• Sonuç bulunamadı

PSİKOLOJİK İYİ OLMA

4.1 Araştırmanın Amacı ve Önem

Literatürde oldukça yeni bir konu olan işgören sessizliği kavramının; nedenleri ve örgütsel etkileri bakımından olduğu kadar bireysel etkileri ve nedenleri bakımından da araştırılması önem arz etmektedir. Örgütsel sessizlik kavramını literatüre kazandıran Morrison ve Milliken (2000, s. 718-720), ilgili çalışmalarında sessizliğin örgütsel açıdan ciddi sorunlara neden olabileceği gibi bireylerin stres düzeylerini arttıracağını ve ruh sağlıklarını da olumsuz yönde etkileyebileceğini belirtmişlerdir. Milliken ve Morrison (2003, s. 1567) gerçekleştirdikleri sonraki çalışmalarında ise işgören sessizliğinin çalışanlarda uzun vadeli olumsuz psikolojik ve davranışsal sorunlara neden olacağını ve bu sorunların araştırılmasının oldukça önem arz ettiğini belirtmişlerdir. Sessizliğin örgütsel neden ve sonuçlarını inceleyen Vakola ve Bouradas (2005, s. 453) da sessizliğin stres gibi bireyler üzerinde neden olacağı olumsuz psikolojik sonuçlarının da araştırılması gerektiğini vurgulamışlardır. İşgören sessizliği kavramını ülkemizde ilk olarak inceleyen araştırmacılardan biri olan Çakıcı da (2007, s. 158) işgören sessizliğinin bireylerde yaratacağı psikolojik, davranışsal ve düşünsel sonuçlarının araştırılması gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca olumsuz bir ruh hali içerisinde olan (depresyon, anksiyete gibi) bireylerin daha çok kendilerine dönük olmaları nedeni ile (Çelikkol, 2001, s. 219-220; Cüceloğlu, 2012, s. 454; Pıçakçıefe, 2010,s. 368- 369)çevresindeki olaylarailgisiz bir tavır içerisinde olacaklarını ve dolayısıyla olumsuz durumların farkında olsalar bile sessizliğe bürünebileceklerini söylemek mümkündür.

Bu bağlamda, araştırmanın temel amacı, işgören sessizliği ile stres ve psikolojik iyi olma (depresyon ve anksiyete) arasındaki ilişkiyi tespit etmektir. Toplumda ve iş yaşamında en sık görülen (Driesen ve diğerleri, 2010, s. 1063; Olsen, Mortensen ve Bech, 2004, s. 100; Nystuen, Hagen ve Herrin, 2011, s. 178) ve işgören sessizliği ile en çok ilgili psikolojik sorunlar olduğu düşünülerek depresyon ve anksiyete incelenmiştir. Araştırmanın bu temel amacının yanı sıra çalışmada işgören sessizliğinin, stresin, depresyonun ve anksiyetenin katılımcıların demografik ve mesleki özellikleri bakımından değişiklik gösterip göstermediğini tespit etmek de amaçlanmıştır.

142 4.2 Araştırmanın Yöntemi

Araştırmada ilk olarak işgören sessizliği, iş stresi ve psikolojik iyi olma ile ilgili literatür taraması gerçekleştirilmiştir. Literatür taraması sonucunda elde edilen bilgiler çerçevesinde değişkenleri ölçmek için ölçekler saptanmıştır. Çalışma kapsamında uygulama kolaylığı ve daha fazla çalışana ulaşmayı sağlaması açısından veri toplama aracı olarak anket yöntemi tercih edilmiştir.

Araştırmada kullanılan ölçekler; sessizlik, DAS (depresyon, anksiyete ve stres) ve demografik değişkenlere ilişkin sorularla birlikte toplam üç bölümden ve 64 sorudan oluşmaktadır. Demografik değişkenler kısmında katılımcılara; cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim durumu, çalışılan birim, bulundukları işletmedeki ve turizm sektöründeki hizmet süresine ilişkin sorular kapalı uçlu olarak sunulmuştur. Sessizlik ve DAS ölçeklerine ilişkin bilgiler ise aşağıda detaylı bir şekilde verilmiştir.

4.2.1 Kullanılan Ölçekler 4.2.1.1 Sessizlik Ölçeği

Çalışanların sessizlik tutumlarını ölçmek amacı ile Van Dyne, Ang ve Botero (2003, s. 1386) tarafından geliştirilen işgören sessizliği ölçeği kullanılmıştır. İşgören sessizliğinin hangi türden sessizlik olduğunu ölçmek amacı ile geliştirilen ölçeğin özgün biçiminde; kabullenici (razı olma) sessizlik ve konuşma, korunma sessizliği ve korunma amaçlı konuşma, koruma sessizliği ve koruma amaçlı konuşma olmak üzere toplam altı alt boyut ve otuz ifadeden (her bir boyut için beş ifade) oluşmaktadır. Araştırma kapsamında ise konuşmaya ilişkin alt boyutlar ölçekten çıkartılmış ve sadece sessizliğe ilişkin alt boyutlara yer verilmiştir. Buna göre sessizlik ölçeği; kabullenici (razı olma) sessizliği, korunma sessizliği ve koruma sessizliği olmak üzere üç alt boyuttan ve toplam on beş ifadeden oluşmaktadır. Kabullenici sessizlik, korunma sessizliği ve koruma sessizlik alt boyutlarını beşer ifade ve işgören sessizliğini ise bu ifadelerin tümü olan on beş ifade oluşturmaktadır.

Sessizlik değişkenini ölçmek için 5’li Likert ölçeği tercih edilmiştir. Buna göre katılımcıların değerlendirmeleri; “1= Kesinlikle Katılmıyorum; 2= Katılmıyorum; 3= Ne Katılıyorum Ne de Katılmıyorum; 4= Katılıyorum; 5= Kesinlikle Katılıyorum” şeklindedir.

Özgün formu İngilizce olan ölçeğin Türkçe’ye çevirisi Şehitoğlu (2010) tarafından doktora tezinde kullanılmak için yapılmış ve Erdoğan (2011) tarafından yüksek lisans tezinde de

143 kullanılmıştır. Ölçeğin Türkçe’ye çevirisi ayrıca Eroğlu, Adıgüzel ve Öztürk (2011) tarafından çalışmalarında kullanılmak üzere gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin özgün formuna bağlı kalarak her iki çeviriden de faydalanarak sessizlik ölçeğine son hali verilmiştir.

Ölçeğin güvenirlilik ve geçerlilik çalışmaları; ölçeğin Türkçe çevirisini yapan araştırmacılar tarafından (Şehitoğlu, 2010; Eroğlu ve diğerleri, 2011) ve ayrıca Erdoğan (2011) tarafından yüksek lisans tezinde gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda ölçeğe ilişkin oldukça yüksek geçerlilik ve güvenilirlik sonuçları elde edilmiştir.

4.2.1.2 DAS Ölçeği

Çalışanların depresyon, anksiyete ve stres düzeylerini ölçmek amacıyla Lovibond ve Lovibond (1995’den aktaran Tütüncü, 2012, s. 21; Öveç, 2007, s. 84) tarafından geliştirilen depresyon, anksiyete ve stres ölçeği (DASÖ) kullanılmıştır. DAS ölçeğinde 14’ü depresyon, 14’ü anksiyete ve 14’ü stres boyutlarına ait olmak üzere toplam 42 ifade yer almaktadır. Katılımcıların değerlendirmeleri; “0=Bana hiç uygun değil”, “1=Bana biraz uygun”, “2=Bana genellikle uygun” ve “3=Bana tamamen uygun” biçiminde 4’lü Likert derecelendirmeyle ölçülmüştür. Depresyon, anksiyete ve stres boyutlarının her birinden alınan puanların yüksek olması, bireyin ilgili probleme sahip olduğunu göstermektedir. Ters madde bulunmayan ölçeğin her bir alt boyut için toplam puanları 0 ile 42 arasında değişmektedir.

Özgün formu İngilizce olan ölçeğin Türkçe’ye çevirisi Akın ve Çetin (2007) tarafından gerçekleştirilmiş ve İngilizce ile Türkçe formları arasındaki korelasyon katsayıları; depresyon için .97, anksiyete için .98, stres için .97 ve ölçeğin bütünü için .99 olarak tespit edilmiştir (Akın ve Çetin, 2007, s. 265). Ayrıca ölçeğin güvenirlik analizi sonucunda Cronbach Alpha değeri ölçeğin bütünü için .89, depresyon için .90, anksiyete için .92 ve stres için .92 olduğu tespit edilmiştir. Bu değerler ise oldukça yüksek güvenirliliği işaret etmektedir (Akın ve Çetin, 2007, s. 265).

4.2.2. Pilot Uygulama

Araştırmaya geçilmeden önce anket, pilot uygulama ile test edilmiştir. Ön test çalışması, 2013 yılının Nisan ayında Alanya’da faaliyet gösteren 5 yıldızlı bir konaklama işletmesinin alt kademe kadrolarında çalışmakta olan toplam 51 işgören üzerinde uygulanmıştır. Çalışma öncesinde işletme yöneticileri ile yüz yüze görüşülmüş ve anketin bizzat araştırmacı tarafından uygulanması konusunda izin alınmıştır. Pilot uygulama, işletmenin iş akışını

144 bozmamak amacı ile iki gün sürmüştür. Uygulama sırasında her personelin gönüllü olarak katılımı sağlanmıştır. Özellikle katılımcılara yönelik bilgilerin ve görüşlerin gizli kalacağı, sadece bilimsel bir amaç doğrultusunda kullanılacağına ilişkin açıklama hem anket üzerinde yazılı bir şekilde yer almış ve hem de araştırmacı tarafından bütün personele sözlü olarak iletilmiştir.

Pilot çalışma sonrasında elde edilen verilere SPSS 17.0 paket programı ile güvenilirlik analizi uygulanmıştır. Sessizlik ölçeğinden elde edilen verilere uygulanan güvenirlik analizi sonucuna göre; sessizlik ölçeğinin genel Cronbach Alpha değeri 0,740 olarak saptanmıştır. Elde edilen bu değer sessizlik ölçeğinin yüksek güvenirlik düzeyine sahip olduğunu göstermektedir (Özdamar, 2013, s. 555).

Daha sonra ise anket formunun ikinci kısmını oluşturan DAS (depresyon, anksiyete ve stres) ölçeğinden elde edilen verilere güvenirlik analizi uygulanmıştır. Analiz sonucuna göre DAS ölçeğinin genel Cronbach Alpha değeri 0,952 olarak saptanmıştır. Elde edilen bu değer DAS ölçeğinin çok yüksek güvenirlik düzeyine sahip olduğunu göstermektedir (Özdamar, 2013, s. 555).

Pilot uygulama için toplanan veriler, çalışmadaki diğer analizlere dâhil edilmemiştir.

4.2.3 Araştırmanın Hipotezleri

Araştırma kapsamında işgören sessizliği ilestres ve psikolojik açıdan iyi olma (depresyon ve anksiyete)arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla oluşturulan hipotezler şunlardır:

H1: İşgören sessizliği ile stres arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

H2: İşgören sessizliği ile depresyon arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

H3: İşgören sessizliği ile anksiyete arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

H4: Kabullenici sessizlik ile stres arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

H5: Korunma amaçlı sessizlik ile stres arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

H6: Koruma amaçlı sessizlik ile stres arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

H7: Kabullenici sessizlik ile depresyon arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

H8: Korunma amaçlı sessizlik ile depresyon arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki

vardır.

H9: Koruma amaçlı sessizlik ile depresyon arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki

145 H10: Kabullenici sessizlik ile anksiyete arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

H11: Korunma amaçlı sessizlik ile anksiyete arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki

vardır.

H12: Koruma amaçlı sessizlik ile anksiyete arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki

vardır.

Şekil 4.1.Araştırmanın Modeli

4.2.4 Araştırmanın Evreni, Örneklemi ve Sınırlılıkları

Araştırmanın evreni, Alanya bölgesinde yer alan beş yıldızlı konaklama işletmelerinin alt kademe kadrosunda çalışmakta olan işgörenler olarak tespit edilmiştir. Çalışma kapsamında beş yıldızlı konaklama işletmelerinin tercih edilmesinin nedeni, diğer statüdeki konaklama işletmelerine oranla daha fazla işgören istihdam ediyor olmaları ve dolayısı ile daha fazla işgörene ulaşabilme imkânı sağlamasıdır.

Çalışma, 2013 yılının Nisan ve Mayıs aylarında gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamına alınacak konaklama işletmeleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın (http://kulturturizm.gov.tr/) 30 Nisan 2013 tarihli verileri baz alınarak tespit edilmiştir. Bakanlığın listesine göre Alanya bölgesinde toplam 51 tane beş yıldızlı konaklama işletmesi faaliyet göstermektedir. Çalışmanın yapıldığı dönemde ise sadece bir konaklama işletmesinin faal olmadığı tespit edilmiştir. Dolayısı ile evreni oluşturan işletme sayısı 50 olarak son şeklini almıştır.

Çalışmanın gerçekleştirildiği dönemde faal olan 50 otel yöneticisine öncelikle telefon ile ulaşılmaya çalışılmıştır. Bu işletmelerden beş tanesinin insan kaynakları veya personel yöneticilerinin birkaç kere aranmasına ve araştırma ile ilgili not bırakılmasına rağmen ulaşılamamıştır. Yöneticilerine ulaşılabilen diğer otellerden 23 tanesi ilgili dönemde yoğun oldukları gerekçesi ile araştırmaya katılmak istemediklerini belirtmişlerdir. Geriye kalan 22

İşgören Sessizliği; Kabullenici Sessizlik Korunma Sessizliği Koruma Sessizliği Depresyon Anksiyete Stres

146 otelin yöneticisi araştırmaya katılmak istediklerini belirtseler de bu işletmelerden 7 tanesine daha sonra ulaşılamamıştır. Sonuç olarak araştırmaya, biri pilot uygulamaya dâhil olmak üzere, Alanya bölgesinde faaliyet gösteren 15 tane beş yıldızlı konaklama işletmesi dâhil edilmiştir. Araştırmaya katılan konaklama işletmelerinden eşit sayıda veri elde etmeye özen gösterilmiş; işletmenin personel sayısı ve yoğunluk durumu göz önünde bulundurularak işletmelerden 40 ile 60 arasında anket toplanmaya çalışılmıştır.

Araştırma sonucunda otellerden toplam 559 tane anket elde edilmiştir. Fakat bu anketlerden 8 tanesi yeterli veri ve anlamlılığa sahip olmadığı için değerlendirmeye alınmamıştır. Bu sonuca göre elde edilen geçerli anket sayısı 551 olarak tespit edilmiştir. Araştırmanın evrenini oluşturan Alanya Bölgesi’ndeki 50 tane beş yıldızlı otelde çalışmakta olan net işgören sayısına ulaşılamadığı için TÜROFED’in (2010,s. 9) raporundaki yatak başına düşen personel sayısı dikkate alınmıştır. TÜROFED’in (2010,s. 9) raporuna göre; Türkiye’deki beş yıldızlı konaklama işletmelerinde 3.08 yatağa bir çalışan (yatak kapasitesinin %32’si) düşmektedir. Evren içerisindeki oteller tek tek telefon ile aranmış ve Alanya bölgesinde faaliyet gösteren beş yıldızlı konaklama işletmeleri yatak kapasitesinin 48.608 olduğu ve elde edilen yatak kapasitesine göre ise yaklaşık 15.555 işgörenin çalışmakta olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bu bulgu doğrultusunda ise çalışmaya katılan otellerden elde edilen örneklem sayısının 100.000’nin üzerindeki bir evreni temsil edebilecek düzeyde olduğunu söylemek mümkündür (Ural ve Kılıç, 2006, s. 49).

4.2.5 Araştırma Verilerinin Toplanması

Araştırmaya katılan işletme yöneticileri ile ilk önce telefonda ve daha sonra yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu işletmelerden 5 tanesi gerek iş yoğunluğu ve gerekse insan kaynakları prensiplerinden dolayı işgörenlere anketleri kendileri uygulamak istemiş ve kendilerine anket örneği e-mail yolu ile iletilmiştir. Geriye kalan 10 işletme yöneticisi ise anketlerin araştırmacı tarafından uygulanmasına izin vermiştir. Uygulamayı gerçekleştiren yöneticilerden personelin gönüllü olarak katılımının sağlanması ve katılımcılara yönelik bilgilerin ve belirttikleri görüşlerin gizli kalacağı, sadece bilimsel bir amaç doğrultusunda kullanılacağına ilişkin katılımcılara gerekli bilginin verilmesi istenmiştir. Araştırmacı tarafından uygulanan anketlerde de aynı konulara önem verilmiştir.

147 4.2.6 Araştırma Verilerinin Analizi

Katılımcılardan elde edilen verilerin analizi SPSS 17.0 istatistik programı ile yapılmıştır. İstatistiksel olarak veriler, tanımlayıcı ve çıkarımsal istatistik kapsamında ele alınmıştır.

Çalışma kapsamında ilk önce katılımcıların demografik özelliklerine yönelik frekans analizleri gerçekleştirilmiştir. Ardından verilerin güvenilirliği (Cronbach Alpha) test edilmiştir. Sonrasında ise değişkenleri daha sağlıklı bir biçimde belirlemek amacıyla Sessizlik ve DAS (depresyon, anksiyete ve stres) ölçeklerinden elde edilen verilere faktör analizi uygulanmıştır. Faktör analizi sonrasında yeniden şekillenen DAS ölçeğinin güvenilirliği tekrar test edilmiştir. Sonrasında ise çalışmanın hipotezlerini test etmek amacıyla korelasyon ve regresyon analizlerinden yararlanılmıştır.

Daha sonra, çalışmanın her bir değişkenini katılımcıların demografik özellikleri bakımından test etmek amacıyla t-test ve ANOVA analizlerinden yararlanılmıştır. Bu bağlamda; grupların dağılımının homojen olması açısından medeni durumdaki dul / boşanmış değişkeni bekâr değişkeniyle; 20 yaş ve altı yaş değişkeni 20-29 yaş arası değişkeniyle ve 50 ve üzeri yaş değişkeni 40-49 arası yaş değişkeniyle; halkla ilişkiler, satış ve pazarlama, rezervasyon, satın alma, insan kaynakları birimleri “diğer” değişkeniyle; işletmedeki hizmet süresi bakımından 7-9 yıl ve 10-12 yıl arası değişkenler 13 yıl ve üzeri değişkenler ile birleştirilmiş ve önlisans, lisans ve üstü eğitime sahip olanlar üniversite değişkeni adı altında toplanmıştır.

4.3 Araştırmanın Bulguları