• Sonuç bulunamadı

2018 Mayıs ayında, TBMM’ye torba yasa olarak sunulan ve 7143 sayılı ve 11.5.2018 kabul tarihli imar barışı düzenlemesince, 3194 sayılı İmar Kanununa 16. geçici madde eklenmiştir. İmar barışı düzenlemesi, bugüne kadar çıkarılan imar aflarından daha çok başvuru alarak, “7 milyon 393 bin 413 bağımsız bölüm başvurusu” ile rekor sayıya ulaşmıştır. “”24 Milyar 744 milyon 721 bin T”L gelir getiren imar barışı düzenlemesi, getirdiği yenilikler nedeniyle Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı ve Kent, ve Çevre Bilimleri Bilim Dalı için incelemeyi gerektiren bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır.

İmar barışı düzenlemesi 2018’in Mayıs ayında yani, 23 Haziran 2018 tarihindeki genel seçimlerden önce çıkarılmıştır. Seçimler öncesinde çıkarılması nedeniyle kanunun seçim öncesi, popülist amaçlarla çıkarıldığı eleştirileri yapılmış ve yalnızca bu çerçevede ele alınmıştır. Daha önceki deneyimlerden (özellikle 1980’lerden) yola çıkılarak, Türkiye’ de seçim öncesi çıkarılan afların rızanın inşası için popülist nedenlerle çıkarıldığı kanısı hem akademide, hem siyasette hem de basında yaygın bir şekilde kabul görmektedir. Bu nedenle, imar barışının yenilikleri göz ardı edilmektedir.

Her coğrafya ve zaman diliminde farklı görüngülere sahip olan popülizm kavramı, Türkiye’de Weberyan karizmatik lider kavramı çerçevesinde rızanın sağlanması ve

seçmen davranışını etkilemesi olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle iktidar ve muhalefet tarafından yapılan çoğu siyasi hamle popülist olarak tanımlanmaktadır. İmar barışı da popülist amaçlarla çıkarılma tezinden kurtulamamıştır. Oysa imar barışının çıkarıldığı dönem göz önünde bulundurulduğunda, konuya ilişkin olarak salt popülizm çerçevesinde bir değerlendirme yapılmasının imar barışını açıklamaya yetmemektedir. Popülizm, hem dar anlamda hem de tek yönlü bir açıklama unsurudur.

İmar barışı düzenlemesinin kanunlaşması sadece seçim öncesine denk gelmemektedir. Bu yönüyle popülizm yorumlamaları eksik kalmaktadır. Düzenleme aynı zamanda Türkiye ekonomisinin bozulmaya başladığı döneme denk gelmektedir. Bu nedenle Türkiye ekonomisinde 2018 yılında, seçimlerden önce kur artışıyla başlayan bozulmalar dikkate alındığında düzenlemenin salt popülist siyasi amaçlarla mı, yoksa ekonomik kaygıların da çıkarılmada etkili olup olmadığı sorusuna cevap aranacaktır.

Bu amaçtan yola çıkarak düzenlemenin çıkarılmasındaki ekonomik, siyasal ve toplumsal etkenler bütünsel bir şekilde ele alınmıştır. Ekonomik nedenlerin etkili olup olmadığı hususu imar barışından elde edilen gelirlerin incelenmesi, konuya ilişkin raporların ve istatistiklerin değerlendirilmesi yöntemiyle irdelenmiştir.

Önceki çıkarılan aflardan farklı olarak imar barışı düzenlemesiyle imara aykırı ve kaçak yapıların yasal hale getirilmesinin belli bir bedel karşılığı üzerinden sağlanacak olması, imar barışı düzenlemesini bugüne kadar çıkarılan diğer imar aflarından ayıran en önemli ekonomik etken olmuştur.

Ayrıca imar barışının çıkarılmasına neden olan ve bizzat iktidar tarafından işaret edilen ekonomik nedenler de ele alınmıştır. Bunlar arasında imar barışına konu malların ipotek olarak gösterilebilmesinin önünün açılması vardır. Bu neden talebi canlandırarak, hane halkını borçlandırmaya yöneltmesiyle dolaylı olarak ekonomiyi olumlu etkileyecektir. Ek olarak, imar barışı kapsamında vatandaşların ödemeleri krediler yoluyla yapmış olması Adalet ve Kalkınma Partisi’nin borçlanmaya yönelik ekonomi

anlayışıyla da uyumlu olduğu ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Yine Boğaziçi öngörünüm bölgesinin, 7159 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile imar barışı kapsamına alınması, bölgenin iktisadi değeri göz önüne alındığında, imar barışından elde edilecek geliri arttırma kapasitesine sahiptir.

Tezin hipotezi imar barışı düzenlemesinin salt popülist nedenlerle değil bütünsel bir şekilde siyasi, ekonomik ve toplumsal nedenlerle çıkarıldığıdır. Bu bağlamda bütçe dışı gelirlere oldukça önemli katkı sağlayan Yapı Kayıt Bedeli ödemeleri için kamu bankaları (düşük faizli) ve bazı özel bankalardan düşük faizli olarak kredi sağlanması göz önünde bulundurulmuştur. Bu husus daha önceki çıkarılan imar affı ödemelerinin bir farkını oluşturduğu gibi yine hane halkının borçlanmasını sağlayacak bir araç olarak gösterilmiştir.

Bu tez ile, imar barışı düzenlemesinin önceki çıkarılan imar aflarından farklılıklarına kısaca değinilmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik koşulların imar barışı düzenlemesindeki etkisi üzerinde durulmuştur. Tezde imar aflarının birbirinden farklılıklarını ortaya çıkarmak için bugüne kadar çıkarılan imar bağışlamalarının salt popülist nedenlerle çıkarılıp çıkarılmadığı üzerinde durularak; tezde bahse konu olan imar barışının çıkarılmasında başka nedenlerin etkili olup olmadığı incelenmiştir. Bu bağlamda dönemsel sınıflandırmalar yapılırken, popülizm kavramına değinilerek kısaca popülizm ve imar afları ile nasıl kullanıldığı ele alınmıştır.

Yukarıda sıralanan nedenlerle birlikte, imar barışı ile ilgili henüz yayımlanmış tez olmadığı için, bu tez ile literatüre önemli bir katkı da sunulmuş olacaktır. İmar affı ile ilgili tezler incelendiği zaman Şehir ve Bölge Planlama’ya ilişkin çalışmalar mevcuttur.

Yine imar barışı ile ilgili olarak da Şehir ve Bölge Planlama alanında, örneklerle çalışmalar yapılması öngörülebilir fakat Kent, Çevre ve Yerel Yönetimler açısından da oldukça önem arz eden bu konunun başat bir konu olarak da literatüre bu alanda katkı sunulacaktır.