• Sonuç bulunamadı

ilgilendiren bağlamlar psikoloji, sosyoloji, felsefe, psikodilbilim ve kültürel araştırmalar gibi pek çok çalışma alanının çeviri araştırmaları ile sırt sırta gelmesiyle eleştirel bir bakış açısıyla araştırılmaya başlamıştır. Özellikle 1990’ların sonunda çevirilerin eyleyenleri ve yaratıcıları olarak çevirmenleri mercek altına alan “çeviri sosyolojisi”, çeviri metinlerin yanı sıra çevirmenlerin de birer araştırma öznesi olmasına olanak

152

sağlamıştır. Meslekleşme olgusu kapsamında çevirmenliğin gelişimi, çeviri piyasaları ve sektörel gelişmeler, çevirmenlerin çalışma koşulları ve niteliklerini belirleyen mesleki göstergeler ve bunların piyasadaki yansımaları gibi konular bu bağlamda irdelenmektedir. Çevirmen sertifikasyonu da özellikle son zamanlarda geniş ölçüde araştırılan bir mesleki unsur olagelmiştir ve dünyanın çeşitli ülkelerine bakıldığında meslekleşme ölçütlerinden biri olarak çevirmen sertifikasyonu ile ilgili çalışmalar yapıldığı göze çarpmaktadır. Yeni bir araştırma alanı olarak karşımıza çıkan sertifikasyon bireylerin önceden net bir şekilde tanımlanmış nitelikleri ve kriterleri karşıladıklarının bir organizasyon tarafından bireyin kendi isteği doğrultusunda onaylanması süreci olarak tanımlanmaktadır (Chan, 2008: 48; Pym ve diğerleri, 2012: 15). Hlavac (2013) tarafından yapılan bir diğer tanıma göre sertifikasyon, talepte bulunan adayın belirli performans ölçütleri ortaya koyarak prosedürleri belirlenmiş bir ölçme sürecinden geçtiği ve bunun yetkili bir mercii tarafından kabul edildiği süreci ifade etmektedir (35). Alan yazında bu konu ile ilgili yapılmış olan çalışmaların sayısı çok olmamakla birlikte bu çalışmaların genel olarak dünyanın çeşitli ülkelerinde çevirmenlerin sertifika sahibi olmasına yönelik yapılan uygulamalar, meslek örgütleri, çeviri eğitimi veren kurumlar ve sertifikasyonun piyasada bir mesleki gösterge olarak ne ölçüde tanındığı ve diploma, deneyim gibi diğer göstergelerin işverenler tarafından nasıl değerlendirildiği gibi konular etrafında yoğunlaştığı görülmektedir. Hemen hemen her ülkede çevirmenlik ile ilgili meslek örgütü bulunmakta ve bu örgütler çeşitli alanlarda faaliyet göstermektedir. Pek çok ülkede çeviri alanında eğitim almış olmak önemli bir mesleki gösterge olarak kabul edilirken sertifikasyonun gitgide yaygınlaşan ve önem verilen bir kriter olduğu görülmektedir. Bazı ülkelerde sertifikasyon isteğe bağlı bir süreçken İsveç ve Norveç gibi sınırlı sayıdaki bazı ülkelerde devlet tarafından yetkilendirilmiş çevirmen ünvanını alabilmek için sertifika sınavları bir zorunluluk olarak adayların karşısına çıkmaktadır.

Dünyada yapılmakta olan sertifikasyon uygulamaları ağırlıklı olarak ülkelerin önde gelen meslek örgütleri tarafından yapılmakta olup, bazı ülkelerde sertifikasyonun Eğitim Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Dış İşleri Bakanlığı gibi çeşitli devlet kurumları bünyesinde de yapıldığı görülmektedir. Yapılan uygulamaların büyük çoğunluğunda sertifikasyon özellikle de özel alan çevirisi alanında yazılı çeviri edincinin ölçülmesi amacıyla yapılmakta olup günümüzde öne çıkan alt alanlar olan çoklu ortam çevirisi ve

153

yerelleştirme veya yazın çevirisi alanlarında pek fazla uygulamaya rastlanmamaktadır. Sözlü çeviri alanında yapılan sınırlı sayıdaki uygulamalarda ise ardıl ve andaş çeviri becerileri ölçülmekte olup kamu hizmeti tercümanlığı, karakol tercümanlığı, tıp tercümanlığı, sertifika uygulamalarının yapıldığı başlıca alanlardır. Bu sınavlarda yaygın olarak ölçülen edinçler ise dil edinci, çeviri bilgisi edinci, konu edinci ve metin edinci olarak sayılabilir. Süreç odaklı uygulamalardan ziyade adayın belirli bir sürede verilen çeviri görevini istenilen şekilde tamamlamasının beklendiği bu uygulamalarda hata analiz yöntemine dayalı bir değerlendirme yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla, sertifikasyon uygulamalarının gerek ölçülen alanlar açısından gerekse değerlendirilen edinçler açısından sınırlı olduğu sonucuna varılabilir. Bu da sertifikasyonun bir mesleki gösterge olarak çeviri piyasasındaki etkinliğini sınırlandırmakta ve işverenlerin ihtiyaç duydukları özel alanlar için ayrıca bir değerlendirmeye gitmesine neden olabilmektedir. Bu sebeple, yazılı ve sözlü çevirinin çeşitli alt alanlarını içine alan ve özellikle günümüzdeki piyasa ihtiyaçlarına cevap verebilmek adına teknolojk edinç, çeviri hizmeti sağlama edinci, çeviri projesi yürütebilme ve yönetebilme gibi çağımızın bir gereği olarak ortaya çıkan çeşitli bilgi ve becerilerin de ölçülmesine yönelik sertifikasyon uygulamalarının yapılması ön plana çıkmaktadır. Örneğin, TransCert projesinin de temelinde hem bu ihtiyaçlara cevap verebilen hem de kapsamı bu şekilde artırılmış sistemlerle ulusal sınırların ötesine geçebilen uygulamalar yapılabilmesi hedeflenmektedir.

Ülkemizde uluslararası çerçevelerle ilişkilendiren ulusal yeterliliklere dayalı olarak oluşturulacak ölçme ve değerlendirme/sertifikasyon/belgelendirme çalışmaları yürütülmektedir. Avrupa Birliği, eğitim ile istihdam ilişkisinin kuvvetlendirilmesi ve bu iki alan arasında köprü kurulması, eğitim ve istihdamda ulusal ve uluslararası ortak ölçütler oluşturabilmesi amacıyla AB üyesi 28 ülke, AB’ye aday 5 ülke ve Avrupa Ekonomik Alanında yer alan 3 ülke olmak üzere toplam 36 ülkeden oluşan bir Avrupa Yeterlilik Çerçevesi Danışma Grubu oluşturmuştur. Ülkemizde Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yürütülen bu süreçte ulusal yeterlilik sistemi oluşturulması hedeflenmektedir. Farklı ülke ve sistemlerde düzenlenen yeterlilik belgesi, sertifika, diploma veya Europass gibi dökümanlarda ifade edilen bilgi, beceri ve yetkinlik düzeyleri, ulusal yeterlilik sistemleri aracılığıyla, AYÇ düzeyleri ile referanslandırılabilecek, bu da, bilgi, beceri ve yetkinliklerin anlaşılabilmesi ve

154

kıyaslanabilmesini kolaylaştıracaktır. Avrupa’da, yeterlilik sistemlerinin ulusal olarak tanınan sistemlerin ötesinde uluslararası boyutta tanınırlık ve kullanılabilirliğinin sağlanması için “Hayat Boyu Öğrenme İçin Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi’nin yanı sıra, özellikle yükseköğretim kurumlarındaki yeterliliklerin karşılaştırılabilirliğini sağlamak adına geliştirilen “Avrupa Yükseköğretim Alanı Yeterlilikler Çerçevesi” de yer almaktadır. AYÇ ve AYA-YÇ birbiriyle ilişkilendirilebilen yeterlilik çerçeveleridir. AYÇ’de yer alan 5-8. seviyeler, her türlü yeterliliğe uygulanabilen genel tanımlayıcılardır ancak yükseköğretim yeterliliklerinde öğrenenlerden beklenen öğrenim kazanımlarıyla uyumludurlar. Bu sebeple, AYÇ’de yer alan 5-8. düzeyler AYA-YÇ’de yer alan 1-3. düzeylerle ilişkilendirilebilir. Ulusal yeterlilik sisteminin oluşturulmasıyla bireylerin örgün, yaygın eğitim ve her türlü yaşam boyu öğrenme koşulunda elde ettiği kazanımlar belgelenebilecektir.

Burada tanımlanan Ulusal yeterlilik sisteminin kurulması sürecinde, meslek gruplarına dair yeterlilik sistemlerinin oluşturulması için üç temel aşamadan oluşan bir çalışma programı yürütülür: ulusal meslek standartlarının oluşturulması, ulusal yeterliliklerin belirlenmesi, yeterliliklerle uyumlu ölçme ve değerlendirme ve belgelendirme faaliyetlerinin yürütülmesi. MYK 2012 yılında çevirmenlik mesleğini de bu sürece dâhil etmiştir. 2016 yılı itibariyle çevirmenlik mesleği için bu üç aşamadan ilki olan meslek standardı oluşturulması MYK Ulusal Meslek Standardı Çevirmen (Seviye 6)’nın 2013 yılında yayınlanmasıyla tamamlanmıştır. MYK önderliğindeki çalışma grubunun çevirmenlik mesleği ve mesleğin alt alanları ile ilgili mesleki yeterlilikleri yazma aşamasında olduğu bilinmektedir. Sürecin ikinci ayağı olan yeterliliklerin oluşturulması aşamasını takiben ölçme ve değerlendirme ve belgelendirme sürecine geçilmesi planlanmaktadır.

Ulusal yeterlilik sisteminin geliştirilmesinde standartlar ve yeterliliklerin oluşturulmasından sonra gerçekleştirilecek olan üçüncü aşama sınav ve belgelendirme sürecidir. Bireyin öğrenme kazanımlarının ölçülmesi, değerlendirilmesi ve başarılı olunması halinde, yeterliliğin belgelendirilmesiyle ilgili işlemler sorumlu kurumlar tarafından yetkilendirilen eğitim kuruluşları veya belgelendirme kuruluşları tarafından yürütülmektedir. Eğitim kurumları olarak MEB’e bağlı eğitim-öğretim kurumları, yükseköğretim kurumları (üniversiteler, meslek yüksekokulları, enstitüler ve benzeri)

155

örnek gösterilebilir. Belgelendirme kuruluşları ise MYK tarafından yetkilendirilen ve TS EN ISO/IEC 170248 standardına göre akredite edilmiş belgelendirme kuruluşlarıdır MYK tarafından hazırlanan Sınav ve Belgelendirme Yönetmeliği’nde sertifikasyon sürecini yürütmek üzere görevlendirilmiş kurum veya kurumlar “yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşu” olarak adlandırılmaktadır ve bu kurumların Türk Akreditasyon Kurumu veya Avrupa Akreditasyon Birliği ile çok taraflı tanıma anlaşması imzalamış kurumlarca akredite edilip, MYK tarafından yetkilendirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde henüz çevirmenlik için ulusal yeterlilik sisteminin son aşaması olan belgelendirme sürecine gelinmemiş olsa da ileride çevirmen sertifikasyon kurumu olarak faaliyet gösterecek olan yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşunun resmi düzenlemeler çerçevesinde çalışmanın ilgili bölümünde yer verilen özellikleri taşıması gerektiği bilinmektedir.

Son olarak, dünyadaki mevcut sertifikasyon uygulamaları düşünüldüğünde, ülkemizde oluşturulması planlanan çevirmen sertifikasyon sisteminin, mevcut uygulamalara gore, ölçülmesi planlanan alt alanlar ve hedeflenen edinçlerle çok daha kapsamlı ve kompleks bir sistem olarak tasarlandığı öngörülebilir.

156

BÖLÜM VI

YÖNTEM

6.1. Araştırma Modeli: Araştırmada, ülkemizde çevirmenlik mesleğinin gelişimi ve