• Sonuç bulunamadı

ARAZİYE DİKİLEN FİDANLARDAN FARKI

F. Üzerinde Yapı Meydana Getirilen Arazi Tapuya Kayıtlı Olmalı

IV. ARAZİYE DİKİLEN FİDANLARDAN FARKI

TMK’nin 718. maddesinde taşınmaz mülkiyetinin içeriği düzenlenirken, tıpkı yapılar gibi, bitkilerin de arazinin mülkiyetine dahil olduğu ifade edilmiştir123. Yapılarda olduğu gibi, bitkilerde de kalıcı olma niteliği söz konusu ise o bitkiler arazinin bütünleyici parçası olacaktır124. Başka yere nakledilmesi amaçlanan, arazide sadece geçici olarak bulunan bitkiler ise taşınır yapılarda olduğu gibi, arazinin mülkiyetine tabi olmayacaktır.

Yargıtay vermiş olduğu kararlarda kavak ve söğüt ağaçlarının kalıcı nitelik taşımadığını, bu nedenle de bütünleyici parça olarak kabullerinin mümkün olmadığını ifade etmiştir125.

122 ATAAY, s. 44; ERKAN, Haksız Yapı, s. 95.

123 Kanun koyucu TMK. m. 718’de bitki terimini kullanırken, TMK. m. 729’da fidan terimini kullanmıştır.

Ancak doktrinde de kabul gördüğü üzere burada fidan geniş anlamda kullanılmış olup, bitkiyi ifade etmektedir (GÜRSOY/ EREN/ CANSEL, s. 579; EREN, Mülkiyet Hukuku, s. 341). Terim farklılığı karışıklığa neden olabileceğinden düzeltilmesi ve TMK. m. 729’da da bitki şeklinde olması gerektiğini düşünmekteyiz.

124 ZEVKLİLER, Aydın, “Komşuluk Hukukunda Taşkın Bitki ve Ağaçlar”, DÜHFD. Y. 1984, S. 2, ss.

113- 131, s. 113; AKİPEK, Eşya Hukuku, s. 190; ÇÖRTOĞLU, s. 189; KARAHASAN, Gayrimenkul, s.

525; GÜRSOY/ EREN/ CANSEL, s. 579; TEKİNAY, s. 589; ARIK, Fikret, “Başkasının Arsası Üzerine İnşaat ve Hüsnüniyet Meselesi”, AD, Y. 1944, S. 12, ss. 537- 549, s. 981; EREN, Mülkiyet Hukuku, s. 341;

ERTAŞ, s. 373; AYAN, Eşya Hukuku, s. 280; OĞUZMAN/ SELİÇİ/ OKTAY- ÖZDEMİR, s. 521;

ERKAN, Haksız Yapı, s. 80.

125 Yarg. 3. HD. T. 23.06.2005, E. 2005/ 6380, K. 2005/ 6912 “Dava dilekçesinde 17 adet kavak ağacının kendilerine ait olduğunun tespiti ile aidiyetine karar verilmesi istenilmiştir. Kural olarak kavak (ve söğüt) gibi ağaçlar onu yetiştirene aittir. Zira "Bir süre sonra kesilip yararlanılmak üzere dikilen (kavak ve söğüt

41

Yapılara ilişkin TMK’de üç tür haksız yapı hali düzenlenmiştir. Bunlar kendi malzemesiyle başkasının arazisinde haksız yapı, başkasının malzemesiyle kendi arazisinde haksız yapı ve başkasının malzemesiyle başkasının arazisinde haksız yapı halleridir. TMK. m. 722/I’de ifade edilen bu haksız yapı türleri, bitkiler için de TMK. m.

729/I’de düzenlenmiştir. Bu maddenin atfıyla kendi fidanını başkasının arazisine, başkasının fidanını kendi arazisine ve başkasının fidanını başkasının arazisine dikmek hallerine de haksız yapıya ilişkin kurallar uygulanacaktır126.

gibi) ağaçlar taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz) niteliğinde kabul edilmemektedir. Bir başka anlatımla bu gibi ağaçlar taşınırların hükümlerine tabi mal niteliğindedir. Bu nedenle sorunun çözümü TMK 728 ve 729 maddelerinde aranmalıdır. Bunun içinde iki unsurun gerçekleşmesi gerekmektedir"

(http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/3hd-2005-6380.htm, Erişim Tarihi, 23.11.2019); Yarg. HGK. T.

01.04.1992, E. 1992/1-137, K. 1992/214, “Söğüt ve kavak ağaçları normal ömrünü tamamlayıncaya kadar kalmak üzere dikilen ağaç türlerinden değildir. Belirli bir gelişmeye ulaştıktan sonra sanayi alanında veya günlük ihtiyaçlarda kullanılmak için kesilir ve taşınmazdan ayrılırlar. Bu nitelikleri itibariyle arzın mütemmim cüzü ayrılmaz parçası sayılmazlar” (http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/hgk-1992-1-137.htm, Erişim Tarihi, 08.12.2019).

126 “… Gerçekten, başkasının arsası üzerine kendi malzemesi ile inşaat yapan veya kendisine ait fidanları başkasının arazisine diken malzeme malikinin Türk Medeni Kanunun 723. maddesine dayanılarak arazi malikinden uygun bir tazminat isteme hakkı varsa da bunun için arsa sahibinin yapılan binanın ve dikilen ağaçların kaldırılmasını istememesi veya bu isteği fahiş zarara yol açacağı için reddedilmiş olması gerekir.

Çünkü bu gibi durumlarda arazi sahibi arazisi üzerine yapılan bina ve dikilen ağaçlar nedeniyle haklı bir sebep olmaksızın nedensiz zenginleşecektir. Somut uyuşmazlıkta arsa sahibi olan davalılar mülkiyet hakkına dayanarak açtıkları davada da "kal" talebinde bulunup bu istekleri yerinde görülerek hüküm altına alındığından sonradan açılan bu davada malzeme maliklerinin Türk Medeni Kanununun 723. maddesi gereğince tazminat istemeleri olanaksızdır” Yarg. 14. HD. T. 07.02.2007, E. 2006/15365, K. 2007/975, (http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/14hd-2006-15365.htm, Erişim Tarihi, 16.02.2020); “… Dava, Medeni Kanunun 729 maddesi uyarınca temliken tescil, istemine ilişkindir. Öncelikle dava konusu olan hususlara ilişkin yasal düzenlemelere değinmek gerekmektedir. Medeni Kanunun 718. maddesi hükmüne göre arazi üzerindeki mülkiyet kapsamına kural olarak yapılan bitkiler ve kaynaklar da girer Ancak;

42

Yapılar ve bitkilere ilişkin bu benzerliklere rağmen, temelde iki tür farkları bulunmaktadır. Bunlardan biri TMK. m. 729/ II’de de ifade edildiği gibi, bitkilerin üst hakkına konu olamayacağıdır127. Oysa yapılara ilişkin üst hakkı düzenlenmiş olup, haksız yapıdan farkları da yukarıda ifade edilmiştir128.

İkinci fark ise taşkın bitkiler bakımından kendisini gösterir. Taşkın yapıya ilişkin düzenleme TMK. m. 725’te yapılmış ve bu maddeye göre, komşu arazi üzerinde ayni hakkı bulunan malik taşkın bir yapı meydana getirdiğinde, taşırılan kısım da kendi arazisinin bütünleyici parçası olacaktır. İrtifak hakkı bulunmadığı halde taşkın yapı meydana getiren malik ise TMK. m. 725’teki şartlar gerçekleşmişse, mülkiyetin devri veya lehine irtifak hakkı kurulmasını talep edebilecektir. Bitkilerde taşkın olma durumu farklı bir maddede ele alınmıştır129. TMK. m. 740’a göre, komşu arazide yer alan ağaçların dalları veya kökleri kendi arazisine taşan malik, bu taşkınlıktan dolayı zarar

Medeni Kanunun 729. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, koşulları varsa zemin ile üzerindeki bitkiler arasındaki ilişkinin kesileceği ve bitki malikinin ağaç yetiştirilen yerin tescili için dava açabileceği ilkesi kabul edilmiştir. Bunun için ağaç yetiştirenin iyi niyetli olması, diğer bir anlatımla, zeminin kendisine ait olduğu inancıyla hareket ederek ağaçları dikip yetiştirmesi ve dikilen ağaç değerinin de açıkça zemin değerinden fazla olduğu anlaşılmalıdır. Ayrıca, arazi sahibinin elatmanın önlenmesini isteme hakkı olduğu gibi, ağaçların sökülüp kaldırılmasını da isteme olanağı vardır (TMK.m.722/3). Arazi sahibinin sadece elatmanın önlenmesini istediği, kal isteminde bulunmadığı hallerde, ağaç sahibinin arazi malikinden tazminat isteme hakkı vardır (MK.m.723)” Yarg. 14. HD. T. 06.06.2006 E. 2006/4545 K. 2006/6438 (http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/14hd-2006-4545.htm, Erişim Tarihi, 16.02.2020).

127 AKİPEK, Eşya Hukuku, s. 191; ÇÖRTOĞLU, s. 189; BELGESAY, Mustafa Reşit, Türk Kanunu Medenisi Şerhi- Ayni Haklar, İstanbul, 1956, s. 111; EREN, Mülkiyet Hukuku, s. 343; ERTAŞ, s. 374;

AYAN, Eşya Hukuku, s. 281.

128 Bkz.: Birinci Bölüm, § 2, II.

129 AKİPEK, Eşya Hukuku, s. 191.

43

görüyorsa130, uygun bir süre içerisinde bu taşkınlığı gidermesini diğer malikten isteyebilir. Verilen sürede taşkınlık giderilmezse, zarar gören malik bu dal ve kökleri kesme hakkını elde eder (TMK. m. 740/I). Taşmaya katlanan komşu ise bu ağaçlarda yetişen meyveleri toplayabilir (TMK. m. 740/II).

V. ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ İLE