• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4: 2010 ANAYASA REFORMU İLE OLUŞTURULAN YENİ HSYK

4.3. AB ve Avrupa Konseyi Belgelerinde 2010 Anayasa Reformu Sonrası

4.3.2. Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu (Venedik Komisyonu)

Görüş (Görüş No:610/2011)

HSYK reformu sonrası, Anayasa’nın 159. maddesinde yapılan değişikliğe paralel olarak, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nda ve 2461 sayılı HSYK Kanunu’nda değişiklik yapılması gerekmiştir. Bu kapsamda 2802 sayılı yasada önemli değişiklikler yapılmış fakat yürürlükten kaldırılmamış, 2461 sayılı yasa ise tamamen yürürlükten kaldırılmış ve yerini 6087 sayılı yasaya bırakmıştır.

Bu süreçte Türkiye Devleti, Adalet Bakanlığı aracılığı ile Venedik Komisyonu’ndan her iki yasa taslağı hakkında görüşlerini belirtmesini talep etmiştir. Talep üzerine Venedik Komisyonu’nun atadığı uzmanlar, 2802 sayılı yasada değişiklik öngören taslak metni incelenmiş ve 2011 yılı mart ayında resmi görüşlerini açıklamışlardır. Bu görüş, Venedik Komisyonu Genel Kurulu tarafından 610/2011 sayı ile kabul edilmiş ve yayınlanmıştır.

Görüş içeriğinde doğrudan HSYK reformu tartışılmamaktadır. Bunun yerine 2802 sayılı yasada yapılması öngörülen değişiklikler incelenmektedir. Ancak, inceleme konusu yeni HSYK yapısı ile doğrudan bağlantılı olduğundan, rapor içeriğinde yeni HSYK yapısına ilişkin tespit ve değerlendirmeler yer almıştır. Buna göre rapor içeriğinde yer alan tespitler şu şekilde sıralanabilir;

“-Her ne kadar HSYK bağımsız ve çoğulcu bir organ haline gelmiş ise de, hala hakimlerin sadece hukuk ve gerçeklerden oluşan kendi kanaatlerine göre karar verme yeteneklerini tehdit eden baskıcı bir havanın oluşmasına sebep olabilecek Teftiş Kurulu benzeri risk faktörleri vardır. Hakim ve savcıları sadece doğrudan

157

müdahalelerden korumak yeterli değildir. Mahkemelere ve yargısal kararlara yapılan “kurnazca baskıların”129

da bertaraf edilmesi gerekir (p.16).

-HSYK’nın yeniden düzenlenmesi doğru yönde bir adımdır fakat yargıyı politize etme, yönetme ve kontrol etme yönündeki gelenekle başa çıkmak için bir garanti değildir. Her şeye rağmen merkezi bir sistem içerisinde hakimlerin denetim ve gözetimine ilişkin tüm yapı değiştirilmediği için riskler çok ciddidir (p.18).

-Birçok yetki ve görevin siyasi bir organ olan Adalet Bakanlığından alınarak özerk yapıdaki HSYK’ya devri olumlu bir gelişmedir. Ancak, hakim ve savcıların mesleğe kabulünde etkin olan mülakat kurulunun HSYK’ya devredilmesi, kurul kararlarına karşı yargısal denetim imkanının genişletilmesi, Adalet Bakanı’nın başkan sıfatı ile disiplin soruşturması başlatma ve disiplin soruşturmalarını veto etme yetkisinin kaldırılması önerilmektedir (p.101,102).”

4.3.3 Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu (Venedik Komisyonu) Tarafından Düzenlenen Türkiye HSYK Kanunu Tasarısı Hakkında Görüş (Görüş No: 600/2010)

HSYK reformu sonrası, Anayasa’nın 159. maddesinde yapılan değişikliğe paralel olarak, 2461 sayılı HSYK Kanunu yürürlükten kaldırılmış, yerini 6087 sayılı yeni yasaya bırakmıştır. 6087 sayılı yasanın oluşum sürecinde, Türkiye Devleti, Adalet Bakanlığı aracılığı ile Venedik Komisyonu’ndan HSYK kanunu taslağı hakkında görüşlerini belirtmesini talep etmiştir. Talep gereği Venedik Komisyonu’nun atadığı uzmanlar tarafından taslak kanun incelenmiş, 25-26 Kasım 2010 tarihleri arasında Türkiye ziyareti gerçekleştirilmiş, Adalet Bakanlığı, Yargıtay, Danıştay, HSYK ve Türkiye Barolar Birliği temsilcileri ile görüşülmüş, sonuçta, 2010 yılı aralık ayında taslak metne ilişkin resmi görüş açıklanmıştır. Ayrıca bu görüş Venedik Komisyonu Genel Kurulu’nda 600/2010 sayı ile kabul edilmiştir. Venedik Komisyonu’nun taslak metne ilişkin görüşünü deklare etmesinden kısa süre sonra HSYK Kanunu taslağı, TBMM tarafından kabul edilerek yasalaşmıştır.130

129Orijinal metin: “ indirect and/or subtle influences on judicial decision making.”

158

HSYK kanunu taslağı aynı zamanda Anayasa’nın 159. maddesinde yapılan değişiklik ile doğrudan irtibatlı olduğundan, Venedik Komisyonu taslak metin ve Anayasa’nın 159. maddesindeki değişikliği birlikte yorumlamıştır.131Bu nedenle 600/2010 sayılı taslak metin incelemesinin, Venedik Komisyonu’nun 2010 HSYK reformuna bakış açısını yansıttığı söylenebilir. Buna göre rapor içeriğinde yer alan tespitler şu şekilde sıralanabilir;

“-Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa Hakimleri Danışma Konseyi ve Venedik Komisyonu’nun tavsiye niteliğindeki bağlayıcı olmayan belgeleri taslak görüşün oluşturulmasında etkili olmuştur (p.9).

-HSYK reformu doğru istikamette atılmış bir adım olarak desteklenmektedir. Bununla birlikte hala gerçekleştirilmesi gereken daha kapsamlı anayasal reformlara ihtiyaç vardır (p.16).

-Türkiye’de yargı organizasyonu emsallerine göre çok daha merkezi ve hiyerarşik bir yapı arz etmektedir. Bunda, Türk idari teşkilatının geleneksel olarak çok fazla merkezi olmasının etkisi vardır (p.18).

-Yeni HSYK gerçek anlamda güçlü ve bağımsız bir kurul olarak yasal çerçevede kurulmuştur. HSYK’nın kendisine ait bina ve sekretaryasının olması, böylece özerk bir teşkilatlanmaya gidilmesi olumludur (p.23).

-2010 Anayasa Reformu ve Anayasa’nın 159.maddesindeki değişiklik göstermiştir ki, Türkiye Cumhuriyeti, yargı reformu sırasında Venedik Komisyonu'nun tavsiye niteliğindeki kararlarını büyük ölçüde incelemiş ve dikkate almıştır (p.27).

-HSYK üye sayısının artması, meslektaşlarınca seçilen on üyenin varlığı, çoğulcu üye profilinin sağlanması, kendi bina, bütçe ve sekretaryası ile özerk kurumsal yapının tesisi, Adalet Bakanlığı’ndan HSYK’ya geniş yetki devri yapılması, HSYK başkanı olarak Adalet Bakanı’nın yetkilerinin önemli ölçüde kısıtlanması, etkin itiraz mekanizmalarının ve kısmen yargısal denetimin mümkün kılınması Venedik Komisyonu tarafından memnuniyetle karşılamaktadır (p.28).

131Venedik Komisyonu taslak metin ile birlikte Anayasanın 159. maddesini bir arada değerlendirdiğini açıkça belirtmiştir; “Anayasanın 159. maddesi, HSYK ile ilgili ilkeleri detaylı olarak belirlediğinden, taslak kanun metni Anayasada bulunan ilkeleri içermektedir. Bu nedenle söz konusu görüş Anayasanın 159. maddesini ve HSYK kanunu taslağını birlikte kapsamaktadır (p.8).”

159

-Yine de parlamentonun üye seçmemesi, tek oy prensibi yerine çarşaf listenin kabulü, Adalet Bakanı’nın yetkilerinin bir kısmının halen devam ediyor olması ve seçimle gelen üyelerin tekrar seçilme imkânının öngörülmesi HSYK reformunun eksiklikleridir (p.34, 36, 38, 40).

-Adalet Bakanı’nın yetkilerinin azaltılması olumludur. Ancak Bakan’ın hala güçlü yetkileri bulunmaktadır (genel sekreterin belirlenmesi, disiplin soruşturmalarını veto etme yetkisi). Venedik Komisyonu’na göre, Başkan’ın (Bakan) görevlerinin daha da sınırlandırılması tercih edilebilir (p.42).

-Venedik Komisyonu, ilke olarak bakan ve müsteşarın kurulda bulunmasına karşı değildir. Bu konudaki çekincelerin gerçekliği uygulama ile belirlenecektir (p.44). -Bununla birlikte Venedik Komisyonu, ileride yapılacak ilk değişiklikte, müsteşar yerine yasama organı tarafından nitelikli oy çoğunluğu ile üye seçilmesini önermektedir (p.83).

-Bakanın disiplin soruşturmaları üzerindeki veto yetkisi kaldırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, birçok ülkede Bakanlığın bu tür müdahale imkânları teamüllerle bertaraf edilebilmektedir. Türkiye'de bunun varlığından bahsedilmesi mümkün değildir (p.47).

-Bakanın veto yetkisi de dahil olmak üzere yüksek kurulun tüm karalarına karşı yargısal denetim mutlaka sağlanmalı, geliştirilen itiraz mekanizmasıyla yetinilmemelidir (p.75).”

4.3.4 Avrupa Komisyonu Türkiye Emsal Değerlendirme Misyonu (17-21 Ocak