• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: GENEL BĠLGĠLER

3.2. AraĢtırmanın Ġkinci AĢaması (Kalitatif Bölümü)

5.1.1. Araştırmanın Sınırlılıkları

AraĢtırmanın sınırlılığı, eğitime katılmak istemeyen kadınlarda eğitime devamın sağlanmasında sorunlar yaĢanıp, kayıpların çok olacağı düĢünüldüğünden grupların randomize seçilmemesidir. Onun yerine gruplar katılımcıların kendi isteklerine göre belirlenmiĢtir. Eğitime katılmak için baĢvurmayan, üniversite hastanesinde rutin prenatal bakım alan kadınlar kontrol grubu olarak alınmıĢtır.

5.1.2. Prenatal ve Postpartum Uyum

AraĢtırmada antenatal eğitim alan kadınların (DHS ve bireysel eğitim) eğitim sonrası prenatal kendini değerlendirme ölçeği toplam puan ortalamaları ile “kendi ve bebeğinin iyi olmasına yönelik endiĢe”, “gebeliğin kabulü”, “doğuma hazır oluĢ”, “doğumda yardımsızlık ve kontrol kaybı korkusu” alt ölçek puan ortalamalarının eğitim öncesine göre daha düĢük olduğu, yani uyumlarının daha iyi olduğu saptanmıĢtır (Tablo 7). Bu bulgular doğrultusunda “Doğuma hazırlık sınıfına katılan kadınların, eğitim sonrası prenatal kendini değerlendirme

ölçeği puan ortalamaları eğitim öncesine göre daha düĢüktür” olan H3 hipotezi ile “Bireysel

eğitim alan kadınların eğitim sonrası prenatal kendini değerlendirme ölçeği puan ortalamaları

eğitim öncesine göre daha düĢüktür” olan H7 hipotezi kabul edilmiĢtir. Eğitim alan gruplara

karĢılık kontrol grubundaki kadınların 30-34. gebelik haftalarında (ikinci ölçümde) prenatal kendini değerlendirme ölçeği toplam puanı ile “kendi ve bebeğinin iyi olmasına yönelik endiĢe” alt ölçek puan ortalamalarının artıĢ gösterdiği, yani uyumlarının azaldığı bulunmuĢtur (Tablo 7).

AraĢtırmada, DHS katılan ve bireysel eğitim alan kadınların kontrol grubundaki kadınlara göre prenatal kendini değerlendirme ölçeği toplam puan ortalamalarının daha düĢük, yani uyumlarının daha iyi olduğu bulunmuĢtur (Tablo 6). “Doğuma hazırlık sınıfına katılan kadınların kontrol grubuna göre prenatal kendini değerlendirme ölçeği puan ortalamaları daha

düĢüktür” olan H1 hipotezi ile “Bireysel eğitim alan kadınların kontrol grubuna göre prenatal

kendini değerlendirme ölçeği puan ortalamaları daha düĢüktür” olan H6 hipotezleri

doğrulanmıĢtır. Hamilton-Dodd ve ark. (1989) yaptığı pilot çalıĢmada, doğumdan bir ay önce baĢlayan, prenatal dönemde yaklaĢık altı saatlik verilen bireysel eğitimin, prenatal uyuma

etkisinin olmadığını bulmuĢtur. Bu araĢtırmadaki farkın nedeni, eğitime gebeliğin 24-28. haftalarında baĢlanmıĢ, kadının tüm ilgisinin doğuma odaklandığı zaman olan doğumdan bir ay önce bitmiĢ olması ve eğitim süresinin daha uzun olması ile açıklanabilir. AraĢtırmada Roy’un modeline dayalı verilen antenatal eğitimin (bireysel ve DHS), kadınların prenatal uyumlarını arttırdığı saptanmıĢtır. AraĢtırmanın prenatal uyuma iliĢkin bulguları modeli desteklemiĢtir. Çünkü modele göre çevresel uyaranlar bireyin davranıĢlarını etkilemektedir (Roy, 2009). Bu araĢtırmada benlik kavramı ve karĢılıklı bağlılık uyum alanlarında uyumlu davranıĢların geliĢtirilmesine yönelik verilen antenatal eğitim odak uyarandır. Modele dayalı verilen her iki eğitim Ģeklinin de prenatal dönemde kadınların bu iki uyum alanında uyumlarını arttırdığı saptanmıĢtır.

AraĢtırmada DHS katılan ve bireysel eğitim alan kadınların prenatal kendini değerlendirme ölçeği toplam puan ortalamaları arasında fark olmadığı yani prenatal uyumda bireysel ve grup eğitiminin birbirine üstünlüğünün olmadığı saptanmıĢtır (Tablo 6). “Doğuma hazırlık sınıfına katılan kadınların, bireysel eğitime göre prenatal kendini değerlendirme

ölçeği puan ortalamaları daha düĢüktür” olan H2 hipotezi red edilmiĢtir. Antenatal eğitimde

her iki eğitim Ģeklinin karĢılaĢtırıldığı farklı bir çalıĢma bulunmamaktadır. Gagnon ve Sandall (2007), antenatal eğitimde bireysel ya da grup eğitiminin birbirine üstünlüğüne yönelik kanıt olmadığını vurgulamıĢtır. Bu anlamda bu araĢtırmanın sonuçları önem taĢımaktadır.

AraĢtırmada, doğuma hazırlık sınıfına katılan kadınların, kontrol grubundaki kadınlara göre prenatal kendini değerlendirme ölçeğinin “kendi ve bebeğin iyi olmasına yönelik endiĢe” ve “doğumda yardımsızlık ve kontrol kaybı korkusu” alt ölçek puan ortalamalarının daha düĢük, yani uyumlarının daha iyi olduğu saptanmıĢtır (Tablo 6). Buna karĢılık aynı alt ölçekler için bireysel eğitim alan kadınlar ile kontrol grubundaki kadınlar arasında fark olmadığı saptanmıĢtır. Doğuma hazırlık sınıfının üstünlüğünün nedeni grup üyeleri arasındaki paylaĢım olabilir. Bireysel eğitimde mümkün olmayan grup tartıĢmaları, yetiĢkinler için uygun ve etkili bir öğrenme yöntemidir. Gruptaki yetiĢkin bireyler, kiĢisel deneyimlerini, bilgilerini paylaĢarak, birbirlerinin deneyimlerinden öğrenirler, korkuları, endiĢeleri için birbirlerinden destek ve cesaret alırlar (Reeder ve ark., 1997; Sözen, 2003). Bu nedenle antenatal eğitimde gebeliğe psikososyal uyum ve doğum korkusu ile baĢ etme konularında grup eğitimi (DHS), yetiĢkinler için uygun bir yöntem olabilir.

Bireysel eğitim alan kadınların, doğuma hazırlık sınıfına katılan kadınlara göre prenatal kendini değerlendirme ölçeğinin “eĢ ile iliĢki” ve “anne ile iliĢki” alt ölçek puan ortalamaları daha düĢük, yani uyumları daha iyidir (Tablo 6). Bu farkın, bireysel eğitiminde kadının eĢi ya da annesiyle yaĢadığı sorunları eğitimci ile daha rahat paylaĢabilmesinden

kaynaklandığı düĢünülmektedir. Kadın, eĢi ya da annesiyle yaĢadığı sorunları grup üyeleriyle paylaĢmakta zorlanabilir. Buna karĢılık bireysel eğitim alan kadın, zamanla eğitimciye güvenir, yaĢadığı sorunları paylaĢıp, rahatlayabilir ve sorunlarına çözüm geliĢtirebilir.

AraĢtırmada, DHS katılan, bireysel eğitim alan ve kontrol grubundaki kadınların postpartum kendini değerlendirme ölçeği toplam puanı ile alt ölçek puan ortalamaları arasında fark olmadığı saptanmıĢtır (Tablo 8). “Doğuma hazırlık sınıfına katılan kadınların, kontrol grubuna göre postpartum kendini değerlendirme ölçeği puan ortalamaları daha düĢüktür” olan

H4 hipotezi, “Doğuma hazırlık sınıfına katılan kadınların, bireysel eğitime göre postpartum

kendini değerlendirme ölçeği puan ortalamaları daha düĢüktür” olan H5 hipotezi ile “Bireysel

eğitim alan kadınların kontrol grubuna göre postpartum kendini değerlendirme ölçeği puan

ortalamaları daha düĢüktür” olan H8 hipotezleri red edilmiĢtir. Benzer olarak Arcamone

(2005) ve Hamilton-Dodd ve ark. (1989) yaptıkları çalıĢmalarda eğitim alan ve almayan kadınların postpartum uyumunda farklılık olmadığını bulmuĢlardır. Nichols (1995), eğitimin annelik için yeterlilik duygusunu etkilemediğini ve anneliğe geçiĢi kolaylaĢtırmadığını saptamıĢtır. Farklı çalıĢmalarda da eğitimin, kadınların ebeveynlik becerileri üzerine etkisi olmadığı bulunmuĢtur (Fabian ve ark., 2005; Lumney ve Brown, 1993; Willford, 1998). Barclay ve ark. (1997), kalitatif çalıĢmasında eğitim alan kadınların bazılarının, eğitimin doğuma hazırlıkta yararlı fakat ebeveynliğe hazırlıkta yararsız olduğunu düĢündüklerini vurgulamıĢtır. Deave ve ark. (2008), Ho ve Holroyd (2002), kadınların aldıkları eğitimin kendilerini anneliğe hazırlamada yetersiz olduğunu düĢündüklerini saptamıĢlardır.

AraĢtırmada Roy’un uyum modeline göre odak uyaran olan antenatal eğitimin, benlik kavramı ve karĢılıklı bağlılık alanlarında, kadınların postpartum altıncı haftadaki uyumlarında fark yaratmadığı saptanmıĢtır. AraĢtırmanın postpartum uyuma iliĢkin bulguları modeli desteklememiĢtir. Bunun aĢağıdaki nedenlerden kaynaklanabileceği düĢünülmektedir. Antenatal dönemde verilen eğitimin içeriğinde her ne kadar postpartum uyuma yönelik konular olsa da, kadının ilgisinin yaklaĢan doğumuna yönelmesi nedeniyle, kadın postpartum konulara yeterince yoğunlaĢamayabilir. Diğer bir neden ise çalıĢmada postpartum kendini değerlendirme ölçeğinin postpartum altıncı haftada uygulanması olabilir. Çünkü postpartum dönemde yaĢanan rahatsızlık, yorgunluk, emzirme sorunları sıklıkla ilk haftalarda daha yoğundur (London ve ark., 2003). Tulman ve Fawcett (2003), postpartum dönemde kadınların fiziksel enerjilerinin üçüncü haftadan altıncı aya kadar giderek arttığını, fiziksel semptomların ise azaldığını bulmuĢtur. Kontrol grubunun aksine eğitim alan gruplardaki yeni anneler bu sorunlar ile baĢ etme konusunda bilgiye sahiptir. Ancak bu sorunların çoğunun altıncı haftaya kadar çözümlenmesi eğitim alan gruplar ile kontrol grubu arasındaki farkın kapanmasını

sağlamıĢ olabilir. Aynı zamanda Hudson ve ark. (2001) yaptığı çalıĢmada ilk kez anne olanların doğumdan sonraki ilk üç ay boyunca bebek bakımına iliĢkin özyeterlilikleri ve ebeveynlikten memnuniyetlerinde düzenli artıĢ olduğunu saptamıĢtır. Benzer olarak Tulman ve Fawcett (2003), kadının annelik görevleriyle baĢ etmede kendisine olan güveninin postpartum üçüncü haftadan, altıncı haftaya ve üçüncü aya kadar arttığını saptamıĢtır. AraĢtırmada kontrol grubundaki kadınlarda da doğumdan sonraki altıncı haftaya kadar ebeveynlik becerilerinin deneyimlenmesi ile becerilerde kendine güven ve annelikten memnuniyet artmıĢ olabilir. Bu nedenlerle postpartum kendini değerlendirme ölçeğinin postpartum ilk haftalarda uygulanması sonuçların daha doğru yorumlanmasını sağlayabilir.

5.2. AraĢtırmanın Ġkinci AĢaması (Kalitatif Bölümü)

5.2.1. Araştırmanın Sınırlılıkları

AraĢtırmanın sınırlılığı görüĢmeleri yapan kiĢi ile eğitim veren kiĢinin aynı olmasıdır. Bu durum kadınların eğitimin etkilerine yönelik gerçek görüĢlerini yansıtmada sınırlılık yaratmıĢ olabilir.

5.2.2. Katılımcıların Eğitimin Gebelik, Doğum ve Postpartum Etkilerine Yönelik Duygu ve