• Sonuç bulunamadı

Ümide ve Beklentiye Dair Kavramlar

Belgede Kur’ân’da insanın mutluluğu (sayfa 159-163)

4. MUTLULUĞUN TARĠFĠNE DAĠR GÖRÜġLER

1.2. KURʼÂNʼDA MUTLULUĞA DAĠR TALĠ KAVRAMLAR

1.2.9. Ümide ve Beklentiye Dair Kavramlar

Ġnsanın mutluluğuyla bağlantılı olan hususlar arasında ümit ve beklenti içinde olmak da önemli bir yere sahiptir. Zira bu tür duygular, insanın geleceğe dair olumlu duygular beslemesine, karamsarlığı azaltmasına ve içinde bulunduğu menfi durumlara karĢı daha dirençli hale gelmesine neden olduğu içindir ki insanın mutluluğunu olumlu yönde etkilemektedir. Kurʼânʼın ümide ve beklentiye dair kavramları da bu yönüyle mutlulukla bağlantılı olan kavramlardır.

751 4/Nisâ, 135. 752 18/Kehf, 28. 753 25/Furkan, 43. 754 28/Kasas, 50.

145 1.2.9.1. Recâ )ابجسَر(

“Recâ”, “emel, ümit, beklenti” demektir. KarĢıtı “yeʼs” yani

“ümitsizlik”tir.755

Bir baĢka tarife göre “recâ”, “sevince vesile olacağı düĢünülen bir

iĢin gerçekleĢeceğine dair zan”dır.756

“Recâ” kavramı, Kurʼânʼda özellikle sevinç ve mutluluğa dair beklenti ve ümidi ifade eden bir kavram olarak karĢımıza çıkmakta, bu meyanda bazı ayetlerde müminlerin Allahʼa, Oʼnun rahmetine, Ģefkat ve merhametine ermeye dair ümitleri söz konusu edilmektedir. Bu husustaki bazı ayetler Ģöyledir:

“Ġman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihat edenler; Ģüphesiz bunlar Allahʼın rahmetini umarlar. Allah, çok bağıĢlayandır, çok merhamet edendir.”757

“ġüphesiz, Allahʼın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz Ģeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.”758

“De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ʻSizin ilahʼınız ancak bir tek ilahtırʼ diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuĢmayı ümit ediyorsa salih amel iĢlesin ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koĢmasın.”759

“DüĢman topluluğunu izlemekte gevĢeklik göstermeyin. Eğer siz acı duyuyorsanız, kuĢkusuz onlar da sizin acı duyduğunuz gibi acı duyuyorlar. Üstelik siz Allahʼtan onların ümit edemeyecekleri Ģeyleri ümit ediyorsunuz. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”760

“Geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten korkan ve Rabbinin rahmetini uman kimse (hiç o inkârcı ile bir) olur mu? (Resûlüm!) De ki:

755

Ezherî, Tehzîb, 11/181; Cevherî, es-Sıhâh, 6/2352; Ġbn Fâris, Mekayîsiʼl-Luğa, 2/494; Ġbn Manzûr, Lisânuʼl-ʻArab, 18/1604. GeniĢ bilgi için bakınız: Süleyman Uludağ, “Recâ”, DĠA, c. 34, TDV, Ankara 2007, s. 502. 756 Râğıb, Müfredât, 215. 757 2/Bakara, 218. 758 35/Fâtır, 29. 759 18/Kehf, 110. 760 4/Nisâ, 104.

146

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri düĢünüp öğüt alır.”761

ġu ayetlerde ise ahirete kavuĢmayı ümit edenlerin bu ümitleri pekiĢtirilmektedir:

“Yoksa kötülük yapanlar, bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar. Ne de kötü hükmediyorlar! Her kim Allahʼa kavuĢmayı umuyorsa, bilsin ki Allahʼın tayin ettiği o vakit elbet gelecektir. O, her Ģeyi iĢiten ve bilendir.”762

“Medyenʼe de kardeĢleri ġuʼaybʼı peygamber olarak gönderdik. ġuʼayb, “Ey kavmim! Allahʼa kulluk edin. Ahiret gününe ümit besleyin ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karıĢıklık çıkarmayın” dedi.”763

Bazı ayetlerde Allahʼa ve ahirete kavuĢmayı ummayanlar yerilmekte ve uğrayacakları acı akıbetten bahsedilmektedir.764

Hz. Peygamber (s.a.s.)ʼin ve Hz. Ġbrahimʼle beraberindeki müminlerin ise Allahʼa ve ahirete kavuĢmayı umanlar için en güzel örnek olduğu vurgulanmaktadır.765

1.2.9.2. Ġntizâr (ربظخًا)

Ġnsanın ümit ve beklenti halini ifade eden kavramlardan birisi de “intizâr” kavramıdır. “Ġntizâr”, “beklemek, beklenti içinde olmak, gözetlemek, ummak” anlamlarına gelen bir kavramdır.766

Kurʼânʼda Allah yolunda canlarını verip Ģehit olan kimselere imrenen ve onlar gibi Ģehadet mertebesine kavuĢma ümidiyle yaĢayan müminlerden bahseden bir ayette bu kavram Ģöyle kullanılmaktadır:

761 39/Zümer, 9. 762 29/Ankebût, 4-5. 763 29/Ankebût, 36. 764

10/Yunus, 7, 11, 15; 25/Furkan, 21, 40; 78/Nebeʼ, 27. 765

33/Ahzâb, 21; 60/Mümtehine, 6. 766

Halîl, Kitâbuʼl-ʻAyn, 4/238; Hasan ʻĠzzüddîn el-Cemel, Mahtûtatuʼl-Cemel Muʻcem ve Tefsîr

Luğavî, el-Heyʼetuʼl-Mısriyyetuʼl-ʻÂmme liʼl-Kitâb, Mısır 2003, 5/78; Mutçalı, Arapça-Türkçe Sözlük, 895-896.

147

“Müminler içinde Allahʼa verdikleri sözde duran nice erler var. ĠĢte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiĢtir; kimi de (Ģehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir Ģekilde (sözlerini) değiĢtirmemiĢlerdir.”767

Secde Sûresiʼnin son ayetlerinde ise ahirete inanmaya yanaĢmayan inkârcılardan bahsedildikten sonra Hz. Peygamber (s.a.s.)ʼe Ģöyle hitap edilmektedir:

“ġimdi sen onlardan yüz çevir ve bekle. ġüphesiz onlar da bekliyorlar.”768

Bu ayette hem Hz. Peygamber (s.a.s.)ʼin hem de ona karĢı çıkan inkârcıların beklentisi söz konusu edilmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s.)ʼe Allahʼın vaat ettiği gerçeklerin ortaya çıkmasını beklemesi emredilirken inkârcıların da kendilerince bir beklenti içinde olduğu belirtilmektedir. Ancak bir tarafın beklentisi Allahʼın bildirdiği vaatlere dayalı bir beklenti iken diğer tarafınki kendi beĢerî kuruntularına dayalı mesnetsiz bir beklentidir. Peygamberler veya müminlerle inkârcı kesimler arasında söz konusu olan bu beklenti farkı baĢka birçok ayette de “Hadi bekleyin

bakalım, biz de bekliyoruz!” 769

Ģeklinde tehditvari bir üslupla ifade edilmektedir.770

1.2.9.3. Tarabbus (صّبزح)

Kurʼânʼda beklentiye dair baĢka bir ifade de “tarabbus” kavramıdır. “Tarabbus” da “intizâr” gibi “bekleme, beklenti içinde olma, gözleme ve ümit” anlamlarına gelmekte olup ister iyi ister kötü olsun bir Ģey hakkındaki beklenti için kullanılan bir kelimedir.771

“Tarabbus” kelimesinin Kurʼânʼdaki kullanımları, “intizâr” kavramının kullanıldığı yerlerde olduğu gibi daha çok “Bekleyin bakalım,

biz de bekliyoruz!” Ģeklindedir.772

Özellikle Ģu ayetlerde, iman edenlerle inkârcıların birbirine tezat teĢkil eden ve farklı inanç ve itikatların sonucu olan beklentileri bir arada zikredilmektedir:

“De ki: Bizim baĢımıza ancak, Allahʼın bizim için yazdığı Ģeyler gelir. O, bizim dostumuzdur. Öyleyse müminler, yalnızca Allahʼa güvensinler. De ki: (Ey

767 33/Ahzâb, 23. 768 32/Secde, 30. 769

6/Enʻâm, 158; 7/Aʻrâf, 71; 10/Yûnus, 20, 102; 11/Hûd, 122. 770

ZemahĢerî, el-KeĢĢâf, 354, 460, 502. 771

Râğıb, Müfredât, 209; Mutçalı, Arapça-Türkçe Sözlük, 314. 772

148

inkârcılar,) Bizim için siz, (Ģehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzel neticeden birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allahʼın kendi katından veya bizim ellerimizle size tattıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi, bekleyin bakalım! ġüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.”773

“(Resûlüm!) Sen öğüt ver. Rabbinin lütfuyla sen ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun. Yoksa onlar, ʻO bir Ģairdir; onun, zamanın felâketlerine uğramasını bekliyoruzʼ mu diyorlar? De ki: Bekleyin bakalım! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!”774

Belgede Kur’ân’da insanın mutluluğu (sayfa 159-163)

Benzer Belgeler