• Sonuç bulunamadı

Bu araştırma ile ilköğretim 6. sınıf öğrencilerine kesir çubukları kullanılarak yapılan öğretimin kesirlerde toplama ve çıkarma işlemlerindeki başarılarına etkisinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır.

1.6. Araştırmanın Önemi

Đlköğretimin ikinci kademesinde rasyonel sayılarda toplama, çıkarma, bölme, çarpma, denklik ve sıralama işlemi her yıl kademeli olarak öğretilmektedir. Fakat yapılan araştırmalar, ilköğretimin her kademesinde öğrencilerin rasyonel sayılar konusundaki temel kavramları anlamada ve cebirsel işlem yapmada zorlandıklarını ortaya koymaktadır (Đpek, Işık ve Albayrak, 2005; Haser ve Ubuz, 2000; Aksu,1997; Mack, 1995; Başgün ve Ersoy, 2000; Kamii ve Clark, 1995; Akt: Gürbüz R. ve Birgin O.,2008). Öğrencilerin rasyonel sayı işlemlerinde zorlanmalarının başlıca nedenlerinden birisi rasyonel sayıları anlamak yerine formülleri ve algoritmayı ezberlemeleri, bir diğeri de rasyonel sayıların pay ve paydalarını farklı iki tamsayı olarak algılamalarıdır (Şiap ve Duru, 2004). Diğer bir neden de rasyonel sayıların çok farklı anlamlar içermesidir (Toluk, 2002).

Rasyonel sayılar genel olarak sözel, sembolik, nesnel ve model olmak üzere dört farklı biçimde gösterilebilmektedir. Bu gösterimler arasında geçiş yapılabilmesi, konuya ilişkin farklı gösterim biçimlerinin eş zamanlı ilişkilendirilip kavranmasıyla ilgilidir. Fakat ilköğretim öğrencilerinin rasyonel sayıların farklı gösterimleri arasında geçiş yapmakta güçlük çektikleri, işlem yaparken kuralları yanlış genelledikleri ve karşılaştırma yapmakta zorlandıkları vurgulanmaktadır (Haser ve Ubuz, 2002; Şiap ve Duru, 2004; Akt: Gürbüz ve Birgin ,2008). Bu zorlanmaların temelinde kural, formül ve ilişkilerin olduğu gibi verildiği ve ezberleme yoluyla öğrenmenin özendirildiği geleneksel öğretim yönteminin çok sık kullanılması önemli rol oynamaktadır.

Kesirlere girişte bir takım modellerin ve manipulatif araçların kullanılması henüz somut işlemler döneminde olan ilköğretim birinci kademe öğrencileri için kesirleri somut hale getirdiğinden, kesir kavramının daha kolay öğrenilmesine ve öğrencilerin kesirlerle ilgili işlemleri daha kolay yapmalarına olanak sağlamaktadır (Şiap ve Duru, 2004). Kesirlerin öğretiminde somut materyal kullanımı, öğrencilerin

zihinlerinde kesir kavramının yerleşmesine ve temeli kesirlere dayalı olan oran- orantı, yüzdeler, olasılık gibi konuların anlaşılmasına olanak sağlayabilir.

Kesir öğretiminde kullanılabilecek somut materyallerden birisi de kesir çubuklarıdır. Kesir çubuğu, kesirlerin hesaplanmasının öğretiminde alternatif eğitici model olarak Diane Schiller(1977) tarafından oluşturulmuştur (Olson, 2002). Kesir çubuğu kesirlerin gösterimini somut olarak sağlayan pratik bir alettir.

Kesirlerin öğretiminde, kesir çubuğu gibi somut materyaller kesir kavramını somutlaştırarak öğretmenlere anlatmada öğrencilere de anlamada büyük kolaylık sağlayabilir. Ancak literatürde somut araçların etkili olmadığını gösteren çalışmalara da rastlamak mümkündür. Bu anlamda özellikle ülkemizde bu alanda yapılan araştırmaların yetersiz olması sebebiyle matematik eğitimi literatürüne ve araştırma sonucunda elde edilecek bulgulara göre yukarıda bahsedilen belirsizliği kaldırmaya katkı sağlanacağı düşünülmektedir.

Bu amaçla aşağıdaki problem ve alt problemlere cevap aranmıştır.

1.7. Problem Cümlesi

Kesir çubukları kullanılarak yapılan öğretimin ilköğretim 6. sınıf öğrencilerinin kesirlerde toplama ve çıkarma işlemlerinde başarılarına etkisi var mıdır?

1.8. Alt Problemler

1. Kesir çubuğu kullanılarak yapılan öğretimin, ilköğretim 6. sınıf öğrencilerinin kesirlerde toplama ve çıkarma işlemleri ile ilgili işlemsel bilgilerine etkisi var mıdır?

2. Kesir çubuğu kullanılarak yapılan öğretimin, ilköğretim 6. sınıf öğrencilerinin kesirlerde toplama ve çıkarma işlemleri ile ilgili modelden sembole geçiş yapabilme becerilerine etkisi var mıdır?

3. Kesir çubuğu kullanılarak yapılan öğretimin, ilköğretim 6. sınıf öğrencilerinin kesirlerde toplama ve çıkarma işlemleri ile ilgili problem çözme başarılarına etkisi var mıdır?

1.9. Varsayımlar

1. Öğrenciler test sorularına samimi olarak cevap verdikleri, 2. Deney ve kontrol grupları birbirlerinden etkilenmedikleri,

3. Denetim altına alınamayan değişkenlerin deney ve kontrol gruplarını aynı şekilde etkilediği varsayılmıştır.

1.10. Sınırlılıklar

Bu araştırma;

1. Konya ili merkez Meram ilçesi Mehmet-Şükriye Sert Đlköğretim Okulu’nda bulunan ilköğretim 6. sınıf öğrencileri ile sınırlıdır.

2. Đlköğretim matematik programı 6. sınıf konularından “Kesirlerde Toplama ve Çıkarma” konusu ile sınırlıdır.

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI

Aksu 1997 yılında ilköğretim altıncı sınıf öğrencileri üzerinde yapmış olduğu “Kesirler ile Öğrenci Performansı Arasındaki Đlişki (Student Performance in Dealing with Fractions)” isimli araştırmasında; kesirlerin anlamını kavrama, kesirlerle işlemler ve kesir içeren problemleri çözme bağlamları sunulduğu zaman öğrencilerin performanslarında oluşan farklılıkları incelemiştir. Altıncı sınıf öğrencilerine kesirlerle ilgili kavramsal bilgi, işlemsel bilgi ve problem çözme becerisini içeren üç ayrı test uygulamıştır. Araştırma sonucunda, öğrenci performansının işlem testinde en yüksek ve problem çözme testinde en düşük olduğu ortaya çıkmıştır. Üç testten elde edilen anlamlı ve pozitif korelasyon katsayıları, kesir kavramını anlama, kesirlerle işlemleri gerçekleştirme ve kesirleri içeren problemleri çözme arasında olası bir karşılıklı ilişkiyi göstermektedir. Cinsiyet ve üç testteki başarı arasındaki ilişki anlamlı bulunmamış; bununla birlikte, üç testteki başarı ve öğrencilerin önceki dönemdeki matematik dersi notları arasında anlamlı bir ilişkili bulunmuştur.

Haser (2001), “Sosyokültürel öğrenme ortamlarının 5. sınıf öğrencilerinin kesirler kavramındaki performansına etkisi (Effects of sociocultural learning environments on 5th grade students performance on the fractions concept)” isimli çalışmasında sosyokültürel öğrenme ortamlarının öğrencilerin kesir ve kesirleri içeren işlemlerle ilgili matematiksel performanslarına ve matematiğe karşı tutumlarına etkisini incelemiştir. Çalışmanın örneklemini, Ankara ilindeki bir özel ilköğretim okulunun altı adet 5. sınıfı içinden biri deney grubu , biri ise kontrol grubu olarak seçilen ve aynı matematik öğretmeni tarafından öğretim yapılan toplam 53 öğrenci oluşturmaktadır. Kontrol grubundaki öğrenciler kesirler konusunu geleneksel öğretim yöntemi ile öğrenmişler, deney grubundaki öğrenciler ise kesirler konusunda beşli gruplar oluşturarak araştırmacı tarafından hazırlanan materyaller üzerinde çalışmışlardır. Her iki grupta konular ve öğretim sıraları aynıdır. Bu çalışmada Kavramsal ve Đşlemsel Performans Sınavı (KĐPS), Matematik Tutum Ölçeği (MTÖ) ve Sosyoekonomik Durum ve Çalışma Alışkanlıkları anketi kullanılmıştır. Bu üç

araç öğretimden önce ön test olarak verilmiş, KĐPS ve MTÖ ise son test olarak verilmiştir. Bunun yanında deney grubu ve kontrol grubu bütün öğretim sürecinde gözlenmiştir. Deney grubu ve kontrol grubu öğrencilerinin KĐPS puanları ortalamalarında ön ve son testlerde belirgin bir fark bulunmamıştır, fakat MTÖ puanları ortalamaları ön ve son testlerde deney grubu lehine belirgin şekilde farklı bulunmuştur. Yüz yüze görüşmeler, deney grubu öğrencilerinin kesirler konusunda kontrol grubu öğrencilerinden daha farklı bir anlam geliştirdiklerini göstermiştir. Yüksek ve düşük yetenek seviyesindeki öğrenciler birlikte çalışma ortamlarından ve materyallerden farklı şekilde yararlanmışlardır. Öğretim deney grubu ve kontrol grubu öğrencilerinin matematiğe karşı tutumlarını farklı şekilde etkilemiştir. Deney grubu öğrencilerinin gelişmeye açık alanları zorluk düzeyi açısından değil, anlama kalitesi ve fikir çeşitliliği açısından gelişim göstermiştir (Akt: Yazgan, 2007).

J.Sowell (1989), “Matematik Öğretiminde Somut Materyallerin Etkisi (Effects Of Manipulative Materials In Mathematics Instruction)” isimli çalışmasında somut öğretimsel materyallerin matematik öğretimindeki etkilerini belirlemek için 60 çalışmanın sonuçlarını birleştirmiştir. Sonuçlar somut öğretimsel materyallerin uzun süre kullanılması ile matematik başarısının arttığını, öğrencilerin matematiğe olan tutumlarının geliştiğini göstermektedir.

Arsal (2002), “Đlköğretim Matematik Dersi Bölme Đşleminde Somut Yaşantılarla Yapılan Öğretimin Etkililiği” isimli çalışmasında ilköğretim 3. sınıflarda matematik dersinde bölme işleminin öğretiminde somut yaşantılar kullanmanın bilişsel, duyuşsal erişiye ve kalıcılığa etkisini incelemiştir. Araştırmada deney grubuna bölme işleminin öğretimi somut yaşantılarla yapılan öğretim etkinlikleri ile yapılırken kontrol grubunda geleneksel yolla öğretim etkinlikleri yapılmıştır. Matematik dersi bölme işleminde somut yaşantılarla öğretim yapılan grubun bilgi, kavrama, uygulama düzeyi erişi puan ortalaması geleneksel öğretimin yapıldığı grubun erişi puan ortalamasına göre deney grubu lehine manidar fark bulunmuştur.

Öz (2005), “Đlköğretim 6. Sınıflarda Kesirler Konusunun Çoklu Zeka Kuramına Uygun Öğretiminin Başarıya Etkisi” isimli araştırmasında çoklu zeka kuramına göre

hazırlanan öğretim etkinliklerinin, öğrencilerin matematik başarılarına, öğrenilen bilgilerin kalıcılığına ve matematik tutumuna etkilerini araştırmıştır. Araştırma kapsamında, Đlköğretim 6. sınıf matematik dersi konularından “Kesirler” ünitesi seçilmiştir. Deney grubunda konular çoklu zeka kuramına uygun hazırlanmış ders planları ve somut materyallerle işlenirken, kontrol grubunda klasik öğretim metotları kullanılmıştır. Çoklu Zeka Kuramına uygun planlar takip edilerek yapılan öğretimin, matematik başarısını, öğrenilen bilgilerin kalıcılığını ve matematiğe karşı tutumu manidar olarak olumlu yönde artırdığı görülmüştür.

Haser ve Ubuz (2003), “Öğrencilerin Kesirleri Anlaması: 5. Sınıf Öğrencileri Üzerine Bir Çalışma” isimli araştırmada öğrencilerin kesirlerle ilgili sözel problemleri çözerken gösterdikleri kavramsal anlamayı incelemiş; sonuçlar, öğrencilerin problem çözmek için farklı yollar kullandığını göstermiştir. Doğru ve yanlış cevaplar, öğrencilerin kesirleri nasıl algıladıklarını özellikle parça-bütün anlamını ve problemleri çözmek için kesir kavramını nasıl kullandıkları hakkında bilgi vermiştir. Doğru olmayan çözümlerin, parça-bütün anlamının yanlış inşasından ve kesir işlemlerinde yanlış kavramlardan ve problemi anlamamaktan kaynaklandığını göstermiştir.

Gürbüz ve Birgin (2008), “Farklı Öğrenim Seviyesindeki Öğrencilerin Rasyonel Sayıların Farklı Gösterim Şekilleriyle Đşlem Yapma Becerilerinin Karşılaştırılması” isimli araştırmasında farklı öğrenim seviyesindeki öğrencilerin (6,7,8) rasyonel sayıların cebirsel, geometrik model ve sayı doğrusu gösterim biçimlerini kullanarak işlem yapma becerilerinin karşılaştırılması amaçlanmaktadır. Rasyonel sayılar genel olarak sözel, sembolik, nesnel ve model olmak üzere dört farklı biçimde gösterilebilmektedir. Bu gösterimler arasında geçiş yapılabilmesi, konuya ilişkin farklı gösterim biçimlerinin eş zamanlı ilişkilendirilip kavranmasıyla ilgilidir. Bu araştırmanın bulguları ilköğretim ikinci kademedeki öğrencilerinin rasyonel sayılar konusundaki toplama, çıkarma, çarpma, bölme, denklik ve sıralama kavramlarını kural bağımlı öğrendiklerini ve kavramsal boyutta bir öğrenmenin gerçekleşmediğini ortaya koymuştur. Araştırma sonunda; öğrencilerin öğrenim seviyesi arttıkça rasyonel sayıların farklı gösterim şekilleriyle işlem yapma

becerilerinin geliştiği, ancak rasyonel sayıların cebirsel gösterim biçimini kullanarak işlem yapma becerilerinin, geometrik model ve sayı doğrusu gösterim biçimlerini kullanarak işlem yapma becerilerine kıyasla daha iyi gelişim gösterdiği belirlenmiştir.

Soylu ve Soylu (2005), “Đlköğretim Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Kesirler Konusundaki Öğrenme Güçlükleri: Kesirlerde Sıralama, Toplama, Çıkarma, Çarpma Ve Kesirlerle Đlgili Problemler” isimli araştırmada kesirlerde sıralama, toplama, çıkarma, çarpma ve kesir problemlerinde ki öğrencilerin öğrenme güçlüklerinin tespit edilmesini amaçlamaktadır. Elde edilen sonuçlara göre, kesirlerde sıralama, toplama, çıkarma, çarpma ve kesir problemleri ile ilgili kavramların, tanımlarının ve formüllerinin öğrenilmesinde ve işlemsel bilgilerde öğrencilerin zorluk yaşamadıkları buna karşın ezberledikleri tanımların ve kavramların uygulamalarında zorluk yaşadıkları görülmüştür.

Şiap ve Duru (2004), “Kesirde Geometriksel Modelleri Kullanabilme Becerisi” isimli çalışmasında ilköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin kesirlerdeki işlemlerde geometriksel modelleri anlayabilme ve kullanabilme becerilerini araştırmıştır. Araştırma sonucunda, öğrencilerin ilköğretimin ilk kademesinde kesir kavramını tam olarak algılayamadıkları, kesirlerde işlem gerektiren soruları geometriksel beceri gerektiren sorulara göre daha iyi yaptıkları, paydaları aynı olan soru çiftlerinin hem işlem hem de geometriksel beceri gerektiren sorularında başarının yüksek olduğu ve aralarında fark bulunmadığı, fakat paydaları farklı olan soruların geometriksel beceri gerektiren bölümlerinde öğrencilerin çok zorlandığı ve başarısız oldukları, geometriksel beceri gerektiren sorularda önce cebirsel olarak yazıp ona göre işlem yaptıkları, erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre hem işlem becerisi hem de geometriksel beceri gerektiren sorularda daha başarılı oldukları bulguları elde edilmiştir.

Goularte (1998), ilköğretim ikinci kademe öğrencileri üzerinde yapmış olduğu, “Đkinci Sınıfta Kesirler: Đki Çeşit Somut Materyal Kullanılarak Yapılan Bir Çalışma (Fractions In Second Grade: A Study Using Two Types Of Manipulative Materials)”

isimli çalışmasında farklı iki somut materyal olan yiyecek ve onluk bloklar kullanarak yapılan öğretimin öğrencilerin kesirlerdeki başarılarına etkisini incelemiştir. Araştırma sonucunda iki grup arasında başarı açısından anlamlı bir farklılık görülmemiştir.

Hawkins 2007 yılında yapmış olduğu “Matematikte Somut Materyallerin Öğrenci Başarısına Etkileri (The Effects Of Math Manipulative On Student Achievement In Mathematics)“ isimli araştırmasında ilköğretim üçüncü sınıf öğrencilerine kesir kavramının öğretiminde, geleneksel yöntemle yapılan öğretim ile somut materyal kullanarak yapılan öğretimin öğrencilerin akademik başarılarına etkisini incelemiş ve araştırma sonucunda somut materyal kullanan ile somut materyal kullanmayan öğrenciler arasında başarı açısından önemli bir farklılık olmadığı görülmüştür.

Olson (2002), ilköğretim öğrencileri üzerine yapmış olduğu “Kesir Öğretiminde Yeni Bir Metot: Kesir Çubuğu Değerlendirmesi (Evaluating A New Method For Teaching Fractions, The Fraction Ruler)” isimli çalışmasında kesir çubuğunun, kesir kavramını öğrenmeyi geliştirmedeki etkisini incelemiştir. Araştırma sonucunda kesir çubuğu kullanımının, öğrencilerin başarısını artırdığı gözlenmiştir.

Lett (2007), ilköğretim beşinci sınıf öğrencileri üzerine yapmış olduğu “Matematikte Öğrenci Başarısını Artırmak Đçin Somut Materyal Kullanımı (Using Manipulative Materials To Increase Achievement In Mathematics)” isimli araştırmasında matematik öğretiminde somut materyal kullanımının öğrenci başarısında bir artış meydana getirmeyeceği hipotezinin geçersiz olduğunu test etmiştir. Kesirlerde toplama ve çıkarma işlemleri; elma, portakal gibi çeşitli meyveler kullanılarak öğretilmiştir. Sonuçlara bakıldığında hipotezin geçersiz olduğu ortaya çıkmış ve somut materyal kullanımının dikkate değer şekilde öğrenci başarısını artırdığı gözlenmiştir.

Brown (2007), ilköğretim altıncı sınıf öğrencileri üzerinde yaptığı “Đlköğretim Okulundaki Matematik Kavramlarında Somut Materyallere Karşı Görsel Materyallerin Analizinin Mukayesesi (Counting Blocks or Keyboards? A Comparative Analysis of Concrete Versus Virtual Manipulatives in Elementary School Mathematics Concepts)” isimli çalışmasında görsel materyaller ile somut materyallerin öğrencilerin kesri öğrenme becerilerine etkisini araştırmış ve araştırma sonucunda görsel materyalin somut materyale göre öğrenci başarısını artırmada daha etkili olduğu bulgusuna ulaşmıştır.

Mack (1990)’ın “Kesirleri anlayarak öğrenme: Đnformal bilgi üzerine inşa etme (Learning fractions with understanding: Building on informal knowledge)” isimli çalışmanın amacı, altıncı sınıf öğrencilerine kesirlerde toplama ve çıkarma ile ilgili verilen öğretim sırasında öğrencilerin kavrayışlarının gelişimini şu iki açıdan incelemektir: a) öğrencilerin kesirlerle ilgili sembol ve yöntemlere anlam vermek için informal bilgilerini kullanıp kullanmadıkları, b) ezberlenmiş yöntemlerin informal bilgileri kullanmayı etkileyip etkilemediği. Bu amaçla 8 öğrenci ile çalışılmış, öğretimden önce bu öğrencilerin sembol ve algoritmalarla ilgili kavrayışlarının çok az olduğu gözlenmiştir. Öğretim her öğrenci ile 11 defa yapılan 30 dakikalık (klinik) görüşmeler sırasında birebir olarak verilmiş; geleneksel öğretimden farklı olarak, öğrencilerin kesirlerle ilgili informal bilgileri esas alınmış ve tahmin becerileri vurgulanmıştır. Öğretim sonrasında, öğrencilerin sembolik olarak sunulan problemler ile gerçek yaşam durumları arasında bağlantı kurulduğunda informal bilgilerini kullanabildikleri, önceden öğrenilen algoritma ve kuralların bunu zorlaştırdığı ve bundan dolayı bilgi transferinin sınırlı olduğu gözlenmiştir.

Yılmaz (2004) “Đlköğretim 5. sınıflarda Kesir ve Ondalıklı Kesir Sayılarında Materyal Tabanlı Kavram Öğretimi ve Uygulamaları” adlı çalışmasında 5. Sınıf matematik dersinde Materyal Tabanlı Kavram Öğretimi ile Geleneksel Yöntem arasındaki erişi farkını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Deney grubuna Materyal Tabanlı Kavram Öğretimine göre hazırlanmış kesir sayıları ve ondalıklı kesir sayıları materyalleri uygulanmıştır. Kontrol grubunda ise geleneksel yöntem uygulanmıştır.

Uygulama sonunda; çalışmanın uygulandığı hem okullar arasında hem de deney grubu ile kontrol grubu arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Seçilen okulların deney ve kontrol grupları arasında değerlendirildiğinde materyal tabanlı kavram öğretiminin geleneksel yöntemle yapılan kavram öğretimine göre anlamlı bir fark bulunmuştur.

Yazgan (2007) “10-11 Yaş Grubundaki Öğrencilerin Kesirleri Kavramaları Üzerine Deneysel Bir Çalışma” isimli araştırmasında eşit dağıtım ve paylaştırma durumlarını, problem çözmeyi, grup ve sınıf tartışmalarını esas alan bir deneysel öğrenme ortamının 4 ve 5. sınıf öğrencilerinin kesir kavramını kazanımları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmayı gerçekleştirmek için deney grubu olarak seçilen bir ilköğretim okulunda 16 ders saati süreyle öğretim yapılmış ve sonuçlar kontrol grubu olarak seçilen başka bir ilköğretim okulundan elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Öğretimin planlanmasında ve yürütülmesinde “Yapılandırmacılık” ve “Gerçekçi Matematik Eğitimi” yaklaşımları esas alınmıştır. Her iki gruba, grupların denkliğini sağlamak ve başarı düzeylerine göre alt gruplara ayırmak amacıyla Genel Matematiksel Başarı Testi (GMBT), öğretimin etkisini ölçmek amacıyla Kesir Kavrayış Ön Testi (KKÖT) ve Kesir Kavrayış Son Testi (KKST) uygulanmıştır. Deney grubundaki öğrenciler öğretime devam ederken, kontrol grubundaki öğrenciler öğretmen merkezli sunumun ve bireysel ödevli çalışmaların ağırlıkta olduğu geleneksel öğretimlerini sürdürmüşlerdir. Çalışmanın nicel sonuçları, öğretimin sonunda deney grubundaki öğrencilerin kontrol grubundaki öğrencilerinkinden daha güçlü ve ilişkisel bir kavrayış kazandıklarını göstermiştir. Bunun yanında öğretimin etkisinin öğrencilerin başarı düzeylerine ve cinsiyetlerine göre farklılaşmadığı da ortaya çıkmıştır. Nitel sonuçlar ise, deney grubundaki öğrencilerin özellikle temel kavramların (birim kesir, kesirlerin denkliği, kesirleri karşılaştırma ve sıralama vs.) anlamlarının kazanımı ve problemleri görselleştirme açısından kontrol grubundakilere göre daha ileri bir düzeye ulaştıklarını göstermiştir.

3. MATERYAL ve METOD

Bu bölümde araştırmanın modeli, veri toplama araçları, verinin toplandığı grup, verilerin toplanması, uygulamaların yapılışı ve toplanan verilerin analizi ile bilgiler verilmektedir.

3.1. Araştırmanın Modeli

Deneysel çalışma modelleri, neden sonuç ilişkilerini belirlemeye çalışmak amacı ile, doğrudan araştırmacının kontrolü altında, gözlenmek istenen verilerin üretildiği araştırma modelleridir (Karasar,1998). Ön test-son test kontrol gruplu desen (ÖSKD) ise bunlardan bir tanesidir. Kerlinger (1973), ÖSKD’ni kısaca deney ve kontrol gruplarına yansız olarak atanan deneklerin deneysel öğretimden önce ve sonra ölçüldüğü desen olarak tanımlamaktadır (akt. Büyüköztürk, 2001).

Bu çalışmada, ilköğretim 6. sınıf öğrencilerine, kesirlerde toplama ve çıkarma işlemlerinde kesir çubukları kullanılarak yapılan öğretimin öğrenci başarısı üzerindeki etkisi ele alındığından ön test-son test kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır.

Benzer Belgeler