• Sonuç bulunamadı

Aslî Günahın Sistemleştirilmesi

BÖLÜM 1: HİRİSTİYAN TEOLOJİSİNE GÖRE GÜNAH

1.6. Aslî Günahın Sistemleştirilmesi

Hz. Îsâ ile birlikte Yahudi toplumu içerisinde Yahudiliğin bazı ahkamını değiştirmek sûretiyle yeni bir şeriatın oluşması için gelen Hıristiyanlık,229 St. Paul’la farklı bir mecraya kaymış ve özgün bir din haline gelmiştir. Ancak Hıristiyanlığa farklı bir bütünlük kazandıran, onu bilimsel temeller üzerine oturtan, dolayısıyla mevcut Hıristiyanlık dogmasını kuran ve bu dinin şekillenmesinde Hz. Îsâ ve St. Paul’dan sonra gelen en önemli şahsiyet St. Augustin’dir.

1.6.1. St. Augustin

St. Augustin (354-430), Kuzeybatı Afrika’da bulunan Tagos’ta doğmuştur. Babasının pagan inançlarına sahip Romalı bir subay, annesinin de ince ruhlu dine temayüllü bir bayan olduğu belirtilmektedir. İlk eğitimini Tagos’ta aldıktan sonra Kartaca’ya geçmiş ve burada bir süre felsefe ile ilgilenmiştir. Bu arada Mani dinini kabul ettiği, bu dinin kendisini tatmin etmediği, daha sonra tekrar felsefeye ilgi duyup, özellikle Platon ve Plotonis’in etkisinde kaldığı, en sonunda da Milano Piskaposu Abrosus’un yakın ilgisiyle Hıristiyanlığı kabul ettiği kaynaklarda geçmektedir. Kendisini dine verdiği kilise hiyerarşisinde piskoposluğa kadar yükseldiği, 396 yılında da Hippo piskoposu olduğu,230 ömrünün sonuna kadar Hıristiyanlığın bazı açığa kavuşmamış konularda araştırmalar yaptığı, Hıristiyan birliği için çalıştığı, özellikle bazı rafizi guruplarla ve felsefi ekollerle mücadele ettiği kabul edilmektedir.231

Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra St. Augustin bu din içerisinde açıklığa kavuşmamış bazı konuları sistematik hale getirmiştir. Özellikle günahın kaynağı, Hz. Âdem, ilk insan, Aden cennetinde düşüş, şeytanın rolü gibi konularla ilgilenmiş ve bunların hepsini “Aslî Günah” adı altında sistemleştiren ilk kişi olmuştur. Bu nedenle bazı

229 Matta 5/ 18.

230 Tuncar Tuğcu, Batı Felsefesi Tarihi, Alesta Yayınları, Ankara, 2000, 261-263.

Hıristiyan teologlar onu, “Aslî Günah” doktrininin babası olarak vasıflandırmaktadırlar.232

St. Augustin “Aslî Günah”a bağlı olarak, hür irade, kader ve insanın Rabbine karşı görevlerini sistematik bir şekilde ele alan ilk Hıristiyan din adamıdır. Ortaçağ boyunca St. Anselm ve Thomas dışında ondan farklı yorum yapan din adamı neredeyse olmamıştır.233

St. Augustin, aslî günah doktrininin kaynağını St. Paul’a dayandırmakla birlikte, sistemini daha çok geçmişte yaşadığı tecrübeler ve Palagius mücadelesi üzerine kurmuştur.234 Tanrının insanı kendisi gibi hür iradeli olarak yarattığını belirten St. Augustin, insanı da başlangıçta tanrı gibi mutlak irade sahibi olduğunu kabul etmektedir. İnsan Allah’ın bir varlığı olduğunu unutmuş ve O’nun gibi olmaya özenerek “ilk günahı” işlemiştir. İnsanı bu günahı işlemeye sevk eden ne olmuştur? Başlangıçta günahsızlık ve kutsallık gibi sorular karşısında St. Augustin, Hz. Âdem’in gururu, tanrıya benzeme isteği ve kendini evrenin merkezine koyma düşüncesi ona bu günahı işlemeye sevk etmiş demiştir. Allah’ın yarattığı bir varlık olduğu halde yaratıcısına benzemek ve onun konumuna göz dikmek istemesini bu mahlukun Halık’ına isyanı olarak görmüş ve bu isyan sonucunda da varlık alemini müzmin bir günahkarlık batağına saplandığını ifade etmiştir. Yine bu günah sebebiyle dünyada barış ve huzurun kaybolduğunu, yerini ebedîyete kadar sürecek bir boğuşmaya ve insanın hem tanrısıyla hem de birbiriyle çekişme içerisinde bıraktığını savunmuştur.235

St. Augustin, Hz. Âdem’in günahının kendisiyle beraber nesilden nesile geçtiğini kabul etmekte olup, St. Paul’un Romalılara Mektup’ta geçen, “Bunun için nasıl günah bir adam vasıtasıyla ve ölüm günah vasıtasıyla dünyaya girdiyse, böylece ölüm de bütün insanlara geçti çünkü hepsi günah işlediler.236 ifadesini delil göstermiştir. St. Augustin “Herkes onda günah işledi.” tabiriyle, “ondan gelen insan neslinin kastedildiğini”

232 Durali Gül, age, 82.

233 G.Vandervelde, age, 26.

234 G.Vandervalde, age, 14.

235 Ernst Von Aster, İlkçağ ve Ortaçağ Felsefe Tarihi, günümüz diline uyarlayan: Vural Okur, İm Yayınları, İstanbul, 1999, 323- 324.

“günahla beraber ölümün insana geçmesini” “Hz. Âdem hata işledi. O hata işlediğinde biz onda bulunuyorduk.” tabiriyle anlatmıştır.237

St. Augustin ilahi irade tarafından yaratılan evrenle Hz. Âdem’in işlediği ilk günah arasında bağlantı kurarak, günahın işlenmesinin nasıl mümkün olacağı sorusunu gündeme getirmiş ve bu sorulara verilen cevaplar da kötülük problemini ortaya çıkarmıştır. Tek tanrı inanıcndan dolayı kötülük problemi daha çok monoteist dinler için bir sorun olmaktadır.238 Çünkü bu dinlerde tanrı iradesinin kötülük dahil her şeyi içine aldığına inanılmaktadır. St. Augustin, “Bütün rahmetiyle insanlara hitap eden ilahi bir iradeyi yeryüzünde meydana gelen kötülüklerle nasıl açıklayacağız?” sorusunu açıklamaya çalışmıştır.

St. Augustin, kötülük problemini açıklamaya çalışırken, o kötülüklerin müsebbibinin tanrı olmadığını, tanrının daima iradesinin iyi yönde olduğunun, kötülüğün kaynağının ise tanrının verdiği özgürlüğü iradi olarak kullanan insana vermektedir. O, düşüş öğretisini ve ilk günahı kötülük probleminin merkezine almaktadır. Ona göre evrende asıl olan iyiliktir, fakat insan iradesini iyi yönde kullanmamıştır. Onun için kötülük, varlıkların olumsuz ve istenilmeyen yönüdür.239

St. Augustin’in Hz. Âdem ile Hz. Havvâ’yı mükemmel varlık olarak isimlendirmesi ve bunun yanında onların günaha düştüklerini söylemesi bir çok eleştirilere maruz kalmasına sebep olmuştur.240

St. Augustin’e göre ilk yaratılışta mükemmel bir varlık olan insan, Tanrının emrini dinlememiş ve tanrıya karşı bir suç işlemiştir. İşlediği bu suç diğer insanlara geçerek kainatta kötülüğün boy göstermesine sebep olmuştur. Hıristiyanlıkta da önemli bir yer işgal eden kötülük probleminin temelinde aslî günah görülmektedir.241

237 G.Vandervelda, age, 16, 17.

238 Mehmet S. Aydın, Din Felsefesi, İzmir İlahiyat Fakültesi Yayınları, İzmir, 2001, 157.

239 Cafer Sadık, Kötülük Ve Teodise : Batı Ve İslâm Din Felsefesinde “Kötülük Problemi” Ve Teistik

Çözümler , Vadi Yayınları, Ankara, 1997, 174.

240 Sadık, age, 174.

Bunun yanında Tevrat ve İncil’de anlatılan Hz. Âdem’den önce meydana gelen sel, fırtına ve benzeri olayların nedenin ne olduğu görüşü de tartışılmıştır.242

1.7. St. Augustin Sonrası İki Farklı Aslî Günah Yorumu