• Sonuç bulunamadı

Tablo 3.1: Modele İlişkin Tanımlayıcı İstatistikler

Değişkenler N En Düşük En Yüksek Ortalama Standart

Sapma DISC 91 0 1 0,64 0,483 IND 91 1 3 2,10 0,870 SHP 91 0,001 71,10 29,663 15,837 SIZE 91 19,494 26,465 22,227 1,779 EP 91 -2,363 449,057 6,223 47,086 CP 91 0,001 24,525 20,170 4,593 CG 91 0 1 0,32 0,469

Tablo3.1’de işletmelerin sürdürülebilirlik endeksinde bulunup bulunmamasını açıklamak üzere kurulan ikili (binary) lojistik regresyon modeline ait değişkenlerin tanımlayıcı istatistikleri yer almaktadır. Bu değişkenlerden DISC değişkeni ile CG değişkeni 0 ile 1, IND değişkeni ise 1 ile 3 arasında değer almaktadır. SHP değişkeni ise 0,001 ila 71,10 arasında değer alırken ortalama olarak 29,663 değerine ulaşmaktadır. SIZE ve CP değerleri ise logaritmik değerlerdir. EP değişkeni ise -2,363 ila 449,057 arasında değerler almaktadır.

Tablo 3.2: Hosmer ve Lemeshow Testi

Ki-Kare Serbestlik

Derecesi

Önem Düzeyi

7,531 8 0,481

Kurulan modelin uyum iyiliğini test etmek için Hosmer ve Lemeshow testi kullanılmıştır. Hosmer ve Lemeshow test istatistiği Ki-Kare tablo değerinden serbestlik derecesine göre incelendiğinde küçük çıkarsa modelin uyumunun iyi olduğuna karar verilir. Tablo3.2’de yer alan sonuçlara göre Hosmer ve Lemeshow Ki-Kare değerinin 7,531’dir. Bu değer 0,05 istatistiki önem düzeyinde anlamlı bulunmamıştır. Bu sonuç modelin verilere yeterli ve sağlıklı bir şekilde uyduğunu göstermektedir.

Tablo 3.3: Model Katsayılarına İlişkin Omnibus Testi

Adım Ki-Kare Serbestlik

Derecesi Önem Düzeyi 1 Adım 37,382 6 0,001 Blok 37,382 6 0,001 Model 37,382 6 0,001

Lojistik regresyonda modelin uygunluğunu belirleyen bir diğer test Omnibus testidir. Bu test sadece sabitin yer aldığı model ile bağımsız değişkenlerin dahil olduğu model arasında fark olup olmadığını test etmektedir. Tablo3.3’te Omnibüs testi Ki-Kare değerinin 37,382 olduğu ve serbestlik derecesi 6 için istatistiki önem düzeyinin 0,001 olduğu görülmektedir. Bu sonuç sadece sabitin yer aldığı model ile bağımsız değişkenlerin yer aldığı model arasında fark olmadığına yönelik hipotezin reddedileceğini göstermektedir. Diğer bir ifade ile bağımlı değişken ile modelde yer alan bağımsız değişkenlerin birbirleri ile ilişkili olduğunu göstermektedir.

Tablo3.4: Sınıflandırma Tablosu Beklenen Durum Gerçek / Gözlenen Durum Sürdürülebilirlik Endeksinde Bulunmama Sürdürülebilirlik Endeksinde Bulunma Doğru Sınıflandırma Yüzdesi Adım 1 Sürdürülebilirlik Endeksinde Bulunmama 24 9 72,7 Sürdürülebilirlik Endeksinde Bulunma 9 49 84,5

Doğru Toplam Sınıflandırma

Yüzdesi 80,2

İkili Lojistik Regresyon analizinde iki kategoriden oluşan bağımlı değişkeni açıklamak için tahmin edilen regresyon modelinde oluşturulan kategorilerin gerçek duruma ne kadar iyi uyduğu sınıflandırma tablosu ile gösterilmektedir. Dolayısı ile sınıflandırma tablosu da modelin genel olarak uyumunu göstermektedir. Tablo3.4’te Sürdürülebilirlik Endeksinde yer almayan 33 işletmeden 24’nün doğru olarak sınıflandırıldığı ve doğru sınıflandırma yüzdesinin %72,7 olduğu görülmektedir. Diğer taraftan Sürdürülebilirlik Endeksinde yer alan 58 işletmenin ise 49 tanesi doğru sınıflandırılarak doğru sınıflandırma yüzdesinin %84,5 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Toplam sınıflandırma yüzdesi ise %80,2 olarak gerçekleşerek model veri uyumunun önemli derecede iyi olduğunu göstermektedir.

Tablo 3.5: Modelin Özeti

Adım 1 -2 LogLikelihood Cox&Snell R Kare Nagelkerke R Kare 81,814 0,337 0,461

Cox&Snell R2 ve Nagelkerke R2 değerleri çoklu regresyon modellerinin

analizindeki R2 değerlerine benzemektedir. Bu iki R2 değeri bağımlı değişkende meydana gelen bir değişimin bağımsız değişkenler tarafından açıklanma derecesini göstermektedir. Bu değerler 1’e yaklaştıkça modelin mükemmele ulaştığını ifade etmektedir. Bu iki R2

değerlerinden Cox&Snell R2’nin 1’e ulaşması oldukça güçtür. Nagelkerke R2 değeri

Cox&Snell R2 değerinin değişime uğratılarak 0 ile 1 ranjı arasına indirgenmiş halidir. Dolayısı ile Nagelkerke R2 değeri Cox&Snell R2 değerinden her zaman büyük olacağı

söylenebilir. Tablo3.5’teki R2 değerleri incelendiğinde işletmelerin sürdürülebilirlik

endeksinde yer alıp almamasına yönelik analiz edilen modelin bağımlı değişkeninde meydana gelen varyansın Cox&Snell R2’ne göre 0,34’lük, Nagelkerke R2 değerine göre ise 0,46’lık kısmı modelde yer alan bağımsız değişkenler tarafından açıklanmaktadır. Bu oran iyi sayılabilecek bir oran olarak kabul edilebilir. Tablo3.5’te yer alan -2 LogLikelihood değeri adım adım model geliştirmek için kullanılan olabilirlik değeridir. Dolayısı ile burada yapılan analizde yorumlanmasına gerek yoktur.

Tablo 3.6: Modelin Analizi Sonucunda Değişkenlerin Katsayıları

B Standart Hata Wald Serbestli k Derecesi Önem Düzeyi Exp(B ) 95,0% C.I.for EXP(B) Alt Sınır Üst Sınır IND 0,853 0,354 5,796 1 0,016** 2,346 1,172 4,697 SHP 0,036 0,021 2,939 1 0,086*** 1,037 0,995 1,080 EP 0,093 0,076 1,493 1 0,222 1,097 0,945 1,274 CG -0,045 0,745 0,004 1 0,952 0,956 0,222 4,115 CP 0,127 0,066 3,743 1 0,053*** 1,135 0,998 1,291 SIZE 1,136 0,298 14,576 1 0,001* 3,114 1,738 5,579 Sabit - 29,726 7,386 16,197 1 0,001* 0,001

* %1, **%5, ***%10 önem düzeyinde istatistiki açıdan anlamlı olduğunu göstermektedir.

Sürdürülebilirlik endeksinde yer alıp almamaya göre oluşturulan ikili (binary) lojistik regresyon modelinin analizinde modelin geneline ilişkin uyum istatistikleri incelenip genel olarak modelin anlamlı ve uyumunun iyi olduğu sonucuna ulaşıldıktan sonra artık modelde yer alan bağımsız değişkenlerin katsayılarının analizine sıra gelmiştir. Tablo3.6’da modelde yer alan 6 bağımsız değişkenin işletmelerin sürdürülebilirlik endeksinde yer alma olasılığına ilişkin katsayıları ve istatistiki açıdan önem düzeyleri gösterilmektedir. Tabloda yer alan Wald değerleri çoklu doğrusal regresyondaki t değerine benzemektedir. Katsayıların anlamlılığını değerlendirmede kullanılmaktadır. Fakat burada katsayıların istatistiki açıdan anlamlılığı Önem Düzeyi

sütununda yer alan değerlere göre yapılacaktır. Buna göre EP ve CG değişkenleri istatistiki açıdan %10 oranında anlamsız bulunmuştur. Diğer değişkenlerden SIZE değişkeni %1, IND değişkeni %5, SHP değişkeni ile CP değişkenleri %10 önem düzeyinde istatistiki açıdan anlamlı bulunmuşlardır. Değişkenlerin istatistiki açıdan anlamlılığının değerlendirilmesinden sonra sıra katsayılarına gelmiştir.

Tablo3.6’da 3 değişkenlere ilişkin 2 adet katsayı bulunmaktadır. Bunlar “B” ve “Exp(B)” katsayılarıdır. Bunlarda “B” orijinal beta katsayısı, Exp(B) ise Üstel beta katsayısı olarak isimlendirilir. Exp(B) katsayısı “B” orijinal beta katsayısının logaritmik dönüşümünün yapılmış halidir. Bu nedenle Exp(B) katsayısı “B” orijinal beta katsayısının yorumlanması farklılık göstermektedir. “B” orijinal beta katsayısı sıfırdan küçük olduğunda Exp(B) katsayısı 1’den küçük, “B” orijinal beta katsayısı sıfırdan büyük olduğunda Exp(B) katsayısı 1’den büyük olacaktır. “B” orijinal beta katsayısı sıfır olduğunda ise Exp(B) katsayısı 1 olacaktır.

“B” orijinal beta katsayısı sıfır Exp(B) katsayısı 1 olduğunda bağımsız değişken ile bağımlı değişken arasında etkileşimin olmadığı, “B” orijinal beta katsayısı sıfırdan küçük Exp(B) katsayısı ise 1’den küçük olduğunda bağımlı değişkende meydana gelen değişimin işletmenin sürdürülebilirlik endeksinde yer alma ihtimalini düşürdüğü şeklinde yorumlanmaktadır. “B” orijinal beta katsayısı sıfırdan büyük Exp(B) katsayısı ise 1’den büyük olduğunda ise bağımlı değişkende meydana gelen değişimin işletmenin sürdürülebilirlik endeksinde yer alma ihtimalini arttırdığı şeklinde yorumlanmaktadır. Bu açıklamalara göre istatistiki açıdan anlamlı çıkan tüm değişkenlerin “B” orijinal beta katsayısı sıfırdan büyük Exp(B) katsayısı ise 1’den büyük olduğu için bağımsız değişkenlerde meydana gelen artış yönünde bir değişim işletmelerin sürdürülebilirlik endeksinde olma ihtimalini arttırmaktadır.

Katsayıların değerinin yorumlanmasında “B” orijinal beta katsayısından ziyade Exp(B) katsayısını kullanmak daha doğrudur. Exp(B) katsayıları yorumlanırken katsayı değerinden 1 çıkararak kalan değerin yorumlanması gerekmektedir. Çünkü yukarıda anlatıldığı üzere Exp(B) katsayıları “B” orijinal beta katsayılarının logaritmik dönüşüme tabi tutulmuş değerlerdir. Exp(B) katsayısı 1 olması “B” orijinal beta katsayının sıfır olması anlamına gelmektedir. Buna göre istatistiki açıdan anlamlı çıkan değişkenlerden

IND değişkeninde meydana gelen 1 birimlik artış yönünde değişim işletmeleri sürdürülebilirlik endeksinde bulunma ihtimalini [(2,346-1)*100] %134,6 arttırmaktadır. SHP değişkeninde meydana gelen 1 birimlik artış yönünde değişim şirketleri sürdürülebilirlik endeksinde bulunma ihtimalini [(1,037-1)*100] %3,7 arttırmaktadır. Diğer bir istatistiki açıdan anlamlı çıkan CP değişkeninde meydana gelen 1 birimlik artış yönünde değişim şirketleri sürdürülebilirlik endeksinde bulunma ihtimalini [(1,135- 1)*100] %13,5 arttırmaktadır. Son olarak SIZE değişkeninde meydana gelen 1 birimlik artış yönünde değişim şirketleri sürdürülebilirlik endeksinde bulunma ihtimalini [(3,114- 1)*100] %211,4 arttırmaktadır.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Sanayi devriminden günümüze kadar yaşanan teknolojik ve ekonomik gelişmeler, toplumsal ve çevresel sorunları da beraberinde getirmiştir. Finansal krizler, çalışanların hakları, iş güvenliği, çevre kirliliği, doğal kaynakların tüketilmesi, iklim değişikliği ve benzeri sorunlar, dünya genelinde, işletmelere çeşitli kurumsal sosyal sorumluluklar getirmektedir. Özellikle önemli çevresel etkilere neden olan sektörlerdeki işletmelerin çevresel sorumlulukları giderek artmıştır. Kurumsal sosyal sorumluluk; “daha iyi bir toplum ve daha iyi bir çevre için işletmelere düşen görevler’’ olarak tanımlanabilir. Günümüzde, geleneksel büyüme ve kârlılığın arttırılması modelinden farklı olarak, çevresel, ekonomik ve sosyal performansı ön plana alan üçlü sorumluluk (triple bottom line) yaklaşımı, kurumsal sürdürülebilirliğin gerçekleştirilebilmesinde önemli bir rol üstlenmektedir. İşletmelerde üçlü sorumluluk yaklaşımının benimsenmesi, aynı zamanda, ‘’kurumsal yönetim’ inde gerekliliğini ön plana çıkarmıştır. İşletmenin paydaşlarına karşı sorumluluklarını düzenleyen kurumsal yönetim ilkeleri aynı zamanda kurumsal sürdürülebilirliğin sağlanmasını ve kurumsal sosyal sorumluluğun çerçevesini belirleyen dayanaklardır.

Bu çalışmada işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarında kurumsal yönetim yapılarının etkisi incelenmiştir. İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları, kurumsal yönetim ilişkisi ve kontrol değişkenleri (işletme büyüklüğü, endüstri profili, halka açıklık oranı, öz sermayenin defter değeri ve ekonomik performans) ile ölçülmüştür. İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları literatüre uygun olarak Borsa İstanbul’da oluşturulan BİST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alması ile ölçülmüştür. Yine işletmelerin kurumsal yönetim uygulamaları ise Borsa İstanbul’da oluşturulan BİST Kurumsal Yönetim Endeksinde yer alması ile ölçülmüştür. Sürdürülebilirlik endeksinde 2016 yılı için toplam 42 işletme yer almaktadır. Kurumsal yönetim endeksinde ise 2016 yılı için toplam 50 işletme yer almaktadır. Bu işletmeler aynı zamanda BİST 100 endeksinde de yer almaktadırlar. Bu yüzden BİST 100 endeksinde yer alan 91 işletmeye ait 2016 yılına ait verileri incelenmiş ve işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarında kurumsal yönetim yapılarının etkisi araştırılmıştır.

Yapılan analiz sonucunda Türkiye’de işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları ile kurumsal yönetim yapısı arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığı tespit edilmiştir. Ortaya konulan bu sonuç literatürde yapılmış olan diğer çalışmalarla karşılaştırıldığında Barnea ve Rubin (2010),Dam ve Scholtens (2012), Bukair vd.,(2015) ve Habbash (2016) tarafından yapılan çalışmalarla tutarlıdır. Türkiye’de işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları ile kurumsal yönetim yapısı arasında anlamlı bir ilişkinin bulunmamasının nedeni; Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında olması, işletmelerde kurumsal yönetim uygulamalarının tam oturmamış olması, kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının işletmeler için çok yeni bir uygulama olması olabilir. Bu çalışma Türkiye’de kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları ile işletme büyüklüğü arasında pozitif bir ilişki bulunduğunu tespit etmiştir. Ortaya konulan bu sonuç literatürde Cowen ve Patten (1991), Hackston ve Milne (1996), Stanwick ve Stanwick (1998), Adams vd., (1998), Choi (1999), Purushothaman vd., (2000), Orlitzky (2001), Cormier ve Gordon (2001), Haniffa ve Cooke (2005), Parsa ve Deng (2008), Branco ve Rodrigues (2008), Udayasankar (2008), Blomback ve Wigren (2008), Reverte (2009), Liu ve Anbumozhi (2009),Uwalomwa (2011), Gallo ve Christensen (2011) çalışmaları ile tutarlıdır. Bunun nedeni, Türkiye’de toplumsal ve çevresel baskılar olabilir. Nasıl ki toplumda zengin olan bireylerin olmayanlara göre daha fazla hayırsever davranmaları beklenmekteyse aynı şekilde büyük işletmelerinde daha küçük işletmelere göre daha fazla sosyal sorumluluk ile hareket etmeleri beklenmektedir.

İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları ile endüstri profili arasında da istatistiki açıdan anlamlı ve pozitif ilişki bulunmuştur. Ortaya konulan bu sonuç literatürde yapılmış olan Parker (1986), Roberts (1992), Hackston ve Milne (1996) Zaenuddin (2007), Sweeney ve Coughlan (2008) ile Rahman ve Widyasari (2008) Nagib Salem Bayoud (2012) çalışmaları ile desteklenmektedir. Toplumsal ve çevresel olarak işletmelerin verdikleri negatif etkiler farklılık göstermektedir. Yüksek profilli işletmelerin orta profilli işletmelere göre daha fazla kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarında bulundukları tespit edilmiştir. Bunun nedeni, kurumsal itibarı sağlamak olabilir. Çünkü Türkiye’ de özellikle çevreye ve doğal kaynakların tahribatına daha fazla neden olan işletmeler daha fazla kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarında bulundukları tespit edilmiştir.

Analiz sonuçlarına göre Türkiye’de işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarını etkileyen bir başka değişken de halka açıklık oranıdır. Buna göre işletmelerde halka açıklık oranı arttıkça kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları da artmaktadır. Ortaya konulan bu sonuç Keim (1978), Cormier ve Magnan (1999), Neubaum ve Zahra (2006), Aguilera vd., (2006), Oh ve Chang (2011) çalışmaları ile de tutarlıdır. Halka açıklık oranı arttıkça işletmelerde mevcut hissedarların sosyal sorumluluk üzerine baskıları artmaktadır. Ayrıca işletmelerde özellikle potansiyel hissedarların ilgisini ve dikkatini çekmek içinde kurumsal sosyal sorumluluk uygularına ilgi artışı sağlanmış olabilir.

İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları ile öz sermayenin defter değeri arasında istatistiki açıdan anlamlı ve pozitif ilişki bulunmuştur. Ortaya konulan bu sonuç Roberts (1992), Roberts ve Dowling (2002), Cormier ve Magnan (2003), Bassen vd., (2006) Galema vd., ( 2008) El Ghoul vd., (2011) tarafından yapılan çalışmalarla tutarlıdır. Bu değişken birçok çalışmada kaldıraç oranı veya alacaklı gücü gibi kavramlarla da ifade edilmektedir. Türkiye’de işletmelerin öz sermayenin defter değeri oranı artıkça kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının da arttığı tespit edilmiştir.

Son olarak işletmelerin ekonomik performansı da kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarını etkilediği düşünülen bir diğer değişkendir. Analiz sonuçlarına göre Türkiye’de işletmelerin ekonomik performansı ile kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları arasında istatistiki açıdan anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Ortaya konulan bu sonuç literatürde Barnett ve Salomon (2012), Yaparto vd., (2013), Yusoff vd., (2013) Kurniasari ve Yusni (2014), Kamatra ve Ely (2015) Nor vd., (2016) çalışmalarıyla tutarlıdır. Genel olarak literatür çalışmalarında ekonomik performansın işletmenin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarına olumlu etki yaptığı gözlemlense de, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için bu olumlu etkinin varlığı tespit edilememiştir.

İşletmelerin hem sosyal hem de çevresel açıdan bilinçli davranarak sosyal ve çevresel sorunların çözümüne katkı sağlamaya yönelik çabalarının, yani kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının artması, etkin bir kurumsal yönetim anlayışının sağlanması ile mümkündür. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kurumsal yönetim ile ilgili hem gönüllü hem de yasal birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen, işletmelerde güçlü bir kurumsal yönetim yapısının olduğu söylenemez. Kurumsal Yönetim Endeksinde yer alan

işletmelerin sayısının azlığı da bu durumu desteklemektedir. Bu yüzden önce Türkiye’de işletmelerin kurumsal yönetim yapılarının güçlendirilmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Çünkü işletmelerde iyi bir kurumsal yönetim yapısının bulunması, daha fazla kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarını sağlayacaktır. Kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları ise toplumsal ve çevresel sorunların azaltılmasına ve böylece ülkenin ekonomik refahının artmasına neden olacaktır.

Ayrıca bu çalışmanın gelecekteki kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları ve kurumsal yönetim ile ilgili çalışmalara kaynak oluşturması da beklenmektedir. Çünkü uluslararası düzeyde işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları ve kurumsal yönetim yapıları arasındaki ilişkiyi farklı ülkeler için inceleyen çok fazla çalışma bulunmasına rağmen, Türkiye’de bu konudaki çalışmalar oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada işletmelerin kurumsal yönetim yapıları kurumsal yönetim endeksinde yer almaları ile ölçülmüştür. Ancak literatürde işletmelerin kurumsal yönetim yapılarını ölçen başka değişkenlerde kullanılmaktadır. Bu çalışmanın farklı kurumsal yönetim değişkenleri kullanılarak ölçülmesi durumunda da işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygularına etkisi incelenebilir. Dolayısıyla bu tez çalışmasının yapılacak olan diğer araştırmaların değerlendirilmesinde yardımcı olması beklenmektedir.

KAYNAKÇA

ACKERMAN, R. ve BAWER R., 1976. Corporate Social Responsiveness: The Modern Dilemma, Boston Pubblishing Comp, Virginia, ss.231.

AKDOĞAN, N. GÜLHAN, O. ve AKTAŞ, M. (2016). Borsa İstanbul’da Kurumsal Yönetim İlkelerine Uyum Düzeyinin Bağımsız Denetçi Görüşlerine Etkisi ve Bağımsız Denetim Piyasa Yapısı Ulusal Pazar-Gözaltı Pazarı-Kurumsal Yönetim Endeksi Karşılaştırması, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, Cilt:18, Özel Sayı-1, ss.1-22.

AKGEMCİ, T. , Çelik, A. ve Özgener, Ş. (2001). Sosyal Denetim Kavramına Genel Bir Yaklaşım (Değerlendirme). İ.Ü.Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 23–24.

AKTAŞ, R. ve KARĞIN, S. (2013), Muhasebe Eğitimi Yapan Yükseköğretim

Kurumlarında Kurumsal Yönetim Derslerinin Durum Analizi, XXXII. Türkiye Muhasebe Eğitimi Sempozyumu, Antalya, s.62-80.

ALTMAN B. W. (1998), “Corporate Community Relations in 1990s: A Study in Transformation”, Business and Society, Cilt. 37, Sayı. 2, ss. 221-227. ANGAY, Barış, Halka Açık Şirketlerde Sosyal Raporlama ve Türkiye Uygulaması,

Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 2006.

ANSOFF, HI 1965, Corporate strategy: An analytic approach to business policy for growth and expansion, McGraw-Hill New York.

ARGÜDEN, Yılmaz (2004), Geleceği Şekillendirmek: Yasam Kalitesi İçin Stratejik Düşünmek, İstanbul: Rota Yayınları

ARGÜDEN Yılmaz (2002), “Kurumsal Vatandaşlık”, http://www.arguden.net, [7.1.2017]

AYDEDE, C (2007) Yükselen Trend Kurumsal Sosyal Sorumluluk. İstanbul: Media Cat Yayınları.

ATASOY, D. (2001). Lojistik regresyon analizinin incelenmesi ve bir uygulaması Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivas.

ATEŞOĞLU, İ. ve Türker, A. (2010). Konaklama İşletmelerinin Sosyal Sorumluluk Faaliyetlerine Yaklaşımı: Muğla İli Örneği, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 15 (3): ss.207-226.

BANSAL P. “The Corporate Challenges of Sustainable Development”, Academy of Management Executive,16 (2) , 2002, ss. 124.

BAYRAK, S., 2001. İş Ahlakı ve Sosyal Sorumluluk, Beta Yayınları, İstanbul, ss.197.

BAYRAKTAROĞLU Gül, İlter Burcu, Tanyeri Mustafa (2009), Kurumsal Sosyal Sorumluluk: Pazarlamada Yeni Bir Paradigmaya Doğru, İstanbul,

Literatür Yayınları.

BOWEN, H. Social Responsibilities of the Businessman, Harper, New York, 1953.

BİBB, Elizabeth., Fishberg, Michelle., Harold, Jacob, Layburn, Erin, The Blended Value Glossary,

BİDHARİ, S.C., Ubud, S. & Siti Aisjah. (2013). Effect of Corporate Social

Responsibility Information Disclosure on Financial Performance and Firm value in Banking Industry Listed at Indonesia StocknExchange. European Journal of Business and Management, Vol.5 No.18,

CARROLL, A. "The Pyramid of Corporate Social Responsibility: Toward the Moral Management of Organizational Stakeholders", Business Horizons, C.34, 1991, ss.39-48.

CHAPPLE, W & Moon, J 2005, Corporate social responsibility (CSR) in Asia: a seven-country study of CSR web site reporting‘, Business ve Society, vol. 44, no.4, ss. 415.

CRUZ, JM ve Wakolbinger, T 2008, 'Multiperiod effects of corporate social

responsibility on supply chain networks, transaction costs, emissions, and risk', International Journal of Production Economics, vol. 116, no. 1, ss. 61-74.

CARROLL, AB 1979, A three-dimensional conceptual model of corporate

performance‘, Academy of management review, vol. 4, no. 4, ss. 497–505. CARROLL, Archie B. (1991). “The Pyramid of Corporate Social Responsibility:

Toward the Moral Management of Organizational Stakeholders”, Business Horizons, July-August, ss. 39-48.

CERİTOĞLU, A. B. (2011) Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Yalın Yayıncılık. İstanbul.

CLİKEMAN, P. M. (2004), “Return of The Socially Conscious Corporation”, Strategic Finance, April, 23-27.

CLARKSON, 1995, A stakeholder framework for analyzing and evaluating corporate social performance‘, Academy of management review, vol. 20, no. 1, ss. 92– 117.

CAMPBELL, J.L. (2007) ‘’Why Would Corporations Behave in Socially Responsible Ways? An Intituinal Theory of Corporate Social Responsible’’. Academy of Management Review, 32(3), ss.946-967

CADBURY,C, 1992, “Report of the Committee on the Financial Aspects of Corporate Governance (The ‘Cadbury Committee’ & ‘The Code of Best Practice’), Financial Reporting Council.

CHEN, Honghui and Xiang Wang. (2011). Corporate social responsibility and

corporate Financial performance in China: an empirical research from Chinese firms. Corporate governance, Vol.11 No.4 pp. 361-370

ÇELİK, Adnan, (2007). Şirketlerin Sosyal Sorumlulukları, s.61-84. In: Kurumsal Sosyal Sorumluluk, İşletmeler ve Sosyal Sorumluluk (Ed: Coşkun C. Aktan). İktisadi Girişim ve İş Ahlâkı Derneği Yayınları, İstanbul.

DYLLİCK, T. Hockerts, K. “Beyond the Case for Corporate Sustainability”, Business Strategy and the Environment, Volume:11, 2002, ss.130-141.

DAHYA, J. Ve Travlos, N.G. 2000, ‘Does the one man show pay? Theory and evidence on the dual CEO revisited’, European Financial Management, Vol. 6 No. 1, ss. 85-98.

DONALDSON, T ve Preston, LE 1995, ‗The stakeholder theory of the corporation: Concepts, evidence, and implications‘, The Academy of Management Review, vol. 20, no. 1, ss. 65–91.

DİNÇER Ö. ve FİDAN, Y., 1997. İşletme Yönetimine Giriş, Beta Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 389s.

DİNÇER, Ömer. ‘Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası’’, Beta Yayınları, İstanbul, 1992.

DAVİS, K. (1997). Five Propositions for Social Responsibility. Managing Corporate Social Responsibility, (Ed. Archie B. Carroll), Boston: Little, Brown and Company

DİNÇER, Ömer; 1998, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul, Beta Yayın evi,

DAVİS, G. F. (2009), Managed by the Markets: How Finance Reshaped America, Oxford University Press, Oxford UK.

DAVİS, ve R.L Blomstrom, (1975), "Business and Society Environnement and

Responsibility", New York, akt: Yönet, Ender Kurumsal Sosyal Sorumluluk Anlayışında Son Dönemeç: Stratejik Sorumluluk, Balıkesir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi

DAVİS, G F and Cobb J A (2009) Resource Dependence Theory: Past and Future.

DE GEORGE, R. T. “Reflections on CitizenshipInc.”, Business Ethics Quarterly, Vol: 18, No: 1, 2008, ss. 43-50.

DAVİD Trencansky, Dimitrios Tsaparlidis The effects of company´s age, size and type of industry on the level of CSR 2014

Benzer Belgeler