• Sonuç bulunamadı

Carpenter II (2008); ana baba beklentisini, çocuğun gelecekteki akademik başarı seviyesi için ana babanın sahip olduğu inanç olarak tanımlamıştır. Genellikle ana babaya çocuğun okulda ne kadar ilerleme göstermesini beklediği, hangi sınıf seviyesine kadar ilerleyeceğini düşündüğü sorularak ölçülür. Bazen de çocuğun belirli bir dersteki ya da sınavdaki performansına dair ana baba beklentisi sorularak da ölçülebilir. Ana baba beklentisini daha iyi anlamak için önemli bir ayrım yapılmalıdır. Ana baba beklentisi, ana baba isteklerine (parent aspiration) göre farklılık gösterir. İkincisi genellikle ana babanın çocuğunun gelecekteki akademik başarı seviyesinin artması için duyduğu istek ve arzu olarak tanımlanır, çocuğun gelecekteki olası akademik başarısına olan inanç değildir.

Ev ve okulu ana babalarla ilişkilendirecek en iyi yollardan biri, ana babaların çocukları için sahip olduğu beklentilerdir (Stahl, 2012). Ana babanın beklentileri, belli bir akademik başarı seviyesinin desteklenmesi için gerekli kaynakların sağlanması kadar çocuğun akademik yeterliliklerinin değerlendirilmesine de dayanmaktadır. Yamamoto ve Holloway (2010); ana babanın beklentilerini, onlara çocuklarının eğitim kademelerinde ‘ne kadar’ ilerleyeceğini düşündüklerini veya bu yıl çocuğun hangi notları alacağını öngördüklerini sorarak belirlemeye çalışmıştır. Bazen de ana baba beklentisinin belirleyicisi olarak öğrencilere ana babalarının beklentilerini algılayışlarını sormuşlardır.

Ana babaların çocuklarından beklentileri ve onlara olan inançları, ana baba katılımının ve çocukların akademik başarısının güçlü bir belirleyicisidir. Çocuklarının ödevlerine yardım etmede düşük beklentileri olan ana babalar, yüksek beklentileri olanlardan daha etkindir. Yüksek beklentileri olan ana babalar ise televizyon izleme kuralları koyma ve diğer ana babalar ve öğretmen ile iletişim konularında uygulamaya geçmede daha öndedirler (Carmichael ve MacDonald, 2014). Yapılan çalışmalardan anlaşılmaktadır ki ana baba beklentileri; ana babanın etnik kökeni (Yamamoto ve Holloway, 2010), çocuğun önceki akademik başarısı (Englund vd., 2004), ana babanın sosyoekonomik düzeyi, eğitim düzeyi (Davis- Kean, 2005), çocuğun cinsiyeti gibi faktörlerden etkilenmektedir. Sosyoekonomik düzey ve eğitim düzeyi arttıkça akademik başarı beklentisinin arttığı görülmektedir (Davis-Kean, 2005; Yamamoto ve Holloway, 2010).

Çocuklar, yüksek akademik başarılarıyla ana babalarını mutlu etmek isterler. Ana babaları tarafından desteklendiklerini ve onların yardım ettiğini hissettiklerinde daha başarılı olurlar ve kendilik algıları daha olumlu olur. Öğretmenlerin, ana babalarının gelişimlerine önem verdiklerini bildiklerinde derslerinde başarılı olmak için çaba gösterirler (Lenz, 1999).

Ana babanın beklentileri, öğretmenin çocukla ilgili algı ve değerlendirmelerini etkileyerek öğrencinin akademik başarısını arttırabilir. Öğretmenler, yüksek beklentilere sahip ve çocuğun okullaşma sürecine tam olarak katılan ana babaları olan çocuklara özel ilgi gösterirler çünkü öğretmenler sınıftaki çabaların evde

pekiştirildiğine inanırlar. Ana babaların çocukları için yüksek beklentilere sahip olduklarını algılayan öğretmenler, bu öğrenciler için kendi beklentilerini de yükseltirler ve öğrencilere olan eğitimsel bağlılıklarını arttırırlar (Bandura vd., 1996’dan aktaran Yamamoto ve Holloway, 2010).

Öğrencinin ana babasının, söz konusu çocuktan liseden mezun olup üniversiteye devam etme beklentisi, ana baba ve çocuk arasındaki ilişkinin belirleyicisi olmasının yanı sıra evde sağlanan teşviğin çeşitleri için de önemli ipuçları verir. Bu durum, iki sürece yansır. Ana baba, bilişsel olarak daha teşvik edici ve duygusal açıdan destekleyici bir ortam sağlar ve çocuklarının okulda yaptıkları hakkında bilgi alarak onların ihtiyaçlarını karşılamak için ev ortamını uygun bir şekilde düzenler (Hoover- Dempsey ve Sandler, 1997). Çocuklarının üniversiteye gidip gitmeyeceği ile ilgili ana baba beklentilerinin, öğrenciler üzerinde öğretmen veya akran beklentilerinden daha fazla etkiye sahip olduğu belirtilir. Ana baba beklentilerinin hem çocukla doğrudan etkileşimler yoluyla hem de dolaylı olarak ana baba inançları ve sağlanan akademik desteğin algılanması etkisiyle öğrencilerin elde ettiği sonuçları etkilediği varsayılır (Ma, 2001’den aktaran Rubie-Davies, Peterson, Irving, Widdowson ve Dixon, 2010).

Öğrenciler, çocuklarından yüksek beklentileri olan ve onlara destek sağlayan ana babaları güdülenmeleri ve akademik başarıları üstünde önemli bir etkiye sahip olarak görürler. Ana babaların başarmak için gerçekçi olmayan yüksek beklentileri tarafından aşırı sorumluluk altında hissettiklerini söyleyen öğrenciler de vardır (Rubie-Davies vd., 2010). Beklentiler, gerçekçi olmayan bir biçimde yüksek olduğunda öğrencilerin kaçınılmaz olarak sonuçlardan hayal kırıklığına uğrayacağı ve eninde sonunda bunun öğrencinin kendine olan inancında ve güdülenmesinde olumsuz etkileri olacağı iddia edilmektedir (Clayson, 2005’den aktaran Rubie-Davies vd., 2010).

Carney-Hall (2008); üniversite öğrencilerinin akademik yaşamına ana babaların katılımından bahseden makalesinde, ana baba katılımının olumlu ve olumsuz yönlerine rağmen medyanın, bugünün ana babalarını kötüleyen bir sınıflandırmayla öğrencilere müdahale etmek için hazır bir şekilde yetişkin öğrencinin etrafında

dolanan ‘helikopter ana babalar’ olarak sunduğundan bahseder. Bu yüksek ana baba beklentilerinin günümüzde ilkokul ve ortaokul kademelerinde de böyle bir ana baba tanımını oluşturduğu söylenebilir. Bu da öğrencilerin kendilerinden beklenenlerin aşırılığıyla ve imkansızlığıyla gerilemelerine, ağır bir yük altında kalmalarına neden olabilir.

Ana babaların aldığı eğitimin miktarı, çocuklarının akademik başarısını geliştirmek için ev ortamlarını nasıl yapılandıracakları ve çocuklarıyla nasıl bir etkileşim içinde olacakları üzerinde etkiye sahiptir. Ana babaların eğitimi ve geliri çocuklarına dair eğitimsel beklentilerini, evdeki okuma çalışmalarını, birlikte oynadıkları yapıcı oyunları ve duygusal desteği sağlayan ana babalık davranışlarındaki uyum vasıtasıyla onların akademik başarısını dolaylı olarak etkiler. Öğretmenlerin evdeki yardımcıları olan ana babaların kendileri akademik alanda başarılı olduklarında daha iyi bir psikolojik teşvik dengesi oluşturmaları ve çocuklarından akademik başarı beklentisi içinde olmaları olasıdır (Davis-Kean, 2005).

Eğitimsel beklentiler açısından kişinin çevresindeki bireylerin saygın mesleklerinin yüksek oranının olumlu etkiye sahip olduğu bulunmuştur. İyi meslekleri ve iyi eğitimleri olan insanları tanımak, annelerin beklentilerini arttırır. Altta yatan işleyiş düşünüldüğünde sosyal ağların oluşumunun, beklentiler üzerinde iki şekilde etkiye sahip olduğu varsayılmalıdır. Bir yandan anneler, sosyal bağlar yoluyla kaynaklara erişim sağlayabilirler ve diğer yandan sosyal bağlar, onlara referans noktası olabilir ve çocuklarının eğitimlerine karşı tutumlarında etkisi olabilir. Sonuçlar, kendini geliştirme kaynağı olarak eğitime gösterilen yaklaşımların beklentiler üzerinde önemli olumlu etkilere sahip olabileceğini ortaya koymaktadır. Eğitime karşı olumlu tutumları olan annelerin çocuklarının daha yüksek eğitime erişmelerini önemli buldukları, eğitime daha fazla yatırım yapmaya istekli oldukları ve bu yüzden daha yüksek beklentilere sahip oldukları iddia edilmektedir (Roth ve Salikutluk, 2012).

Öğrencilerin önceki başarılarına, deneyimlerine ve ana babalar ile öğretmenlerin isteklerine dayanarak kendilerinden beklentileri ve inançları olması olasıdır. Bireyler belirli bir hedefi başarmak için yetenekleri olduğuna güçlü bir inanç duyduklarında hedefi başarmaları için atılacak adımları tasarlamaktadırlar, böylece sonunda

akademik başarı elde edilmektedir. Kendine olan inanç güçlü bir harekete geçirici etkendir (Rubie-Davies vd., 2010).

Bilişsel güdülenme kuramları, insanların bir ortamda başarılı ve yeterli hissettiklerinde o ortamda başarılı kalmaya ve başarılı olmaya devam etmek için sıkı çalışmaya yatkın olduklarını öne sürer. Başarısız hissettiklerinde ise başarının önemini görmezden gelmeye, yapabiliyorlarsa ortamı terk etmeye, çalışmamaya yatkındırlar. Dolayısıyla okulda başarılı olan öğrenciler ve ana babaları yüksek akademik başarı seviyeleri istemekte ve beklemektedirler, başarısız olan öğrenciler ise gelecekteki akademik başarı düzeyleri için yüksek beklentiler içinde olmamaktadırlar (Goldenberg, Gallimore, Reese ve Garnier, 2001).

Ana babanın eğitim seviyesinin hem ana baba beklentilerinde hem de eğitimsel istekler ve çocuğun akademik başarısında önemli etkiye sahip olduğu görülür. Ana babaları yüksek beklenti içerisinde olan öğrenciler, kuşkusuz daha yüksek not ortalamalarına sahip olabilmektedir. Bu da çocukların performansının ana babanın beklentilerinden önemli derecede etkilendiğini göstermektedir (Kirk, Lewis-Moss, Nilsen ve Colvin, 2011).

Ana baba, öğretmen inançları ve beklentileri; ev-okul iletişimini şekillendirmekte önemlidir. Birey ve grup özellikleri hakkındaki inançlar, seçimleri ve davranışları belirler; ilişkileri ve ortaklıkları şekillendirmede önemlidir. Olumlu, hoş karşılayan bir okul iklimi ve ana babalara evde ve okulda çocuklarının eğitimine katılma yollarına yönelik tutarlı davetler, ana babalara okulun çabaları ile ilgili olumlu bir ilk izlenim verir. Ana babaların olumlu algıları, çocukların okulla ilgili algılarını etkiler. Bu da öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal öğrenimlerine olumlu katkı sağlar. Çocukların akademik, sosyal ve duygusal gelişimlerine dair ana baba ve öğretmen beklentileri, akademik başarının en önemli belirleyicileri arasında gösterilmiştir (Patrikakou, 2008).

Çocuklarının akademik başarılarına dair ana baba beklentileri, sadece çevrelerindeki dünyayı algılamalarının bir ifadesi değildir. Ayrıca çocuklarının geleceğini denetleme ve geleceğine yatırım yapma kabiliyetlerini değerlendirmelerinin bir

ifadesidir. Bu yüzden ana baba varlıkları ve beklentileri arasındaki olumlu bağ ile ilgili olarak, varlıkların onlara sahip olan insanların eğitime dair görüşlerini olumlu hale getirerek çocuklarından beklentilerini etkilediği belirtilebilir (Zhan, 2006).

Günümüzde meslek sahibi olmaya, öğrenime ve akademik başarıya verilen önem tutku durumuna gelmiştir. Hiçbir hata ve kusur kabul etmeyen ve aşırı titiz ana babalar, çocuklarının yetenek düzeylerine bakmaksızın onları zorlayarak kendi istekleri doğrultusunda üstün akademik başarı beklentisiyle baskı altına almakta ve bu baskının yarattığı başarısızlık korkusu da çalışma ve akademik başarı üzerinde olumsuz etki oluşturmaktadır. Ana babanın sağladığı ev ortamı, çocuğun tüm gelişiminde olduğu gibi akademik başarıda da son derece önemlidir. Aile içindeki rekabet ve çocuk ile kurulan iletişim biçiminin olumsuzluğu düşük akademik başarı seviyesine yol açar. Dengeli ve iyi ilişkilerin olduğu; çocuğa sevgi, ilgi, güven, anlayış, disiplin konularında olumlu yaklaşımlar sunan bir aile çevresi ise çalışma ve akademik başarıya olumlu katkılarda bulunur (Başar, 2001).

Ana babanın aile rolü, çocuğun önemli ve gerekli gördüğü ana baba etkinlikleriyle kurulur. Rol kurulumunun ana babaların kendileri ve aile üyeleri, okul personeli gibi çevrelerindeki kişilerin beklentilerinden etkilendiği düşünülür. Toplum, ana ve babalardan çocuklarının eğitimi söz konusu olduğunda farklı roller beklemektedir. Hatta çocukların bile ana babalarından eğitimleri ve diğer konularda beklentileri farklılık gösterebilmektedir (Yamamoto, Holloway ve Suzuki, 2006).

Bunun yanında ana baba katılımı, çocukların akademik başarıları ile ilgili beklentilerini de etkiliyor görünmektedir. Örneğin Englund vd. (2004); eğitim düzeyi yüksek ana babaların, eğitim düzeyi düşük ana babalara göre çocuklarının eğitimsel kazanımları ile ilgili beklentilerinin daha yüksek olduğunu ve dolayısıyla da hem okulda hem de evde çocuklarının eğitimine daha fazla dahil olduklarını belirtmektedir. Benzer biçimde eğitim düzeyi yüksek ana babalar, çocukları için iyi birer rol modelidirler. Bu ana babalar eğitim sisteminin işleyişini kendi okul deneyimleri sayesinde iyi bilirler, bilgilerini mevcut kaynaklara ulaşarak gösterirler, böylece çocukları eğitimde başarılı olabilir. Ayrıca çocuklarının eğitimde başarılı olmalarına yardımı olan sosyal destek ağı içerisindedirler (Anguiano, 2004).

Sonuç olarak, ana babaların akademik başarıya yönelik beklentileri öğrencinin akademik başarısında çok büyük öneme sahiptir. Bu önemin uygun şekilde akademik başarıya yansıtılabilmesi için gereken okul, öğretmenler, yöneticiler, öğrenciler ve topluma dair beklenti konusundaki inceliklere ve detaylara dikkat etmek gerekmektedir. Her konuda olduğu gibi ana baba katılımında ve ana baba beklentisi konularında da ailelerin olumlu, yapıcı ve dengeli bir yol izlemeleri; çocuklarının hem hayatta kendilerine güvenmesini hem de akademik olarak başarılı olmalarını sağlayacaktır.