• Sonuç bulunamadı

Ali b el-Hasan b Caʽdeveyh‟in Dînî ve Ġlmî Yönü

2.1. ALĠ B EL-HASAN B CAʽDEVEYH‟ĠN HAYATI

2.1.7. Ali b el-Hasan b Caʽdeveyh‟in Dînî ve Ġlmî Yönü

Râfi„î‟nin “et-Tedvîn”ine genel olarak göz atıldığında, hicrî dördüncü ve beĢinci asırlarda Kazvin Ģehrinde yoğun bir ilmî faaliyetin mevcut olduğu görülür. Bazı araĢtırmacılar tarafından da fıkhın ve hikmetin bol olduğu bir hazine93

olarak tanımlanan yörede ilmî faaliyetlere tahsis edilmiĢ evler94

, mescidler95, camiler96,

90

Abdülkerim Özaydın, “Nizâmülmülk‟ün Büyük Selçuklu Ġmparatorluğuna Hizmetleri”, 22 91

Ahmet Ocak, “Nizâmülmülk‟ün Dinî ve Fikrî Hayatı”, 35. 92

Ġbn Caʽdeveyh, Mir‟âtü‟l-mürüvvât, 12. 93

Betül Yurtalan, Ġslam Coğrafyacılarına Göre Mezhepler, (Yüksek Lisans tezi, Ankara Üniversitesi, 2015), 120. 94 Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 313, 199; 2: 169, 277, 431. 95 Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 378; 2: 463. 96 Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 148, 212; 2: 65, 94, 434, 436; 3: 203, 226, 356, 392.

hanlar97 ve kütüphaneler98 ile vakfedilmiĢ kitaplar,99 et-Tedvîn‟de dikkati çeken kayıtlardan bazılarıdır.

Hadis ilminde rıhlet, maʽrifet ve Ģöhret sahibi olarak bilinen, imam,100 muhaddis,101 vâiz ve hâfız olarak tanınan, kendi zamanında Rey ehlinin Ģeyhi olarak kabul edilen102 ve HâmûĢ lakabıyla anılan Ebû Hâtim Ahmed b. el-Hasan b. Muhammed b. HâmûĢ er-Râzî el-Bezzâz (v. 440/1048‟den sonra), 103 Ġbn Caʽdeveyh‟in doğrudan doğruya iĢiterek semaʽ104

yoluyla hadis aldığı hocalarından biri idi. Rafi„î‟nin ve Zehebî‟nin (ö: 748/1348) verdiği bilgilerde, hadis ilminde muksirûn kabul edilen HâmûĢ‟un, 409/1018 yılında Kazvin Cami„i‟nde, 439/1048 senesinde Rey Ģehrinde hadis rivayet ettiğine dair kayıtlar bulunmaktadır.105 Zehebî de “Tarîḫu‟l-Ġslâm” adlı eserinde: “h. 440 senesine kadar yaĢadı. Çünkü h. 439 senesinin sonunda hadis rivayet etti.” diyerek106 onun muhtemel vefat tarihine de iĢaret etmiĢtir.

Ġbn Caʽdeveyh‟in bir diğer hocası, Kâdiyü‟l-kudât Ġbrahim b. Humeyr b. el- Hasan b. Humeyr Ebû Ġshak el-Hıyarecî (ö. 443/1051‟den sonra)107

idi. Kendisi hadis ilminde rıhlet ve rivayet sahibi ve “Sahîh-i Buhârî ġeyhi” olarak tanınmıĢtı.

97

Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 258, 293, 299,313; 2: 244. 98 Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 199; c.3: 326.

99 Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 361.

100 “Bir hadisi isnâdı ile beraber nakleden kiĢiye „râvi‟, „müsnid‟, „imam‟ veya „Ģeyh‟ denir.” Bkz. Kerime ġeref, “Hadis Ġlmi Ġle Diğer Ġslâmî Ġlimlerin Eğitim-Öğretim Yöntemlerinin Mukayesesi”, 29.

101

“Hadisleri senet ve metniyle ezberleyen, râvilerinin cerh ve ta„dil durumlarını bilen kiĢiye „muhaddis‟ adı

verilir.” Bkz. Kerime ġeref, “Hadis Ġlmi Ġle Diğer Ġslâmî Ġlimlerin Eğitim-Öğretim Yöntemlerinin

Mukayesesi”, 29. 102

“Ġki yüz bin hadis-i Ģerifi sened ve metniyle ezberleyen, senedlerdeki ricâli cerh ve ta„dil noktasından hâl

tercemeleriyle tanıyan muhaddise „Ģeyhu‟l-hadis‟ denirdi.” Bkz. Kerime ġeref, “Hadis Ġlmi Ġle Diğer Ġslâmî

Ġlimlerin Eğitim-Öğretim Yöntemlerinin Mukayesesi”, 30 103

Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 177, 351. 104

“Semâ. Hadis tahammül yollarının en makbul olanıdır. Sahâbenin Resûl-i Ekrem‟den duyduğu sözleri

belledikten sonra bir sonraki nesle aktarmada kullandığı ilk metot semâdır.” “Semâ yoluyla hadis öğrenilirken

hoca ile talebe yüzyüze geldiği ve talebe rivayetleri doğrudan hocasından aldığı için bu usul hadis tahammülünün en yaygın metodu olmuĢtur.” “Semânın gerçekleĢmesi için hadis öğrenen kimsenin rivayet sırasında Ģeyhin sözlerini bizzat iĢitmesi Ģarttır. ġeyh rivayeti ya ezberinden ya da elinde bulunan kitaptan yapar. Bu metotla alınan rivayetlerde “haddesenâ, aḫberenâ, enbe‟enâ, semi„tü fülânen yeḳūlü, ḳāle lenâ fülânün, zekera lenâ fülânün” gibi ifadeler kullanılmıĢtır.” Bkz. Nevzat AĢık, “Tahammül”, TDV Ġslâm Ansiklopedisi, eriĢim 03 Temmuz 2019, https://islamansiklopedisi.org.tr/tahammul.

105

Râfiʽî, et-Tedvîn, 1: 189, 262; 3: 392, Zehebî, Siyer-i Aʽlâmu‟n-Nübelâ, 624-625. 106

Zehebî, el-Ġmam ġemsü‟d-Dîn Muhammed b. Ahmed b. Osman. Târîhu‟l-Ġslâm ve Vefâyâti‟l-MeĢahîri ve‟l-

Aʽlâm, thk. Abdüsselam Tedmürî, (Beyrut: Daru‟l-Kitabu‟l-Arabî, 1410/1990), 29: 480.

Ġbn Caʽdeveyh‟in hadis aldığı bir diğer âlim de “Ebû Amr Muhammed b. el- Hasan b. Yahyâ ez-Zâhid” idi. Rafi„î, Ġbn Caʽdeveyh‟in Üstâd Ebû Saʽid el- HargûĢî108

(ö. 406/1015)‟ye ait “Kitabu ġerrefi‟n-Nebî”109 ve “Tehzîbu'l-Esrâr”110 isimli kitapları sema„ yoluyla okuduğunu söylemekte; bu iki eseri ona rivayet edenin Ebû Amr Muhammed b. el-Hasen b. Yahyâ ez-Zâhid olduğunu belirtmektedir. Yahyâ ez-Zâhid‟in de bu eserleri bizzat Ebû Saʽid el-HargûĢî‟den rivayet yoluyla aldığını111

ifade etmektedir. Bu Ģekilde Ġbn Caʽdeveyh, bu iki eseri okutma ve bir grup muhaddisin hadislerini rivayet etme hususunda Ebu‟l-Hasan b. Saʽdeveyh‟ten icazet112 alarak HargûĢî râvisi olmuĢtur.

Ġbn Caʽdeveyh‟in hadis aldığı bir diğer hocası da Kerîme bint Ahmed el- Merveziyye113 (v. 463/1071)‟dir.114 Kerîme, Buhârî (v. 256/870)‟nin Firebrî (v. 320/932) rivâyetini, Ebu‟l-Haysem Muhammed b. el-Mekkî el-KüĢmîhenî (v. 389/999)‟den dinleyip icazet alan, dolayısıyla KüĢmihenî nüshasının râvîsi115 olan hadis hafızı bir âlimedir.116

Ġlk tahsilini doğduğu yer olan Horasanın Merv Ģehrindeki KüĢmîhen köyünde yapmıĢ; hayatının büyük kısmını Mekke‟de geçirmiĢtir.117

Ġbn Caʽdeveyh‟in kendisinden nerede hadis aldığı hususu ise meçhuldür.

108

“Ebû Sa„d (Saîd) Abdülmelik b. Muhammed el-HargûĢî (ö. 406/1015-16). Mutasavvıf, vâiz, fıkıh ve hadis

âlimi”. bkz. Süleyman Uludağ, “HargûĢî”, TDV Ġslâm Ansiklopedisi, eriĢim 06 Temmuz 2019,

https://islamansiklopedisi.org.tr/hargusi.

109 “ġerefü‟n-nebî. Arthur John Arberry, Ģemâil ve siyere dair olan bu eserin sekiz cilt olduğunu söylüyorsa da

mevcut nüshaları bir cilttir Eser, Mahmûd b. Muhammed er-Râvendî tarafından Kitâb-ı Siyer-i Muṣṭafâ adıyla Farsça‟ya tercüme edilmiĢtir. Bu tercümenin Süleymaniye ve Beyazıt Devlet kütüphanelerinde nüshaları vardır.” Bkz. Süleyman Uludağ. “HargûĢî”, TDV Ġslâm Ansiklopedisi, eriĢim 03 Temmuz 2019,

https://islamansiklopedisi.org.tr/hargusi. 110

“Tehẕîbü‟l-esrâr, HargûĢî‟nin sohbet meclisindeki konuĢmalarının bir öğrencisi tarafından kaydedilmesi

suretiyle meydana gelmiĢtir. Fakat HargûĢî bu eserini bir dostunun arzusu üzerine kaleme aldığını söyler. Bir sûfî olmaktan çok zâhid ve vâiz olarak tanınan HargûĢî‟ye sûfî tabakat kitaplarında yer verilmediği gibi Ģathiyelerin bulunmadığı ve zâhirî hükümlere bağlılığın esas alındığı Tehẕîbü‟l-esrâr da mutasavvıflar arasında pek tanınmamıĢtır”. Bkz. Süleyman Uludağ, “HargûĢî”. TDV Ġslâm Ansiklopedisi, eriĢim 03 Temmuz

2019, https://islamansiklopedisi.org.tr/hargusi. 111

Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 351. 112

“Ġcâzet” hocanın kendi hadislerini rivâyet etmek için talebesine izin vermesidir”. Bkz. Kerime ġeref, “Hadis Ġlmi Ġle Diğer Ġslâmî Ġlimlerin Eğitim-Öğretim Yöntemlerinin Mukayesesi”, 89. Ayrıca bkz. Nevzat AĢık, “Tahammül”. TDV Ġslâm Ansiklopedisi, eriĢim 03 Temmuz 2019, https://islamansiklopedisi.org.tr/tahammul. 113

Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 351

114 Hasan YenibaĢ, “Kerîme bint Ahmed el-Merveziyye”, 200. 115

Hasan YenibaĢ, “Kerîme bint Ahmed el-Merveziyye”, 202, 203. 116

“Yüz bin hadis-i Ģerifi sened ve metniyle ezberleyen, senedlerdeki ricâli cerh ve ta„dil noktasından hâl

tercemeleriyle tanıyan muhaddise „hâfız‟ denilirdi.” Bkz. Kerime ġeref, “Hadis Ġlmi Ġle Diğer Ġslâmî Ġlimlerin Eğitim-Öğretim Yöntemlerinin Mukayesesi”, 30.

Râfi„î‟nin et-Tedvîn‟inde hâl tercemelerine yer verdiği el-Halîl el-Kurrâî118 ve Maʽrûf b. Sâlih el-Kurrâî119

, Ġbn Caʽdeveyh‟in “Hz. iĢe‟nin faziletleri hakkında cüzler halinde bir eser tasnif” 120

ettiğini nakletmiĢlerdir.121 Ġbn Caʽdeveyh‟in söz konusu bu eserde yer verdiği hadislerden biri de “Ġfk hadisi” olup bu hadisi semaʽ yoluyla aldığı hocalarından biri de Kerime el-Merveziyye‟dir.122

Kazvine gelmiĢ olan tüm ilim ehli Ģahıslara eserinde yer veren Râfi‟î‟nin et-Tedvîn‟in‟de adına rastlanmayan Kerîme‟nin Kazvîn‟e gelmediği anlaĢılmaktadır. Babası ile birlikte memleketi Merv‟den çıkarak âhir ömrünün çoğunu Mekke‟de geçiren Kerîme‟den,123 Ġbn Caʽdeveyh‟in hadîsi Merv‟de mi yoksa Mekke‟de mi aldığı bilinmemektedir. Fakat bu tahammülü Kerîme‟nin vefat tarihi olan hicrî 463 yılından önce gerçekleĢtirdiği açıktır.

et-Tedvîn‟de Ġbn Caʽdeveyh‟in yazdığı eserle ilgili verilen açıklama Ģu Ģekildedir: “Hz. iĢe (r.a)'nin Faziletleri hakkında cüzler halinde bir eser tasnif etti. Bu kitapta Ġfk hadisini Ebû Tâhir b. Hemdân‟dan,124

o da Muhammed b. Mekkî [el- KüĢmîhenî]‟den, o da Firebrî‟den, o da Buhâri‟den [Ģu Ģekilde] rivayet etti: “Abdulaziz b. Abdullah bize aktardı: Bize Ġbrâhim b. Saʽd söyledi: Bize Sâlih, Ġbn ġihâb ez-Zührî‟den aktardı: Bana Urve b. ez-Zübeyr ve Sa„îd b. el-Müseyyeb aktardı. Ve Alkame b. Vakkâs ve Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesʽûd, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellemin zevcesi iĢe radıyallahu anhumadan Ġfk ehlinin onun için neler söylediklerini aktardılar.”125 118 Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 500; 3: 351. 119 Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 351, 4: 102.

120 “Cüzler. Bir sahâbînin veya daha sonraki nesilden bir kimsenin rivayet ettiği hadisleri veya belli bir konuya

dair rivayetleri ihtiva eden eserler cüz adıyla da anılmıĢ ve bu türde birçok kitap telif edilmiĢtir.” Bkz.M. YaĢar Kandemir, “Hadis”, TDV Ġslâm Ansiklopedisi, eriĢim 22 Ağustos 2019, https://islamansiklopedisi.org.tr/hadis.

121

Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 351. 122

“Kerîme‟ye hadisçi kimliğini kazandıran asıl hocası Ebü‟l-Heysem Muhammed b. el-Mekkî el-KüĢmîhenî‟dir.

Hadis, fıkıh ve edebiyat sahalarında yetkinliği olan böyle bir ilim adamıyla aynı beldede yaĢama fırsatına sahip olan Kerîme, hocasından el-Câmiu‟s-sahîh‟i dinleme imkânı bulmuĢtur.” Bkz. Hasan YenibaĢ, “Kerîme bint

Ahmed el-Merveziyye” 202. 123

“Doğum tarihi bilinmemekle birlikte yüz yaĢına kadar yaĢadığı bildirilmiĢtir. Hicrî 463‟te vefat ettiğine göre,

360‟lı yıllarda doğmuĢ olmalıdır. Hayatının önemli bir bölümünü Mekke‟de geçirmiĢ ve burada vefat etmiĢtir.” Bkz. Hasan YenibaĢ, “Sahîh-i Buhârî Rivayetinde Bir Otorite”, 201

124

Caʽdeveyh‟in hocası ġeyh Ebû Tâhir Muhammed b. Ahmed b Ali el-Urmevî‟nin hocası. Bilgi için bkz. Râfi„î,

et-Tedvîn, 2: 129, 130.

Rafi„î, Ġbn Ca„deveyh‟in Muhammed b. Ġsmail el-Buhârî‟nin “el-Câmiu's- Sahîh”ini Ebû Sa„d Abdurrahman b. el-Hasan, Ebû Tâhir el-Ümevî126

, Ġbrâhim b. Humeyr ve Kerîme bint Ahmed el-Mervezî‟den rivayet ettiğini aktarır. Râfi„î, ifadesinin sonunda, zikredilen bu kiĢilerin tamamının “Buhârî'nin adı geçen kitabını Muhammed b. Mekkî el-KüĢmîhenî‟den rivayet” ettiklerini; bunun da Ġbn Ca„deveyh tarafından ifade edildiğini belirtir.127 Ġbn Caʽdeveyh‟in hadis ilmindeki hassasiyetini ve derinliğini ortaya koyan bu cümleye göre o, “el-Câmiu's-Sahîh”i üç ayrı hocadan dinleyerek bilgisini sağlamlaĢtırmıĢtır.

Ġbn Ca„deveyh‟in hadis aldığı bir diğer kimse de ġâfi„î fukahasının müctehidlerinden kabul edilen128

Ebu‟l-Hasan Ali b. Muhammed b. Habîb el- Mâverdî (v. 450/1058) idi.129

Halife Kâim Biemrillâh tarafından Selçuklu sultanı Tuğrul Bey‟e elçi olarak gönderilen ve “Akda‟l-Kudât”130

payesine sahip olan Mâverdî, “Ahkâmu‟s-Sultâniyye”, “Nasîhatü‟l-Mülûk” ve “Edebü‟d-Dünyâ ve‟d- Dîn” gibi meĢhur eserlerin yazarıydı.131

NiĢâbur yakınlarındaki Üstuvâ‟da132 bir süre kadılık yapmak dıĢında Mâverdî, Basra ve Bağdad 133

dıĢında bir yerde yaĢamamıĢtı.134

Ġbn Caʽdeveyh‟in Mâverdî‟den ne Ģekilde hadis aldığına dair bir malumat bulunmamakla birlikte bir Ģekilde irtibatı olduğu muhakkaktır.

126

Ġran‟ın Urmiye Ģehrine nisbet edilmiĢ olduğu tahmin edilen, müstensih tarafından hatalı yazılmıĢ olabileceği düĢünülen ve burada “Ümevî” olarak verilen nisbe aynı eserin baĢka bir yerinde “Urmevî” olarak yazılmıĢtır. Bkz. Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 129, 130. Aynı isim Ġbn Caʽdeveyh‟in “Kitâbu Mir‟âti‟l-mürüvvât”ında da müstensih tarafından “Ebû Tâhir el-Ümevî” Ģeklinde yazılmıĢ ve muhakkik tarafından da “Mir‟âtü‟l-mürüvvât” adlı esere herhangi bir düzeltme yapılmadan “Ümevî” Ģeklinde aktarılmıĢtır. Bkz. Kitâbu Mir‟âti‟l-mürüvvât, v. 54b; Ġbn Caʽdeveyh, Mir‟âtü‟l-mürüvvât, 115.

127 Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 351, 352. 128

Sabri Erturhan, “Mâverdî ve „el-Hâvi‟l- Kebîr‟ Adlı Eseri”, (Cumhuriyet Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Dergisi 3, (1999): 471.

129Mâverdî‟nin hayatı ve vefat tarihi için bkz. Cengiz Kallek, “Mâverdî” TDV Ġslâm Ansiklopedisi, eriĢim 12 Temmuz 2019, https://islamansiklopedisi.org.tr/maverdi.

130 Hüsnü Özmen. “Ebû‟l-Hasen el-Mâverdî‟nin Hadis AnlayıĢı-Edebü‟d-Dünyâ ve‟d-Dîn Ġsimli Eseri Özelinde” (Yüksek Lisans tezi, Ankara Üniversitesi, 2006), 3,4.

131

Cengiz Kallek, “Mâverdî”, TDV Ġslâm Ansiklopedisi, eriĢim 04 Temmuz 2019, https://islamansiklopedisi.org.tr/maverdi.

132

“NiĢabur‟un önemli bir “kûre”si olan Üstüvâ‟nın manasının güneĢin doğduğu yer, yüksek bölge olduğu

rivayet edilmektedir. Nesâ, Esferâyîn, Tûs ve Ergiyân ile sınır komĢusu olan bu yerleĢim biriminin önemli merkezinin HabûĢân olduğu, hatta Üstüvâ‟ya HabûĢân isminin verildiği anlatılmaktadır. Bazı kaynaklarda geçen Hucân teriminin bu bölgeler için kullanıldığı zikredilmektedir. Çok verimli bir arazi yapısına sahip olan Üstüvâ‟nın, su kaynakları, yeĢil arazisi ve tarlaları ünlü idi. 93 köyü olan bu yerleĢim merkezi, pek çok âlimin yaĢadığı bir yerdi. Günümüzde Kuçân diye bilinen bu bölgede eski dönemden kalan Ģehir kalıntılarının hâlâ mevcut olduğundan araĢtırmacılar bahsetmektedir.” Bkz Ġsmail Pırlanta, “Fethinden Sâmânîler Dönemi

Sonuna Kadar NiĢabur” (Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, 2010): 79. 133

Hüsnü Özmen, “Ebû‟l-Hasen el-Mâverdî‟nin Hadis AnlayıĢı”, 3, 4.

134 “Mâverdî, Kâim Biemrillah tarafından çeĢitli resmi heyetlere baĢkan ve üye olarak görevlendirilmiĢtir. Kaim

Ebû Sa„îd Abdurrahman b. el-Hasan135

, Ebû Tâhir Muhammed b. Ahmed b. Ali el-Umevî136 ve Ebû Bekir Ahmed b. Muhammed b. el-Hâris137‟in de Ġbn Caʽdeveyh‟in semaʽ yoluyla hadis aldığı hocaları olduğu anlaĢılmaktadır. Ġbn Caʽdeveyh hakkında bilgi veren Cûzekânî de yedi yerde Ġbn Caʽdeveyh‟in hocası olarak Ebû Bekir Ahmed b. Muhammed b. el-Hâris‟in adı verir.138

Bizzat Ġbn Caʽdeveyh de “Mir‟âtü‟l-Mürüvvât” adlı eserinde Ģeyhlerinden ikisinin adını zikretmiĢtir. Bunlardan biri, Râfi„î‟nin de ismini verdiği Ebû Tâhir el- Umevî‟dir. Büveyhîlerin önemli vezirlerinden Sâhip b. Abbâd‟dan aktarılan iki rivayet, ġeyh Ebû Tâhir yoluyla Ġbn Caʽdeveyh‟e ulaĢmıĢtır.139

Ġbn Caʽdeveyh‟in bir diğer hocasıyla ilgili olarak verdiği yegâne bilgi, yirmi dokuzuncu bab‟da yer alan “ġeyhim el-Halîl”140 ifadesidir:

Nebî (Allah‟ın salat ve selamı ona olsun) Ģöyle dedi: “Lebîd, eğer bu zamanımızı idrak etseydi [bu Ģiiri] nasıl söylerdi?” iĢe Ģöyle cevap verdi: “Nebî eğer bu zamanımızı idrak etseydi [bu Ģiiri] nasıl söylerdi?”. HiĢam Ģöyle dedi: “ Babam eğer bu zamanımızı idrak etseydi [bu Ģiiri] nasıl söylerdi?”. Süfyan Ģöyle dedi: “HiĢam eğer bu zamanımızı idrak etseydi [bu Ģiiri] nasıl söylerdi?”. Muhammed b. Abdullah el-Mukri‟ Ģöyle dedi: “Süfyan eğer bu zamanımızı idrak etseydi [bu Ģiiri] nasıl söylerdi?”. Ebû Ali et-Tûsî Ģöyle dedi: (s.132) “Ġbn el-Mukri‟ eğer bu zamanımızı idrak etseydi [bu Ģiiri] nasıl söylerdi?”. Ġbn Salih Ģöyle dedi: “Ebû Ali eğer bu zamanımızı idrak etseydi [bu Ģiiri] nasıl söylerdi?” Bu kitabın sahibi Ali b. el-Hasan b. Caʽdeveyh Ģöyle dedi: “ġeyhim el-Halîl eğer bu zamanımızı idrak etseydi [bu Ģiiri] nasıl söylerdi?”141

Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey‟e 435/1043‟te, yine Celâluddevle‟ye 434/1042‟de gönderdiği heyetler arasında, Mâverdî de yer almaktadır.” “Siyasetten ayrılmasından sonra Mâverdî‟nin, Halife ile Tuğrul Bey‟in kardeĢi Çağrı Bey‟in kızının düğün merasimlerine katıldığı nakledilir.” “Hicri 30 Rabîulevvel 450 (27 Mayıs 1058)‟de Bağdat‟ta vefat etmiĢtir.” Vefat ettiğinde 86 yaĢındadır. Bkz. Hüsnü Özmen, “Ebû‟l-Hasen el-Mâverdî‟nin

Hadis AnlayıĢı”, 3, 4. 135

Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 351, 478. 136

Aynı zat et-Tedvîn, 2: 130‟da (el-Urmevî) Ģeklindedir. Azerbaycan‟ın Urmiye (Urûmiye, bugün Ġran‟ın Rızâiye) beldesine nispetle Urmevî nisbesi almıĢ olmalıdır. Bkz. Mustafa Çağrıcı, “Sirâceddin el-Urmevî”,

TDV Ġslâm Ansiklopedisi, eriĢim 04 Temmuz 2019, https://islamansiklopedisi.org.tr/siraceddin-el-urmevi.

137

Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 351; Cûzekânî, el-Ebâțîl, 1: 315- 316. 138

Cûzekânî, el-Ebâțîl, 1: 34, 128, 129, 144, 262, 272, 273, 315. 139

Ġbn Caʽdeveyh, Mir‟âtül-mürüvvât,115; Kitâbu Mir‟âti‟l-mürüvvât, v.55a. 140 Ġbn Caʽdeveyh, Mir‟âtül-mürüvvât,133; Kitâbu Mir‟âti‟l-mürüvvât, v.57a. 141 Ġbn Caʽdeveyh, Mir‟âtü‟l-mürüvvât,132-133.

Tahminen eserini hicrî 468 yılından sonra yazmıĢ olan Ġbn Caʽdeveyh‟in bu tarihten önce vefat etmiĢ olan hocası hakkında hiç bir bilgi vermemesi, söz konusu Ģahsın kim olduğunu tespit etmeyi zorlaĢtırmıĢtır.

Kazvin‟in tarihini yazarken, o bölgede yetiĢmiĢ ilim ehlinin tamamının hal tercemelerine de yer veren Rafi„î‟nin et-Tedvîni‟inde, Ġbn Caʽdeveyh‟le ilgili olarak “el-Halîl ve Maʽrûf b. Sâlih el-Kurrâîyân [ikisi de kurrâ hafız] ondan rivayet etti”142

ifadesi geçmektedir. Bu ifadeden el-Halîl el-Kurrâî‟nin,143 Ġbn Caʽdeveyh ile çağdaĢ hatta ondan daha fazla yaĢamıĢ olduğu anlaĢılabilir. Nitekim et-Tedvîn‟deki kayıtlar dikkate alındığında hicrî 513 tarihine144

kadar yaĢamıĢ olduğu kesindir.

Râfi„î‟nin et-Tedvîn‟inde adı geçen ve Ġbn Caʽdeveyh‟le aynı dönemde yaĢamıĢ olan birçok kimsenin kendisinden hadis dersi aldığı145

“el-Halîl”146 isimli diğer Ģahıs ise el-Halîl b. Abdullah b. Ahmed b. Ġbrâhim b. el-Halîl b. Caʽfer b. Muhammed el-Halîlî Ebû Yaʽlâ el-Kazvînî‟dir.147 Râfi„î‟nin hal tercemesini geniĢçe verdiği Ebû Yaʽlâ el-Hâfız el-Halîl b. Abdullah, vefat ettiği h. 446 yılına148

kadar ders vermeye, talebeler yetiĢtirmeye devam etmiĢtir.149 Râfi„î, ondan bahsederken, kendisinden hadis alan Ģahıslardan bazılarının ismini vermekle yetinmiĢ ve insanlardan birçoğu [ondan hadis iĢitti]150

demekle iktifa etmiĢtir. Ġbn Caʽdeveyh‟in çağdaĢlarından olan el-Halîl el-Kurrâî151

ve Ebû Zeyd Vâkıd b. el-Halîl,152

Ebû Yaʽlâ el-Hafız el-Halîl b. Abdullah‟tan hadis almıĢ153 ve daha sonraki yıllarda Ġbn Caʽdeveyh‟ten de rivayette bulunan Maʽrûf b. Sâlih el-

142

Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 351. 143

el-Halîl el-Kurraî: el-Halîl b. Abdulcebbar b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ġbrahim b. Ahmed b. Muhammed b. Züheyr b. Esed et-Temîmî el-Kurraî Ebû Ġbrahim. Hal tercemesi için bkz. Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 500.

...el-Halîl el-Kurrâî‟nin 472/1080-513/1120 tarihleri arasında hadis dersleri verdiğine dair birçok kayıt bulunmaktadır. Son ders kaydı h. 513 olarak tarihlendirilmiĢtir. Bkz. Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 307. Ders verdiği tarihlerle ilgili olarak bkz. Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 29, 81, 108, 152, 358, 390, 402, 441, 500, 3: 24, 70, 86, 94, 106, 117, 142, 147, 172, 282; 4: 102, 222. Kitâbu‟l-Ġstinsâr fi‟l-Aḫyar isimli eseri tasnif etmiĢtir. Bkz. Râfi„î, et-

Tedvîn, 3: 6; 2: 29; 2: 15. 144 Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 307. 145 Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 502 146 Ġbn Caʽdeveyh, Mir‟âtü‟l-mürüvvât, 133. 147

Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 501. Ayrıca bkz.Kemal Sandıkçı, “Halîlî, Ebû Ya„lâ”, TDV Ġslâm Ansiklopedisi, eriĢim 03 Temmuz 2019, https://islamansiklopedisi.org.tr/halili-ebu-yala. 148 Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 502. 149 Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 321, 322, 2: 128, 253, 335; 3: 70. 150 Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 502. 151 Râfi„î, et-Tedvîn, 3: 439. 152 Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 268, 293. 153 Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 268, 293; 3: 439.

Kurrâî‟ye154

ve baĢka birçok kiĢiye hadis nakletmiĢlerdir. Aynı zamanda Ebû Yaʽlâ el-Hafız el-Halîl‟in oğlu olan Ebû Zeyd Vâkıd b. el-Halîl de, babasının vefat ettiği 446 yılından155

484 yılına kadar156 hadis dersi vermeye devam etmiĢtir.157 et- Tedvîn‟de yer alan bu kayıtlardan hareketle, Ġbn Caʽdeveyh‟in “Ģeyhim el-Halîl eğer bu zamanımızı idrak etmiĢ olsaydı [bu Ģiiri] nasıl söylerdi” ifadesiyle özlemle andığı hocasının Ebû Yaʽlâ Hafız el-Halîl b. Abdullah olduğu sonucuna varılabilir.

Ġbn Caʽdeveyh‟in Mir‟âtü‟l-mürüvvât‟ta “Ģeyhim el-Halîl”158

ifadesinden önce sıraladığı bazı isimler de onun rivayet zincirini görmek açısından önemlidir:159 Ġbn Caʽdeveyh, el-Halîl, Ġbn Sâlih, Ebû Ali et-Tûsî, Muhammed b. Abdullah el- Mukrî, Süfyân, HiĢam, ÂiĢe (r.a) ve Nebî (a.s).

et-Tedvîn‟deki hal tercemeleri arasında verilen bazı bilgiler bu sıralamada yer alan bazı kimselerle ilgilidir. Mesela Ġbn Caʽdeveyh‟in Ģeyhlerinden olan Hafız Halil b. Abdullah, kardeĢi Ahmed b. Abdullah ile birlikte hicrî 376 senesinde Ali b. Ahmed b. Sâlih‟ten Ebû Ali et-Tûsî‟nin Kitabu‟l-Ahkâm‟ını iĢitmiĢlerdir. 160

Ebû Ali et-Tûsî‟nin Muḫtasaru‟l-Ahkâm‟ının tahkikli neĢrinin mukaddimesinde de Ebû Ali et-Tûsî‟nin (ö. 312/924) hadis aldığı hocalar arasında Muhammed b. Abdullah [b. Yezid] el-Mukrî‟nin (ö. 256/869) adı geçmektedir.161 Buradaki rivayet zincirinden Muhammed b. Abdullah‟ın Ebû Ali et-Tûsî‟ye Süfyân 154 Râfi„î, et-Tedvîn, 4: 102. 155 Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 404, 502. 156 Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 44. 157 Râfi„î, et-Tedvîn, 1: 188, 268, 293; 2: 44, 171, 339, 404, 501; 3: 113. 158 Ġbn Caʽdeveyh, Mir‟âtü‟l-mürüvvât, 132, 133. 159 Ġbn Caʽdeveyh, Mir‟âtü‟l-mürüvvât, 132, 133. 160 Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 191.

161 Ebû Ali el-Hasan b. Ali b. Nasr et-Tûsî, Muḫtasaru‟l-ahkâm müstaḫrec et-Tûṣî ʽalâ câmiʽi‟t-Tirmîzî, thk. Enîs b. Ahmed b. Tâhir el-Endûnûsî, (Medînetü‟n-Nebeviyye: Mektebetü‟l- urebâi‟l-Es eriyye, 1415/1994-1995), 1: 33. Râfi„î‟nin eserinde de Ebû Ali et-Tûsî‟nin Mekke‟de Muhammed b. Ubeydullah el-Mukrî‟den hadis aldığı belirtilmektedir. Eserin birçok yerinde rastlanmıĢ olan yazım hataları sebebiyle buradaki kelimenin Abdullah yerine sehven Ubeydullah Ģeklinde yazılmıĢ olması mümkündür. Bilgi için bkz. Râfi„î, et-Tedvîn, 2: 427. Endûnûsî de onun Mekke‟de Ebû Abdurrahman el Mukrî ve baĢkalarından hadis aldığını belirtmiĢtir. Bkz. Ebû Ali et-Tûsî, Muḫtasaru‟l-ahkâm, 1: 42.

Endûnûsî Ebû Ali et-Tûsî‟nin hicrî 312‟de vefat ettiğini kaydetmiĢtir. Bkz. Ebû Ali et-Tûsî, Muḫtasaru‟l-

ahkâm, 1: 45. Râfi„î ise Ebû Ali et-Tûsî hakkında “onlardan bazılarının orada söylediklerine göre hicrî 380