• Sonuç bulunamadı

Bu çalışmada antranilik asit çıkış maddesi kullanılarak temel bileşik olan kinazolinonun yanı sıra altı farklı kinazolinon türevi sentezlenmiştir. Daha sonra sentezlenen bileşiklerin antimikrobiyal aktiviteleri incelenmiştir.

4.1. Kinazolinon Türevlerinin Sentezi

Temel bileşik olan kinazolinon, antranilik asit ve formamitin kum banyosunda 300 0C‘ye kadar ısıtılması ile elde edilmiştir. Oluşan bileşiğin 1 karakterizasyonunda IR spektrumunda antranilik asitteki asit karbonil piki 1679 cm-1‘den amit grubunun oluşmasıyla 1697 cm-1‘e kaymış, 1608 cm-1‘de ise C=N bandına ait yeni bir sinyal oluşmuştur. Ayrıca antranilik asitteki 3324 cm-1

ve 3240 cm-1 de NH2 grubuna ait bir çift sinyal gözlenirken kinazolinonda 3201 cm-1

‗de NH grubuna ait tek bir sinyal gözlenmiştir.

Antranilik asit ve farklı aromatik aminler(4-aminofenol, 3-aminofenol, 3- aminometilpiridin) kullanılarak trietilortoformat reaktifi beraberinde 2-4 numaralı bileşikler sentezlenmiştir. Elde edilen bileşikler 3-sübstitüe kinazolinon türevleridir. İnfrared spektrumları incelendiğinde antranilik asitteki karbonil bandı 1679 cm-1‘de gözlenirken 2-4 numaralı bileşiklerin oluşmasıyla karbonil bandları sırasıyla 1681, 1685 ve 1665 cm-1‘e kaymıştır. Ayrıca sentezlenen 2-4 numaralı bileşiklerde sırasıyla 1614, 1618 ve 1654 cm-1‘de C=N grubuna ait yeni bantlar gözlenmiştir. 2 ve 3 numaralı bileşiklerin fenol sübstitüe gruplarına ait hidroksil (OH) bandı sırasıyla 3163 ve 3213 cm-1‘de gözlenmiştir. Elde edilen bileşiklerin karakterizasyonu NMR ve element analizi ile desteklenmiştir.

Farklı N-sübstitüe 2-metilkinazolinon bileşiklerinin sentezi için 2 farklı metod kullanılmıştır. Bunlardan birinci metotta antranilik asitin asetik asit ve anilin ile reaksiyonundan 5 numaralı bileşik %80 verimle elde edilmiştir.

Diğer metod ise 2 aşamada gerçekleşmektedir. İlk olarak antranilik asitin asetik anhidrit ile reaksiyonundan N-asetil antranilik asit 6 elde edilmiş, daha sonra elde edilen bu bileşiğin farklı aromatik aminlerle (p-hidroksianilin ve p-nitroanilin) difosforpentaoksit beraberinde reaksiyonundan N-metil kinazolinon türevleri (7,8) %65 ve %60 verimlerle elde edilmiştir.

4.2. Biyolojik Özelliklerin Ġncelenmesi

4.2.1. Antimikrobiyal aktivite testleri

Antimikrobiyal aktivite çalışmasında mikrodilüsyon yöntemi kullanılmıştır. Mikrodilüsyon yönteminde standart sayıda bakteri topluluğu (inokulum), iki katlı dilüsyonlar şeklinde değişen yoğunluklarda antimikrobik ajan ile karşılaştırılır. Bu sürenin sonunda gözle görünür üremeyi engelleyen en düşük antimikrobik ilaç yoğunluğu saptanır. Buna ―Minimum İnhibisyon Konsantrasyonu‖ (MİK) denir ve (mg/L) şeklinde ifade edilir. Bu çalışmada sentezlenen 1-5 ve 7, 8 nolu bileşiklerin bazı gram pozitif ve gram negatif bakterilere karşı antimikrobiyal aktiviteleri araştırılmış ve sonuçlar. Çizelge 4.1. de verilmiştir.

Çizelge 4.1. Sentezlenen 1-5 ve 7,8 nolu bileşiklerinin bakterilere karşı oluşan MİK değerleri (µM)

Bu çalışmada Gram pozitif ve Gram negative bakterilerden E.faecalis ATCC 29212, Pseudomonas ATCC 27853, S.aureus ATCC 25923 ve E.coli ATCC 25922 seçildi. Bu bakterilerden S.aureus ATCC 25923 Gram pozitif, diğerleri ise Gram negatif bakterileridir.

Enterococcus faecalis

İnsan ve diğer memelilerin sindirim sistemlerinde yaşayabilen, antibiyotik direnci olması sebebi ile tehlikeli kabul edilen bir bakteridir. Kanal tedavisi uygulanan dişler bu bakteri için dokuz kat daha fazla risk alındadır (Wikipedia 2012).

Pseudomonas

Bazı türleri insan, hayvan ve bitki patojenidir. Pseudomanaslar gıdalar için önemlidir. Aerobik olmaları nedeniyle gıdaların yüzeyinde hızla gelişebilmeleri için gerekli gelişme faktörlerini ve vitaminleri sentezleme yeteneğine sahiptirler. Özellikle soğukta saklanan et, tavuk eti, yumurta ve deniz ürünlerinin birinci derecede bozulma etmenidirler (Wikipedia 2012).

Staphylococcus aureus

Gram pozitiflerdendir. Yaklaşık 20 türü bulunur. Nozokomiyal (hastane infeksiyonu) etkenidir. İnsan cilt florasında kommensal olarak da bulunur. Koyun kanlı agarda altın sarısı koloniler üretir. Bu yüzden tür adı, altın anlamına gelen Latince aureus'dan türetilmiştir (Wikipedia 2012).

Escherichia coli

Genelde E. coli kısaltması ile veya koli basili olarak bilinen Escherichia coli, gram-negatif bir bakteri olduğundan endospor oluşturmaz, pastörizasyon veya kaynatma ile ölür. Memeli hayvanların bağırsaklarında büyümeye adapte olmuş olduğu için en iyi vücut sıcaklığında çoğalır (Wikipedia 2012).

Gram negatif bakterilerinin çoğu patojendir. Yani insanlarda hastalık yapıcı etkisi vardır (Wikipedia 2012). Gram pozitif bakterileri de son zamanlarda giderek artan sıklıkla enfeksiyonlara yol açmakta ve ileri derecede antibiyotik direnci nedeniyle önemli bir sorun haline gelmektedir (yogunbakimdergisi.org). Dolayısıyla klinik açıdan yeni antibakteriyel ilaçların tedaviye girmesi elzem olmuştur.

Bu çalışmada sentezlenen bileşiklerin (1-5, 7, 8) seçilen bakterilere karşı göstermiş oldukları antimikrobiyal etki incelenmiş, ampisilin ve gentamisin ile mukayese edilmiştir. E.faecalis bakterisine karşı elde edilen MİK değerlerine göre sentezlenen bileşiklerden 1, 7 ve 8 nolu bileşiklerin diğer bileşiklere göre daha etkili

olduğu gözlenmiştir. Elde edilen verilere göre sentezlenen bileşiklerden 3 ve 7 nolu bileşiklerin Pseudomonas suşuna karşı ampisilinin gösterdiği etki ile aynı etkiyi gösterirken, 1, 4, 5 ve 8 numaralı bileşiklerin çok daha etkili olduğu görülmektedir.

S. Aureus bakterileriyle elde edilen sonuçlardan 2 nolu bileşiğin diğer bileşiklere göre daha az etkili olduğu, diğer bileşiklerin ise aynı MİK değerinde etkinlik gösterdikleri belirlenmiştir. E. Coli bakterisine karşı 1,4 ve 8‘nolu bileşiklerin daha etkili oldukları görülmektedir. Sonuç olarak sentezlenen bileşiklerden 1 ve özellikle 8 numaralı bileşiğin kullanılan bakterilere karşı diğer bileşiklere göre daha etkin olduğu anlaşılmıştır. 8 nolu bileşikteki nitro gruplarının bu etkiye katkısının olduğu görülmektedir. N-4-hidroksifenil sübstitüe kinazolinon bileşikleri olan 2 ve 7 numaralı bileşiklerin MİK değerleri kıyaslandığında 7 numaralı bileşiğin daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır. 7 numaralı bileşikte 2 den farklı olarak 2 pozisyonu metillenmiştir. Yine benzer yapıda sübstitüe gruba sahip olan 2 ve 3 numaralı bileşiklerden 3 numaralı bileşiğin daha etkili olduğu görülmektedir.

Benzer Belgeler