• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM: TĠYATRO YAPITLARININ SĠNEMAYA UYARLANMASI

4. Sinemada Yapısal Çözümleme

4.2. Julien Algirdas Greimas‘ın Anlatı Ġzlencesi ve Eyleyensel Örnekçesiyle

4.2.1. Anlatı Ġzlencesi

Bu aĢamada filmi Greimas‘ın anlatı izlencesinde yer alan eyleyenler düzleminde ele alarak söz dizimsel iĢlevlerin, yani eyleyenlerin ( Özne / Nesne, Gönderen / Gönderilen, Destekleyici / Engelleyici ) yer aldığı ve en yalın sözdizimsel anlatı yapısı diye tanımlayabileceğimiz temel sözceleri saptamaktır.

180 Bkz. Ana Britannica, C.33, (Ana Yayıncılık, 1990)

181 A. Julien Greimas, cev. AyĢe Kıran, Kusur Konusunda, (Yapı Kredi Yayınları, 1985), 10 182

―Temel sözce en az iki eyleyen ( Ö ve N ) arasındaki iliĢkiden doğar ve iki biçimde gerçekleĢir :

Durum Sözcesi (özne ile nesne arasındaki ayrılık ya da birliktelik iliĢkisi) Edim Sözcesi (bir durum sözcesini bir baĢka durum ve sözcesine dönüĢtüren sözce)‖183

―Bir anlatının oluĢması en az bir baĢlangıç durumu (durum sözcesi) ile bir sonuç durumunun (baĢka bir durum sözcesi) ve bu iki durum arasındaki temel dönüĢümü gerçekleĢtirebilecek (edim sözcesi) bir ―dönüĢtürücü özne‖nin varlığını gerektirir. Bir edim sözcesinin, bir durum sözcesini etkileyip onu yeni bir durum sözcesine dönüĢtürme; baĢlangıç durumunu sonuç durumuna ulaĢtıran temel dönüĢümün gerçekleĢme sürecine anlatı izlencesi denmektedir.‖184

Anlatıyı özetleyecek olursak; ―anlatı bir durumla baĢlar, neden sonuç modeline göre bir dizi değiĢiklik meydana gelir, anlatının sonucu olarak yeni bir durum meydana çıkar.‖185 Greimas‘a göre anlatı durumu, ―baĢlangıç durumunu sonuç durumuna ulaĢtıran temel dönüĢümün gerçekleĢme sürecidir.‖186

Bu durumda önce durum sözceleri saptamak ve dönüĢümlerini izlemek gerekmektedir.

Bu izlence dört evre içerir: Eyletim, edinç, edim, yaptırım

SözleĢme ya da Eyletim (BaĢlangıç Durumu): Bu evrede göndericinin anlatı sözdizimindeki dönüĢümleri gerçekleĢtirecek özneyi belli bir amaç doğrultusunda etkilediği, yönlendirdiği; gönderici ile özne arasında bir sözleĢmenin gerçekleĢtiği evredir. Kısaca, olaylar dizisinin baĢlama evresi de denebilir. Bu aĢamada olayın akıĢını yönlendirecek bir özne (kahraman) ile kahramanı (özne) herhangi bir göreve gönderen yani eyleten kiĢi vardır. Eyletim aĢaması kahraman ile gönderen arasındaki iliĢkidir. SözleĢme evresi, ileride inceleyeceğimiz filmin ilk kırkbeĢ dakikasını kapsar. Bu süre zarfında hem izleyiciye bir takım bilgiler verilmiĢ hem de filmin

183 Mehmet Rifat, ―Homo Semioticus‖, (Yapı Kredi Yayınları, 1996) 31 184 Mehmet Rifat, ―Göstergebilimcinin Kitabı‖, (Düzlem Yayınları, 1996) 31 185 Seyide Parsa, ―Televizyon Estetiği‖, (Ege Üniversitesi Basımevi, 1994) 84 186

kahramanı rolündeki Hamlet babası tarafından intikamını alması için görevlendirilmiĢtir.

Edinç-Edinim (Yeterlilik): Anlatı çizgisinin bu ikinci evresi, göndericiyle yaptığı sözleĢme uyarınca gerekli iĢlemlerde bulunmak, zorunlu dönüĢümleri gerçekleĢtirmek, bir eyleme geçebilmek için öznenin gereksindiği yeteneklerin kazanıldığı evredir. Birinci aĢama gerçekleĢtikten sonra gönderinin iĢlevi sona ermektedir. Kahraman (özne) gereken yetenekleri sınamalardan geçerek edinmeye çalıĢır ya da bu yeteneklere doğuĢtan sahiptir. Kahramanın anlatının akıĢını sağlaması için gerekli olan dönüĢümü yapabilmesi, bu yeteneklere sahip olmasına bağlıdır. Kahraman bu yetenekleri edinirken bazılarından yardım görür (destekleyiciler), bazıları da (engelleyiciler) onu engellemeye çalıĢır. Edinim evresi, baĢlangıç evresinden sonraki üç saatlik geniĢ bir zamanı kapsar. Bu evrede Hamlet, babasının intikamını almak için çeĢitli numaralarla amcasının katil olduğunu anlamaya çalıĢır.

Edim (Gösterme): Bir durum sözcesinden bir diğer durum sözcesine geçilen bu evrede, özne, edindiği kipsel edinçten yararlanarak dönüĢtürücü iĢlemlere yönelir. Bu Ģekilde kahraman gerekli yetenekleri elde ettikten sonra eylemi gerçekleĢtirir. Edim evresi, edinim evresinden sonraki on dakikalık süreyi kapsar. Amcasının babasının katili olduğundan kesinlikle emin olan Hamlet, düĢünmeye fırsat bulmadan babası tarafından kendisine verilen görevi yerine getirir.

Tanınma ve Yaptırım (Teyit Etme-Sonuç Durumu): Bu evrede özne, nesneye ulaĢmak için uyguladığı dönüĢüm iĢlemlerinin son durumunu gözlemler. Gönderici ise dönüĢümlerin doğruluğunu, gerçekliğini değerlendirip özneyi yapılan sözleĢme uyarınca ya ödüllendirir, ya da cezalandırır.187

Filmde bu evre bir önceki evreden sonra üç dakikalık süreyü kapsar ve film biter. Bu evrede Hamlet‘le birlikte birçok kiĢi ölmüĢ, ülke kralsız kalmıĢtır. Ordusuyla Elsinore‘a baskın yapan yapan Fortinbras, Hamlet‘in de isteğiyle yeni kral olarak tanınmıĢtır.

Anlatı izlencesindeki bu dört evre yine bir anlatı aracı olan sinemasal anlatının çözümlenmesinde de kullanılabilir. Greimas‘a göre dil dıĢı göstergeler de

187

çözümlenmelidir. Çünkü kullandığımız eklemli dilin göstergeleri gibi diğer dil dıĢı göstergelerde bir dildir.188 Bu konuda Yapısalcılık adlı yapıtında Tahsin Yücel ―… Ama insan evreni hem dilsel, hem dil dıĢı gösterge dizgeleriyle dolup taĢtığına, bir yandan doğal dillerin kendileri, bir yandan din dili, hukuk dili, politika dili, yazın dili, bilim dili, vb. gibi, doğal diller içinde gerçekleĢmekle birlikte, birer özerk dizge niteliği taĢıyan söylem türleri, bir yandan çalıĢma, oyun, bildiriĢim, vb. sürecinde insan bedeninin devinimleri, bir yandan tiyatro, sinema, resim, fotoğraf, vb. gibi ―kurma‖ gösterge dizgeleri, iĢleyiĢlerinde birçok benzer özellik sunmalarına, benzer yaklaĢımlarla ele alınabilmelerine karĢın, ister istemez birçok özgül nitelikler taĢıdıklarına, dolayısıyla önemli bilgi birikimleri gerektirdiklerine göre, bu uçsuz bucaksız alanların hepsini birden kucaklamak kolay kolay gerçekleĢtirilemeyecek bir düĢtür. Bu nedenle, yapısal dilbilimle halkbilim ve söylenbilim incelemelerini örnek alıp onlardan yola çıkan Greimas‘çı göstergebilim ve anlamlayım üzerine genel bir düĢünce, hem de anlamlı nesneleri çözümleme yolunda bir yöntemler bütünü olmaya yönelmiĢtir.‖ demiĢtir.189

Anlatı izlencesi tek bir öznenin edim ve durumlarıyla sınırlanmaz. Propp‘un incelediği masallarda her kahramanın karĢısında bir ―kötü‖ bulunduğu gibi diğer bütün anlatı örneklerinde de her öznenin karĢısında bir karĢı-özne yer alır. Böylece, aynı anlatı birbirine karĢıt, ancak birbirini bütünleyen izlem ve karĢı-izlem Ģeklinde eklemlenir. Bu eklemlenimde gönderici ve alıcının iĢlevleri yanında, izlemin süremsel ve uzamsal yerlemleri de yöntemli bir biçimde çözümlenir. Bütün buların ıĢığında her anlatının aynı temel çizgiye göre, birbirini izleyen üç deneyim biçiminde geliĢip sonuçlandığı söylenebilir :

Yetilendirici Deneyim: Öznenin belirli bir edimi gerçekleĢtirebilmesi için gerekli edimi kazanması;

Sonuçlandırıcı Deneyim: Öznenin izlencesini gerçekleĢtirebilmesi için gerekli eylemi baĢarması;

Onurlandırıcı Deneyim: Öznenin baĢarısının tanınması.

188 Duygu Bağder Öztin, ―Sinema Göstergebilimi‖, (Dilbilim AraĢtırmaları, 1999) 143 189

Greimas‘a göre, bu üç temel deneyimden oluĢan ―anlatı izlencesi‖ yalnızca her anlatıda karĢımıza çıkan bir kalıp, yalnızca her anlatı kahramanının izlediği bir yol olarak değil, insan eyleminin, insan yaĢamının anlaması olarak da yorumlanabilir.‖190