• Sonuç bulunamadı

Antropik İlke İtirazı

Belgede felsefe BİlİM allah (sayfa 35-38)

Antropik İlke diye adlandırılan ilkenin zayıf versiyonuna göre, eğer

tabiat yasaları ince-ayarlı olmasaydı, biz bu olguyu yorumlamak üzere burada olmazdık. Bu sebeple bazıları, ince-ayarın ateizm altında ger-çekten ihtimal-dışı veya şaşırtıcı olmadığını, bilakis bu sonucun ba-sitçe bizim var olduğumuz gerçeğinden çıktığını ileri sürmüşlerdir. Bu itiraza verilecek cevap, basitçe, argümanı bizim varlığımız açısın-dan yeniden ifade etmektir: Bedenli, akıllı varlıklar olarak bizim var oluşumuz, ateistik tek-evren hipotezi altında son derece ihtimal-dışı-dır (zira bizim var oluşumuz ince-ayarı gerektirmektedir), fakat teizm altında ihtimal-dışı değildir. O zaman, bizim varlığımızın, ateistik tek-evren hipotezinden çok teizmi güçlü bir şekilde tasdik ettiği sonucuna varmak için biz sadece öncelikli tasdik ilkesini uygularız.

Bu cevabı biraz daha örnekle izah etmek için, “idam mangası”

(fi-ring squad) analojisini düşünün. John Leslie’nin (1988, s.304) tesbit

ettiği üzere, eğer elli keskin nişancının hepsi de beni ıskalarsa, buna verilecek “eğer onlar beni ıskalamamış olsalardı, ben bu olguyu dü-şünmek üzere burada olmazdım” cevabı yeterli değildir. Bunun ye-rine ben bundan, tabii olarak, tamamının beni ıskalamasının –onlar gerçekten beni öldürmek niyetinde değildiler gibi— bir sebebi olduğu sonucunu çıkarırdım. Neden böyle bir sonuç çıkarırdım? Çünkü be-nim varlığımın devam etmesi, onların beni şans eseri ıskaladıkları hi-potezi altında ihtimal-dışı olacaktır, fakat beni ıskalamalarının bir ne-deni olduğu hipotezi altında ihtimal-dışı değildir. Dolayısıyla, öncelikli 15 Bu itiraz, benzer bir türden analoji öneren John Leslie tarafından da ele alınmıştır

tasdik ilkesiyle bakınca, benim varlığımın devam etmesi, sonraki hi-potezi güçlü bir şekilde tasdik etmektedir.

İtiraz 4: “Tanrı’yı Kim Tasarladı?” İtirazı

Ateistlerin, tasarım argümanına –ki ince-ayar argümanı bunun bir çeşididir— yönelttikleri muhtemelen en yaygın itiraz şudur: Tanrı’nın varlığını postulatlamak, tasarım problemini çözmemekte, fakat sadece onu bir kademe yukarıya taşımaktadır. Örneğin, ateist George Smith şu iddiada bulunmaktadır:

Eğer evren harika bir tarzda tasarlanmışsa, elbette ki Tanrı daha harika bir tarzda tasarlanmıştır. Bu sebeple, O’nun, Kendisinden daha harika olan bir tasarımcısının olması gerekir. Eğer Tanrı, bir tasarımcıyı gerektirmediyse, o zaman evren gibi görece daha az harika bir şeyin bir tasarımcıya muh-taç olmasının da bir sebebi yoktur. (1980, s.56)

Veya filozof J.J.C. Smart bu itirazı şöyle dillendirir:

Eğer biz yaratılmış evrene ilaveten Tanrı’yı bir postulat olarak koyarsak, hipotezimizin karmaşıklığını artırmış oluruz. Bizzat evrenin bütün kar-maşıklığı önümüzde duruyor ve buna ilave olarak, Tanrı’nın en azından eşit karmaşıklığı da söz konusu. (Bir sanat eserinin tasarımcısı, en az ta-sarlanan sanat eseri kadar karmaşık olmalıdır) … . Eğer teist, bir ateiste,

Tanrı’yı postulat olarak koymanın, insanın dünya görüşünün karmaşıklı-ğını fiilen azalttıkarmaşıklı-ğını gösterebilirse, o zaman ateistin, teist olması gerekir.

(pp.275-276; italikler bana ait)

Yukarıdaki ateist itiraza ilk cevap, bir sanat eserinin tasarımcısı-nın, tasarlanan eser kadar karmaşık olması gerektiği şeklindeki ate-ist iddianın kesinlikle apaçık olmadığını tesbit etmektir. Fakat inan-cım odur ki onların iddiasının makul bir tarafı da vardır: Örneğin,

tecrübe ettiğimiz dünyada, organize komplekslik, sadece, insan beyni/ zihni veya bir fabrika veya bir organizmanın biyolojik ebeveyni vb. gibi halihazırda o karmaşıklığa sahip olan sistemler tarafından üreti-liyor gözükmektedir.

İkinci ve daha iyi cevap, ateist itirazın, en iyi ihtimalle, sadece tasarım argümanının, bütün organize kompleksliğin bir açıklamaya muhtaç olduğu ve Tanrı’nın da dünyada bulunan organize kompleks-liğin en iyi açıklaması olduğu iddiasını taşıyan versiyonuna karşı işe yaradığını ortaya koymaktır. Ancak, argümanın benim ateistik tek-evren hipotezi aleyhine sunduğum versiyonu sadece, ince-ayarın ate-istik tek-evren hipotezinden ziyade teizm altında daha muhtemel ol-masını gerektiriyor. Fakat eğer Tanrı, özünde, evrenin karmaşıklığını fazlasıyla aşan muazzam bir karmaşıklık sergilese bile, bu şart hâlâ karşılanmaktadır. Dolayısıyla, bir sanat eserinin tasarımcısının sanat eseri kadar karmaşık olması gerektiği şeklindeki ateist varsayımı ka-bul etsek bile, ince-ayar hâlâ ateistik tek-evren hipotezinden çok te-izmi tercih etmemiz için bize güçlü sebepler sunacaktır.

Bunu örnekle anlatmak için, bu bölümün başında sunulan Mars’taki “biyosfer” örneğini ele alalım. Değinildiği üzere, biyosferin varlığı, akıllı yaşamın bir kez Mars’a uğradığı hipotezinde, şans hipotezi altında ol-duğundan çok daha fazla muhtemel olacaktır. Dolayısıyla, öncelikli tasdik ilkesince, böyle bir “biyosfer”in varlığı, bir zamanlar Mars’ta akıllı dünya-dışı hayatın bulunduğuna dair güçlü bir kanıt teşkil ede-cektir, her ne kadar bu uzaylı hayat, en yüksek ihtimalle, “biyosfer”in kendisinden çok daha karmaşık olmak zorunda olsa da.

Teistin bu itiraza verebileceği son ve bence en iyi cevap, Tan-rı’nınki gibi bir “üst-zihin”in (supermind), evreni yaratmak için, yük-sek dereceli izah-dışı organize bir kompleksliğe gerek duymayacağını göstermektir. Ben bu cevabı başka bir yerde (Collins, “Tanrı’yı Kim

Tasarladı İtirazı,” yakında yayınlanacak) sunmuştum, ama onu burada sunmak bu makalenin kapsamı dışındadır. Burada sadece şunu kayde-deyim ki tasarım argümanından tamamen bağımsız sebeplerden ötürü, Tanrı’nın, varsa bile, çok az içsel karmaşıklığa sahip olduğu düşünül-müştür. Gerçekten de Ortaçağ filozofları ve teologları, ilahi basitlik öğretisini bile savunmuşlardır ki bu öğretiye göre Tanrı’nın, hiçbir iç-sel karmaşıklığa sahip olmaksızın, mutlak anlamda basit olduğu id-dia edilmektedir. Dolayısıyla bunun tutmasını sağlamak için, bu iti-razı ortaya koyan ateistlerin yapacağı bayağı çok tartışma var daha.

Belgede felsefe BİlİM allah (sayfa 35-38)