• Sonuç bulunamadı

4. TASARRUF YETKİSİ KISITLAYAN ŞERHLER VE BU ŞERHLERİN

4.1 Türk Medeni Kanunu’nda Düzenlenen Tasarruf Yetkisi Kısıtlamalarına İlişkin

4.1.3 Şerh verilmesi kanunen öngörülen işlemler

4.1.3.2 Artmirasçı atanması

Mirasbırakan, mirasını önce bir mirasçıya bırakıp sonradan bu kişiyi, bir başka kişiye mirası devretmek üzere yükümlü kılabilir. Mirasbırakanın, bu şekilde bir ölüme bağlı tasarrufta bulunarak, atadığı ve mirası devretmekle yükümlü kıldığı mirasçıya önmirasçı, mirası bu kişiden devralacak olan kişiye de artmirasçı denilmektedir (TMK m.521/I). Artmirasçı kurumu, çoğunlukla miras mallarını korumak isteyen mirasçıların başvurduğu bir yoldur. Örneğin, mirasbırakan, küçük yaştaki çocuğu A’ya mirasını bırakmak istemektedir; ancak A’nın yaşı itibarıyla malvarlığını idare edecek olgunluğa erişmediğini düşünmektedir. Bunun için arkadaşı B’ye, A yirmi yaşına geldiğinde devretmek üzere mirasını bırakır. Bu şekilde yapılan bir mirasçı atamasında B önmirasçı, A artmirasçıdır. B’nin buradaki görevi, mirasbırakanın belirlediği zaman geldiğinde mirası A’ya devretmektir. Artmirasçı atama belirli bir mal bırakma vasiyetinde de söz konusu olabilir (TMK m.521/III). Bazen de

69 mirasbırakan, mirasçılarının kendilerine intikal eden malları düşüncesizce harcayıp ileride mağdur olmasını engellemek için, onların altsoylarını artmirasçı atayarak, mallar üzerindeki tasarruf yetkilerini kısıtlamayı amaçlar. Örneğin oğlunun savurganlığı sebebiyle, edindiği miras mallarını tüketeceğini düşünen baba, doğmuş ya da doğacak torununu artmirasçı atadığında, mirasçı oğluna nakil yükümlülüğü getirerek, malları elinden çıkarmasına engel olabilmektedir. Bazen de aileye ait malvarlığı değerlerinin aile içinde kalması amaçlanmaktadır. Ortaçağ’da çok uygulanan bir miras işlemi olmakla birlikte, feodal ilişkilerin bir ürünü olan bu uygulama, Medeni Kanunumuzca aynı yükümlülüğün artmirasçıya yüklenemeyeceği hükmüyle (TMK m. 521/2) sınırlandırılmıştır; buna “fideicomissi yasağı”adı verilir (Dural ve Öz, 168-171; Serozan ve Engin, s. 416-418).

Artmirasçılıkta bozucu ve geciktirici koşulun bir arada bulunduğu söylenebilir. Artmirasçı atamada, önmirasçı mirası, bozucu bir koşul veya süreye bağlı olarak mirasbırakanın ölümüyle birlikte (artmirasçıya bırakmak üzere) kazanır; bozucu koşulun gerçekleşmesi veya sürenin dolması durumunda ise artık artmirasçı mirası kazanacaktır. Türk Medeni Kanunu’nun 252. maddesine göre, mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufunda geçiş zamanını belirtmemişse, önmirasçının ölümü sonrasında miras artmirasçıya geçecektir. Burada önmirasçının ölümü, önmirasçı için bozucu, artmirasçı için geciktirici koşuldur (Serozan ve Engin, s. 412, 417; Antalya ve Sağlam, s. 202-203).

Şerhin yapılması ve hükümleri

Artmirasçının haklarını güvence altına almak için Türk Medeni Kanunu kapsamında bazı tedbirler öngörülmüştür. Türk Medeni Kanunu m. 523/II; “Mirasbırakan açıkça bağışık tutmadıkça, mirasın önmirasçıya teslimi onun güvence göstermesine bağlıdır. Taşınmazlarda bu güvence, yeterli görüldüğü takdirde mirası geçirme yükümlülüğünün tapu kütüğüne şerh verilmesiyle de sağlanabilir” hükmü ile güvence gösterilmesi düzenlenmiş ve Türk Medeni Kanunu m. 1010/I b.3 uyarınca terekedeki taşınmazın artmirasçıya geçirilmesine dair yükümlülüğünün tapu kütüğüne şerh verilebileceği ve böylelikle önmirasçının tasarruf yetkisinin kısıtlanabileceği öngörülmüştür. Bu hükümde güvence olarak, birinci fıkra hükmünde defter tutulması, ikinci fıkra hükmünde taşınırlar için güvence gösterilmesi (banka teminat mektubu, tahvil vb) taşınmazlar için tapuya şerh verilmesi ve üçüncü fıkra hükmünde terekenin resmen yönetimine yer verilmiştir.

70 Türk Medeni Kanunu’nun 523/II. maddesi kapsamında taşınmazlar için aranan güvence artmirasçılığın tapu kütüğüne şerh edilmesidir* (Dural ve Öz, s. 174-177). Fakat belirtmek gerekir ki, önmirasçı mirası kanunen (ipso iure) iktisap eder. Güvence gösterilmemesi, mirasın iktisabı ile ilgili olmayıp, tereke mallarının teslimiyle ilgilidir (Dural ve Öz, s. 176-177; Antalya ve Sağlam, s. 203). Artmirasçı atanmasına dair şerhin tasarruf yetkisini kısıtlama bakımından açıklayıcı mı yahut kurucu mu olduğu öğretide tartışmalara yok açmıştır. Birinci görüşe göre, artmirasçı atanmasına dair şerh tasarruf yetkisinin kısıtlanması bakımından kurucu niteliktedir. Artmirasçı, taşınmazı şerh anındaki haliyle kazanmaktadır ve yalnızca şerhten sonra üçüncü kişilere yapılan terkinleri isteme hakkına sahip olacaktır (Nomer ve Ergüne, 2017: 144-145). İkinci görüşe göre ise, artmirasçı atanmasına dair şerh tasarruf yetkisinin kısıtlanması bakımından açıklayıcı bir etkiye sahiptir. Burada önmirasçının tasarruf yetkisi şerhten önce kısıtlanmıştır ve şerh yalnızca üçüncü kişilerin iyiniyetini ortadan kaldırma fonksiyonunu haizdir. Artmirasçı atanmasına dair tapu kütüğünde şerh yoksa, artmirasçı, hakkını iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri süremeyecek ve bu kişilerin kazandıkları ayni haklar tapu siciline güven ilkesi dolayısıyla korunacaktır. Bu noktada artmirasçı, yalnızca hakkın üçüncü kişiye geçmesi nedeniyle uğradığı zararın tazminini ön mirasçıdan talep edebilecektir (Yakuppur, 2016: 90).

Artmirasçı, taşınmazın mülkiyetini, koşulun gerçekleşmesi veya vadenin gelmesiyle kendiliğinden kazanamaz. Türk Medeni Kanunu m. 523 uyarınca yapılan şerh, önmirasçının tasarruf yetkisini kısıtlar ve taşınmaz bir şekilde başkasına devredilmişse, bozucu ve geciktirici koşulun gerçekleşmesinden sonra, şerhin etkisi dolayısıyla taşınmazı devralanlara karşı bu hak ileri sürülebilir.

Artmirasçı atanmasına dair şerh, vasiyetnamenin bir örneği ve şerhi içeren mahkeme kararının tapu sicil müdürlüğüne ibraz edilmesi üzerine tapu kütüğüne kaydedilir

* Öğretide bir görüş, artmirasçı atanmasına dair şerhi, kişisel hakkın şerh edilmesi kapsamında

değerlendirmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 523. maddesi, artmirasçının talebi ile taşınmazın tapu kütüğündeki sayfasına önmirasçının bu taşınmaza, taşınmazı artmirasçıya devretme yükümlülüğü ile malik olduğu hususunun şerh edilmesini öngörmektedir. Şerh tarihinden sonra taşınmazlar üzerinde kurulan ayni haklar, artmirasçının taşınmazı devraldıktan sonra ona karşı ileri sürülemeyecektir. Zira şerhten sonra taşınmaz üzerinde ayni hak kazanan kişiler, şerhin varlığı dolayısıyla taşınmaz üzerinde artmirasçının beklemece hakkı olduğunu bilmektedir. Ne zaman ki, Türk Medeni Kanunu m. 522 hükmündeki şartlar gerçekleşir ve taşınmaz artmirasçıya geçerse, sonradan kazanılan bu ayni haklar tapu kütüğünden terkin edilir. Bu itibarla şerh, artmirasçının kişisel nitelikte olan beklemece hakkını kuvvetlendirmekte ve bu hakkın önmirasçı dışında üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilmesini sağlamaktadır (Akipek vdğ., 2018: 316).

71 (TST m.48/I-b) ve taşınmazın tapu kütüğündeki sayfasına sözü geçen yükümlülük şerh edilir (Ünal ve Başpınar, 2017:361)

Şerhin terkini

Artmirasçı atanmasına dair şerh, mirasın artmirasçıya geçmesiyle etkisini yitirir ve şerh artmirasçının talebi üzerine tapu kütüğünden terkin edilir. Türk Medeni Kanunu m. 522/II hükmü doğrultusunda, mirasın artmirasçıya geçmesi herhangi bir nedenle artık mümkün değilse miras, önmirasçıya; önmirasçı ölmüşse onun mirasçılarına kesin olarak kalır. Bu durumda önmirasçının, önmirasçı ölmüşse onun mirasçılarının talebi üzerine artmirasçı atanmasına dair şerh tapu kütüğünden terkin edilir. (Doğan, 2004:233)

4.1.3.3 Eşin tasarruf yetkisinin kısıtlanması şerhi