• Sonuç bulunamadı

Analiz düzeyleri konusu, 1950‟ler boyunca doğal bilimlerin kesinliğini ve metodolojisini sosyal bilimlere uygulamaya çalıĢan davranıĢsal hareketin daha kapsamlı etkisinin bir parçası olarak, disiplinde daha pozitivist ve daha bilimsel bir yaklaĢımın teĢviki yönünde UĠ‟nin gündemine gelmiĢtir. Uluslararası iliĢkilerde analiz düzeyi sorununu ilk defa 1959‟daki “Man, the State and War” adlı çalıĢmasında savaĢın nedenlerini üç düzeyde (birey, devlet, uluslararası sistem) analiz ederek bir anlamda bu alandaki tartıĢmayı baĢlatan Waltz savaĢın insan doğasından kaynaklanan nedenlerle, devletin kendinden kaynaklanan nedenlerle ve uluslararası sistemden kaynaklanan nedenlerle analiz edilebileceğini göstermiĢtir.103

“DavranıĢsalcı devrim”, kısa sürede sosyal bilimlerde, sosyal olguları anlamaya yönelik baĢlıca iki yaklaĢım (atomistic ve holistik) hakkındaki, çoktandır devam eden epistemolojik bir tartıĢma ile kaynaĢmıĢtır.104

Bu iki yaklaĢım UĠ‟de, Waltz‟ın (1979) kullanımından sonra daha yaygın biçimde indirgemeci (reductionist) ve sistemik (systemic) yaklaĢımlar olarak bilinir.

Konuyu sistematik olarak ilk ele alan çalıĢma ise David Singer‟ın105 1961 tarihli “The Level of Analysis Problem in International Relations” makalesi olmuĢtur. Singer‟ın analiz düzeyi yaklaĢımı, disiplinin teorik geliĢiminde haklı olarak bir dönüm noktası olarak düĢünülür.106

Zira Buzan‟a göre107 analiz düzeyleri meselesi, analistleri açıklamalarını nasıl sunacakları hakkında daha sistematik olmaya zorlamıĢ, teori üzerine ana akım tartıĢmanın büyük kısmını ĢekillendirmiĢ ve

103Tayyar Arı (2002), Uluslararası İlişkiler Teorileri: Çatışma, Hegemonya, İşbirliği, Ġstanbul: Alfa

Yayınları, s.145.

104 Barry Buzan (1997), “The Level of Analysis Problem in International Relations Reconsidered”, ed.

Ken Booth ve Steve Smith, International Relations Theory Today, Polity Press, s. 200.

105

David J. Singer (1961), “The Level of Analysis Problem in International Relations”, World Politics, Vol.14, Iss.1, ss.77-92. Makalenin bir Türkçe çevirisi için bkz. David Singer (2006), “Uluslararası ĠliĢkilerde Analiz Düzeyleri Meselesi”, Uluslararası ĠliĢkiler, cilt.3, sayı.11, 3-24.

106Wight, Agents, Structures and International Relations, s. 102. 107

26 uluslararası iliĢkilerin çok geniĢ ve kompleks çalıĢma konusunu parçalara ayırmak için etkili bir yol sağlamıĢtır. O “uluslararası sistem” kavramının gerçekten ne anlama geldiği üzerine düĢünmeyi teĢvik etmiĢ ve disiplinde bir dizi ontolojik ve epistemolojik sorunun düĢünülmesi gereğine yönelik farkındalığı artırmıĢtır. Disiplinde ne bilgi olarak kabul edilir ve açıklamanın geçerli metodları nelerdir? Dünyada bulunan “gerçek” varlıklar ve analitik kurgular arasındaki iliĢki nedir? Analiz düzeyleri meselesinin tartıĢılmasından türeyen bu tür sorular disiplinin metodolojik soruları yanında, epistemiye ve ontolojiye dair açılımlar sağlamıĢtır.

Singer makalesinde devlet ve sistem düzeyleri arasında nedensellik ve sonuç açısından bir ayrım yapılması gereğine iĢaret etmiĢ, sistem düzeyine verilen önceliğin devletleri homojen birer birim olarak göstererek devletler arasındaki benzerliği abartırken, birim düzeyindeki açıklamaların da devletler arasındaki farklılığı abartarak sistemin etkilerini ikinci plana ittiğini ileri sürmüĢtür. Ancak Singer bu iki düzeyin birleĢtirilip genel bir UĠ kuramı geliĢtirilmesinin çok zor olduğunu ifade etmiĢtir.108

Yurdusev109 ve Moul110 ise Singer‟ın analiz düzeyini analiz birimi ile karıĢtırmıĢ olduğunu iddia ederler. Hem analiz düzeyi hem de analiz birimi tüm analistlerin yapmaları gerekli seçimlerdir. Analiz düzeyi meselenin nasıl çalıĢılacağı hususu (metot ve bağlam) ile ilgili iken analiz birimi neyin çalıĢılacağı konusuna (aktör ve obje) referans vermektedir. Yurdusev felsefi, teorik ve pratik düzey olmak üzere üç analiz düzeyi ve bireysel, toplumsal ve evrensel birimler olmak üzere üç analiz birimi belirlemiĢtir. Analiz düzeyi ve analiz birimi birbiriyle iliĢkilendirilmesine rağmen, belli bir analiz düzeyinin tercihi, otomatik olarak belli bir analiz biriminin seçimini beraberinde getirmemektedir.111

Literatürde çokça analiz düzeyi ve analiz birimi sınıflandırması mevcut olmakla birlikte, bizim konumuz açısından önemli olan nokta analiz düzeyleri meselesinin aktör-yapı tartıĢmasındaki yeri/ aktör- yapı tartıĢmasıyla iliĢkisidir.

108 Yalvaç, “Uluslararası ĠliĢkiler Kuramında Yapısalcı YaklaĢımlar”, s. 144. 109

A. Nuri Yurdusev (2007), “Analiz Seviyesi” ve “Analiz Birimi”: Bir Ayrım Argümanı, (çev. Ahu Özsolak), Uluslararası İlişkiler Dergisi, 4(16), ss. 3-19.

110 W.B Moul (1973), “The Level of Analysis Problem Revisited”, Canadian Journal of Political Sciences, 6, ss.494-513.

111

27 Buzan‟a göre sistemik ve indirgemeci yaklaĢımlar arasında seçim yapma gerekliliği daha geniĢ ve henüz çözümlenmemiĢ, epistemolojik tartıĢma içinde bir durumdur ve bu karĢıtlığı analiz düzeyleri tartıĢmasına aktarmak gerekli değildir.112

Nitekim

uluslararası olayları açıklamada analiz birimi ya da açıklama kaynağından hiç biri daima hâkim değildir. Uluslararası iliĢkilerde bizim için önemli olan konu herhangi bir olay yada fenomen hakkında hangi analiz birimlerinin ve hangi açıklama kaynaklarının bize en fazla Ģeyi söylediğidir.113

Küçük‟e göre de analiz düzeyi sorunsalı ile aktör-yapı tartıĢmasını birbirinden ayırmak gerekir. Ġlk tartıĢma daha çok dar anlamda bir yöntem veya analitik açıklama sorunudur. Ġkinci tartıĢma ise ontoloji sorunsalıdır.114

EleĢtirel gerçekçi yaklaĢım da analiz düzeyi sorunsalı çerçevesinde incelenen farklı düzeylerin, aslında ontolojik olarak aynı toplumsal iliĢkilerin farklı yönleri (toplumsal, ekonomik, siyasal) olarak anlaĢılması gerektiğini vurgular.115

Düzey ifadesi, düzeylerin diğer düzeylerden yapıların diğer yapılardan, iliĢkilerinse diğer iliĢkilerden ortaya çıktığını kuramsallaĢtıramamaktadır.116

Analiz düzeylerinin farklı bir Ģekli olan aktör- yapı iliĢkisi birim- sistem ifadesinden daha ontolojik anlamda yapılan bir ayrımdır.117

Benzer Belgeler