• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ÇERÇEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

3.5. Araştırmanın geçerliği ve güvenirliği

Karma araştırma desenlerinden keşfedici desenin benimsendiği bu araştırmada geçerlik ve güvenirlik için alınan önlemler öncelikle “keşfedici sıralı desen” araştırma basamaklarına uygun şekilde araştırma yürütülmüştür. Bu kapsamda verilerin toplandığı bireyler seçilirken; sıralı olarak öncelikle nitel veriler toplanmış, sonrasında nitel verilerden elde edilen bulguları takip etmek, sonuçları geniş bir örneklemde sınayabilmek ve genelleme yapabilmek için farklı bireylerden nicel veriler elde edilmesine özen gösterilmiştir. Ayrıca desen gereği; nitel verileri toplamak için küçük örneklem, nicel verileri toplamak için büyük örneklem kullanılmıştır. Nicel verileri elde etmek amacıyla ölçme aracı geliştirirken nitel verilerden faydalanılmış; pilot uygulama işlemleri başta olmak üzere bütün süreçte ölçek geliştirme basamaklarına titizlikle uyulmuştur. Son olarak bulguları yorumlarken, veri toplama sırasına bağlı olarak önce nitel, sonra nicel veriler yorumlanmış, tartışma kısmında nitel ve nicel veriler bir araya getirilerek sentezlenmiştir. Nitel ve nicel boyutlarda araştırmanın geçerliği ve güvenirliği için alınan önlemler aşağıda başlıklar halinde sunulmaktadır.

3.5.1. Nitel Boyutta Araştırmanın Geçerliği ve Güvenirliği

Nitel araştırmalarda “geçerlik” terimi nicel araştırma geleneğiyle ilişkilendirilerek kullanılmakta ve nitel araştırmacılar geleneksel nicel özelliklerinden olan geçerlik ve güvenirliğin nitel araştırmalar için uygun olmadığını belirtmişlerdir (Johnson ve Christensen, 2014:264). Bu noktada Guba ve Lincoln (1982:46) nitel araştırmalarda geçerlik ve güvenirlik kavramlarının yerine inandırıcılık, güvenirlik ve tutarlık, aktarılabilirlik

kavramlarının olması gerektiğine dikkat çekmiştir. Nitel bir araştırmanın inanılırlığını, aktarılabilirliğini ve tutarlılığını artırmak için kullanılan pek çok strateji vardır (Creswell, 2014; Merriam,2015; Johnson ve Christensen, 2014). Bu araştırmada bu stratejilerden öncelikle katılımcıların kültür ve dünya görüşleri ile ilgili derinlemesine anlayış geliştirmek amacıyla uzun süreli etkileşim sağlanarak veri toplamaya yeteri kadar zaman ayrılmıştır. Bu anlamda fenomenin anlaşılması ve derinlemesine incelenmesi açısından önemli bir durum olduğu düşünülmektedir. Ayrıca araştırma kapsamında veri toplama süreçlerine uygun ve yeterli sayıda katılımcıdan veriler toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizi sürecinde bulguların tekrarlanma durumu ortaya çıkana, verilere bağlı ortaya çıkan bulguların doyum noktasına ulaşana ve artık yeni bir bilgi elde etme durumu kalmayıncaya kadar görüşmeler sürdürülmüştür. Araştırmanın kuramsal geçerliği için görüşmelerden elde edilen temaların ve araştırma sonucunda ulaşılan bulguların birbirleriyle olan ilişkisinin anlamlılığı ve bütünlüğü için ilgili alanyazında geçen kuramsal bilgilerle tutarlılığı sağlanmaya çalışılmıştır. Araştırma sürecinde elde edilen bulgular ile ilgili alanyazında gerçekleştirilen araştırma bulguları karşılaştırılarak uyuşan ve uyuşmayan taraflar olduğu gibi raporlanmıştır.

Araştırmanın tutarlılığını artırmak amacıyla, araştırma deseninden toplanan verilere, ulaşılan tema ile bulgu ve sonuçların yazımına kadar olan süreçlerin incelenmesi ve eleştirel bir gözle değerlendirilmesi için akran incelemesi veya sorgulaması yoluna başvurulmuştur. Akran incelmesinde araştırmacının yorum ve sonuçlarının diğer kişilerle tartışması durumudur. Bu noktada yorumların ve sonuçların kanıtlanabilirliğinin artırılması için farklı bakış açılarından değerlendirilmesi için akran değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir.

Araştırmanın inanırlılığını artırmak amacıyla yapılan bir diğer uygulama veri toplamada çoklu yöntemin kullanılması durumudur. Çoklu veri kaynaklarının kullanılarak farklı üniversitelerde görevli öğretim elemanları ve öğretmen adaylarıyla görüşmelerin yapılması da araştırmanın inanırlılığını artırmak için yapılan başka bir işlemdir. Bununla birlikte araştırmanın sonucuna ilişkin yapılan çıkarım ve yorumların öznel varsayımlardan kaynaklanabilecek yanlış anlamaların önüne geçebilmek için verilerin sağlandığı görüşme yapılan kişilerin bazılarına ulaşmak suretiyle elde edilen tema ve bulgular üzerine katılımcı teyidi alınmıştır. Bulguların sunumu ve yorumu yapılırken zengin ve yoğun betimleme yapılmış, okuyucuların kendi durumları ile araştırılan kişi, ortam ve fenomenin birbirleriyle ne derecede örtüştüğünü görebilmelerini sağlamak ve böylelikle araştırma bulgularının aktarılabilirlik derecesini artırmak amacıyla çalışmayı belirli bir bağlama oturtmak için

gerekli detaylı bir tanımlama yapılmıştır. Ayrıca aktarılabilirlik için sınıf öğretmeni adayı ve öğretim elemanlarının görüşlerinden doğrudan alıntılar yapılarak belirli temalar çerçevesinde ham veriler okuyucularla paylaşılmıştır.

Araştırmada kullanılan yöntem, teknik, dokümanlar, araştırmaya katılım sağlayan kişileri özellikleri ve nasıl seçildikleri, veri toplama süreci gibi durumlara ilişkin detaylı bir şekilde yer verilmiştir. Bununla birlikte araştırma sürecinin sınırlıkları da ortaya konularak okuyucuların araştırma bulgu ve sonuçlarını hangi bağlamda anlaması ve değerlendirmesi gerektiğine ilişkin çerçeve sunulmaya çalışılmıştır. Ayrıca araştırma örneklemlerinin seçiminde maksimum çeşitlilik ve tipik örneklem yöntemlerinin seçilmesi; araştırmanın bulgularının paydaşlar tarafından değişik alanlarda uygulayabilmesine ve aktarabilmesine olanak sağlayacak farklı bir etken olduğu düşünülmektedir.

Nitel araştırma doğasına uygun olarak araştırma katılımcılar belirlenirken yansız bir şekilde belirlenmeye çalışılmış, böylelikle araştırmacıdan kaynaklanabilecek yanlılık durumu engellenmiştir. Diğer taraftan araştırmanın etik boyutunda katılımcılara görüşme başlamadan önce çalışmanın amacı ve veri toplama süreci, katılımcıların gizliliğinin korunması, çalışmaya katılımla ilgili bilinen riskler ve kazanımlar, katılımcıların görüşmenin herhangi bir sürecinde veya sonradan araştırmadan çekilme hakkı, görüşmenin ses kaydı cihazına kaydedilerek elde edilen verilerin titizlikle saklanması vb. durumlar hakkında bilgiler verilmiş ve güvence sağlanmıştır.

3.5.2. Nicel Boyutta Araştırmanın Geçerliği ve Güvenirliği

Bu araştırmanın nicel boyutunda geçerlik çalışması için KDEH ölçeğinin geliştirilirken yapı geçerliliği çalışmaları kapsamında AFA ve DFA sonucunda iki faktörlü bir ölçek elde edilmiştir. Söz konusu bu çalışma kapsamında elde edilen verilerin KDEH ölçeğinin orijinal yapısının doğrulanıp doğrulanmama durumunu test etmek için DFA yapılmıştır. DFA önceden seçilen faktör modelinin veriye uyumunun sağlanıp sağlanmadığını değerlendirmek için kullanılan en etkili yapı geçerliliği analizlerinden birisidir (Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2012:276). Bu çalışmada DFA için hazırlanan modelde ölçeğin geliştirilmiş olduğu iki faktörlü yapısal model göz önünde bulunudurularak kurulmuştur. Gerçekleştirilen birinci ve ikinci düzey DFA sonucunda ölçeğin orijinal yapısı doğrulanarak elde edilen uyum indeks katsayılarının ilgili alanyazında belirtilen (Jöreskog ve Sörbom,1996; Schermelleh-Engel ve Moosburger, 2003; Baumgartner ve Homburg, 1996; Bentler, 1980; Bentler ve Bonett, 1980; Marsh, Hau, Artelt, Baumert ve Peschar, 2006; Browne ve Cudeck, 1993; Hu ve Bentler, 1999; Meyers,

Gamst ve Guarino, 2006; Byrne, 2010; aktaran İlhan ve Çetin, 2014:31) aralıklarda olduğu gözlenmiştir. Ayrıca maddeler arası modifikasyon önerileri de dikkate alınmıştır. Söz konusu modifikasyonlar gerçekleştirilirken aynı alt boyutta olması ve benzer yapıları ölçme durumları göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmiş ve uyum indeks katsayılarının anlamlı bir şekilde arttığı gözlenmiştir. Aşağıda Tablo 12’de elde edilen uyum indeks katsayıları sunulmaktadır

Tablo 12. Birinci ve ikinci düzey DFA sonuçlarına ilişkin uyum indeks katsayılarının model uyum ölçütleriyle karşılaştırılması

Uyum İndeksleri

Model Uyum Ölçütleri Birinci Düzey DFA İkinci Düzey DFA AGFI .85 ≤ AGFI ≤ .90 .89 .88 GFI .90 ≤ GFI ≤ 95 .91 .90 CFI .90 ≤ CFI ≤ .95 .93 .93 NFI .90 ≤ NFI ≤ .95 .93 .93

NNFI(TLI) 90 ≤ NNFI (TLI) ≤ .95 .92 .91

RFI .90 ≤ RFI ≤ .95 .91 .90 IFI .90 ≤ IFI ≤ .95 .91 .90 RMSEA .05 ≤ RMSEA ≤ .08 .06 .06 SRMR .05 ≤ SRMR ≤ .10 .07 .07 PNFI .50 ≤ PNFI ≤ .95 .84 .83 PGFI .50 ≤ PNFI ≤ .95 .82 .81

Tablo 12’de görüldüğü üzere birinci ve ikinci düzey doğrulayıcı faktör analiz sonuçlarından elde edilen uyum indeks katsayılarının veri-model uyum ölçütleri çerçevesinde belirtilen aralıklarda olduğu görülmektedir. Ayrıca söz konusu birinci ve ikinci düzey DFA faktör yapısı ve alt boyutlar arasındaki ilişkiler aşağıda Şekil 4’de gösterilmektedir.

Şekil 4. Birinci ve ikinci düzey DFA faktör yapısı ve alt boyutlar arasındaki ilişkiler Özetle, gerçekleştirilen DFA’lar sonucunda elde edilen uyum indeks katsayıları iyi uyum ve kabul edilebilir uyum değerlerine sahip olduğundan, ölçek maddelerinin daha önce yapıyla kurulan modellerinin uygun olduğu yargısına ulaşılmıştır. Ayrıca ölçeğe dayalı olarak hem toplam hem de her bir alt boyutun içerdiği maddeler üzerinden Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı hesaplanmıştır. “Kişisel Hazırbulunuşluk” alt boyutu için iç tutarlılık katsayısı .87, “Mesleki Hazırbulunuşluk” alt boyutu için iç tutarlılık katsayısı .86; ölçeğin tümü için elde edilen iç tutarlılık katsayısı ise .85 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen değerler, ölçüm sonuçlarının güvenilir olduğunu göstermektedir (Nunnally, 1978). Ölçüm sonuçlarının güvenilir olduğuna ilişkin elde edilen güvenirlik katsayılarının yeterli olduğu düşünülmüş, diğer güvenirlik yöntemlerine başvurmaya gerek duyulmamıştır.