulunmaktadır.

2.2. Metin

Mukaddime

İstanbul: Ağustos 328 Birinci cildi Osmanlı veya Balkan ordularından umûmî seferberlik tarih ilânı olan 16 ve 17 Eylül 1328’den 4 Eylül 328’e kadar (dâhil) başlıca Şark–i Trakya’ya aid vakayı ihtiva eden eserin vakayı mevzu’–u bahs olacak ve bilhassa Kırkkilise Muharebesi’nden evvelki hareket–i istihzâriye bu muharebe ve bu muharebeyi takip eden vaki’ tetkik olunacaktır.

Bu cilt dahi birinci ta’dad edilmiş olan menabi’–i resmiye ve hususiyeye müsteniden tahrir edilmiş olup mülâhazât ve münakaşat da, Erkân–ı Harbiye mektebinin 335–337 seneleri tedrisatında istihsâl edilen netâic esas ittihâz olunmuştur.

Bu eser, sırf tarih ve sevk ve idare tetkikatı nokta–i nazarından kaleme alınmış olduğundan şahıs ve şahsiyet imkân dairesinde bir tarafa bırakılmış ve icabında tam bir serbestti ve bitarafi ile yürütüldüğü zannedilen münakaşatta bugün ekserisi bir hayat olan Balkan Savaşı kumandanlarının şahsiyetleri değil belki makamları nazar–ı dikkate alınmıştır.

Eserin, harp tarihimizin bir safhasını tenvîr olan ilk maksadından sonra ikinci bir maksat ve gayesi de üç senedir Erkân–ı Harbiye mektebinde kıymettar talebelerime telkin etmeye çalıştığım sevk ve idare mesleğini bilvesile ulum–u askerîyemizin pişgâh tetkikatına arz etmek ve leh ve aleyhinde efkâr ve mütalaâta davet ederek ordumuzda bir sevk ve idare mesleğini tebellür ettirmeye naçizane hidmet eylemektir.

Eserin, üçüncü cildi inşallah Lüleburgaz Muharebesiyle buna takdim ve bunu takip eden hareketini, dördüncü ciltte Çatalca Muharebesi’ni ihtiva edecek ve Şark–i Trakya’nın bundan sonraki hareketi ve muharebatı, Garb–i Trakya, Garb–i Rum ile kala’ hareket ve muharebatta bir veya birkaç cüzden mürekkep müteakip ciltlerde tetkik olunacaktır. Ancak istifade edebildiğim menabi’ müsteniden yazılmış olan bu eserde muhtaç tenvîr ve izah birçok hususat olduğunu itiraf ederim; bu sebepledir ki bu harbe iştirak etmiş olup henüz bir hayat bulunan tekmil erkân ve emr–ü zâbitân ve mensubin–i askerîye eserde görecekleri nevâkısı ve hatiatı [–D–] kendi hatırat ve saikine müsteniden ikmâl etmenin bir vazife–i vicdaniye olduğunu der–hâtır ettirmeye lüzum görürüm. Ben o kanaatteyim ki başımızdan geçen tecrübeler ve gördüklerimiz kendi malımız değil evlat ve ahvadın hak ve mirasıdır. Bunları kayıt ve tespit ederek evlat ve ahfâda intikal ettirmek her ferdin âla–kadr–il–istitâa vazifesidir.

Balkan Savaşı’nı kaybetmekte, hususatı saireden sarf–ı nazar, bundan evvelki seferlerimizi ve esfâr–ı ecnebiyeyi tetkik ederek istikbal için ders almamış olmamızın pek büyük bir tesiri olmuştur; kezâlik eğer Balkan Savaşı’nı iyi tetkik etmiş, buna imkân ve zaman bulmuş ve istifade eylemiş bulunsa idik Harb–i Umûmî’de irtikab ettiğimiz siyasî, askerî ve idarî birçok hatiata duçar olmazdık; nitekim daha pek yeni seferlerimizde, mesela 313 Yunan Harbi’nde yaptığımız hataların büyük bir kısmını aynen Balkan Savaşı’nda tekrar ettiğimiz gibi Harb–i Umûmî’de bu hal bir kere daha tekrar eylemişti.

Bir millet ancak tarihini tetkik suretiyle fezail ve nevakısı öğrenebilir; harp tarihi ise milletlerin en mühim devirlerini hikâye tetkik eden bir tarih faslından başka bir şey değildir ve milletlerin fezail ve nevakısı büsbütün aşikâr surette irase etmek nokta–i nazarından ise sair zamanların tarihlerine belki takdim bile eder.

Bir millet idarî, içtimaî, siyasî, medenî, en doğru istikâmetleri ancak suret–i umûmîde hassaten tarih, tarih–i ilim tetkikatıyla bulabileceği gibi ordular dahi sevk ve idare esasatını, sanat–ı harbi ancak harp tarihi tetkikatıyla öğrenebilirler. Bu maksatla esfâr ve muharebatın en eskisi de en yenisi kadar aynı esasatı istihsâle kifâyet ederse de bu seferler ne kadar yeni ve şerait–i hazreye ne derece muvafık olursa iktibas neteyic ünsiyette kolay olacağından Balkan Savaşı bu nokta–i nazardan da bizim için daha uzun zamanlar ehemmiyet–i kat‘iyeye haiz olacaktır. Ben âdeta o kanaatteyim ki Balkan Savaşı ve muharebede buz gibi erimiş olan Osmanlı ordusu iyi tetkik ve ta’mik olunamazsa Harb–i Umûmî’deki hareket ve muharebatımızı anlamak pek müşkil ve âdeta gayr–i kâbil olur.

Bence Balkan Savaşı siyaseten olduğu gibi bilhassa bizim için askerlikçe de Harb–i Umûmî’nin bir pişdar223ından ibarettir. İleride tarih belki hatt–ı İtalyan–

Osmanlı Muharebesi’ni de Harb–i Umûmî idhal ederek bunları ve daha şimdiden sonra takip edecek ve etmekte olan esfâr ve muharebatın mühim bir kısmını hep aynı (muharebe devri) nden addedilecektir.

Erkân–ı Harbiye Binbaşısı Bursalı

Mehmet Nihat

–H– Haşiye:

Metinde ( ) veya “ ” işaretleri arasındaki izahat suret–i umûmîde harb cerîdelerinden vesaikten aynen alınmış aksamdır.

(?) işaretide ya sıhhatini tevsîk edemediğim meşkûk veyahut yanlış husûlet ile celb dikkat mevadd için konulmuştur.

Bu ikinci celb dahi 337 esnasında ihzar edilmişken tabi’ ancak şimdi mümkün oldu. Müteakip celbleri teşkîl edecek olan Lüleburgaz ve Çatalca Melhameleri’ni henüz yazamadım. Tarih–i Harb Dairesi’ndeki vesaikten ne zaman istifade mümkün olursa ancak o zaman yazabilirim. Her fırsattan bilâ istifade hiç olmazsa Trakya Seferini ikmâle çalışacağım şüphesizdir. Ve minallahi’t–tevfîk

İstanbul / 1 Teşrinievvel 340

Erkân–ı Harbiye Mektebi Tarih–i Harb–i Ma’lum ve Erkân–ı Harbiye–i Umûmî

Neşriyat Şubesi Müdürü E.H. Kaymakamı Bursalı

Mehmet Nihat

Ayrıca Bir Zarf Dâhilindeki Zeyllerin Fihristi A) Nizam–ı Harbler:

1- Kırkkilise Muharebesi esnasında Balkan Ordusu Nizamı Harbi

2- Osmanlı Şark Ordusunun Kırkkilise Muharebesi Esnasındaki Fiili Nizam–ı Harbi

B) Krokiler Numara

1- Bulgar Karargâh–ı Umûmî’sinin 5 Teşrinievvel 328 için emrettiği mevaddı ile ne emredilmesinin muvafık olacağı hakkında kroki.

Benzer Belgeler