• Sonuç bulunamadı

ANLAMLA İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI

Belgede DİL BİLGİSİ (sayfa 38-41)

u Dil Bilgisiyle İlgili Anlatım Bozuklukları

1. ANLAMLA İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI

a. Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması

Sözcükler, cümlede verilmek istenen düşünceyi tam olarak karşılamazsa anlatım bozulur. Aynı kökten türeyen bazı sözcükler, birbiriyle karıştırılır. Bu tür bozukluklar, sözcüğün anlamının bilinmemesinden kaynaklanmaktadır.

Dayım, yaşantısının son günlerini mutsuz geçirdi.

“Yaşantı”, “yaşam biçimi” anlamını taşır. Bu cümlede “yaşantı” sözcüğünün kul-lanımı yanlıştır. Bu sözcük yerine “yaşam” sözcüğünün kullanılması gerekirdi.

Aynı konuyu süresiz anlatması canımızı sıkıyordu.

“Süresiz”, “süresi belli olmayan” anlamındadır. Bu cümlede “süresiz” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Bunun yerine “sürekli, devamlı” sözcüklerinden birinin kul-lanılması gerekirdi.

Temel Sorular ve Çözümleri

283

10.

1

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcüğün yanlış anlamda kullanımı, anlatım bozukluğuna yol açmıştır?

A) Ön yargısız biçimde tüm dünyaya açık olan sa-natçı, yurt ve ulus işlerinde seçiciydi.

B) Birçok güzelliğin kendiliğinden kapınızı çalmasını istiyorsanız ne istediğinizi bilmelisiniz.

C) Her insana herkesten daha çabuk yaklaşmayı, sı-cak bir anlaşma ortamı sağlamayı bilir.

D) Tiyatro, gerek oynayanlar gerekse izleyenler için yaşamı öğrenmenin en etkili yoludur.

E) Lisedeki sınıf arkadaşlarıyla yüzleşecek, hasret giderecek, o günleri yeniden yaşayacaktı. E seçeneğindeki cümlede “yüzleşecek” sözcüğü yan-lış anlamda kullanılmıştır. “Yüzleş-”, bir olayı ileri sü-renle inkâr eden kimsenin yüz yüze gelerek sözlerini tekrarlamalarıdır. Bu sözcüğün yerine “buluşacak” sözcüğünün kullanılması gerekirdi.

Yanıt E

10.

2

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo-zukluğu vardır?

A) Öğrencilerde görülen eksiklik, programsızlık gibi geliyor bana.

B) Tanzimat yıllarında İstanbul’da yaşayanlar, kültü-rel yozlaşmaya uğramıştı.

C) Şöminedeki sıcak ateşin karşısına oturmuşlar, sohbet ediyorlardı.

D) Teknoloji, yaşamı kolaylaştırırken insanlığı ve do-ğayı kıskaç içine alıyor.

E) Bir düşüncenin düşünce sayılabilmesi için başka-larıyla paylaşılması gerekir.

C seçeneğindeki cümlede “ateş” sözcüğünün içinde “sıcak” sözcüğünün anlamı da vardır. “Sıcak” sözcü-ğü gereksiz kullanılmış, anlatım bozukluğuna neden olmuştur.

Yanıt C

10.

3

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yardımcı fiilin gereksiz kullanımı, anlatım bozukluğuna yol aç-mıştır?

A) Sanat değeri taşımayan bir yapıtın özgünlüğün-den söz edilemez.

B) Sanat yapıtının kalıcı olması, o yapıtın yazarına bağlıdır.

C) Bir başka dile çevrilişinde başarılı olunamayacak tek tür, şiirdir.

D) Türkçe öğretimi yetersiz olduğu için öğrenciler, yabancı dil öğrenemiyor.

E) Kitabının her basılışında maddi yönden rahatla-yacağını umut ediyordu.

E seçeneğindeki cümlede “umut ediyordu” yerine “umuyordu” getirildiğinde anlamda bir daralma ya da değişme olmuyor. Bu durumda “et-” yardımcı fiili cüm-leden atılmalıdır.

Yanıt E

10.

4

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması, anlatım bozuk-luğuna yol açmıştır?

A) Bu olaydan sonra onlarla görüşmek istemiyorum. B) Kuşkusuz öğretmen de Tunç’un sözüne inanmış

olmalı.

C) Hoşgörü, kolay kolay elde edilemeyecek bir özel-liktir.

D) Arkamdan gelen ayak sesleri, beni ürkütüyordu. E) Soru yanlış sorulursa alınacak yanıt da doğru

ol-maz.

B seçeneğinde anlamca çelişen “kuşkusuz” ve “inan-mış olmalı” sözleri birlikte kullanıldığından anlatım bozukluğu oluşmuştur. Anlatılmak istenen, olasılığa mı kesinliğe mi bağlı, belli değildir. Cümle, anlatılmak istenene göre düzenlenmeli, çelişen sözcüklerden biri çıkarılmalıdır.

Yanıt B

ÖSYM Tarzı Sorular ve Çözümleri

285

9

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo-zukluğu vardır?

A) Onun deli akan bir dereyi andıran şiirleri, kimse-nin şiirine benzemez.

B) Toplantıda sunulan teklifleri inceledi ancak hiçbiri-ni beğenmedi.

C) Her sanatçı zaman zaman iyimser, zaman zaman da karamsar olur.

D) Halk şairliği, ozanlığın bir devamı olarak her dö-nemde yaşamıştır.

E) Öykü, bize gerçeğin gizli kapılarını açar, görün-meyeni gösterir.

B seçeneğindeki cümlede tamlayan eksikliğinden kay-naklanan bir anlatım bozukluğu vardır. “Ancak” bağla-cından sonra “tekliflerin” tamlayanı getirilirse tamlama “tekliflerin hiçbirini” biçiminde tamamlanır ve anlatım bozukluğu giderilmiş olur.

Yanıt B

10

Sanki kış hiç gelmeyecek, biz hep ağaçların gölgesin-de oturacaktık.

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun özdeşi, aşa-ğıdakilerin hangisinde vardır?

A) Onun, olacakları önceden hissetme gibi bir yete-neği mi var?

B) O yıllarda ülkede yaklaşık on beş milyon kadar genç varmış.

C) Okul, bu güzel etkinlikleri, ne destekledi ne de karşı çıktı.

D) Herkes öğretmenin konuşmasını dikkatle dinledi, salondan çıkmadı.

E) Arkadaşımız kitabı okuyor, biz de özetini çıkarı-yorduk.

E seçeneğindeki cümlelerde yüklemlerin aldığı kişi ekleri ortak değildir. Bu nedenle ikinci kip eki ortak söylenmemelidir. Birinci yüklem basit zamanlı, ikinci yüklem ise birleşik zamanlıdır. İkinci cümlenin yükle-mindeki ikinci kip eki (-du) ile kişi eki (-k) birinci yük-leme de eklenmiş, cümlede anlatım bozukluğu oluş-muştur. Cümle “Arkadaşımız kitabı okuyorduk, biz de özetini çıkarıyorduk.” biçiminde kurulmuştur. Cümle-nin doğru kuruluşu şöyle olmalıdır: “Arkadaşımız kita-bı okuyordu, biz de kitakita-bın özetini çıkarıyorduk.”

Yanıt E

11

(I) Batı’da “çocuk edebiyatı” başlı başına bir alan sa-yılmış ve saygın bir edebiyat olarak yerini almıştır. (II) Ülkemizde ise bu gelişme, çocuk kitaplarına de-ğer verildiği söylenmesine, birçok çocuk kitapları ya-yımlanmasına karşın gereken düzeye ulaşamamıştır. (III) Çocuk edebiyatına yönelen yazarlarımız çoğal-mış, buna bağlı olarak da özgün yapıtlar yaratılmıştır. (IV) Bunu hızlandırmak için de yarışmalar düzenlen-miştir. (V) Bu yarışmaları eleştirenler olsa da bunların özendirici yönü yadsınamaz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-de anlatım bozukluğu vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. II. cümlede tamlama yanlışlığı (birçok çocuk kitapları) yapılmıştır. Belgisiz sözcüklerin tamlayan olduğu sıfat tamlamalarında sıfat çoğul anlamı taşıyorsa tamlanan durumundaki adın çoğul eki alması gerekmez. “Birçok” belgisiz sıfatı çoğul anlamı taşıdığından bu tamlamanın “birçok çocuk kitabı” biçiminde kurulması gerekir.

Yanıt B

12

(I) Edebiyat ve sinema, biri sözcüklerin öbürü görün-tülerin yarattığı bir dünya. (II) Böylece edebiyattan sinemaya yapılan uyarlamalara bir anlamda “çeviri” gözüyle bakmak gerekir. (III) Bu çeviri ne kadar güzel olursa olsun, asla orijinal metni aşamaz. (IV) Çünkü sözcüklerle yaratılan bir dünyayı görüntülerle kurgu-lamak imkânsızdır. (V) Sinemaya uyarladığı bir edebi-yat yapıtına bütün ayrıntılarıyla bağlı kalan yönetme-nin başarılı bir film yapması çok zordur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-de anlatım bozukluğu vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. II. cümlede yanlış bağlaç kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. “Böylece” bağlacı “özet” anlamı veren bir bağlaçtır. I. cümleden sonra gelen yargıda “özet” anlamı olmadığı için bu bağlacın yerine “bu nedenle” sözü getirilmelidir.

286

DİL BİLGİSİ

Konu Öğreten Test - 1

1. Gereksiz sözcük kullanımı duruluk ilkesine aykırı-dır. Bir sözcük cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bir daralma, bir değişme olmuyorsa o sözcük gereksiz kullanılmış demektir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz söz-cük kullanmaktan kaynaklanan bir anlatım bo-zukluğu vardır?

A) Kişilerin geçmişte yaşadıklarını anlatan yazı tü-rüne anı denir.

B) Hatıralarda olayın geçtiği yer ve zaman sıkça kullanılır.

C) Yerli, yabancı pek çok önemli kişi bu kaleyi gör-meye gelirdi.

D) Bu oyun, genellikle halkın topluca bulunduğu yerlerde oynanır.

E) Geleneksel Türk tiyatrosunda usta-çırak ilişki-sinin önemli bir yeri vardır.

2. Anlamca birbiri ile uyuşmayan sözcüklerin bir arada

Belgede DİL BİLGİSİ (sayfa 38-41)

Benzer Belgeler