• Sonuç bulunamadı

1.6. Ana Baba Katılımını Engelleyen Etmenler

1.6.1. Ana Baba Katılımını Engelleyen Sosyokültürel ve Sosyoekonomik

Ailenin eğitim ve kültür düzeyinin düşüklüğü, ana baba katılımına engel olan durumlardan biridir. Bu etken, aynı zamanda ana babanın okul ile yeterli ve doyurucu ilişki kurmada tereddütlü davranmasına sebep olarak katılım engeli oluşturabilir. Aileden kaynaklanan diğer etken ise ailenin, okul-ana baba iş birliği ve öğrenciye destek olmaya yönelik olumsuz tutuma sahip olmasıdır. Bu ana baba engellerine ayrıca ailenin alt gelir düzeyinde olması ve ana babanın zamanının kısıtlı olması da eklenebilir (Gümüşeli, 2004).

Annelerin eğitime katılımlarının, eğitim düzeylerinden etkilendiği belirtilmektedir. Örneğin alt eğitim düzeyindeki annelerin kendi eğitim geçmişlerindeki olumsuz deneyimleri; onların okullaşma, eğitim ve akademik çalışmaya yönelik tutumlarını da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Aksine orta veya yüksek eğitim düzeyindeki anneler kendi eğitimleri sırasında başarılı oldukları için ve dolayısıyla da okul ve eğitimle ilgili olumlu deneyimleri nedeniyle, çocuklarının eğitimine daha fazla ilgi

göstermektedirler. Üstelik bu anneler, ev ve okul arasındaki anlaşmazlık ya da gerginlik durumlarında görüşlerini öğretmenlere iletebilmekte ya da genel olarak okulla iletişim kurmak konusunda rahat hissetmektedirler. Alt eğitim düzeyindeki anneler ise daha kararsız, savunmacı ve yetkisi elinden alınmaya hazır bir izlenim verebilmekte; çoğunlukla anlaşılmadıkları ön yargısı nedeniyle öğretmenlerle iletişim kurmakta sorun yaşayabilmektedirler (Deslandes, 2009; Epstein, 2016).

Alt sosyoekonomik düzey bölgelerindeki okulların öğrencileri, ana babalarının öğretmenlerle konuştuğunu en az ifade eden öğrencilerdir ve bu ayrıca düşük akademik başarı gösteren öğrenciler için de bir kaygı kaynağıdır. Bu öğrenciler, ev- okul arasındaki daha fazla etkileşimden en çok yararlanacak olan öğrencilerdir (Clinton ve Hattie, 2013). Yoksul ana babaların varlıklı ana babalara göre okullaşmada katılım göstermesi ve yoksul bölgelerdeki okulların varlıklı bölgelerdeki okullara göre ana baba katılımını geliştirmesi daha zor olabilmektedir. Avantajlı bölgelerde ana baba okul katılımını geliştirmesi tasarlanan program ve politikalar, yüksek riskli ve sosyoekonomik olarak dezavantajlı bölgelerde ana baba okul katılımını geliştirmede etkisiz olabilir. Her toplumun birbirine benzemeyen engellerini ve kaynaklarını anlamak, aileler ve okullar arasında etkili işbirliği kurmak ve sürdürmek için önemlidir (Hill ve Taylor, 2004).

Yoksulluk, ana babaların zihin sağlığı ve kendilik algıları üzerinde maddi olarak ayakta kalma çabasından kaynaklanan stresle birlikte doğrudan etkiye sahiptir. Ayrıca yoksulluk, çocukların akademik başarıları üzerinde de dolaylı etkiye sahiptir çünkü yoksulluğun ana babalar üzerindeki istenmeyen etkileri bir şekilde okuldaki düşük ana baba katılımı ile sonuçlanır ve bu da çocukların akademik başarısını etkiler. Yukarıda açıklanan demografik etkenler dışında ana babaların psikolojik durumu, ana baba okul katılımını etkiler. Depresyon ve kaygı bozukluğu, okullaşmadaki ana baba katılımına engeller koyar (Hill ve Taylor, 2004).

Ana babaların ve öğretmenlerin farklılaşan hedefleri, ana baba katılım uygulamalarının çeşidini ve başarısını sınırlayan çatışmalar yaratabilir ve gruplar kendi isteklerinin en üst düzeyde sağlanması arayışına girdiğinde durum hayal

kırıklığı ile sonuçlanabilir. Bu altta yatan ve genellikle kapalı isteklerin anlaşılması, ana baba katılımının oluştuğu karmaşık bağlamın etkisidir (Hornby, 2011).

1.6.2. Ana Baba Katılımını Engelleyen Ana Babadan ve Öğrenciden Kaynaklanan Etmenler

Patrikakou (2008), ana babaların katılımlarının önünde üç büyük engel gördüklerini vurgulamışlardır. Bu engelleri; zamandan ve yaşamdan kaynaklanan zorluklar, onlardan beklenen bilginin eksikliği, çocuklarına evde ne şekilde yardım etmeleri gerektiğini bilmemeleri ve okul ortamında ana baba-öğretmen iletişiminin olmaması gibi etmenler olarak tanımlamışlardır. Engellerin ortak özelliği, bilgi ve farkındalık ile aşılabilecek nitelikte olmalarıdır.

Ana babadan kaynaklı engel faktörleri ile ilgili olarak Epstein (2016), bazı durumlarda her ailenin ulaşılması zor olabildiğini söyler. Evden veya okuldan uzakta çalışan ana babalara ulaşması zor olabilir. Babalar, genç ana babalar, ergen ana babalar, yaşlı ana babalar, ergen ana babaları, alt eğitim düzeyindeki ana babalar, üvey ana babalar, çocuğun vasisi olmayan ana babalar ve koruyucu ana babalar ulaşılması zor olabilir. Bu dezavantajlı olarak görülen ana baba tanımlarından birden fazlasına uyan aileler vardır ve bu durum onları özellikle ulaşılması zor bir hale getirir. Bazı durumlarda iyi eğitimli veya üst sosyoekonomik düzey ana babalarına da ulaşılması zor olabilir.

Deslandes (2009), üç etkenin zayıf ana baba okul iletişimine sebep olduğunu vurgulamıştır. Ana babalar ve öğretmenler arasındaki gergin ilişkiler ve ana babaların okuldan kaynaklanan hayal kırıklıkları bunlardan biridir. Öğretmen ana baba iletişimi, hem ana babalar hem de öğretmenler için gerginlik ve hayal kırıklığı kaynağı olabilir. Ana babalar için hayal kırıklıkları; kendilerinin dahil edilmediği tek yönlü iletişim süreçlerinden, öğretmenlerden aldıkları geri bildirimi anlayamadıklarından, toplantı, kurul gibi etkinliklerin planlanmasında ve içeriğinde kendilerinin fikirlerine önem verilmemesinden, özel katılım davetleri yerine sıradan genel davetler almalarından kaynaklanmaktadır. Bir diğer etken, ana babalar ve öğretmenlerin ana baba katılımına karşı bu olumsuz durumlardan kaynaklanan

isteksizliğidir. Son etken ise okul ana baba iletişiminin yapısı ve ana babalar ve öğretmenler arasındaki kültürel farklılıklardan kaynaklanan olumsuzluklardır. Bazı ana babalar etkisiz iletişimden dolayı çocuklarının okuldaki gelişimini yanlış anlarlar. Ana babalar öğretmenlerinkine benzemeyen kültürel geçmişlerden geldiklerinde öğretme ve öğrenme süreçlerinde, çocuklarının eğitimlerine katılımda uygun seviye ve katılım çeşitleri konusunda öğretmenlerden çok farklı bakış açılarına sahip olabilmektedirler.

Ana babalarla ilişkilerde iletişimin yanlış yönlendirilmesi, onların kendilerine yönelik iç engeller oluşturmalarına sebep olabilir. Bu engeller, ana babaların kaygılarını ve fikirlerini keşfetmelerini engeller. Ana babaları özellikle kızdıran engel çeşitleri; gereksiz yere kaygılandığının söylenmesi, kendisi için önemli olan duygularının küçümsenmesi, talep olmaksızın tavsiyede bulunulması, eleştiri ve iğnelemedir. Diğer engeller ana babalara ne yapmak zorunda olduklarını ya da ne yapmaları gerektiğini söyleyerek tehdit etmeyi içerir. Ayrıca tanı ya da etiketlemenin kullanıldığı engeller de vardır. Tüm bu engeller kaygıların ve fikirlerin keşfini zorlaştırır. Ana babaların yerleşmiş inançları, etkili ana baba katılımına engel olabilir. Ana babaların çocuklarının eğitimindeki rollerine dair görüşleri bu yüzden çok önemlidir. Tek rollerinin çocukları okula götürmek olduğuna inanan, daha sonra çocuklarının eğitimlerinde sorumluluk almak durumunda kalan ana babalar; hem okul hem ev katılımında aktif olmakta istekli olmayacaklardır (Hornby, 2011).

Öğrenciler için katılım engellerine bakıldığında onlar için ortaokul ve lise yıllarının zor olduğu görülmektedir; bu dönem yoğun akran baskısı, etkileyici fiziksel değişimler ve daha fazla bağımsızlık için uyanan ihtiyaçlarla doludur. Stahl (2012), çalışmasında ana baba katılımının ön ergenlik ve ergenlik yılları boyunca düşüşe geçmeye başladığını belirtmiştir. Bu durum, çocukların ana baba katılımından artık faydalanamayacağı anlamına gelmemelidir. Olgunlaşmaya başlayan çocuklar, ailelerinden bağımsız olarak benlik algısı geliştirmeye yoğun ihtiyaç duyarlar. Bağımsızlık seçeneklerini ve sonuçlarını değerlendirmeye başlarlar, kendi kendilerine daha fazla karar alırlar, hatalarından ders çıkarırlar, kararlarını ve eylemlerini belirleyen kendi değer sistemlerini kurarlar. Ana babalarının yardımını reddetmeye başlarlar, etkinliklerinde bulunmalarını ve arkadaşlarıyla görüşmelerini

istemezler. Çocuklarının kendi kimliklerini geliştirmelerine izin vermek için ana babanın rolleri de ayrıca bir değişim sürecinden geçer. Ana babalar; destek sağlamaya ve sevgi vermeye devam ederlerken çocuklarının artan bağımsızlığına ve olgunlaşma sürecine saygı göstermek için çocuklarına daha fazla alan yaratmaya başlarlar, iyi ya da kötü çocuklarının kendi kararlarını vermeye ve eylemlerinin, kararlarının sorumluluğunu almaya başlamalarına izin verirler. Ana babaların çocuklarının eğitimine daha az katılmasının bir diğer sebebi de öğrencinin derslerinin artan zorluğundan kaynaklanmaktadır. Ana babalar ödevlere yardım edemediklerini hissederler, öğretmenlerle öğretim programı konularını görüşmekte kararsızlık yaşarlar ve bu durum eğitime daha az katılmalarına sebep olur.

Ana baba katılımının ve desteğinin dozunun iyi ayarlanamaması, ana babanın çocuğun okul içerisindeki davranış ve etkinlikleri ile gereğinden fazla ilgilenmesi ve karışması bazı durumlarda zararlı da olabilir. Özellikle ilkokul düzeyinde, aşırı ilgi çocuğun bağımsızlık gelişimini engeller. Daha üst sınıflarda ise akranları arasında çocuğu zor duruma sokabilir. Aynı zamanda bu aşırı ilgi, okulun işleyişinde okul aile ilişkilerinin bozulmasına yol açan bir müdahale gibi algılanabilir (Gümüşeli, 2004).

1.6.3. Ana Baba Katılımını Engelleyen Okuldan ve Öğretmenden Kaynaklanan