• Sonuç bulunamadı

1. Bölüm Giriş

1.4. Araştırmanın Önemi

İnsanlar yaşamına anlam katabilmek için sürekli arayış içerisine girmişlerdir. Bu arayış, yaşamın anlamlandırılması için bazı amaçlara hizmet etmektedir. Frankl (2009), yaşamda anlam ve kişinin yaşamını değerli kılan bu amaçların birbiriyle yakından ilgili olduğunu ve yaşamın devam ettirilmesi için güdüleyici bir rol üstlendiğini

söylemektedir. Adler’e (2016) göre ise yaşamı anlamlandırmada üç temel görev; insanın sınırlılıkları çerçevesinde bireysel gelişimini gerçekleştirmesi, toplumsal bir varlık olarak yaşaması ve cinsellik ihtiyacını karşılamasıdır. Bu üç görev karşısında insanın göstermiş olduğu tavır ve tutumlar, kişinin yaşamda anlamına ilişkin inancını ortaya koymaktadır. İnsanı insan yapan en önemli özelliklerden biri de kendisini ve kendisini çevreleyen dünyayı tanımak ve bilmek istemesidir. Tüm bunlar insanın yaşamını sorguladığını göstermektedir.

Yaşamı anlamlandırma sürecinde cevap aranan sorular ergenlik dönemindeki gelişim görevleriyle benzerlik göstermektedir. 18-25 yaşları arasında kimlik kazanımı için yaşamı sorgulamak, mesleğe yönelik beceri kazanmak, aileden ayrılmak, yeni bir aile kurmak, işe başlamak gibi ciddi kararlar vermek durumunda kalan bireylerin değişen ve sorgulayan zihin yapıları, yaşamda anlam konusunda daha ayrıntılı düşünmelerine sebep olacaktır. Üniversite öğrencileri üzerinde yapılacak olan bu çalışmada, psikolojik danışman adaylarının yaşamda anlamı nasıl değerlendirdikleri, yaşamda anlamın oluşmasında nelerin etkili olduğu, hayattan neler bekledikleri ve anlamlı bir yaşamı nasıl tanımladıkları araştırılacaktır. Böylelikle bu çalışmanın,

özellikle ergenlik ve sonrasındaki dönemlerdeki bireylerle çalışan psikolojik

danışmanların hedef belirleme ve yaşam amacı oluşturma gibi konularla ilgili yaptıkları bireysel ve grup çalışmalarına ışık tutacağı düşünülmektedir. “Çalkantılı ve fırtınalı dönem” olarak adlandırılan ergenlik dönemini içine alan lise yılları, hayatın en çok sorgulandığı ve kimlik arayışının yaşandığı bir dönem olmaktadır. Bu dönemde arkadaşlık ilişkilerinden etkilenen bireyler, sosyal çevrelerinden olumsuz davranış kalıpları kazanabilmektedir. Aynı zamanda merak duygusu ve sosyal gruplara dahil olma isteği nedeniyle sigara, alkol ve madde kullanımı gibi kötü alışkanlıklar, çetelere dahil olma, intihara teşebbüs etme gibi olumsuz süreçler yaşanabilmektedir. Yaşamda anlam konusu, ergenlik ve sonrası dönemdeki bireyler için tüm bu riskler karşısında önleyici ve koruyucu bir faktör olarak rol alabilir. Bu nedenle ergenlik ve sonrası dönemdeki bireylerle çalışan psikolojik danışmanlar, dönemin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak çeşitli seminerler veya grup rehberliği faaliyetlerini yürütebilirler. Aynı zamanda çeşitli olumsuz yaşantılar veya yanlış anlamlandırma süreçleri nedeniyle varoluşsal boşluk duygusu yaşayan ergen ya da yetişkin danışanlarla terapötik bir süreç gerçekleştirerek, danışanların yaşamlarından anlam bulmasına yönelik terapi faaliyetleri gerçekleştirebilirler.

Tüm bunların yanı sıra psikolojik danışman adaylarının yaşamda anlama yönelik tutumlarının ortaya koyulmasının psikolojik danışman adaylarının kişisel ve mesleki yeterliliklerine yönelik farkındalık oluşturması adına katkı sağlayacağı

düşünülmektedir. Bu bağlamda çalışma işlevsel bir çalışmadır.

Anlamsızlık ve amaçsızlık kavramları günümüz sorunlarından biri haline

gelmesine rağmen, Türkiye'de yaşamda anlam konusunda sınırlı çalışmaların yapıldığı görülmektedir. Gerçekleştirilen çalışmalar daha çok objektif testlerin kullanıldığı ve

sayısal verilerle analizlerin yapıldığı araştırmalardır (Demirbaş Çelik ve İşmen Gazioğlu, 2015; Yüksel, 2013; Demirbaş Çelik, 2014; Erpay, 2017; Baş ve Hamarta, 2015). Ayrıca bu alanla ilgili yapılan çalışmaların genelde genç yetişkinler ve üniversite öğrencilerine yönelik olduğu (Demirbaş, 2010; Steger, Kashdan ve Oishi, 2008; Yüksel, 2012; Kızılırmak, 2015) görülmektedir. Bunların yanı sıra az sayıda da olsa lise

öğrencileri (Demirbaş Çelik, 2014; Ok, 2016; Bressai, Piko ve Steger, 2011), yetişkinler (Yeniçeri, 2013; Işık ve Üzbe, 2015), yaşlılar (Özmete, 2008), kanser hastaları (Arda, 2011), yöneticiler (Bektaş, 2012) ve öğretmenler (Taş, 2011) ile yapılmış çeşitli araştırmaların olduğu görülmektedir.

Yapılan alan incelemesi sonucunda psikoloji öğrencileriyle yapılan çalışmaların büyük çoğunluğunun yurtdışında gerçekleştirildiği (Steger ve Kashdan, 2007; Hill ve diğerleri, 2013; Hicks ve King, 2007; Fahlman, Mercer, Gaskovski, Eastwood, ve Eastwood, 2009), ülkemizde ruh sağlığı çalışanları ve öğrencilerine yönelik (Akgül, 2014) fazla çalışmanın olmadığı görülmüş ve özelde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanına yönelik herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Yaşamda anlam ve anlam arayışı gibi bütüncül ve çok boyutlu bir konunun nitel araştırma desenleri ile analiz edilmesinin bireyin bakış açısını daha iyi yansıtacağı ve daha ayrıntılı bilgi vereceği düşünülmektedir. Dolayısıyla bu çalışma hem literatürdeki boşluğa dikkat çekecek hem de nitel analiz yöntemi kullanacak olan çalışmalara katkı sağlayacaktır.

Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ruh sağlığı alanında hizmet veren psikolojik yardım mesleklerinden biridir. Dolayısıyla bu alanda görev yapan kişilerin yaşamda anlam konusunda danışanlarına yardımcı olunması gereken vakalarla karşılaşmaları muhtemeldir. Bu nedenle öncelikle psikolojik danışman adaylarının kendi hayatlarına yönelik yaşamda anlam süreçlerini değerlendirmeleri, danışanlarına daha iyi yardımcı

olabilmeleri için gerekli bir süreçtir. Sonuç olarak bu çalışmanın katılımcıların nitelikleri ve kullanılan araştırma yöntemi açısından orijinal bir çalışma olduğu söylenebilir.