• Sonuç bulunamadı

Batı Avrupa’da ortak bir güvenlik sistemi kurma çabaları II. Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında başlamıştır. Bu amaçla daha önceki bölümlerde de incelediğimiz İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’un katıldığı Brüksel Antlaşması Örgütü bu konuda bir ilk özelliği taşımaktadır. Sadece Avrupa güvenliğini temel alan bu örgüt 1954 yılında Federal Almanya ve İtalya’nın da katılması ile Batı Avrupa Birliği adını almış; ancak 1949’dan itibaren güvenliklerini NATO şemsiyesi altında sağlamaya çalışan Avrupa ülkelerinin işlevsiz bir örgütü olarak varlığını sürdürmüştür. Soğuk

234 EFELER, a.g.e., s. 104.

235 “Prodi’den Savaşa Karşı Dua Çağrısı”, Hürriyet, 20.03.2003.

236 Sevilay KAHRAMAN, “ AB ve Irak Krizi: Bölünmeden Yeniden Birleşmeye Uzun İnce Bir Yol”

Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, AÜ Basımevi, C.2, Sayı: 4, Bahar 2003, s.157–158.

savaş ertesinde BAB’ni canlandırma yönünde girişimler olduysa da, NATO’nun yeni misyonlarla kendini tanımladığı ve Avrupa güvenliği için öncelik olduğu bir ortamda, bunlar başarılı olamamıştır.

Savunma konusunda Batı Avrupa ülkelerinin bir başka girişimi de Avrupa Savunma Topluluğu girişimi olmuştur. Fransa, Federal Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg önderliğinde bir Avrupa savunma gücü yaratılmasına dair çaba, Fransa Ulusal Meclisi engeline takılmış, yine bu girişimden de somut bir sonuç elde edilememiştir

Daha önce de incelediğimiz, soğuk savaş süreci Avrupa güvenliğine yönelik ABD’den bağımsız savunma ve güvenliğe yönelik girişimlerin başarısız olmasının temel nedeni NATO’nun varlığı olmuştur. Avrupa ülkelerinin II. Dünya Savaşı sonrası yeniden yapılanmalarına öncelik vermeleri sonucu, tehdit olarak algılanan Sovyet Rusya’ya karşı savunma konusunda ABD ile işbirliğine gitmelerine yol açmıştır.

Avrupa güvenliği ve savunmasına dair soğuk savaş ertesi ortaya çıkan temel kavram “Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği” (AGSK) olmuştur. Avrupa Birliği içerisinde ODGP kapsamında gelişen AGSP kavramından farklı olarak AGSK; NATO içerisinde gelişen bir kavramdır ve NATO içerisinde Avrupa ülkelerinin kendi savunmaları gerçekleştirmesi üzerine odaklanmaktadır. AB üyesi ülkelerin farklı algıladıkları AGSK, ODGP’nin içerisinde AGSP’nin oluşturulması ile beraber tartışmalarda ağırlığını kaybetmiştir.

2.2. Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği

NATO’nun Avrupa ülkelerinin değişen güvenlik şartları nedeniyle İttifak içerisindeki rollerinin arttırılmasına dayalı bir kavram olan Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK/ESDI), özellikle soğuk savaş sonrası Balkanlar’da yaşanan çatışmalara Avrupa ülkelerinin somut bir şekilde engel olamaması üzerine gündeme gelmiştir. Bu amaçla, soğuk savaş sürecinde işlevsiz bir örgüt konumunda olan

BAB’nin bu amaç için canlandırılması gündeme gelmiş, ancak BAB’ın yetersizliğinden dolayı NATO imkân ve yeteneklerine gönderme yapılması kaçınılmaz olmuştur.

AGSK, ABD tarafından özellikle savunma harcamalarını azaltmak amacıyla finansman yükünün paylaşımı ve Doğu Avrupa’da istikrarın sağlanabilmesi açısından desteklenmiştir. Bu nedenle BAB, NATO’nun Avrupa ayağını oluşturan örgüt haline getirilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda AB Maastricht Antlaşması, BAB Petersberg Deklarasyonu, NATO Brüksel Zirvesi ve 1996 Berlin Bakanlar Toplantısı, Amsterdam Antlaşması ve NATO Washington Zirveleri’nde AGSK’ye ilişkin kararlar ve öneriler yer almıştır.

AGSK ilk kez 10 Aralık 1991 tarihinde Maastricht’teki “AB üyesi ülkelerin BAB’ın rolü ve AB ile ve Atlantik İttifakı ile olan ilişkileri hakkındaki” deklarasyon ile resmen kabul edilmiştir. 238 Bunun sonrasındaki tartışmalar AGSK’nin NATO içerisinde ya da dışında oluşturulması üzerine odaklanmıştır. Bunun yanı sıra, bu yeni yapılanmanın kesinlikle NATO’ya rakip olmayacağı, tam tersine BAB’ın üstleneceği işlevlerle, Atlantik ittifakının Avrupa ayağını güçlendireceği sürekli vurgulanmıştır. Bu anlayışla, AGSK teriminin hiçbir zaman tek başına kullanılmamasına özen gösterilmiş ve hep, “NATO içindeki AGSK” den söz edilmiştir. 239

BAB’ın 1992 Haziranında Petersberg Zirvesi’nde yayınlanan bildiride de, Batı Avrupa güvenliğinde BAB, BAB’ın operasyonel rolünün güçlendirilmesi ve Avrupa güvenliğinde diğer örgütlerle işbirliği gibi konular üzerinde durulmuştur. Deklarasyon’un ikinci bölümünde, operasyonel görevler için komuta, kontrol, muhaberat düzenlemeleri yapacak bir Planlama Hücresi kurulması karara bağlanmıştır. Bunun yanı sıra ASGK’ nin transatlantik ittifakının Avrupa ayağı olacağı dile getirilmiş ve en önemlisi de “Petersberg Görevleri” olarak isimlendirilen insani yardım, kurtarma operasyonları ve tahliye, barış koruma (peace keeping) operasyonları, kriz yönetimi (crisis management) BAB’ın görevleri arasına katılmıştır. 240 AGSK bünyesinde

238 GÜRKAYNAK, a.g.e., s.181.

239 B. Esra ÇAYHAN, “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası ve Türkiye”, Akdeniz Üniversitesi

İ.İ.B.F. Dergisi, S.2, Y. 2002, s.47.

NATO’nun doğrudan katılmadığı operasyonlarda, İttifak’ın imkanlarının BAB tarafından kullanılabilmesi imkanı yaratılmıştır. NATO’nun kullandıracağı bu imkan ve yeteneklerin de, “ayrılabilir fakat ayrı olmayan” bir nitelikte olacağı da vurgulanmıştır.

AGSK konusunda NATO Brüksel Zirvesi bir dönüm noktası olmuştur. Bu zirvenin sonuç bildirisine göre; “Maastricht Antlaşması’nın öngördüğü üzere, uzun vadede AB içerisinde ortak savunma politikası oluşturulması perspektifi dahilinde zamanla Atlantik İttifakı’yla bağdaşabilen bir ortak savunmayı gerçekleştirmeyi öngören AGSK’ nin geliştirilmesine tam destek veriyoruz..”241 denilerek, AGSK konusunda AB’ne destek verilmiş, ancak NATO’ya da vurgu yapılmıştır. Bunun yanı sıra Kuzey Atlantik Konseyi’nin 1996 Berlin Bakanlar Toplantısı’nda da AGSK’ nin NATO içerisinde geliştirileceği karara bağlanmıştır. NATO Kuzey Atlantik Konseyi’nin 3 Haziran 1996’da Berlin’de gerçekleştirilen Bakanlar Toplantısı’nda NATO içerisinde AGSK’ nin oluşturulması ve transatlantik bağın geliştirilmesi üzerinde durulmuştur.

Nisan 1999’da Washington Zirvesi’nde onaylanan NATO’nun yeni stratejik konseptinde de: “ İttifak’ın 1996 yılında Berlin’de ve sonrasında aldığı kararlar doğrultusunda, AGSK’ nin NATO içinde geliştirilmesi sürecektir.” 242 ifadesine yer verilmiştir.

AGSK, görüldüğü gibi AB’nin Avrupa savunması konusunda, BAB aracılığıyla daha fazla yetkilendirilmesi üzerine odaklanmış, ancak bunun her zaman NATO bünyesinde olacağı vurgulanmıştır. AB’nin ve NATO’nun bu yaklaşımı, zamanla AB’nin Maastricht Antlaşması ile oluşturulan ODGP’nin bir parçası olacak bir ortak savunma ve güvenlik politikasına dönüşecek bir yöne kayıştır. Bunda NATO dışında bir yapılanmaya karşı çıkan İngiltere’nin 1998 Aralığında Fransa ile gerçekleştirdiği ve AB’nin savunma ve güvenlik boyutunun ele alındığı Saint Malo Toplantısı’nın büyük etkisi olmuştur. Toplantı sonunda yayınlanan bildiride taraflar243

241 ÇAYHAN ve GÜNEY, a.g.e., s.154.

242 Washington Summit Communiqué: An Alliance for the 21st Century

http://www.nato.int/docu/pr/1999/p99-064e.htm, (15 Nisan 2005)

- Amsterdam Antlaşması’nda yer alan ODGP’nin süratle uygulamaya aktarılması - AB’nin uluslararası krizlere müdahale edebilecek müstakil hareket yapabilecek

kapasiteye sahip olması ve bunun için yeterli askeri gücün desteklenmesi

- NATO’nun bir bütün olarak olmadığı yerlerde AB’nin karar alması için, AB’nin uygun bir yapıya ve askeri kapasiteye kavuşturulması

- Avrupa’nın güçlendirilmiş silahlı kuvvetlere ihtiyacı bulunduğu ve bunun da rekabetçi bir Avrupa savunma sanayi ile desteklenmesi gerektiği konularında görüş birliği sağlanmıştır.

İngiltere’nin Saint-Malo Zirvesi’yle Avrupa güvenliğinde Avrupalı devletlerin daha fazla söz sahibi olmalarını desteklemesi, Atlantikçi çizgiden tamamen ayrıldığı anlamına gelmemelidir. Bu zirve sonrasında da İngiltere, Fransa ve Almanya’dan farklı politikalar izlemeyi sürdürmüştür. Ayrıca İngiltere’nin Euro’ya katılmama kararı sonrasında, Avrupa’da sorunların kaynağı olmak istememesi de, bu zirvenin yapılışında etkili olmuştur. ABD ise bu zirveye, artan güvenlik maliyetlerini azaltabilmek için, olumsuz yaklaşmamıştır.

3. AVRUPA GÜVENLİK VE SAVUNMA POLİTİKASININ GELİŞİMİNİ