• Sonuç bulunamadı

H ALKBİLİMİNİN D İĞER B İLİMLERLE İ LİŞKİSİ Ü ZERİNE M AKALELER

F H ALKBİLİMİNİN M ETODU Ü ZERİNE M AKALELER

G. H ALKBİLİMİNİN D İĞER B İLİMLERLE İ LİŞKİSİ Ü ZERİNE M AKALELER

232. A.K.

“Folklor ve Musiki, Macar Müzisyeni Pol Arma’nın Fikirleri”, Türk Folklor

Araştırmaları, c. 1, S. 3, Ekim 1949, İstanbul, s. 3-4.

Anahtar Kelimeler: Halk Şarkıları, Folklor, Tarih, Halk Kültürü.

Macar müzikolog Pol Arma’nın folklor ve musiki hakkındaki görüşlerinin dile getirildiği makalede folklor ve tarih ilişkisi “Folklor tarihin zarurî bir

tamamlayıcısıdır.” şeklinde açıklamaktadır.

233. ABRAHAMS, Roger D.

“Halk Bilimini Etnolojik ve Sosyolojik Yönleriyle Açıklamak”, çev: Ayça Yavuz,

Millî Folklor, S. 63, Güz 2004, Ankara, s. 60-64.

Anahtar Kelimeler: Halkbilimi, Etnoloji, Sosyoloji, Kültür.

Makalede, halkbilimi çalışmalarında son yıllarda ona yakın iki disiplin olan etnoloji ve sosyoloji bilimlerinin etkisiyle yen bazı yaklaşımların doğduğu vurgulanmaktadır. Bu bağlamda şunlar söylenmektedir:

“…halk bilimci, söz konusu kültürle üyeleri tarafından uygulamaya

konulan geleneksel ifade etme edimlerinin ve olgularının bütününü toplayan ve gözlemleyen kişi olarak gerçekten de önce etnolojik görevin farkına varmaktadır. Etnolojik strateji, bu edimlerin, sahnelerin ve olguların bir listesini yapmak için bütün olmalı ve olabildiğince yerli koşullara uygun ve de ifade edici özelliği bulunan formların ve durumların bir envanterini yapmalıdır. (s. 62)

Sosyologlar gibi, folkloristler küçük grupların, serserilerin, sapkınların ve şamatacıların hayatından büyülenmektedir. Ancak sosyolistler sosyal yapının normları ve dengesini en fazla test ettikleri teorik büyülenmenin bu gruplarını inceleme ile uğraşırken, folkloristler yaşamlarının yaratıcı ve üretken boyutu yüzünden bu toplulukları göz önüne aldılar ve performans, şenlik ve eğlencenin başka türlerindeki sosyal izolasyon ve

‘marjinallik’ ile yaratıcılık arasındaki kesin ilişkiden zevk almaktadır.”

(s.63)

234. AKALIN, L. Sami

“Folklor ve Halk Edebiyatının Sınırları ve Yöntemleri Üzerine”, Folklora Doğru, S. 54, Nisan 1983, İstanbul, s. 15-21.

Anahtar Kelimeler: Folklor, Halk Edebiyatı, Antropolojik Metot, Kültür Çevreleri Metodu, Tek-Kaynaklılık Metodu, Çok-Kaynaklılık Metodu, Yuhimerizm Metodu. Akalın makalesine bilimin doğuşunu ve folklor kelimesinin ortaya çıkışını anlatarak başlamaktadır. Folklorun antropoloji ve etnografya ile olan münasebetine değindikten sonra, folklorun küçük dallarından biri olarak gördüğü halk edebiyatının sınırlarından bahseder ve onun Anonim Halk Edebiyatı, Âşık Edebiyatı ve Tekke Edebiyatı olmak üzere üç gruba ayrılabileceğini söyler. Akalın mukayeseli edebiyat tarihi ve uluslararası folklorun alanına giren bazı metotlardan söz eder. Akalın folklorun ilişkili olduğu bilimler hakkında şunları söylemektedir:

“Bencil dünya görüşüne uyarak, dünyamızı yalnız ve yalnız insan türünün

tarlası sayarsak, insan yaratması olan her olay ve nesnenin, çok geniş anlamda, folklor konusu içinde bulunduğunu varsayabiliriz. Böylece folklor, insan-bilim demek olan antropolojinin doğal bir koludur.

Folklorun öz kardeşi etnografyadır. İnsan yaratmalarının maddeye bağlı verimlerini etnografya, dil ve sanatlara bağlı yaratmalarını da folklor konu edinir. Çağımızda yürürlükte olan bilimsel anlayış, insan kültürünün böyle ikiye ayrılmasını da hoş karşılamamaktadır. Böylece folklor ve etnografyanın birlikte çalışmaları gereği ortaya çıkar.” (s. 17)

235. ALANGU, Tahir

“Halk Bilgisi Üzerine Görüşler II”, Folklora Doğru, S. 3, Aralık 1969, İstanbul, s. 5-9.

Makalede, Van Gennep’in 1924 yılında yayınladığı ve Halkevleri’nin rehber kitapları arasında olan Folklor adlı eser konu edilmektedir. Ayrıca İkinci Dünya Savaşı’na doğru Almanya’da ve onun güdümüne giren devletlerin faşizme yönelen rejimlerinde halkbilgisinin aşırı uçlara çekildiği vurgulanmaktadır. Makalede folklor ve ilgili olduğu diğer disiplinle hakkında şunlar söylenmektedir:

“Folklorun başlıca belirgin özelliği de, ‘kollektif mahsulleri’ konu olarak

almasıdır. Folkloru ilgilendiren şeyler, karşılaştığımız, olaylar ve yaşanan hayattır. Bundan dolayıdır ki, sosyoloji ile ilgilidir (…) ‘Folklor yalnız eski kurumların kalıntılarını, yâni hurâfeleri, yarı canlı olayları araştırmaz. Fakat aynı zamanda, günlük vakıâları, benim, doğan vakıâlar diye adlandırılmasını teklif ettiğim şeyleri de araştırma alanına alır.’ Bunun sonucunda folklor kollektif olur ve psikolojiye temas eder. Fakat o, psikolojiden, olayı hayattaki bütünü ile alması bakımından ayrılır.” (s. 6)

236. ALANGU, Tahir

“Halkbilgisi Üzerine Görüşler III”, Folklora Doğru, S. 4, Ocak 1970, İstanbul, s. 9-12.

Anahtar Kelimeler: Folklor, P. Saintyves.

Folklorun, aynı zamanda hayatın ve halk bilimi olduğu vurgulanan makalede yazar, Saintyves’in Folklor El Kitabı adlı eserini ve onun folklor üzerine ileri sürdüğü fikirleri tanıtmaktadır. Makalede folklorun tarihle olan münasebeti ile birlikte romantik bir yaklaşımla insanlara kazandıracaklarına değinilmektedir. Buna göre folklor insanı yabancı düşmanlığını, halklar arasında hüküm sürecek dayanışmayı, en

sonra da dünya kardeşliğini hissettirmeye ulaştırır. Makalede folklorun tarihle olan

münasebeti hususunda şunlar söylenmektedir:

“Her asrın tarihi yeniden yazılırken, bilimlerin, sanatların ve edebiyatın

yerini gösteren bir tablo çizilir. Yarın bu tablo ile yetinilmeyecek, yanı sıra o çağın halkının ahlâk, örf ve adetleri, halk oyun ve eğlenceleri anlatılmadıkça, türkülerinden, masallarından, hikâye ve lejandlarından, batıl inançlarından, o çağın tarihi yazılamayacaktır…” (s. 11)

237. ALANGU, Tahir

“Halk ve Halkbilgisi”, Folklora Doğru, S. 40, Mayıs-Haziran 1975, İstanbul, s. 6-12. Anahtar Kelimeler: Halk, Statik Folklor Unsurları, Dinamik Folklor Unsurları, Halk Kültürü.

Yazıda, Tahir Alangu’nun halk ve halkbilgisi konusunda taşıdığı fikirler ortaya konmaktadır. Alangu’ya göre folklor unsurları hayat şartlarının değişmesine paralel olarak statik aşamadan dinamik aşamaya geçmektedir. İşte bu durumda folklorun arkeolojiyle olan farklılığı ortaya çıkar. Folklor arkeolojinin aksine dinamik bir nitelik taşır. Ona göre folklor ürünleri, aşağıdan yukarıya, bütün zümreler ve sınıflarda

geçerli, geçişli, sürekli ve canlı bir oluşum evrimi içinde yürümekte, geçmişten geleceğe doğru, çağımıza da uğrayarak, kesintisiz bir damar gibi akmaktadır. Yazıda

folklorun diğer bilimler ile münasebetine şu şekilde değinilmektedir:

“İşte bu dinamizmdir ki, onu, başlangıçta sanıldığı gibi, yalnız tarihin

değil, daha çok sosyolojinin yanına getirmiştir.

Halka, köylüye, Türkiye’nin temel sorunlarına yönelen sosyolog, iktisatçı, Türk insanı ile hemen aynı şey anlamına gelen folklordan yararlanmadan, başarıya nasıl yönelecektir?” (s. 12)

238. ARAS, Enver

“Kültür ve Halk Bilimi Münâsebetleri”, Erciyes, S. 239, Yıl: 20, Kasım 1997, Kayseri, s. 14-17.

Anahtar Kelimeler: Halkbilimi, Kültür.

Aras, makalesinde halkbilimi ile kültürün birbirleriyle olan münasebetlerine değinmektedir. Bu yolda Boratav, Umay Günay, Ziya Gökalp, Tahir Alangu, Bozkurt Güvenç gibi uzmanların görüşlerine yer vermektedir. Aras’a göre “bir toplumun sosyal yapısının temel unsurlarını teşkil eden din, târih, toprak, örf, âdet, gelenek, görenek,töre gibi maddî ve manevî kültür değerlerini derleyen, inceleyen ve değerlendiren” halkbiliminin kültür veya kültür değerlerinden kesin çizgilerle

ayrılması mümkün değildir. Makalede Boratav’dan hareketle folklorun diğer bilimlerle olan münasebetine şöyle değinilmektedir:

“Halk bilimi ise, birçok ilimlerin kavşak noktasında bulunan ve birtakım

konuları onlarla paylaşan bir ilimdir. Din, dil, târih, toplum, arkeoloji, edebiyat, sanat târihi, hekimlik, bitki ve hayvan bilimi gibi çeşitli bilimlerin halk bilimiyle yakın ilişkisi vardır. Zamanımızda gerek ülkeler içinde, gerekse milletler arasında birtakım ilim dallarında işbirliği yapılmakta ve bunun için teşkilâtlar kurulmaktadır. Halk bilimi çeşitli ilim dallarında yapılan işbirliği neticesinde antropoloji-etnoloji ilimleri arasında sayılmaktadır.” (s. 15)

239. ARISOY, Süleyman

“Folklor ve Erotizm”, Türk Folklor Araştırmaları, c. 14, No: 277, Yıl: 24, Ağustos 1972, İstanbul, s. 6379-6381.

Anahtar Kelimeler: Folklor, Psikoloji, Psikanalitik Kuram, Bereket, Repression. Yazar, ilkel ve gelişmemiş ortamlarda geleneklerin büyük etki gösterdiğini söylemektedir. Geleneksel yaşantıyı düzenleyerek sürdüren ve toplumun öz ve biçimini, davranışlarını âdet, inanç, töresel olarak biçimlendiren oluşumların başında üremenin, cinselliğin geldiğini ifade eder. Buradan hareketle Japonya’da bereket törenlerindeki cinsel imajlar ile aşkın kutsal kabul edildiği Hinduizm tapınaklarındaki heykel, kabartma ve oymalardan bahsettikten sonra bunun Akdeniz ve Osmanlı’daki izlerine değinir. Yazar, makalesinde folklor ile psikoloji birbirlerinden etkilendiğini şöyle açıklamaktadır:

“Ancak burada folklorla psikolojinin çok sıkı ilişkisi olduğu

görülmektedir. Sigmund Freud ortaya attığı psikanaliz teorisi ile folklorun bazı kaynaklarını da açıklığa kavuşturmuştur.

Araştırmalar sonucu, mitlerde, masallarda, peri hikâyelerinde ve genel olarak folklorda, psikonevrozlar ve rüyalarda görülen devamlı isteklerin dile geldiği ve bu toplum ürünlerinde rüya ile psikonevrozlarda görülen bastırma (Repression) ve bozma mekanizmasının yürürlükte olduğu

açıklanmıştır. Uygarlık geliştikçe ve sansür arttıkça, bu mekanizmanın daha incelip yetkin bir hale geldiği görülmektedir.” (s. 6379)

240. ARISOY, Süleyman

“Folklor ve Sanatta Freudism ve Neo-Freudism”, Türk Folklor Araştırmaları, c. 14, No: 285, Yıl: 24, Nisan 1973, İstanbul, s. 6605-6607.

Anahtar Kelimeler: Freudism, Neo-Freudism, Animizm, Psikopataloji.

Yazar, makalesinde folklorda, etnoğrafyada olsun, toplumları oluşturan insanın yaşantısını ve sanat yapıtlarını açıklayan yeni bir olarak Freudism’i işliyor. Yazara göre Seksüalizm (Kösnü), folklor ve etnoğrafya ile ulusal bir çok sanat eserinin yaratılmasında ve bu yapıtları meydana getiren sanatçıların us, iç güdü ve bilinç altında büyük sanat potansiyeli olarak insanın oluşumundan bu yana süregelmektedir.

241. ATAMAN, Sadi Yaver

“Büyük Folklor Anketimiz, Sadi Yaver Ataman’ın Cevapları”, Türk Folklor

Araştırmaları, c. 3, No: 60, Yıl: 5, Temmuz 1954, İstanbul, s. 956-958.

Anahtar Kelimeler: Folklor, Sosyoloji.

Sadi Yaver Ataman, Türk Folklor Araştırmaları’nın hazırladığı ankete verdiği cevapta Van Gennep’in sosyolojinin folklorun bir kolu olduğu görüşüne karşın şunları söylemiştir:

“Benim anlayışıma göre, sosyoloji daha geniş mânada, aynı zamanda

münevver topluluklarında hayatını etüd eden bir ilim müessesesi olmakla beraber, mayası folklorla yuğurulmuş olduğu için folklorun içinde mütalaâ edilmesi doğru olur.” (s. 957)

242. ATAMAN, Sadi Yaver

“Folklor Araştırmaları Meselesi”, Folklora Doğru, S. 2, Kasım 1969, İstanbul, s. 18-20.

Ataman makalesinde, folklor araştırma, derleme ve yayınlamalarda en önemli noktanın disiplin ve metot olduğunu söylemekte ve folklor derlemelerinde araştırmacıların izlemesi gereken yol hakkında bir takım tavsiyelerde bulunmaktadır. Makalede maddi folklor konusu olarak tarif edilen etnografya ile psikolojinin folklorla olan münasebetine şu şekilde değinilmiştir:

“Folklor; zihin, düşünce, bilgi, zevk, duygu, terbiye ve ahlâk gibi içsel

tepki ve davranışların incelenmesi gibi önemli psikolojik çalışmaların kaynak merkezlerinden olduğu cihetle, ne kadar çetin, sorumluluğu derin bir konu niteliği taşıdığı açıkça görülür. Bir maddi folklor konusu olan Etnografya, gözgöre halk faaliyetlerini ve malzemesini araştıran konu olduğu için, düşünceden doğan manevi folklor ürünlerinin araştırması kadar belki de önemli sayılmaz. Bununla beraber, yukarda önemle belirttiğimiz disipline ve usule ait noktalar hiçbir vakit ihmal edilmemelidir.” (s. 19)

243. AYDIN (ACIPAYAMLI), Orhan

“Yabancı Memleketlerde ve Bizde Folklor Anlayışı”, Türk Folklor Araştırmaları, c. 3, No: 55, Yıl: 5, Şubat 1954, İstanbul, s. 865-869.

Anahtar Kelimeler: Folklor, Halk Atikiyatı, Folklor Tanımları, Etnografya, Etnoloji. Yazar, folklorun ortaya çıkışı, Türkiye’deki adlandırılışına değinip İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika ve Amerika’daki folklor tanım ve tariflerinden örnekler verdikten sonra Türkiye’deki uzmanların yaptıkları tariflerden örnekler sunmuş ve onların kanaatlerini dört başlık altında toplamıştır. Yazar, folklorun kültür tarihi, arkeoloji, prehistuar gibi bilimlerle ilişkili olduğu düşüncesindedir. Bu bilimler folklora lüzumlu olan tarihî materyalleri temin eder. Almanya’da Nazi döneminde yaygın olan kanaate göre sosyoloji, psikoloji ve politika folklorun birer bölümünden ibarettir.Yazar, folklor ve etnoloji arasındaki ayrıma da değinir:

“Folklor, mânevî belgeler hazinesidir. İşte o kadar. Etnoloji ise hem

ettikleri bu kabil malzemeyi kendi usullerini kullanmak suretiyle genel prensip, netice ve kaidelere varmağa çalışır.” (s. 868)

244. AYDIN (ACIPAYAMLI), Orhan

“Etnoloji”, Türk Folklor Araştırmaları, c. 3, No: 57, Yıl: 5, Nisan 1954, İstanbul, s. 899.

Anahtar Kelimeler: Etnoloji, Etnoğrafya, Folklor.

Yazar, etnolojinin kelime olarak Yunanca’dan teşekkül ettiğine ve anlam olarak da Halk Bilgisi anlamına geldiğini söylemektedir. Ancak disiplin olarak gördüğü vazife dolayısıyla terim bu anlamından uzaklaşmıştır. Yazara göre etnoloji, etnoğrafya ve

etnolojinin düşünen beynidir. Malzemesini bu iki kaynaktan temin ettikten sonra bir

takım teoriler, sistemler kurmaya ve genel kaidelere varmaya çalışır. Diğer taraftan da folklor ve etnoğrafyaya düşünme hassası verir. Bu üç disiplin arasındaki bir diğer farklılık ise etnoğrafyanın sırf maddi soydan, folklorun da manevi soydan gelen malzemelerle meşgul olmasıdır. Oysa etnoloji her iki soydan gelen malzemeyi tespit edip araştırmaktadır.

245. AYDIN, Ayhan

“Ahmet Yaşar Ocak: ‘Tarihsel Bir Zemine Dayanmayan Folklor Araştırmaları, Çok Fazla Bir Fayda Sağlamaz”, Folklor / Edebiyat, S. 3, Mayıs-Haziran 1995, Ankara, s.15-19.

Anahtar Kelimeler: Folklor, Tarih, Menâkıbnâmeler.

Ahmet Yaşar Ocak’la yapılan söyleşide Ocak folklor-tarih ilişkisine şöyle değinmektedir:

“Modern toplumsal tarih araştırmaları, çeşitli toplumların tarihsel süreç

içindeki sosyal ve kültürel yapılarının analizine büyük önem veriyor. Bu çerçevede folklor da büyük bir önem kazanmış bulunuyor. Böyle olunca folklorun yeri ve önemi şüphesiz tartışılmazdır. Bu ifade etmeye çalıştığım çerçevede, folklor-tarih ilişkisine bakıldığı zaman, özellikle toplumların kültür analizlerinde tarihsel bir zemine dayanmayan folklor

araştırmalarının çok fazla bir fayda sağlayacağına inanmıyorum. Oysa tarihsel zemine dayalı folklor araştırmalarının, kültür analizlerinin vazgeçilmez bir unsuru olduğu kanaatindeyim. Bu itibarla folkloru sosyal tarihin bir parçası olarak değerlendirmek yanlış olmaz sanıyorum.” (s.15-

16)

246. BASCOM, William R.

“Halkbilim ve Antropoloji”, çev: Halim Çün, Folklora Doğru, c. V, S. 55, Kasım 1983, İstanbul, s. 19-30.

Anahtar Kelimeler: Halkbilim, Antropoloji, Kültür, Kültürel Evrim Teorisi, Kültürel Antropoloji.

Antropolojik halkbilimcilerden biri olan William Bascom, makalesinde daha sonra

sözlü sanat olarak adlandırdığı halkbilimin, antropolojinin bir dalı olan kültürel

antropolojiye bağlı olduğunu ispatlamaya çalışmıştır. Buna göre kültürün bir parçası olan folklor antropolojinin kapsamına girer. Antropologlar folkloru sözlü aktarım üzerine kurgulamışlardır. Ancak bunu folkloru kültürün diğer bölümlerinden ayırdeden bir özellik olarak görmezler. Bu anlayışa göre, tüm folklor ürünleri sözlü olarak aktarılır fakat tüm sözlü olarak aktarılan ürünler folklor değildir. Bascom, folklor ile antropoloji arasındaki münasebet hakkında şunları söylemektedir:

“Antropolojinin dört dalından kültürel antropoloji, ki buna sosyal

antropoloji, etnoloji veya etnografya da denir, halkbilimle en yakından ilişkileri olan daldır. Ne fiziksel antropoloji, ne de tarihöncesi veya arkeolojinin halkbilimle doğrudan ilişkileri yoktur. Gerçi arkeoloji de bazen geçmiş gelişmeler ve nüfus hareketlerine ilişkin bir halkbilimciye yararlı olabilecek bilgiler sağlayabilir. Dilbilim ise daha yakından ilişkilidir (…) Bununla birlikte, halkbilim esasen yaşayan insanların gelenek, görenek ve âdetlerinin araştırılmasıyla ilgilenen dördüncü alana, kültürel antropolojiye girmektedir.” (s. 20)

247. ÇEKLİ, Hasan

“Folklor, Vasıfları ve Edebiyatla Münasebetleri”, 19 Mayıs, S. 56-1, 19 Şubat 1942, Samsun, s. 27-30.

Anahtar Kelimeler: Folklor, Edebiyat.

Makalede, folklorun tanımı, nitelikleri ve edebiyatla olan münasebetleri üzerinde durulmaktadır. Yazar, Boratav’dan hareketle folklor ve edebiyatın münasebetini,

menşe ve tesir münasebeti olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Folklordan kasdolunanın

“edebiyat tarihleri çerçevesine girmeyen, bilumum edebî ve maşerî mahsullerle yine

birçok ilim şubelerine malzeme veren fakat ilmin ve tekniğin planı haricinde kalan ve insan faaliyeti, insan duygu ve düşünceleri mahsulünden olan her şey” olduğu

söylenen makalede folklor malzemesinin belirgin özelliği olarak ferdî değil de maşerî olması gösterilmektedir. Makalede folklorun edebiyata, teknoloji ve etnografyaya,

sosyoloji ve sosyal tarihe, sanat tarihine, müzik tarihine ve lisaniyata kıymetli

bilgiler verdiği söylenmektedir.

248. ÇOBANOĞLU, Özkul

“Halkbilimi Açısından Gelenek, Turizm ve İcad Edilmiş Gelenek Bağlamında Ayvalık Şeytan Sofrası Örneği”, Millî Folklor, S. 43, Yıl: 11, Güz-1999, Ankara, s. 7-12.

Anahtar Kelimeler: Halkbilimi, İcad Edilmiş Gelenek, İcra (Performans), Turizm, Şeytan Sofrası.

Yazara göre halkbilimin tanımlanmasında kullanılan en önemli kavram olan ‘gelenek’in üzerinde yakın bir geçmişe kadar yeterince durulmamıştır. Saussure’un görüşlerinden hareketle Roger D. Abrahams ve Dell Hymes’ın çalışmalarından sonra bir hareketlilik gözlenir. Abrahams geleneğin icra (Performans) boyutuna dikkat çeker. Alman Hermann Bausinger ise turizmin folklora etkisinden söz eder. İşte bu etkileşim sonucu yeni bir hareket doğar:

“Modernleşme ile başlayan ve folklor ürünlerini kendi doğal

bağlamlarının dışında bir pazarlanabilirliğe iten turizm hareketine ‘folklorizm’ (folklorism) veya ‘folklorismus’ adı verilmektedir.” (s. 11)

249. DOĞANÇ, Ayhan

“Folklor, ‘Fakelore’ ve ‘Poplore’”, Folklor, S. 2, Haziran 1969, İstanbul, s. 15-19. Anahtar Kelimeler: Folklor, Fakelore, Poplore.

Doğanç, makalesinde folklor ve daha yeni kavramlar olarak karşımıza çıkan fakelore ve poplore terimleri üzerinde durmaktadır.

Fakelore, Dorson’a göre “…folklor sözcüğünün arkasına gizlenerek ve halk ürünlerini taklit ederek piyasaya sürülmüş uydurma yapıtlar” dır. Marshal Fishwick

ise “Folklor, konuşan köy faresidir. Şehre getirilince şarlatanların elinde yozlaşarak

‘fakelore’ olmuştur.” (s. 17) demektedir.

Poplore ise “…popüler sanatkarın şehirli malzemesini kullanarak ortaya çıkardığı halk tipi yapıt ve bununla ilgili bilgilerdir. ‘Poplore’ yeni bir sanat öğretisi olmaktan çok bir uygulama sorunudur; hiçbir surette folklorun bir antitezi sayılmamalıdır. Aslında folklor ‘poplore’ a fakelore’dan daha yakındır.” (s. 18)

250. ERCİŞ, Pakize

“Sosyal-Psikolojinin Halkbilimiyle İlgisi ve Halk Biliminin Gençliğin Eğitimindeki Rolü ve Önemi Üzerine Bazı Düşünceler”, Millî Folklor, c. 1, S. 5, Yıl: 2, Mart 1990, Ankara, s. 41-43.

Anahtar Kelimeler: Halkbilimi, Halk Kültürü, Sosyal-Antropoloji, Sosyal-Psikoloji. Erciş’e göre halk kültürü, toplumu meydana getiren fertler arasında duygu, düşünce ve davranışta birliği sağlamak; insanı ahlakî değerlerle millî ruha ve inanca götürmesi açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda kültürün merkezinde görülen halkbilimine eğilmeden varolan eğitim problemleri aşılamaz. Bu açıdan bakıldığında halkbiliminin ilişki halinde olması gereken disiplinler hakkında makalede şunlar söylenmektedir:

“İnsan hayatını ve onunla ilgili değerleri kendisine konu olarak seçen ilim

dalları içinde sosyoloji, psikoloji, tarih, ekonomi ve antropolojinin halkbilimiyle yakın ilgisi vardır. Her saha, insanı bir başka açıdan ele almakta ve incelemektedir.

Biz, halkbilimini merkeze almak, bu merkezden çıkan ışıkların sosyal- antropolojinin metodlarıyla etüd edilmesini, sosyal-psikolojinin yardımıyla da şahısların ve toplumun duygu, düşünce ve davranışlarında nasıl müşahhaslaştığını araştırmayı arzu ediyoruz.” (s. 41-42)

251. ERDENER, Yıldıray

“Balın Arılar Tarafından Yapıldığını Unutanlar! Halkbilimciler”, Folklora Doğru, c. V, S. 55, Kasım 1983, İstanbul, s. 7-13.

Anahtar Kelimeler: Toplumbilim, Fin Yöntemi, Kültürel Evrim Kuramı, Andrew Lang, Arkeoloji.

Erdener makalesinde, Alan Dundes’ten alıntılayarak, bu zamana kadar gelen çeşitli halkbilim kuram ve yöntemlerinin hemen hepsinin dikkatleri bilgi (lore) üzerine çektiğini buna karşın da halkın (folk) unutulduğunu belirtmektedir. İlk ortaya atıldıkları çağlarda, toplumbilimlerde egemen olan kuram ve yöntemlerin doğal sonucunun insan değil, onun çağlar ötesinden günümüze getirdiği yaratılar olduğunu vurgulamaktadır. Halkbilimi türleri, insan unsurunu görmezlikten gelen yöntemlerle incelenirse, çalışmanın yüzeysel kalacağını söylemektedir. Ona göre ürüne verilen dikkat kadar üretene de dikkat verilmelidir. Erdener, Andrew Lang’dan alıntı yaparak arkeoloji ile halkbilimini şöyle karşılaştırır:

“Arkeoloji denilen bilim dalı geçmişteki eski ırkların balta, ok başı gibi

maddi kalıntılarını toplayarak karşılaştırır. Folklor ise tarihte yaşamış eski ırkların benzer fakat maddi olmayan, günümüze dek ulaşmış batıl inançlarını, hikâyelerini, düşüncelerini toplar ve karşılaştırır.” (s. 9)

252. ERIXON, Sigurd

“Ethnologie Tégionale ov Folklore – Bölge Ethnolojisi Yahut Folklore”, çev: Hamid Zübeyr Koşay, Türk Folklor Araştırmaları, c. 3, No: 72, Yıl: 6, İstanbul, s. 1117- 1118.

Anahtar Kelimeler: Folkliosforskning, Etnogrophie, Volkskunde, Bölge Etnolojsi, Umumî Etnolojisi, Culturologie.

Hamid Zübeyr Koşay, Erixon’un on iki sayfalık makalesinden alıntılar yapmıştır. Makalenin baş kısımlarında terimler üzerinde ve folklorun diğer dillerdeki karşılıkları üzerinde durulmuştur. Folklora bölge etnolojisi de denilen makalede, folklor ile diğer bilimler arasındaki münasebet şu şekilde ele alınmıştır:

“Avrupada bölge etnolojisi yahut folklor, medenî memleketler sakinlerinin

muhtelif gruplaşmalarına ve karışık kültür şartlarına şâmil olarak umumî etnolojinin bir kolu telâkki olunmaktadır. Ancak folklor umumî etnolojiden yalnız bölgeye has karakteri ile değil aynı zamanda fizik antropolojiyi konu dışı bırakmasıyla da ayrılır. (…) Folklor ve diğer benzeri terimler kültür tetkikinin kasdolunan ilim için önemini açık belirtmediği için bazı Amerikalı bilginler (Culturologie) sözünü teklif etmişlerdir. Makale sahibine göre dar mânada (Culturologie), kültürle birlikte insan hayatını