• Sonuç bulunamadı

f adim (ATS) is 1 Hizmetçi, hizmet eden 2 Herhangi bir sosyal sahada

mürekkeb 1 (ATS) s 1 Birkaç bölümden,

unsurdan ibaret olan. Meydana gelen, teşkil edilmiş. 2. Kendini oluşturan parçalarına, unsurlarına, alakalarına, ilişkilerine göre çok çeşitli olan; çok yönlü. Çeşitli, bazen de zıt özellikleri kendinde birleştiren. 3. Yapısına, şekline, biçimine göre zor anlaşılan; muammalı. 4.

Anlaşılması, kavranılması, yerine

getirilmesi vs. yönden zorluk çıkaran; zor. mürekkeb2 (ATS) is. Yazı yazmada

kullanılan renkli sıvı.

mürekkep Ar. mürekkeb Bileşik, kimyada bileşim. → terkip

mürit (TS) is. Bir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse.

mürid (ATS) is. Tarikata girip bir şeyhe bağlanmış bulunan, tarikat yolcusu./ mec. Birisine körü körüne itaat eden kimse. mürit Ar. mürīd Murat eden, dileyen. → irade.

doğumu, sünneti, evliliği, iyi bir göreve geçmeleri vb. olaylardan duyulan

mutluluk, sevinç. 2. Cömertlik. 3. Yiğitlik, mertlik.

mürüvvet (ATS) is. Mert ve iyi insana mahsus güzel sıfatlar; merhamet, insaf, insanlık.

mürüvvet Ar. mürūwe(t) Erkeklik, erdem, yetkinlik; erkek olma, tam ve yetişkin olma.

müsamaha (TS) is. 1. Hoşgörü, tolerans. 2. Görmezlikten gelme, göz yumma. müsamihe (ATS) is. 1. Görmezliğe gelme, göz yumma, hoş görme, aldırış etmeme. 2. Affetme. 3. Özür dileme.

müsamaha Ar. müsāmaha(t) Hoşgörü, semāha(t) Cömert olma.

müsamere (TS) is. 1. Okullarda

öğrencilerin sunduğu, programında koşuk, oyun vb. gösterilerinin yer aldığı eğlence. 2. Çoğunlukla akşam toplantısı, akşam eğlencesi.

müsamire (ATS) is. Bir şeye hasredilmiş akşam gösterisi müsamere.

müsamere Ar. müsāmere(t) Akşam vakti yapılan sohbet toplantısı, semr / sümūr akşam olma, akşam saatini hoş sohbet ile geçirme.

müsemma (TS) s. Ad verilmiş, adı olan.

etinden erik, kayısı kurusu, üzüm ile pişirilen bir yemek türü.

müsemma Ar. müsemmā Adlandırılmış. / tesmīye(t) adlandırma.

müşahede (TS) is. 1. Görme. 2. Gözlem. müşahide (ATS) is. 1. Dikkatle bakma, gözlem. 2. Dikkatle bakarak, araştırarak öğrenme, inceleme. 3. Bakma, izleme. 4. mec. Müşahede ve tecrübe neticesinde oluşan fikir, düşünce, görüş.

müşahede Ar. müşāhede(t) Gözüyle görme, tanık olma.

müşteri (TS) is. Alıcı, hizmet gören ve karşılığında ücret ödeyen kimse. müşteri1(ATS) is. 1. Alıcı. 2. Bir şeyin alıcısı, sipariş edeni veya bir iş için gelen kimse. 3. Para karşılığında su, elektrik, telefon vs.yi kullanan kimse, abone olan şahıs. 4. mec. İsteyen, arzu eden, hevesli. müşteri2 (ATS) is. Arap astronomisinde Jüpiter’in adı, Erendiz.

müşteri Ar. müşterī Satın alan, alıcı olma.

müteşekkil (TS) s. 1. Oluşmuş, meydana gelmiş.

müteşekkil (ATS) s. 1. Meydana gelmiş, şekillenmiş, ciddi olarak nizam ve intizama tabi olan. 2. Belirli bir gaye için birleşmiş, bir teşkilata, cemiyete vs. girmiş, üye olmuş.

teşekkül.

müzakere (TS) is. 1. Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma. 2. Sözlü sınav. 3. Etüt, mütalaa.

müzakire (ATS) is. Bir iş, bir konu hakkında karşılıklı olarak fikir söyleme, görüşme, fikir mübadelesi etme.

müzakere Ar. müδākere(t) Karşılıklı zikretme, anma. → zikir

mertebe (TS) is. 1. Aşama, derece, rütbe. 2. Evre, safha.

mertebe (ATS) is. 1. Çok katlı binaların her katı. 2. Aynı seviyede ufki şekilde

vazife, makam, derece. 4. Miktar, derece. 5. klâs. Defa, kere, sefer.

mertebe Ar. mertebe(t) Basamak, derece, düzenli olma, sırayla dizilme. → rütbe.

N

nacak (TS) is. Sapı kısa, küçük odun baltası.

nacaġ (ATS) is. 1. Geniş ağızlı kısa saplı balta. 2. Dervişlerin ellerinde

dolaştırdıkları bu baltaya benzer sopa. nacak Far. nāçex / necek Balta, ucu çatallı mızrak.

nağme (TS) is. 1. Güzel, uyumlu ses, ezgi, melodi. 2. müz. Ezgi. 3. mec. Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz. neğme (ATS) is. Türkü, nağme. nağme Ar. naġme(t) Melodi msd. naġm/naġam] alçak sesle ritm tutma

nakış (TS) is. 1. Genellikle kumaş üzerine renkli iplikler veya sırma ve sim

kullanarak elle, makineyle yapılan işleme, el işi. 2. Özellikle duvar ve tavanları süslemek için yapılan resim. 3. müz. Beste ve semainin, dört yerine iki haneli olanı. 4.mec. Hile.

na f

ış (ATS) is. 1. Renkli boyalarla, çizgilerle, renkli boyama suretiyle yapılan süs, resim. 2. İskambil kâğıtları üzerindeki resim, işaret.

nakışlı (TS) s. Nakşı olan.

na fışlı (ATS) s. 1. Nakış yapılmış, süslenmiş. 2. mec. hlk. Şanslı, şansı yaver giden (oyunda).

nakış /nakş Ar. naqş [msd.] 1. Boyama, alacalı renklerle süsleme, bezeme. 2. Münakaşa etme.

nahoş (TS) s. (na:hoş)Hoş olmayan, hoşa gitmeyen, kötü, çirkin.

nafoş (ATS) is. Hasta, hastalıklı. nahoş Far. nāxoş Hoş olmayan, na- hoş.

naip (TS) is. Hükümdar olmadığı zaman veya hükümdarın çocukluğu sırasında devleti yöneten kimse.

naib (ATS) is. 1. Bir kimsenin yerini tutan, yokluğunda işlerini yürüten kimse; vekil. 2. Mahalli idarenin başkanı, resmi görevli, köy ihtiyar heyeti başkanı. 3. Yardımcı.

naiplik (TS) is. Naip olma durumu, niyabet.

naiblik (ATS) is. 1. Naibin, yardımcının işi, vazifesi; vekillik. 2. Naibin idaresi altındaki yerler.

naip Ar. nāib [fa.] Vekil, temsilci, birinin yerinde duran, temsil etme, vekil olma, nöbet tutma.

nal (TS) is. Eşek, öküz vb. yük

hayvanlarının tırnaklarına çakılan, ayağın şekline uygun demir parçası.

nal1 (ATS) is. 1. Bazı hayvanların (at, katır vs.) ayaklarını korumak için vurulan demir.

pençenin ön kısmına çakılan ince demir. nal2 (ATS) is. Direğin altına konan ağaç. nal Ar. na،l Ayakkabı tabanı, sandal, at nalı.

nam (TS) is. 1. Ad. 2. Ün.

nam (ATS) is. 1. İsim, ad. 2. Namine şeklinde: Hatırı için, hatırına, uğruna. nam Far. nām İsim, ün, san / Yun. ónoma, Lat. nomen, Fr. nom, İng. name, Alm. name (isim).

namaz (TS) is. İslam’ın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî bakımdan belirlenen kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet, salât. namaz (ATS) is. din b. Müslümanların, İslamın şartlarından birini yerine getirmek için, günün belli zamanlarında (sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı) yaptıkları kıyam, rüku, sücut, kunut gibi hareketleri yerine getirdikleri, ayetler okudukları ibadet. namaz Far. nemāz Kulluk, boyun eğme.

namazlık (TS) is. 1. Seccade. 2. s. Namaz kadar süresi olan, süren. 3. hlk. Namazda okunan kısa dualar. namazlıġ (ATS) s. hlk. Üzerinde namaz kılınan küçük halı, kilim vs. seccade.

name (TS) is. Mektup

name (ATS) is. Mektup, yazı. name Far. nāme Ferman, resmi yazı, mektup.

vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça. 2. Kasatura, kılıç, meç, bıçak vb. kesici silahların uzun ve keskin bölümü.

namlu (ATS) is. Ateşli silahlarda

merminin ateş aldıktan sonra ilk yol aldığı çelik boru.

namlu Yun. lamní Bıçak ağzı / Lat. lamina.

nargile (TS) is. Tömbeki denilen bir cins tütünün dumanının sudan geçirilerek içilmesini sağlayan araç.

nargile1 (ATS) is. Tömbeki içmekte

Benzer Belgeler