• Sonuç bulunamadı

3. KĠTAP TANITIM YAZILARI VE MAKALELER

3.9 The Art Book (Sanat Kitabı) (1994-), Wiley Blackwell Publishing

İngiltere‟de kurulan The Association of Art Historians (Sanat Tarihçileri Derneği) süreli yayınlarından biri olan, üç ayda bir yayınlanan dergi, sergi, güzel sanatlar, mimarlık, tasarım, medya, fotoğraf ve film konularına odaklanmaktadır. Her sayıda

sanat dünyasının ileri gelenleri ile röportajlar yapılmaktadır. Ayrıca kitap tanıtım ve eleştirilerine de yer vermektedir. Sanat severler, sergi ziyaretçileri, akademisyenler ve öğrenciler, müze uzmanları, koleksiyonerler ve sanatçılara yönelik bir dergidir. (Url-18).

3.9.1 Kitap Tanıtım Yazıları

Bu dergide incelenen kitap tanıtım yazıları içerikleri ile birlikte aşağıda listelenmiştir:

3.9.1.1 The Age of Sinan: Architectural Culture in The Ottoman Empire (Mimar Sinan’ın Dönemi: Osmanlı Ġmparatorluğunda Mimarlık Kültürü)

Yazar : Henry Matthews Tarih : Mayıs, 2006 Cilt No :Cilt: 13, No:2 Sayfa : 53-55

Makalede Tanıtılan Kitap: The Age of Sinan: Architectural Culture in The Ottoman Empire

Tanıtılan Kitabın Yazarı (ları): Gülru Necipoğlu

Kitap Tanıtım Yazısının İçeriği: Harvard Üniversitesi Ağa Han bölümü öğretim üyesi Gülru Necipoğlu‟nun Mimar Sinan ile ilgili bu kitabını uzun süredir beklediklerini belirten Matthews kitabın Mimar Sinan‟ı kendi döneminde ele aldığını, yeni ve önemli bir yorum olduğuna dikkat çekmiştir. Doğu üslubunda inşa edilmiş ve bir zamanlar mimariye ait tarih metinlerinin kenarına sıkışmış muhteşem kubbeli Osmanlı camilerinin simdi bu yayınlanan kitapla hak ettiği yeri bulduğunu iletmiştir. Matthews, Mimar Sinan‟ın mimarlık alanında rakipleri olarak belirttiği Filippo Brunellschi (1377- 1446) ve Michelangelo Buonarotti‟nin (1475- 1564) önüne geçtiğini eklemiştir. Belirtilen İtalyan mimarların ikisinin de muhteşem kubbe inşa ettiklerini ve zaten var olan “problemli binalar” üzerinde çalışmak zorunda kalıp, kendi eserlerinin tamamlanmalarını göremediklerinden bahsetmiştir. Genellikle sanat hamileriyle ters düşmüşler, inşaatlar senelerce sürmüştür ve öğrendiklerini yeni projelere uygulama şansları olmamıştır. Bunun tersine Mimar Sinan‟ın ise yarım yüzyıl boyunca (1538-88) üç padişaha başmimarlık yaptığını, bina

yapımında, mekânda ve ışıkta cüretkâr deneyler yapma imkanına sahip olduğunu iletmiştir. Arkasında zengin bir imparatorluğun desteği ile camilerin çoğunu kısa sürede tamamladığını, stilini değiştirme ve detaylarını inceleme ve çeşitli mimari tarzlarını uygulama imkanı bulduğuna değinmiştir. İddialı bulduğu Gülru Necipoğlu‟nun kitabında Mimar Sinan‟ın doyumsuz bir şekilde sanatsal denemeleri yapan bir Türk Michelangelo‟su olmadığını söylediğini belirtmiştir. Mimar Sinan üzerine daha önce yazılmış olan Aptullah Kuran‟ın , (Sinan: Osmanlı Mimarlığının eski büyük üstadı) (1985), Doğan Kuban‟ın Sinan’ın Sanatı ve Selimiye 1997) ve Reha Günay‟ın, Sinan, The Architect and His Works (1988) isimli kitaplardan bahseden Matthews, bunlardan farklı olarak Necipoğlu‟nun çalışmasının Sinan‟ın mimarlığının biçimsel yönlerinin ve camilerin yapısal projelerinin ötesine geçtiği üzerinde durmuştur. Necipoğlu‟nun mimari analizi son derece başarılı olarak yürütmesine rağmen ağırlıklı olarak mimariyi sosyal ve tarihi bağlamda ele aldığına işaret etmiştir. Kitaptaki 200 renkli fotoğrafın “fotoğrafçı” Reha Günay‟a ait olduğunu belirten yazar bu eserin gördüğü en iyi resimli kitaplardan biri olduğunu eklemiştir. Resimlerin altında eserlerin boyutlarına ve bulundukları yerlere dair bilgi olmamasını eleştirmiştir.

3.9.1.2 Letters in Gold: Ottoman Calligraphy from Sakip Sabanci [Sakıp Sabancı] Collection, Istanbul (Altın Harfler. Sakıp Sabancı Osmanlı Hat Sanatı Koleksiyonu)

Yazar (lar) : Phil Baker Tarih : Eylül, 2000 Cilt No :Cilt:7, No:4 Sayfa : 12-14

Tanıtılan Kitap: Letters in Gold:Ottoman Calligraphy from Sakip Sabanci Collection, Istanbul

Tanıtılan Kitabın Yazarı (ları): M. Uğur Derman

Kitap Tanıtım Yazısının İçeriği: Baker, güzel sanatlar ve süsleme sanatları arasındaki Batılıların anladığı anlamdaki ayırımı, İslam sanatlarına uyarlamanın mümkün olmadığını belirtmiştir. Buna göre Hat Sanatı İslam dünyasının en önemli sanat dallarından biridir ve hat sanatçıları ressam ve mimarlardan daha önemlidir.

Hat Sanatı en çok Kuran‟a uygulanmakta ve Arap alfabesi kullanılmakta olmasına rağmen Hat Sanatı Osmanlı Türkiyesi‟nde doruk noktasına ulaşmıştır. Makalenin Harvard ve Los Angeles‟daki Metropolitan Sanat Müzesi‟ndeki muhteşem koleksiyonun konusu olduğunu ifade etmiştir. Doğu halıları hariç, İslam sanatının batıda etkili olmadığını, belki İslam sanatı soyut bir sanat olarak görülürse, Batılılar tarafından daha iyi anlaşılacağını, kabul edebileceğini ama bunun da yanıltıcı olabileceği için en iyisi bu sanatı olduğu haliyle kabul etmek olduğu gerektiğinin üstünde durmuştur. İslam Hat Sanatının konumunun , Kuran‟ın naklini sağlayan Arap metinlerindeki mistik anlamlarla ilintili olduğunu belirtmiştir. Derman‟ın konuyla ilgili sunumunun çırak usta ilişkisine ve yazıda kullanılan malzeme gelişimine dikkat çektiğini iletmiştir. Kitabın ilk bölümü “Türk Hat Sanatı‟nda, kalem, kağıt, siyah mürekkep, yaldızlamanın hazırlanması ile ilgili ve kullanılan araçlarla ilgili fotoğraf ve bilgi verir. Genel olarak Osmanlı Türkiyesi ve İslam dünyasının seramik, metal işleri, dokuma ve ahşap üzerine olağanüstü hat süslemeleri yaptıklarını ifade etmiştir. Katalogdaki bazı ahşap parçaların Sabancı koleksiyonu‟na dahil olup bir önceki kitapta The Sabanci Collection of Calligraphy, Istanbul, 1985 (Sabancı Hat Koleksiyonu, İstanbul, 1985) olmasına rağmen, burada ne yazık ki mevcut olmadıklarından bahsetmiştir. Yazara göre Derman, Türkiye‟nin hat konusundaki önde gelen otoritesidir ve bu kitap konuyla ilgili daha önce yayınlanmış kitaplarla ilgili bir inceleme de sunmaktadır..

3.9.2 Makaleler

Bu dergide incelenen makaleler içerikleri ile birlikte aşağıda listelenmiştir:

3.9.2.1 Bringing Ottoman Architecture into the Mainstream (Osmanlı Mimarlığını Ön Plana Çıkarmak)

Yazar (lar) : Henry Matthews Tarih : Eylül, 2000 Cilt No :Cilt: 7, No:4 Sayfa : 15-17

Makale İçeriği: Matthews makalesine iki soru ile başlamıştır. “Brunelleschi ve Michelangelo‟nun muhteşem kubbeli klişelerini bilen kaç tane mimarlık öğrencisi, Rönesans döneminde bir o kadar önemli mimari gelişimin güney doğu

Avrupa‟da görüldüğünü bilir?” Ve bu öğrencileri eğiten kaç tarihçi derslerinde Osmanlı Mimarlığı konusuna yer verir? Yazara göre Edirne ve İstanbul‟da inanılmaz bir mimari dönüşüm gerçekleşmiştir. 15. yy‟da camiler, duvarların ardına gizlenmiş yatay planlı boşluklardan göğe doğru yükselen kubbe tarzına geçildiğini ifade etmiştir. Mimar Sinan‟ın cesurca denemeler yaptığına değinen yazar bu yöntemlerin incelemeye değer olduğunu ve Mimar Sinan‟ın Rönesans mimarları arasında yapı, mekan ve ışıkla yaratıcılığın sınırlarını en çok zorlayan mimar olduğunu iletmiştir. İngilizce yayınlanan Osmanlı Mimarlığı ile ilgili en geniş kapsamlı kitabın Godfrey Goodwin‟in A History of Ottoman Architecture olduğunu ifade etmiş Goodwin‟in son derece bilgili olmasına rağmen birkaç küçük bolum haricinde konuyu Avrupa Mimarisi ile beraber ele almadığına değinmiştir. Mimar Sinan ile ilgili İngilizce yayınlarda sadece Türk yazarlardan yararlanabildiklerinin üstünde durmuştur. Bu noktada Aptullah Kuran‟ın , Sinan, The Architect and His Works (Sinan Osmanlı Mimarisinin eski büyük üstadı )(1985), Doğan Kuban‟ın , Sinan’ın Sanatı ve Selimiye (1997) ve Reha Günay‟ın Sinan, The Architect and his Works (1988) isimli kitaplardan bahseden yazar Günay‟ın Mimar Sinan‟ın çalışmalarına değerlendirme getirmediğini fakat bilgilerini güzel yorumlarla sunduğunu, Kuban‟ın ana hedefinin Edirne olduğunu ve diğer iki yazarın aksine daha teorik bir yaklaşım izlediğinden bahsetmiştir. Her üç monografinin amaçları ve kapsadıkları alan açısından farklılık gösterdiklerini ve üçünün de mimarlık tarihi içinde Osmanlı Mimarlığı‟nın önemli bir yeri olması gerektiği ile ilgili önemli veriler sağladığını düşündüğünü iletmiştir. Bu üç kitabın da her üniversite kütüphanesinde bulunması gerektiğini, ama özellikle lisans öğrencileri için Günay‟ın kitabıni tavsiye ettiğini eklemiştir. Fakat kitapların iyi İngilizce baskıları olmasına rağmen İngiltere ve Amerika‟da bulunmayan kurumlar tarafından basıldığını kitaplara ulaşmanın zor olduğunu belirtmiştir.