• Sonuç bulunamadı

AVLU VE REVAKLAR

Belgede Beşinci Haremi Şerif (sayfa 57-105)

1-Doğu Revak Bölümünde MaksureIi Kısım

AvIuya bakan cephesi oldukça süslü bu yapının orta verinde avluya girişi sağlayan portal açıklığı yer almaktadır.

Doğudaki bu kısım iki kat halinde olup alt katın avlu cephesi kesme taş ayaklara oturtulmuş kemerlerle, üst kaptın avlu cephesi ise alttaki kemerler hizasına açılmış büyük pencerelerle hafifletilmiştir. Kemerler arasındaki ayakların önüne. iki kat boyunca yükselen bindirme sütunlar yerleştirilmiştir. Sütunlar üstte saçağı desteklemektedir.

Avluya bakan cephesi oldukça süslü alt katın sütunları kaidesizdir. Gövdeler sade, başlıklar korint tarzında süsIüdür. Bu alt kattaki revak kısmının kemer boşluklarının arası bu gün ahşap camlı doğramayla kapatılmıştır. Alt katın dış tarafı, dükkan, eczane ve kıraathane vb. kullanılmaktadır.

Alt kat sütun başIıkları üstünde avluya bakan cephesinde bir yazı kuşağı vardır. Üstünde sade bir taş sırası, Hemen üstünde motif sırası görülür ki motif olarak çiçek, yaprak, asma dalı bulunur. Bunun üstünde sade taş sırası, üstünde yine kabartmalı olarak işlenmiş bitkisel motif sırası ver alır.

Revakın tam ortasındaki giriş kapısının her iki tarafındaki sütun başlıklarının üstündeki yazı kuşağının sütun başlığı üstündeki kısmında bir tarafta boğa başı kabartması, bir tarafta ejder kuyruklu aslan başı kabartması görülür.

Üst kat bir maksuredir. Bu gün kütüphane olarak kullanılmaktadır. Avluya bakan yüzünde taş işçiliği ile oldukça zengin motifler ve yazı bordürü yer alır. Revakı oluşturan alt kat sütun dizisi kaidelere oturmakta, sade gövdeli korint tarzı başlıklıdır. Üstü saçakla örtülü bu sütunlar, saçağı desteklemektedir. On sütun ve dokuz kemer görülür. Kemerlerin arasında pencere yer alır.

2-Batı Revak Bölülümünde Maksureli Kısım

Avlunun batısında iki katlı bu cephe ilgi çekicidir. İnaloğlu Ehul Mansur İlaldı’ nın yaptırdığı, üzerindeki yazıttan anlaşılan bu kısmın bazı sanat Tarihçilerinin ileri sürdüğü gibi bir tiyatro cephesinden alınarak kullanılmış olabileceği, bazı ayrıntıların Hellenistik-Roma süslemesi taşımasından akla yakın gelmektedir.

53 Avluya bakan cephesi süslü bu kısım doğudaki kısım gibi iki katlıdır. Altı revaklı, üstü maksureli bu kısımda. üst üste ikişer korint tarzı başlıkları ihtiva eden sütunlar yer alır.

Alt kattaki revaklı kısımda sivri ve Bursa tarzı kemerler kullanılmıştır. Alt katın kaidesiz, sade gövdeli sütunlarının başlıkları hizasında bir yazı kuşağı vardır, Yazı kuşağının üstünde çiçek, asma dalı, yaprak v.s bitkisel motifler kabartmalı olarak işlenmiştir.

Avluya cephesinde alt kat sütunları hizasında yükselen bir sütun sırası yer alır. Bu sütunların gövde tezyinatı diğer sütunlardan farklı olarak oyma tekniğinde işlenmiştir. Bu sütunlar arasında pencere sırası yer alır. Sütunlar saçağı desteklemekte ortadaki iki sütun başlığı üstünde bir sıra yazı kuşağı bulunmaktadır. Yazı sırası üstünde kabartmalı olarak işlenmiş bitkisel motif sırası yer alır.

54

1936 yılı Ulu camii korintleri (A.Gabriel)(

55

56

Ulu cami batı cephesi

Korintler

57

Ulucami batı maksuresi ve korintler (1973 il yıllığı)

-Batı Maksuresi

Avlunun batı kısmında da iki katlı revaklı batı maksuresi bulunmaktadır, Kitabelerden anlaşıldığı üzere alt katı İnaloğlu Ebu Mansur İlaldi tarafından 1117'de, üst katı ise 1124 yılında yaptırılmıştır Bu kısmın bir bölümü Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Döneminde onarılmıştır Batı cephede görülen kitabeler ve silmeIer abidevi bir görüntü vermektedir; İkinci katındaki revaklarda da birbirinden farklı kemerler görülür. Avlunun kısa kenarları; geç antik Bizans yapı elemanları ile islam motiflerini başarılı bir biçimde birleştiren iki katlı yapılarla çevrilidir Antik cağın tiyatro cephelerini andıran caminin doğu ve batı kısımlarında görülen olağanüstü güzellikteki silmeler, kitabeler ve korint başlıklı sütunlar yapıyı daha da gösterişli kılmıştır(117)

58

Avlu batı tarafı ve korintler(2013)

Korintler

Diyarbakır Ulu camide Geç Roma stilinde korinth başlıkları vardır

Cami iç avlunun kuzey revaklarını taşıyan soldan ikinci başlık,Kat.No.1,en iyi korunanlarıdır.Kalkerden yapılmış olan başlığın abakusu üzerinde stilize yılan protomuna yer verilmiştir.Akanthus yapraklarının arası göz göz boşluk ve derin oyulmalarla dantelimsi bir şekil kazanmıştır.Kalathos dudağının altındaki boşluğa,bölgesel özellik olarak nitelendirdiğimiz yarım kenger yaprağına benzer bir yaprak yerleştirilmiştir.

İç avlunun kuzey revağında,soldan yedinci sütun üzerinde yer alan Kat.No.2 korinth başlığı da kalkerden yapılmıştır.Çift sıra işlenen akanthus yaprak uçlarının birbirine bağlanması sonucu oluşan ve sayıları beş-altıya varan köprüleşmelerin varlığı ve parçalanmış yaprak dilimleri arasındaki göz göz boşluklar,Kat.No.1 örneğinin benzer özelliklerini taşır.

Batı bölümündeki iki katlı yapının ikinci katında yer alan sağdan ikinci başlık olan,Kat.No.3. başlığı,yine kalkerden yapılmıştır.Çift sıra akanthus yaprak

59 çelenginde,yaprak araları göz göz boşluk ve oyulmalarla yüzeysel bir dantel biçiminde işlenmiştir.

Avlu batı bölümü ikinci katında sağdan altıncı,Kat No.4 başlığında çift sıra akanthusun yaprak damarları ayrıntılı işlenmiş sert ve kırılgan bir yapı gösteriyor.Kat.No.3’de görülen abakus çiçeği yerine kullanılan lotus çiçeğinin kullanımı devam eder.

Ulu caminin doğu bölümünde yer alan iki katlı yapının alt kat soldan dördüncü sıradaki,Kat.No.5 başlığı ağır kitlesel yapısıyla karşımıza çıkar.Çift sıra akanthus yaprağının işlendiği,yoğun matkabın kullanıldığı başlıkta,akanthus yaprak uçları derince yırtılmıştır

Ulu caminin doğu bölümündeki iki katlı yapının alt kat soldan üçüncü sıradaki Kat.No.6 başlığı,akanthus yapraklarıyla bezenmiş başlıkların aksine oldukça yalın işlenmiştir.İki sıra düzenlenen dil yaprak motifiyle korinth başlıklarının oldukça sadeleştirilmiş biçimini göstermektedir

Doğu bölümündeki iki katlı yapının alt kat soldan ikinci sırada yer alan Kat.No.7 başlığının tek sıra akanthus yaprak çelengine sahip olduğu görülür.İşlenen tek sıra akanthusun tüm yüzeyi kaplaması,volütlerin iri yapılması hemen ilk bakışta klasik formun değiştiğini gösterir.Başlığın bu yeni formu stilize edilmiş çizgilerden oluşmuştur.(48)

60

Ulu camii doğu yönü sütunlar

61

62 Şadırvan

63

64 Diyarbakır’daki yapılarda günümüze ulaşan orijinal şadırvan sayısı oldukça azdır. Bu örnekler Ulu Camii ile Behram Paşa Camii’nde yer almaktadır.

Diyarbakır Ulu Camii avlusundaki, 18.yüzyıla ait şadırvan, mimari olarak bu dönemin özelliklerini taşımaktadır. Şadırvanın çokgen bölümü demir ve ahşap kafeslerle yükseltilmiştir. Alttaki demir kafes, çubukların çapraz eksenlerde örülmesine dayanan eşkenar dörtgenlerden meydana gelmektedir. Üstteki ahşap bölüm altta dört kollu ve sekiz köşeli yıldızlara dayanan süslemeyi sergilemektedir. Üst kesimde dilimli kemer sırası

bulunmaktadır

Şadırvan avlunun ortasında yer almaktadır. Batısında namazgah ve havuz yer almaktadır. Osmanlının son döneminde yapılmıştır.

Şadırvan, sekizgen planlı olarak yapılmıştır. Şadırvanın ortasında sekizgen bir su havuzu yer almaktadır. Sekiz mermer sütunun taşıdığı şadırvan üst kısmı kenarları saçaklı ve çok sivri bir külahla kapatılmıştır. Şadırvan havuzun üst kısmı kenarlarda yine ahşap malzeme ile yapılmış kademeli ve çeşitli geometrik şebekelidir. Şadırvanın tavanı ahşap olup, dıştan yüzeyleri kurşun levhalarla kaplı bir külahla örtülmüştür(30)

65

Havuz

Namazgahın batı tarafında yer almaktadır. Osmanlı son döneminde yapılmıştır. 1888 yılında namazgah ile beraber inşa edilmiştir.

Havuz kare planlı ve zemin düzeyinin döşemesi üzerine oldukça büyük ölçüde bir açık havuz şeklinde yapılmıştır. Bu havuz avlu tabanından yükselen kenarı bir çeşit korkuluk şeklindedir. Üst kenar çevresinde yassı taştan babalar ve aralarında demir çubuklar, parmaklık biçiminde korkuluklar bulunmaktadır. Etrafında musluklara yer verilmiştir(30)

3-Avlunun Kuzey Bölümü

Avlunun kuzey doğu tarafinda sütunlu bir revakııı gerisinde Mesudiye

Avlunun kuzey doğu tarafında sütunlu bir revakın gerisinde Mesudiye Medresesi yer alır. Avlunun kuzey yönündeki revakı oluşturan bu sütunlar, avlunun doğu ve batısında yer alan sütunlardan farklı olarak daha kalın ve kısadırlar. Kaidesiz, sade gövdeli, korint tarzı başlıklı bu sütunlar bir kemer sırasını taşımaktadır.

4-Avlunun Güney Bölümü

Avlunun güney bölümünü Hanefiler camiinin kuzey duvarları teşkil etmektedir. Duvarda Hanefiler Camiine girişi sağlayan kapılar, pencere sırası ve bunların üstünde yazı kuşağı görülür. Siyah ve beyaz taş kullanılmıştır (29)

66

Ulu Camii Kapı ve Avlusu Süslemeler

Ulu Camiin kapı dışında Aslan ve Boğa gibi iki güçlü hayvan arasında bir üstünlük mücadelesi yer almaktadır. Boğa güç'ü sembolize ederken Arslan da üstünlüğü simgelemektedir. İşte bu iki güçlü hayvan arasındaki kavga ve mücadele Ulu Camiin Doğu yönündeki esas kapının üzerinde yer almasına halk arasında şöyle bir yorum getirilmektedir; "Mücadele ve kavga bu camiin dışında

kalsın". . . (1) Ulu Cami'nin doğudaki avlu girişinin kemer köşeliklerinde, simetrik

işlenmiş aslan -boğa mücadelesi yer almaktadır . Aslanlarda sivri kulaklar, sarkık bir yüz, bu yüze göre büyük işlenmiş bir burun tipik özellikler olarak karşımıza çıkar. Ağız kaba bir biçimde işlenmiştir. Aslan kuwetli pençeleriyle boğanın üzerinde, onu sırtından yakalamış, boğa ise can havliyle kaçmaya çalışmaktadır. Işık-gölge etkisi son derece başarılı bir biçimde verilmiştir. Kabartmalarda dikkat çekici diğer özellikler, boğanın aslanın ağırlığı karşısında acıyla ayaklarını karnına doğru çekmesi ve gerdanının kıvrımlı işlenmesidir. Ayrıca aslanın kuyruğu da "C" kıvrımı yapmıştır . Bu özellikler kabartmalardaki Orta Asya hayvan

üslubunun etkisini de göstermektedir

Kompozisyonun üzerindeki kitabede bahsi geçen Nisanoğulları,

İnaloğulları'nın veziridir. Kenti, İnaloğulları'ndan 1142'de almış ve 1183 yılına kadar egemenliklerini sürdürmüşlerdir. İnaloğulları'na

başkaldırmışlar ve halk üzerinde baskı ve zulüm yolu ile hakimiyet kurmaya çalışmışlardır Max Von Berchem ve Strzygowski, kompozisyonla

Nisanoğullarının İnaloğulları'na karşı galibiyetinin sembolize edildiğini söylemektedir Öte yandan boğa, Diyarbakır'daki başka bir yapıdaki

67

Avlu kuzey tarafı(Mesudiye medrese tarafı)

68

Doğu maksure(1973 il yıllığı)

69

Ulu camii korintleri

70

Ulu camii doğu tarafı korintleri

71

Camii Kapı Bitişiğinde Süsleme (Batı giriş)

Ulu camii doğu kısmında üst katta kütüphane

Sarı Abdurrahman paşa kütüphanesi1763’de Diyarbakır valisi oldu Ulu camide bir kütüphane yaptırdı.Hanzade mahallesinde paşa hamamı da bunun evkafıdır.(74)

Hanefiler bölümü

Doğu batı doğrultusunda üç nefli mihraba paralel sahınların, mihrap önünde eksende mihraba dik gelen ve daha yüksek tutulan bir başka sahınla kesildiği dikdörtgen planlı yapının; güney ekseninde dışa taşkın olarak içten ve dıştan üç cepheli bir mihrabı ile, eksenin doğusunda yer alan ancak ana eksendekine göre daha sade düzenlenmiş ikinci bir mihrabı bulunur. Ayrıca, mihrabın güneye taşkın bölümünün hemen batısında, caminin güney duvarı ile ilişkili ancak bağımsız olarak yapılmış olan, kareye yakın dikdörtgen kesitli olup yükseldikçe kademeli olarak daralan ve şerefesinden sonra daire kesitli gövde şeklinde devam eden minaresi bulunmaktadır.

72 Kuzey-güney ana eksenini oluşturan ve mihraba dik gelen sahının, doğu ve batı eksenlerinin iki yanında yer alan “T” biçimli payelerden birbirine ve kuzey ile güney duvarlara atılan kemerlerle oluşan mihraba dik sahına karşılık; bu ana payelerden doğu ve batı yöne doğru atılan kemerler, her yönde bulunan payelere ve sonunda doğu ve batı duvarlarda yer alan duvar payelerine oturur.

Mihrabın hemen sağında yer alan minber ile mihrabın karşısında eksende yer alan ahşap müezzin mahfili, Osmanlı Dönemi eklentisidir. Ana mihrap ile aynı aksta yapı dışında kuzey cephedeki mihrap nişi, avluda bir tür son cemaat yeri mihrabı işlevi görmektedir ki, bunun üzerinde ahşap ile kurgulanmış bir müezzin cumbası (Mukbire) bulunmaktadır.(31)

· Doğu, kuzey ve batıdan üç girişle geçiş sağlanan dikdörtgen avlunun güneyinde asıl cami mekanı olan Hanefiler bölümü yer almaktadır. Bu kısım ve kuzeydeki etrafı revaklı geniş avlu külliyenin en eski mekanıdır Hanefiler Bölümü doğu-batı doğrultusunda mihraba paralel üç sahınlı bir plan tipine sahiptir. Dikdörtgen planın tam ortasında kubbeli mekan bulunur. Kubbede görülen yoğun kalem isleri siyah taşın yoğun olduğu iç mekana büyük oranda hareket katmıştır, Bu kalem isleri 1712 tarihinde yapılmıştır; Yapının güney ekseninde dışa taşkın bir mihrabı bulun- maktadır, Minber taştan ve mihraba göre daha sade yapılmıştır(117)

Ulu Camii İç Mekân

İç mekânda süsleme mihrab, minber, vaiz kürsüsü, orta nefin üst örtüsü ile hariminkuzeyindeki sütunlar üzerinde uygulanmıştır. Süslemeler yapının ilk dönemlerine ait olmayıp18.yüzyıldaki onarımlar sırasında ilave edilmiştir

Kıble duvarında iki mihrab nişi bulunmaktadır. Ortadaki tas mihrab 18. yüzyıldaOsmanlı döneminde yapılmıştır . Asıl duvar yüzeyinden 0.20 m çıkıntı teskil eden3.90 x 6.95 m ölçülerindeki dikdörtgen prizmal mihrab en dışta mukarnas bir bordürle üç yönden kuşatılmaktadır. Beş sıradan meydana gelen bordür en altta yelpaze dilimlerinin belli aralıklarda dizilmesi ile başlamaktadır. Bu yelpazelerin yukarıya doğru kademe kademe genişleyerek devam ettirilmesi sonucu mukarnaslar ters-düz üçgen bölümler oluşturacakşekilde gruplaşmaktadır. Bu gruplar en üstteki tepe nişleri ile birbirine bağlanmaktadır.

Yuvaların yüzeyi sadedir. Alt sıradaki yelpazelerin arasındaki bos yüzeylerde bir palmeti yanlardan çevreleyen iki rumiden oluşan bitkisel süslemeye yer verilmiştir Beşgen planlı mihrab nişi on dört sıralı mukarnas kavsara ile örtülmüştür

73 Kavsarayı oluşturan her sıralar arasındaki ayırım bitkisel süslemeli ince bordürlerle sağlanmıştır. Bordürü dolgulayan bitkisel süsleme iki kıvrık dalın örülmesine dayanmaktadır.

Sıralar en altta yelpaze dizisi ile başlamakta, besinci ve dokuzuncu sıralarda lale formundasonlanan plastik etkisi güçlü sarkıtlar meydana getirmektedir. Alt sıradaki yelpazeler arasına islenen bitkisel kompozisyon ortadaki palmeti iki yandan çevreleyerek yanlara dogru rumi ve çiçek motifleriyle gelişen kıvrık dallardan oluşmaktadır. Sarkıtlar dısında mukarnas hücrelerinin yüzeyi bos bırakılmıştır

Kavsarayı üstte kuşatan beş dilimli kemer silme dizileriyle oluşturulmuştur. Kemer niş köşelerindeki gömme sütunçeler üzerine oturmaktadır. Sütunçelerin silindirik gövdeleri çapraz silindirik çubukların sepet örgü tarzında örülmesine dayanan örgülerle kaplanmıştır.

Gövdeden burmalı bileziklerle ayrılan sütunçe baslıkları kabartma volütlerle dolgulanmıştır

Beşgen mihrab nişinin iç yüzeyi sadedir. Üst kesimde son dönemlerde siyah zemin üzerine sülüs hattıyla yazılan kitabe kuşağının üstünde iki sıralı küçük mukarnas dizisine yer verilmiştir. Bu dizinin üstünde kavsara başlamaktadır.

Kıble duvarının dogu tarafında bulunan ikinci mihrab dairesel planlı sade bir yapı göstermektedir. Yüzeyi günümüzde iki renkli taslarla oluşturulduğu izlenimi uyandıracak şekilde yatay olarak siyah ve beyaza boyanmıştır.

Minber genel olarak kapı, gövde ve taht bölümlerinden meydana gelmektedir

. Tastan yapılan minberin yüzeyi günümüzde tamamen beyaza boyanmıştır. Bu uygulama nedeni ile kullanılan tasın cinsini tespit de güçleşmektedir. Ön yüzde taht bölümüne çıkısı sağlayan basık kemer açıklıklı kapı bulunmaktadır . Basık kemerin yüzeyinde ters-düz palmet motiflerinden meydana gelen bitkisel kompozisyon yer almaktadır. Kemer köseliklerine birer lale dalı işlenmiştir . Kapı, alt ve yanlardan bitkisel bir bordürle çevrelenmiştir. Bordürde belirli aralıklarla ardışık olarak lale, hatai ve nar çiçekleri yerleştirilmiştir. Bir motifin kenarlarından gelişen, palmet, pençberk ve yapraklarla zenginleştirilen kıvrık dallar, bir üstteki motifi oval olarak çevreleyip, onu takip eden motife bağlanmaktadır. Bu düzen her motif için aynı şekilde devam etmektedir .

Kapı kemerinin üstünde iki kartuş içerisine sade sülüs hatla Kelime-i Tevhid yazılmıstır.

74 Kartuşlar yanlarda palmet ve lalelerle sonlanmaktadır. Minberin taç kısmı dış kenarlarda “S” ve “C kıvrımları yapan üç bölümlü bir düzenleme göstermektedir. Bu kısmın yüzeyine bitkisel bir kompozisyon işlenmiştir. Kompozisyonda dikey eksene yerleştirilen iki çiçek motifini oval formda çevreleyen kıvrık dallardan gelişen rumiler ve çiçek motifleri boş yüzeyleri doldurmaktadır. Orta bölüm oval formda bir tepelikle sonlanmaktadır .

Minberin kapı kanatları ahşaptan yapılmıştır. Kanatların yüzeylerinde dörtgen ve kare bölümler oluşturulmuştur. Ortada yer alan dikdörtgen panolarda vazo içine yerleştirilmiş bitkisel düzenlemeler yer almaktadır .. Alt ve üstte bulunan kare bölümlere ise sekiz köseli yıldızlar işlenmiştir. Yıldızların köseleri dışta birer lale motifi ile sonlanmaktadır

Basamaklarla çıkılan taht bölümü, dört sütunun taşıdığı üç dilimli kemerlere oturan dilimli bir kubbeden oluşmaktadır . Sütunların gövdelerinde dikey doğrultulu yarım silindirik çubuklar yan yana dizilmektedir. Sütunçe baslıkları iki bölümlüdür. Alttaki bölümün köselerine yerleştirilen yaprak motifleri üstte dairesel volütlere bağlanmaktadır. Yaprakların aralarındaki yüzeylere konsolvari çıkıntılar yerleştirilmiştir. Üstteki dörtgen prizmal ikinci

bölümün yüzeyleri sade bırakılmıştır. Sütunlar üzerine oturan üç dilimli kemerlerin köseliklerine lale ve hatailerden oluşan dal kompozisyonları işlenmiştir. Kaval, oluk ve düz silmelerin meydana getirdiği kasnak üzerinde yükselen sivri kubbe onaltı dilimli düzenlenmiştir. Kasnak üzerinde ardışık olarak dilimlere denk gelecek şekilde “S” kıvrımlı birer konsol yerleştirilmiştir. Kubbede her dilimin yüzeyi birbirine paralel yatay zikzak yivlerle hareketlendirilmiştir. Üstte oval bir kürecik seklini alan kubbe, metalden damla seklindeki alemle sonlanmaktadır.

Tahtın alt kısmında üç dilimli kemerli açıklıklara yer verilmiştir. Açıklıklar mihrab tarafında oval alanlar içinde “S” kıvrımlarının ters-düz sıralanması sonucu oluşan stilize lalelerle çevrelenmiştir. Diğer taraftaki açıklığı çevreleyen bordür ise lale motiflerinin yan yana dizilmesiyle oluşturulmuştur .

Minberin yan yüzeylerinde alt kesimi oluşturan süpürgelik bölümü üç dilimli kemerli beş açıklık seklindedir. Açıklıkların arasında kalan kısımların yüzeyi bitkisel karakterli kompozisyonlarla dolgulanmıştır . Bu kompozisyonlar rumi, palmet ve karanfil motiflerinin belli bir düzen kurması ile meydana getirilmiştir. Süpürgeliğin önündeki üçgen aynalık bölümü bitkisel süslemeli bir çerçeve içinde yer almaktadır. Çerçeve bordürü palmetli kıvrık dalların birbiri ile örülmesine dayanmaktadır.

75 Minberin korkuluk bölümünün yan yüzeylerindeki düzenlemede silindirik şeritler düğüm yaparak birbirine bağlanan üç bölüm meydana getirmektedir. Yanlarda üç dilimli form kazanarak sonlanan bölümler orta kesimlerinde de karşılıklı birer düğüm yapmaktadır.

Bölümleri birbirine bağlayan düğümlerin iki yanına yarım gül motifleri yerleştirilmiştir. Bölümlerin aralarındaki boşluklar farklı boyut ve formda palmet motifleriyle harekelendirilmiştir. Düzenleme iki uçta birer palmetle sonlandırılmıştır

Tastan yapılan ve son dönemler de beyaza boyanarak orijinal görüntüsünü yitiren vaiz kürsüsü orta nefte mihrabın sol tarafında bulunmaktadır. Dikdörtgen prizma formunda düzenlenen kürsüde alt kesimde kademeli kas kemer formunda açıklıklara yer verilmiştir

Açıklıkların üst bölümündeki yüzeylere yıldız sistemlerinden alınan bir kompozisyon işlenmiştir. Sekiz kollu yıldızlardan gelişen kompozisyonda ortadaki sekiz kollu yıldız yatay ve dikey eksenlerde aynı boyutta yarım yıldızlara doğrudan bağlanmaktadır. Köselerde yer alan 1/ 4 yıldızlar ise birer eşkenar altıgen aracılığı ile bu yıldızlarla birleşmektedir. Yıldız kollarının uzatılarak devam ettirilmesi ile büyük yıldızların etrafında küçük beş köseli yıldızlar meydana gelmektedir. Kürsü üst kesimde silmelerle bir kademe genişleyerek yükselmektedir. Bu kademenin kuzey yüzünde stilize bitkisel motiflerden meydana gelen yarım bir kompozisyon bulunmaktadır. Batı tarafında ise bir mukarnas düzenlemesine yer verilmiştir. Altta üç sıradan meydana gelen ve ters- düz üçgen bölümler halinde gruplasan mukarnasların üstünde iki sıralı basit düzenleme yer almaktadır. Bu sıralar basit nitelikli yuvaların kaydırılmış

Belgede Beşinci Haremi Şerif (sayfa 57-105)

Benzer Belgeler