• Sonuç bulunamadı

ALT İŞVERENLİK SORUNUNA YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

C- ALT İŞVERENLİK SORUNUNA YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

1980’li yıllardan itibaren alt işverenlik, ekonomik ve teknolojik değişimlerle birlikte işletmelerin küresel rekabette varlıklarını sürdürmeleri açısından bir zorunluluk oluşturmuştur. İş Kanunu’nun temel düşüncesinde yer alan güvenceli esneklik bağlamında piyasa koşulları göz önünde tutularak alt işverenlikle ilgili katı hükümleri kaldırılmalı ya da belirtilen şartlara göre esnetilmelidir. Bunun dışında bir diğer görüş alt işverenliğin ucuz ve örgütlenme karşıtı işgücü oluşturması nedeniyle çalışanların çalıştıkları süre zarfında elde ettikleri haklarını ortadan kaldırdığı için İş Kanunu’nun temelinde yer alan işçinin korunması ilkesine ters düştüğü ve bu nedenle alt işverenlik uygulamasının sonlandırılması gerektiği yönündedir. Son olarak üçüncü görüşe göre de işçi haklarının garanti altına alındığı, teknoloji ve uzmanlık gerektiren işlerde mevcut durumdaki olumsuz yapıyı ortadan kaldıracak bir alt işverenlik uygulamasının geliştirilmesinin gerektiğidir218.

İşçiler için hak kayıplarına ve örgütlenmeye engel olduğu için aynı zamanda gerekli esnekliği getirmediği için karşılıklı olarak tarafları memnun etmediğinden dolayı alt işverenlik eleştirilmektedir.

Kamu kesimi açısından da bir istihdam modeline gelmesi alt işverenliğin yeniden düzenlenmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Başta örgütlenme ile kıdem tazminatı konuları ele alınmak üzere alt işveren işçileri için mevcut çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır219.

Aralık 2017’de 65.Hükümetin çıkardığı 696 sayılı KHK ile alt işverende çalışan işçilere kadroya geçme hakkı tanınmıştır. Genel olarak 4 Aralık 2017 tarihi itibariyle alt işveren aracılığıyla çalıştırılmakta olma şartı aranmıştır. Diğer şartlar ise 657 sayılı DMK’na göre memur olarak atanma koşullarını taşımak, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan aylık almıyor olmak, işçinin varsa açmış olduğu icra ve dava takiplerinden vazgeçmesi ile kadroya geçerken varsa herhangi bir alacak hakkı bunlardan feragat etmek vb. olarak belirtilmiştir. İşçi ya da çalışan tüm bu koşulları sağladıktan sonra yapılacak sözlü veya yazılı sınavda başarılı olması durumunda sürekli işçi kadrosuna geçiş yapabilecektir220.

Kuşkusuz sürekli işçi kadrosuna geçiş yapılması kamuda alt işverenlik uygulamasının en önemli ve kapsamlı çalışmalarından biridir. 2018 yılının Aralık ayı verilerine göre 850 bin alt işveren işçisinin 696 sayılı KHK ile birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarına ve yerel yönetimlerin şirketlerinde sürekli işçi pozisyonlarına geçiş yapıldığı belirtilmektedir. Ancak KİT çalışanları, hastane bilgi yönetim sistemleri çalışanları, kamu kurumlarının yemekhane bölümlerinde çalışanalar, kamu kurum ve kuruluşlarında araç ve şoför teminine dayalı ihalelerde çalışanlar ile personel teminine dayalı olmayan ihaleler kapsamında çalışanlar gibi 80 bin kişi bu düzenleme kapsamı dışında bırakılmıştır. Aynı zamanda 4 Aralık 2017 tarihi itibariyle fiilen çalışmayan yedek personel statüsündekiler de 696 sayılı KHK

219 Muzaffer Koç, a.g.m., s.84.

220 696 Sayılı KHK İle Taşeron İşçilerin Kadroya Geçiş Şartları,

https://www.sgkrehberi.com/haber/141126/696-sayili-khk-ile-taseron-iscilerin-kadroya-gecis- sartlari.html, (24.05.2019).

uygulamasından yararlandırılmamışlardır221. Ayrıca 696 sayılı KHK ile kadroya

geçirilen alt işveren işçilerinin toplu sözleşme yapma hakları 3 yıl boyunca ortadan kaldırılmıştır. Geçişi yapılan işçilerin yeni tecil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanmış, süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunabilirler222.

Kadroya geçirilen alt işveren işçileri, mevcut şartlara uygun yeni bir toplu sözleşme yapamadıkları gibi geçmiş oldukları kurumun kadrolu işçileri için bulunan toplu iş sözleşmesinden de yararlanamamaktadırlar. Onlar için Yüksek Hakem Kurulu’nun karara bağladığı merkezi idarelerde 31 Ekim 2020 tarihine kadar; yerel yönetimlerde ise 30 Haziran 2020 tarihine kadar yürürlükte kalacak olan toplu iş sözleşmesi geçerli kılınmaktadır. Bunların dışında sosyal hak ve ücretleri mevcut kadrolu işçilerin düzeyine çıkarılmamıştır. Kanun Hükmünde Kararname ile kadroya alınan işçileri kapsayan toplu iş sözleşmesine göre 2021 yılına kadar altı ayda bir %4 zam alacaklardır. Ayrıca toplu sözleşme süresi bitmeden sendikalar yetki başvurusunda bulunamayacağı için de sendikal haklar tehlike altında bulunmaktadır223. Kadroya alınan işçilerin ücretleri ve sosyal hakları mevcut şartlar

göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmelidir. Çalışanlar enflasyon karşısında mağdur edilmemelidir. Bu nedenle konunun, kamu toplu iş sözleşmeleri çerçeve protokolü ya da kamu çerçeve protokolü ele alınarak düzenleme yapılmalıdır224.

696 sayılı KHK sonrasında kadroya geçiş sürecinde ortaya çıkan başka bir sorunda ilave tediye sorunudur. 6772 sayılı kanun çerçevesinde yılda 52 yevmiye

221 Hüseyin Öz, “Kadro Sürecinde ve Sonrasında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları”, http://hizmet-

is.org.tr/makaleler/kadro-surecinde-ve-sonrasinda-yasanan-sorunlar-ve-cozum-yollari/ , (24.06.2019).

222 Yıldırım Koç, “Kadroya Geçirilen Taşeron İşçilerinin Sorunları Bitti Mi?”,

https://www.aydinlik.com.tr/kadroya-gecirilen-taseron-iscilerinin-sorunlari-bitti-mi-yildirim-koc- kose-yazilari-nisan-2018, (26.06.2019).

223 Gös.Yer.

224 Hüseyin Öz, “Kadro Sürecinde ve Sonrasında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları”, http://hizmet-

tutarında ilave tediye almakta iken, yerel yönetimlerin iştiraklerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler kanun kapsamında olmadıkları nedeniyle ilave tediyeden yararlanamamaktadır. Böyle bir durumda yerel yönetim kuruluşlarında çalışan işçiler ile yerel yönetim kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında çalışan işçiler ve yerel yönetimlerin iktisadi teşekküllerinde çalışan işçiler arasında farklı uygulamalardan dolayı çifte standart durumu ortaya çıkmaktadır. Adil olmayan bu duruma bir düzenleme getirilerek kamu kurum ve kuruluşları ile iktisadi teşekkülleri arasındaki farklı uygulamaya son verilmelidir225.

Alt işverenlik uygulamasında yaşanmakta olan sorunların çözümü için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde alt işverenlik çalışma grubu ya da komisyonu oluşturularak sorunların giderilmesine gerek bulunmaktadır.

Diğer yandan 696 sayılı KHK ile kadroya geçiş sonrası sendika üyeliklerine ait durum tablosu aşağıdaki gibidir:

Tablo 3: İşçi Sayıları ve Sendikaların Durumu

Kaynak:https://www.gazeteduvar.com.tr/forum/2019/02/02/isci-sendikalari-istatistiklerinin-bize- soyledikleri/(02.07.2019)

Sendika üyelikleri işkolları ve sendikalar düzeyinde incelendiğinde 2018 yılında meydana gelen üye artışlarının önemli bir bölümünün kamuda alt işveren olarak çalışan işçilerin kamuda kadroya ya da belediye şirketlerine geçirilmesiyle birlikte bu işçilerin ilgili kamu kuruluşundaki yönetime yakın sendikaya üye olmasından kaynaklandığı belirtilmektedir226.

Tabloya bakıldığında 2019 Ocak ayına ait toplam işçi sayısının 2018 Temmuz ayına göre düşmesine rağmen sendikalı işçi sayısı oranının %12,76 iken %13,86 olduğu gözlemlenmektedir. Aynı zamanda sendikaların üye sayılarının da son 1 yıl içerisinde arttığı görülmektedir. Sendika üye sayılarındaki artışta en büyük pay 70 bin üye sayısı ile Hak-İş’e aittir. Hak-İş’in üye sayısındaki bu artışın önemli bir bölümünün alt işveren işçilerinin kadroya geçirilmesi ile bağlantılı olduğu görülmektedir.

226 İşçi Sendikaları İstatistiklerinin Bize Söyledikleri,

https://www.gazeteduvar.com.tr/forum/2019/02/02/isci-sendikalari-istatistiklerinin-bize-soyledikleri/, (01.07.2019).

SONUÇ

Teknoloji ve ekonomide meydana gelen değişimlerle birlikte küreselleşmenin sonucu olarak dünya bir bütün olarak görülmüş ve ortak bir pazar haline gelmiştir. İşletmeler ya da işverenler artan rekabete dayanabilmek ve ayakta durabilmek için farklı çözüm yolları aramışlardır. Alt işverenlik de bu yeni arayışlar neticesinde istihdam biçimindeki değişiklik sonucu ortaya çıkmıştır. Dünyada değişen ekonomi politikaları, teknoloji ve bilgi çağı sonucunda işverenler işlerini bölerek alanında uzmanlaşmış kişi ya da kişilere yaptırma yoluna gitmişlerdir. Asıl işveren açısından farklılaşan sebepleri olsa da sendikasızlaştırma, daha ucuz iş gücü, işçilerin sorumluluğundan ve diğer haklarından kurtulma alt işveren uygulamasını cazip kılan nedenler olarak gösterilmektedir.

Türkiye’de alt işveren uygulamalarına bakıldığında 1936 yılında 3008 sayılı İş Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunla alt işveren tanımı yapılmayıp işçi işveren arasındaki sorumluluktan bahsedilmiştir. 1967 yılında kabul edilen 931 sayılı İş Kanunu ikinci İş Yasası olarak kabul edilse de AYM tarafından iptal edilmiştir. Oluşan boşluğu doldurmak üzere 1971 yılında 1475 sayılı İş Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunda alt işveren kavramını karşılamak üzere diğer bir işveren ifadesi kullanılmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’na kadar uzun bir süre çalışma ilişkileri 1475 sayılı Kanuna göre düzenlenmiştir. Teknolojinin hızla gelişmesi, çalışma hayatının esnekleştirilmesi sonucunda yeni bir kanuna 0ihtiyaç duyulmuştur. 4857 sayılı Kanunla yaşanan değişim ve gelişmelere uyum sağlanmaya çalışılmıştır. Bu kanunda ilk defa asıl işveren alt işveren ilişkisinden bahsedilmiş ve alt işverenin tanımı açıkça yapılmıştır. Alt işverenlik konusunda en önemli düzenleme 2008 yılında yürürlüğe giren Alt İşverenlik Yönetmeliği olmuştur. Yaşanan bu yasal gelişim süreci dışında da Türkiye’de alt işverenlik özellikle 1980-90’lı yıllardan sonra büyük artış göstermiştir. Önceleri inşaat sektöründe yaygın olan alt işverenlik zamanla diğer sektörlerde de yaygınlaşmıştır.

İlk zamanlar özel sektörde yaygın uygulama olan alt işverenlik, teknoloji ile uzmanlık gerektiren işlerde ve asıl işin bir bölümünde olmak üzere kamu kesiminde de istihdam biçimi haline gelmiştir. Kamu kesiminin amacı kamu yararını gözetmek olsa da küreselleşen dünyada artan rekabet gereği piyasa koşullarını da önemsemek durumundadır. Bu nedenle kamu işyerlerinde işçi alımının sınırlı tutulması kamu kesiminde işçi açıklarının hizmet alım ihaleleriyle alt işverenlere gördürülmesi çoğunlukla yapılan bir durum olmuştur.

Kamu kesiminde de alt işverenlik uygulamalarının yaygınlık kazanmasıyla bu uygulamanın amacı dışında kullanılmasını engellemek için çeşitli yasal düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemelerin en kapsamlı ve ayrıntılısı 4857 sayılı İK olsa da alt işverenlikle ilgili sorunları gidermede yeterli olmamıştır. Kanununda yer almayan durumlarda ve kanunun yetmediği yerlerde alt işverenlik uyuşmazlıkları yargı yoluna başvurularak içtihatlar ile giderilmeye çalışılmıştır. 2008 yılında çıkarılan Alt İşverenlik Yönetmeliği, alt işverenlik ilişkisinin kötü amaçlı kullanılmasını engellemek amacıyla düzenlenmiş olsa da sorunları gidermekten çok alt işverenlikle ilgili problemleri daha karmaşık hale getirmiştir.

Ortaya çıkan sorunları gidermek amacıyla alt işverenlik ile ilgili en güncel düzenlemeler 2014 yılında yürürlüğe giren 6552 sayılı Torba Yasa ve 2017 yılının Aralık ayında kabul edilen 696 sayılı KHK’dır. Torba Yasa ile alt işverenlikle ilgili kanunlarda ve yönetmeliklerde bulunmayan durumlar için detaylı düzenlemeler getirilerek sorunlar çözülmeye çalışılmıştır. Bu yasa ile alt işveren işçilerinin yararlandıkları iş mevzuatından kaynaklı ücret alacakları ile kamu kesiminin alt işverenlik anlaşmalarında düzenlemeye gidilmiştir. Ayrıca kamu kesiminin de taraf olduğu TİS ile ilgili düzenlemelere de yer verilmiştir.

696 sayılı KHK ile de uzun yıllar boyunca her seçim döneminde alt işveren işçilerinin kadroya geçirileceği vaadi gerçekleşmiştir. Bu kapsamda ilgili KHK çıktığında mevcutta alt işveren işçisi olarak çalışıyor olmanın yanında birtakım özel şartların sağlanmasının gerektiği belirtilmiştir. Genel ve özel şartları taşıyan işçiler sözlü ya da yazılı sınava tabi olduktan sonra merkeze bağlı bir kamu kurumunda çalışıyor iseler merkezdeki kadrolara; belediye ya da il özel idareleri gibi yerel yönetimlere bağlı olarak alt işverende çalışıyor iseler belirtilen kamu kesimi iştiraklerine bağlı şirketlerde sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerdir. 2017 yılı Aralık ayında yürürlüğe giren 696 sayılı KHK sonrası 2018 verilerine bakıldığında kamu kesimindeki sürekli işçi sayısının 944 bin 712, geçici işçi sayısının ise 61 bin 155 olmak üzere toplam işçi sayısının 1 milyon 5 bin 867 olduğu belirtilmiştir.

Kadroya geçiş süreci ve sonrasında kamu kesimindeki alt işverenlik sorunu ortadan kalkmamış, bu süreçle birlikte yeni sorunlar ortaya çıkarmıştır. Bu sorunların başında kadroya geçen işçilerin Yüksek Hakem Kurulu tarafından kadroya geçiş süreci öncesinde bağıtladıkları toplu sözleşmeden 2021 yılına kadar yararlanacak olmaları gelmektedir. Bu şekilde kadrolu çalışan işçilerin aldığı ücret ve sosyal imkanlardan yararlandırılmayacak, her sene artan enflasyonla birlikte ekonomik kriz karşısında mağdur edileceklerdir. Taraflar karşılıklı olarak çerçeve protokolü düzenleyerek bu mağduriyeti önleyebilmelidir.

Kadroya geçişle birlikte yaşanan bir diğer sorun ilave tediye olmuştur. Yerel yönetim kadrolarında çalışan işçiler ve yerel yönetim iştiraklerinde çalışan işçiler arasında meydana gelen bu sorunda kadrolu işçilere ilave tediye ödemesi yapılırken kadroya yeni geçen işçiler bu kapsam dışında bırakılmaktadır. Uygulamada farklılık ve adaletsizliğe neden olan bu durum karşısında sürekli işçi kadrosuna yeni geçiş yapan işçilerin de bu haktan yararlandırılması gerekmektedir.

696 sayılı KHK sonrasında sendika üye sayılarında da değişimler meydana gelmiştir. Bunun nedeni başta kadroya geçmek isteyen işçilerin sendikalara üyelik gerçekleştirmesi ve kadroya geçiş sürecinde yaşadığı sorunların çözüme kavuşturulması için yönetime yakın olan sendikalara üye olarak sendika değiştirmesidir. Bir başka nedeni de bazı kamu kurumlarının sendika üyeliğini zorunlu tutmasıdır.

Sonuç olarak kamu kesiminde alt işverenlik sorunu kadroya geçiş ile giderilmeye çalışılmışsa da bu süreçte ortaya farklı sorunlar çıkmıştır. Bu sorunların çözüme kavuşturulması için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde çalışma grubu oluşturularak taraflarca ortak hareket edilmeli, alt işveren uygulamasının kaldırılması için kademeli olacak şekilde kadroya geçiş sağlanmalı, kadroya geçen işçilere ayrım yapılmadan kadrolu işçi olanlara tanınan tüm haklar tanınmalıdır.

KAYNAKÇA

ACA Zeynep, “Avrupa Birliği ve Türk İş Hukuku Bağlamında Asıl İşveren ve Alt İşveren İlişkisi ve Muvaaza Durumu”, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü (Yüksek Lisans Tezi), Bursa 2011.

ACI Esra Yüksel, “Neo-Liberal Yaklaşım ve Yönetişim Kavramı”, Marmara

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:XX, Sayı:1, 2005.

AKBAŞ Şebnem Gedik, “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Asıl İşveren-Alt İşveren İlişkisi”, Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale 2015.

AKGEYİK Tekin, “Teknolojik Değişim, Post-Fordist Eğilimler ve Endüstri İlişkilerinde Yeni Arayışlar”, Çimento İşveren Dergisi, Cilt:14, Sayı:3, 2000.

AKIN Levent “Yeni Borçlar Kanunu Düzenlemeleri Çerçevesinde Asıl İşverenin Müteselsil Sorumluluğunun Niteliği”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Dergisi, Cilt:60, Sayı:4.

AKYİĞİT Ercan, “Kamuda Alt İşverenlik ve Müteahhite İş Verme Özeldekinden Farklı Mıdır?”, TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Cilt:23, Sayı:4, 2011.

AKYİĞİT Ercan, “Kamu İş Yerlerinde Muvazaalı Alt İşverenlik”, Sicil İş

Hukuku Dergisi, Sayı:17, 2010.

AKYİĞİT Ercan, “Alt İşverenlik ve Benzer İlişkilerden Farkı”, TÜHİS İş

ALTAY Sabah, “Müteselsil Borçlunun Rücu Hakkının Doğumundan Önce Borçtan Kurtarılma Talebi”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk

Araştırmaları Dergisi, Cilt:17, Sayı:1-2, 2011.

AYAN Berna Gökçen, “Dış Kaynaklardan Yararlanma Yaklaşımı Olarak Türkiye’deki Kamu Kurumlarında Alt İşverenlik Uygulamaları”, Yüksek Lisans Tezi, Aydın 2010.

AYDIN Ufuk, “6552 Sayılı (Torba) Yasa Sonrası Asıl İşveren – Alt İşveren

İlişkileri”, Sosyal Güvenlik Dergisi, Cilt:5, Sayı:1, 2015.

AYDINLI İbrahim, “6552 Sayılı Kanunla Alt İşveren Kurumunda Yapılan

Yeni Düzenlemeler ve Değişiklikler”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:

XVIII, Sayı:3-4, 2014.

AYDINLI İbrahim, Görünürdeki İşlemler Açısından, Türk İş Hukukunda Alt

İşveren İlişkisi ve Muvazaa Sorunu, Seçkin Yayıncılık, İstanbul 2008.

AYKAÇ Hande Bahar, “İş Hukukunda Alt İşveren” Ankara Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü(Doktora Tezi), Ankara 2010.

ATAAY Faruk, “Sağlık Reformu ve Yurttaşlık Hakları”, Amme İdaresi Dergisi, Cilt: 41, Sayı: 3, 2008.

BALKANLI Osman, “Küresel Ekonominin Belirleyici Faktörleri Üzerine”,

Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:XXI, Sayı:1,

2002.

BİLEN Mahmut, “Piyasa Ekonomisinde Devletin Değişen Rolü”,İstanbul

CANBOLAT Talat, Türk İş Hukukunda Asıl İşveren Alt İşveren ilişkisi, Kazancı Yayınevi, İstanbul 1992.

Chris Tilly, Rina Agarwala, sarah Mosoetsa , Pun Nigai, Carlos Salos, Hina Sheikh, “Final Report: Informal Worker Organizing as a Strategy for Improving Subcontracted Work in the Textile and Apparel Industries of Brazil, South Africa, India and China”, Institute For Research on Labor and Employment University of

California Los Angeles, September 2013.

COŞTU Ahmet, “Türk İş Hukukunda Alt İşverenlik”,( Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2010.

ÇAL Sedat, “Kamu Hizmeti: Bir Tanım Denemesi”, Gazi Üniversitesi Hukuk

Fakültesi Dergisi, Cilt XI, Sayı:1-2, 2007.

ÇANKAYA Osman Güven, “Türk İş Hukukunda Alt İşveren Kavramı,

Uygulamada Asıl İşveren – Alt İşveren İlişkilerinden Doğan Bazı Sorunlar”, Kamu-İş

Dergisi, Cilt:6, Sayı:4, 2002.

ÇANKAYA Osman Güven, ÇİL Şahin, “4857 Sayılı İş Kanununa Göre Asıl İşveren Alt İşveren İlişkisi”, Sicil İş Hukuku Dergisi, Sayı:3, 2006.

ÇANKAYA Osman Güven, ÇİL Şahin, “İş Hukukunda Üçlü İlişkiler”, Yetkin Yayınları, Ankara 2011.

ÇUBUKÇU Erdoğan, “Türk İş Hukukunda Asıl İşveren Alt İşveren İlişkisi”, TÜHİS, Cilt:17,2002.

DELİCE Güven, YAVİLİOĞLU Cengiz, ÖZSOY Onur, Dünyada ve

Türkiye’de Özelleştirme Uygulamaları, T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi

Başkanlığı, Yayın No:1, Ankara 2010.

EKİN Nusret, Ekonomik ve Hukuksal Boyutlarıyla Alt İşveren, İstanbul Ticaret Odası, İstanbul 2002.

ERDOĞAN M.Zafer, “Sosyal Güvenlik Hukukunda Alt İşveren Kavramı”, Kamu-İş, Cilt:7, Sayı:3, 2004.

ERTÜRK Arzu Arslan, “6552 Sayılı Kanunun 4857 Sayılı İş Kanunu İle 6356

Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununa Getirdiği Yenilikler”, Çalışma ve

Toplum Dergisi, Sayı:2, 2015.

GENÇLER Ayhan, Sosyal Politika Açısından İş Hukuku(Bireysel İş İlişkileri), Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 1998.

GEREK Nüvit ve ORAL İlhan, “Belediyelerin Çöp Toplama İşlerini Alt İşverene Vermeleri ve Bunun Yarattığı Sorunlar”, Sicil İş Hukuku Dergisi, Sayı:1, 2006.

GÖKTAŞ Seracettin, “Asıl İşverenin İş Güvencesi hükümleri Yönünden Sorumluluğu”, Sicil İş Hukuku Dergisi, Sayı:27, 2012, s.58.; İbrahim Aydınlı, Türk İş

Hukukunda Alt İşveren (Taşeron) İlişkisi ve Muvazaa Sorunu, Seçkin Yayıncılık,

2.Baskı, Ankara 2012.

GÖZLER Kemal, İdare Hukuku, Cilt:2 Ekin Kitabevi, Bursa 2003.

GÖZLER Kemal, İdare Hukuku, Ekin Yayınları, Bursa 2009.

GÜLER Birgül Ayman, “Kamu Personeli: Sistem ve Yönetim”, 2.Baskı, İmge Kitabevi, Ankara 2005.

GÜLEŞÇİ Yusuf, “Kamu İşyerlerinde Alt İşveren Uygulaması”, 1.Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara 2013.

GÜNDAY Metin, İdare Hukuku, 10.Baskı, Ankara 2011.

GÜZEL Ali, “İş Yasasına Göre Alt İşveren Kavramı ve Asıl İşveren Alt İşveren İlişkisinin Sınırları”, Çalışma ve Toplum Dergisi, 2004/1.

Jenny Holdcroft, “Üçlü Tuzak: Sendikalar Taşeron İşçiliğine Karşı Harekete Geçiyor”, IndustrialALL.

KABAKÇI Mahmut, Hizmet Alım Sözleşmelerinin İş Hukuku Uygulaması

Bakımından Değerlendirilmesi, Sarper Süzek’e Armağan, Cilt:1 Ankara 2011.

KARABACAK Emre, Türk İş Hukukunda Alt İşveren Uygulaması ve Toplu İş

Hukukunda Ortaya Çıkardığı Sorunlar, 1.Baskı,Türk Metal Sendikası Araştırma ve

Eğitim Merkezi Yayınları, Ankara 2018.

KILIÇ Aslıhan Özcan, “Alt İşverenlik İlişkisinden Doğan Asıl İşverenin Sorumluluğu”, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Üniversitesi(Doktora Tezi), Ankara 2007.

Khattak Saba Gul, Sayeed Asad, “Subcontracted Women Workers in the World Economy: The Case of Pakistan”, Suistainable Development Policy Institute.

KOCA Ferhan “Alt İşveren Çalışanının İsig Uygulamaları Açısından Sağlık Hakkı Çerçevesinde İncelenmesi: İETT Örneği”, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi

Sağlık Bilimleri Enstitüsü(Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2014.

KOCABAŞ Fatma, “Endüstri İlişkilerindeki Dönüşüm”, Dumlupınar

Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:10, 2004.

KOÇ Muzaffer, “Kamuda Bir İstihdam Modeline Dönüşen Alt İşverenlik”,

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Dergisi, Cilt:4, Sayı:2, Eylül 2016.

KOÇ Yıldırım, “Taşeronluk ve Fason Üretim: Sorunlar, Çözümler” Türk-İş Eğitim Yayınları, Yayın No:61, Ankara 2001.

KURTARAN Oya Necla, “Türk İş Hukukunda Alt İşveren Uygulamasında Muvazaa”, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü(Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2006.

MOLLAMAHMUTOĞLU Hamdi, İş Hukuku, 3.Baskı, Ankara 2008.

NARMANLIOĞLU Ünal, “Asıl İşveren Alt İşveren İlişkisinden Doğan

Sorumluluklar”, Alt İşveren İlişkisinden Doğan Sorumluluklar, Türk İş Hukukunda

Üçlü İlişkiler, Legal Vefa Toplantıları (II), Prof. Dr. Nuri Çelik’e Saygı, 2008.

OKTAY Zeynel Abidin, “1973 Krizi Sonrası Dünya Ekonomisinin Yeniden Yapılanma Evresinde Özelleştirmenin Yeri ve Türkiye’deki Uygulamaları:Tüpraş Örneği”, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü(Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2011.

ÖNGEN Tülin, “Sınıf Mücadelesi Rejimi Olarak Esneklik”, 95-96 Petrol İş

ÖZDEMİR Süleyman, Küreselleşme Sürecinde Refah Devleti, İstanbul Ticaret Odası, İstanbul 2007.

ÖZVERİ Murat, “Alt İşveren(Taşeron) Sermayenin Örgütlü İş Gücüne