• Sonuç bulunamadı

Araştırmacının Konumu ve Araştırma Süreci Deneyimleri

2.3. Metodoloji

2.3.3. Araştırma Deseni

2.2.3.7. Araştırmacının Konumu ve Araştırma Süreci Deneyimleri

Nitel araştırmalarda araştırmacının konumu, araştırmanın hem içinde hem dışında olmayı gerektiren, çetrefilli bir yerde durmaktadır. Araştırmacının sürece dâhil olması, nitel araştırmaya has bir özellik olarak öne çıkmakta ve bu çalışmada da tercih edilen bir tutum olmuştur. Özellikle nicel araştırma metodolojisini benimseyen araştırmacılar tarafından kimi zaman eleştirilen ve mesafeli kalınan bu tutum, bu araştırmada olduğu gibi, tam da bu yönüyle araştırmayı zenginleştiren ve özgün kılan bir zenginlik olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak bu zenginliği yakalayabilmek için konumumuzun görüşmelerin akışını olumsuz etkilememesine özen gösterdik. Bunun için temalara ilişkin kişisel tutumu görüşmelerde öne çıkarmamaya çalışarak ve gerekli mesafeden katılımcılar rahatlatılmaya çalışılmıştır.

Çalışmamız hem köken olarak hem de doğma büyüme Ankaralı bir kalemin elinden çıkmıştır. Fakat tezin yazımını kapsayan süreç de dâhil olmak üzere son 8

yıldır Ankara’da ikamet edilmemiş, tezin büyük kısmı görev gereği Karaman şehrinde yazılmıştır. Haliyle verilerin toplandığı saha ile tezin yazıldığı yer farklıdır. Sahadan uzak kalınan dönem, verilerin gereken hızda derlenip yorumlanmasını geciktirmiş, bu süre tezin genel akışını da etkilemiştir. Ayrıca bu ayrılık, Ankara şehrinin ve Ankaralıların ruhunu hissetme noktasında zaman zaman eksiklikler doğurmuş; yazım aşamasında yeterli sürede Ankara’da bulunamamak bu süreci zorlaştırmıştır. Fakat bununla birlikte bu durumun teze sağladığı katkılar da olmuştur. Karaman taşrasından Ankara’ya bakmanın zorlukları olduğu kadar, yaşanan gelgitler hem gerektiği ölçüde çalışmaya içeriden bakmayı hem de uzağında olmayı sağladığı için son tahlilde verimi ve etik gerekliliği sağlamıştır diyebiliriz.

Alana dair karşılaşılan zorluklardan bir diğeri, çalışmanın yürütüldüğü Ankara’nın genişliği ve zenginliği olmuştur. Çalışmanın başında da az çok farkında olunan bu aşinalık, sahanın derinliklerine inildikçe baş edilmesi mümkün olmayacakmış gibi görünen bir enginliğe dönüşmüş ve yer yer karamsarlığa düşülmesine sebebiyet vermiştir. Bu dönemde, çalışmaya yön veren öğretim üyelerinden alınan destek, olumsuz havayı bir nebze de olsa dağıtmış ve sürecin devamı için gereken motivasyonu sağlamıştır. Ayrıca araştırmanın sınırlılığının hesaba katılması ve Ankara ili ile merkez ilçelerin çalışmanın merkezine konulması da kolaylaştırıcı bir yaklaşım olmuştur.

Alan araştırması kısmında deneyimlediğimiz bir diğer durum, kadın olmanın getirdiği avantaj ve dezavantajların alana girmede ve katılımcılara ulaşmadaki etkileridir. Ankaralı tipi için karakteristik bir şema sunabilecek Ulus gece hayatı, pavyon hayatı, Çinçin, Yeni doğan mahallelerinde bir kadın olarak dâhil olma meselesi çeşitli sıkıntılar üretme potansiyeli taşıdığından bu sahalara ulaşamadık. Bu bölgelere dâhil bilgiyi doğrudan o kesime odaklanana daha önceki çalışmalardan ikincil bilgi kullanma yoluyla aşmaya çalıştık.

Çalışmanın akademik bir tez olmasından mütevellit, yazım dili mecburi olarak bilimsel bir hava taşımaktadır. Çalışma boyunca bilimsel bir araştırma yapıyor olmanın bilinciyle ideoloji tuzağına düşmekten kaçınılmaya çalışılmıştır. Ankaralılık konusu siyasetle olan bağı nedeniyle her ne kadar ideolojik görünse de, gerek veri

toplama esnasında katılımcılarla görüşürken gerekse inceleme ve yazma aşamasında belli bir ideolojik duruştan uzak kaldık; katılımcılardan sağlıklı bir veri temin edebilmek adına onları rahatlatacak bir tavır takındık.

Çalışmada kendi dâhil olduğumuz mekân ve grupları daha iyi bilmemize rağmen onları öne çıkarmadan tipi temsil edecek her şeyi eşit şekilde sunmaya çalıştık. Bu tavır, Ankara’da nispeten uzak kalınan bölgeler için daha fazla mesai harcamayı da beraberinde getirdi. Bu çabaya rağmen eksik kalınan ve gereğinden fazla öne çıkarıldığı hissedilen noktalar olduysa bunlar için affınızı talep ederiz.

Ankara ve Ankaralılık üzerine inşa edilmiş bu tezin Konya’da bulunan bir üniversitede hazırlanılıyor olması, araştırma sürecinde bazı ön yargılarla karşılaşmamıza sebebiyet vermiştir. Ankara’ya dair böyle bir çalışmanın neden Ankara sınırları dışına çıkılarak, hem de Konya gibi bir şehirde hazırlanmasının şaşkınlığına gerek araştırmadaki görüşmelerimiz süremizce bazı katılımcılardan, gerekse de tez sürecimiz esnasında etraftaki alanın içinden veya dışından olan insanlar tarafından maruz kaldık. Bu şaşkınlığın arka planında, çalışmanın yürütüldüğü saha Ankara olduğu için, Ankara’ya mekânsal yakınlığın tezin gelişimi açısından olumlu bir etkisi olacağına dair rasyonel bir gerekçeyle birlikte Konya’nın “taşra” olduğu kabulüne dayalı (ön) yargıların önemli oranda rol oynadığını düşünüyoruz. Bu gerekçe ve yargılara rağmen bu çalışmanın Konya’da yürütülmüş olmasının, hem şehir ve üniversite ve şehrin sundukları, hem de tezi yöneten ve katkıda bulunan akademisyenlerin kattığı destek ve zenginlik açısından bir eksikliğe yol açtığı görülmemiştir. Aksine, tezin yazımının Karaman’da yapılmış olmasının kazandırdığı farklı düşünüşlerin ortaya çıkması gibi, tezin Konya’dan yönetilmiş olması da, Ankara dışından ve farklı bakış açılarının yansıdığı geniş bir yelpaze sunmuştur. Ayrıca Konya’nın, Ankara ve İstanbul’dan oldukça farklı niteliklerde bir şehir olmasının, tezin zihindeki kurgusu ve yazımında daha özgün bir bakış açısı yakalanmasına vesile olduğu düşünülmüştür. Ankara’dan ve İstanbul’dan olmamanın getirdiği mesafe, tezin daha sağlıklı bir mesafeden oluşturulup yorumlanmasını olanak açmıştır. Ayrıca tezin Ankara dışında da okunup anlaşılması ve Ankaralılığın

alışık olunmayan bir çevreden sesinin duyulması, başka bir avantaj olarak düşünülebilir.