• Sonuç bulunamadı

Haz Almaya Dair Kavramlar

Belgede Kur’ân’da insanın mutluluğu (sayfa 156-159)

4. MUTLULUĞUN TARĠFĠNE DAĠR GÖRÜġLER

1.2. KURʼÂNʼDA MUTLULUĞA DAĠR TALĠ KAVRAMLAR

1.2.8. Haz Almaya Dair Kavramlar

Gerek bedenî gerek ruhî hazlar insanın mutluluğunu çok farklı Ģekillerde ve seviyelerde etkileyen unsurlardır. Bu nedenledir ki tarihte hazcılığı temel ilke olarak gören ve insanın mutluluğunun, hazları tatmin etmeye bağlı olduğunu savunan felsefî görüĢler olduğu gibi günümüzde de hayata bu açıdan bakan ve her türlü hazzı tadarak mutluluğu yakalamaya çalıĢan insanlar mevcuttur. Kurʼân da insana ait birçok gerçeğe yer verdiği gibi insani bir gerçeklik olan “haz” konusunu da çeĢitli yönleriyle ele almaktadır. Bu hususta Kurʼânʼda öne çıkan kavramlar Ģöyledir:

1.2.8.1. Lezzet )ة ّذا(

“Lezzet” kelimesi, “bir Ģeyden hoĢ ve güzel tat almak, hoĢlanmak, haz almak,

bir Ģeyi kendine uygun görüp beğenmek” anlamlarına gelen “lezze” fiilinden türemiĢ

olup “elem”in zıddıdır. “Lezzet” ve “lezîz” kelimeleri, birbirinin yerine de kullanılabilmektedir.736

Lezzet kavramı, Kurʼânʼda ikisi isim birisi ise fiil formunda olmak üzere üç yerde geçmekte olup hepsinde de uhrevi hazzı yani cennet nimetlerini tavsif etmektedir. Cennetin içeceklerin bahseden iki ayette “lezzet” kelimesi Ģöyle geçmektedir:

“Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuĢ, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaĢtırılır.”737

“Allahʼa karĢı gelmekten sakınanlara vaat edilen cennetin durumu Ģöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değiĢmeyen süt ırmakları, içenlere lezzet olan

735

19/Meryem, 12-14. 736

Ġbn Fâris, Mekayîsiʼl-Luğa, 5/204; Ġbn Manzûr, Lisânuʼl-ʻArab, 44/4023; Cürcânî, et-Taʻrîfât, 160; Fîrûzâbâdî, el-Kamûsuʼl-Muhît, 337. Ayrıca bakınız: Ġlhan Kutluer, “Lezzet”, DĠA, c. 27, TDV, Ankara 2003, s. 170-172.

737

142

Ģarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeĢidi vardır. Rablerinden de bağıĢlama vardır.”738

“Lezzet”in fiil formunda ifade edildiği ayette de yine cennet nimetleri anlatılmakta, ancak burada “gözlerin lezzet alması”ndan yani “göz zevki”nden bahsedilmektedir. Bu ayet Ģöyledir:

“Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaĢtırılır. Canların çektiği, gözlerin lezzet aldığı her Ģey vardır orada!”739

1.2.8.2. ġehvet (ةىهش)

“ġehvet”, “nefsin kendisi için uygun görüp sevdiği Ģeyi elde etmek için

harekete geçmesi, o Ģeyi çok istemesi ve onu bu isteğe tahrik eden güç” demektir.740 Kurʼânʼda “Ģehvet” kavramı, Hz. Lutʼun kavminden bahsedilen iki yerde cinsel arzuyu ifade etmektedir.741 Altı ayette ise cennette insan nefsinin arzu ettiği, canının çektiği nimetlerin varlığından bahsedilirken “Ģehvet” kökünden türemiĢ olan “iĢtehâ” fiili kullanılmıĢtır. ġu ayetler örnek olarak verilebilir:

“Cennet ehli, cehennemin hıĢırtısını bile duymaz. Onlar canlarının çektiği nimetler içinde ebedî olarak kalırlar.”742

“ġüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pınar baĢlarında, canlarının çektiğinden çeĢit çeĢit meyveler arasında olacaklardır.”743

“Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaĢtırılır. Canların çektiği, gözlerin hoĢlandığı her Ģey vardır orada!”744

738 47/Muhammed, 15. 739 43/Zuhruf, 71. 740

Râğıb, Müfredât, 303; Ġbn Manzûr, Lisânuʼl-ʻArab, 26/2354; Semîn el-Halebî, ʻUmdetüʼl-

Huffâz, 2/302; Cürcânî, et-Taʻrîfât, 111; Faruk BeĢer, “ġehvet”, DĠA, c. 38, TDV, Ankara 2010, s.

476-477. 741 7/Aʻrâf, 81; 27/Neml, 55. 742 21/Enbiyâ, 102. 743 77/Mürselât, 41-42. 744 43/Zuhruf, 71.

143

Bazı ayetlerde ise “Ģehevât” ve “iĢtehâ” kelimeleri ile genel olarak nefsanî istekler kastedilmektedir. Bu ayetlerden bazıları Ģöyledir:

“Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüĢ, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin Ģiddetle arzuladığı Ģeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah katındadır.”745

“Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; nefsanî arzularına uyanlar ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.”746

“Kendilerine Rahmân‟ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. Ancak peĢlerinden namazı bırakan; nefisânî arzularına uyan bir nesil geldi. ĠĢte bunlar, ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.”747

“Onlar, kızların Allahʼa ait olduğunu iddia ediyorlar. HâĢâ! Allah bundan münezzehtir. Beğendikleri Ģeyleri ise kendilerine layık görüyorlar.”748

1.2.8.3. Hevâ (يىه)

“ġehvet” kavramıyla yakın anlama sahip olan bir kavram ise “hevâ”dır. “Hevâ”, kelime anlamı itibariyle “istemek, meyletmek, yukarıdan aĢağıya düĢmek” demektir. Terim olarak ise “nefsin, akıl ve din tarafından kötü görülen Ģeylere

meyletmesi; doğruluk ve erdemden saparak hazza ve menfaatlere yönelmesi”

anlamına gelmektedir. “ġehvet” ve onunla aynı kökten türemiĢ olan kavramlar, yerine göre iyi veya kötü, olumlu veya olumsuz anlamlarda kullanılırken “hevâ” ise daha çok olumsuz bir anlama sahiptir ve zemmedilen Ģeyler hakkında kullanılmaktadır.749

Kurʼânʼdaki kullanımlarının tamamı da bu yöndedir.750 “Hevâ” kavramının kullanıldığı bazı ayetler Ģöyledir:

745 3/Âl-i Ġmrân, 14. 746 4/Nisâ, 27. 747 19/Meryem, 58-59. 748 16/Nahl, 57. 749

Râğıb, Müfredât, 579-280; Ġbn Manzûr, Lisânuʼl-ʻArab, 51/4728; Semîn el-Halebî, ʻUmdetüʼl-

Huffâz, 4/267; Cürcânî, et-Taʻrîfât, 216; Mustafa Çağrıcı, “Hevâ”, DĠA, c. 17, TDV, Ankara 1998,

s. 274-276. 750

144

“Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için Ģahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Haklarında Ģahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de sizden daha yakındır. Öyle ise adaleti yerine getirin, hevânıza uymayın. Eğer çarpıtırsanız veya (Ģahitlikten) kaçınırsanız (bilin ki) Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”751

“Sabah akĢam Rablerine, Oʼnun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının süsünü arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, hevâsına uymuĢ ve iĢi hep aĢırılık olmuĢ kimselere boyun eğme.”752

“Hevâsını kendisine ilah edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?”753

“Eğer sana cevap veremezlerse, bil ki onlar, sırf heveslerine uymaktadırlar. Allahʼtan bir yol gösterici olmaksızın kendi hevesine uyandan daha sapık kim olabilir! Elbette Allah zalim kavmi doğru yola iletmez.”754

Belgede Kur’ân’da insanın mutluluğu (sayfa 156-159)

Benzer Belgeler