• Sonuç bulunamadı

2.1 ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ

2.1.2 Affetme

2.1.2.10 Affetmeyle karıştırılan kavramlar

Gerçek affedicilikle sahte affediciliği ve benzer ama farklı olan kavramları birbirinden ayırmak son derece önemlidir (Enright ve Coyle, 1998). Affetme suça göz yumma (condone), mazur görme (excuse), unutma (forget), görmezden gelme (ignore) yasal af (legal pardon), uzlaşma (reconciliation), inkar etme (deny) ile aynı şey değildir (Enright ve diğ., 1998;Enright ve Kittle, 1999; Wade ve diğ., 2005). Gerçek affetme:

Gerçek affetme başkalarını gerçek anlamda (iyisiyle kötüsüyle) görme yeteneği gerektirir (Wade ve diğ., 2005). Suçlu tarafından yapılan yanlışın tanınması ya da gönül almaya dayanmaz. Üç nokta gerçek affetmede önemlidir. İlk olarak, incinen kişi mevcut haksızlığın farkına varabilmektedir. İkincisi incinen kişinin, istekli bir şekilde ve zorlama olmadan hakkı olarak görebileceği intikamdan ziyade merhametle karşılık vermeyi seçmesidir. Üçüncüsü affedicilik iyi insan etkileşimiyle ilgili olarak kesinlikle ahlakidir (Enright ve Coyle, 1998).

Affetme gerçekleştiğinde suçlu kişi herkesle eşit derecede saygıya değer olarak görülür (Enright ve diğ., 1998). Kişilerarası affetmede olduğu gibi, kendini affetmede de bir kişi doğal özdeğer duygusunu deneyimlemek için bütün davranışlarını ahlaki açıdan iyi olarak değerlendirmesi gerekmez. Gerçek kendini

61

affetmede, affedilmeye ihtiyaç duyma ve hatta belki de bunu karşı taraftan istemenin gerekli olduğu görülür (Enright ve The Human Development Study Group, 1996). Sahte affedicilik:

Sahte affedicilik başkaları üzerinde güç kazanma ya da sürdürme girişimidir. Eğer bir aile üyesi affedildiğinde, sürekli bir biçimde incitici olayı hatırlatırsa bu, yaşanan olaydan elde edilen üstünlüğün kullanıldığı anlamına gelir. Eğer incinen kişi suçlu kişiyi kendisine sürekli olarak minnettar olsun diye affederse, bu durumda da doğru affetmeden bahsedilemez (Enright ve diğ., 1998). Sahte affedicilik korku ve zayıflığın bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Eğer incinen kişi haksızlığın derecesini onaylayamazsa ya da sağlıklı özsaygısı eksikse, o zaman suçluya göz yumar ya da bahane üretir (Enright ve Coyle, 1998).

Unutma: Katlanılan derin bir adaletsizlik genelde bilinçten silinmez (Enright ve diğ., 1998). Bir kişi affettiğinde, olayı nadiren unutur. İnsanlar trajik olayları hatırlama eğilimindedir, fakat affetmede kişi derinde tutulan öfkeyi barındırmaya devam etmeyerek, öfke duygusundan uzak yeni yollarla hatırlayabilir (Baskin ve Enright, 2004).

İnkar etme: Gerçek affetmenin içerdiği çabadan ve bir yaranın acısıyla yüzleşmekten kaçınmak için kullanılabilir (Enright ve Coyle, 1998). Bireyin geçmişe ait öfkesini yaşanan ana yansıttığını anlamasını engeller (Fitzgibbons, 1986). Affetme süreci yaşanan kırgınlık durumuyla yüzleşmeyi gerektirir. Bu nedenle yaşanan kırgınlık durumlarıyla yüzleşmekten kaçınan bireylerin affetme sürecini doğru bir şekilde tamamlaması mümkün değildir. Yaşantısal olarak kaçıngan birey kırıcı olayın düşünce, duygu ve hatıralarıyla bağlantıda kalmak istemeyecektir (Orcutt ve diğ., 2005). Kişinin davranışını haklı göstermesine yardımcı olma ve ulaşılamayan amaçlara ilişkin düş kırıklığının etkisini yumuşatma olmak üzere iki temel savunma öğesini barındıran, anksiyetenin gücünü azaltmak amacıyla çoğu kez inkar mekanizmasıyla birlikte kullanılan neden bulma mekanizması kişinin kendine olan saygısını korumak için güçlükle kurduğu savunma sistemlerine karşı bir tehlike yaratır. Neden bulma her ne kadar kişiyi gereksiz engellenme duygularından korur ve yetersizlik duygularının hafifletilmesine yardımcı olursa da karşılığı kişinin kendisini aldatmasıyla ödenir (Geçtan, 1984).

62

Göz yumma ve mazur görme: Bir kişi belirli bir davranışa göz yumduğunda, suçlunun davranışı için bir gerekçeye sahip olabileceğini fark eder. Mazur görme ise incinen kişinin, suçlunun suçu işlemek için savunulabilir bir nedeni olduğuna inanması anlamındadır. Bu gibi durumlarda affetme tartışma konusu olacaktır (Enright ve Coyle, 1998). Kurban, suçlunun verdiği zarardan dolayı suçluya karşı negatif duygulara sahip olmalı ve en azından bu duyguları kaybetmeye istekli olmalı ve bunun için çaba harcamalıdır (Yandell, 1998). Bir kişi göz yumduğunda ya da bahane ürettiğinde haksızlığın olmadığını fark eder (Baskin ve Enright, 2004). Buna karşılık, bir kişi affettiğinde, suçlunun davranışını açıkça ahlaki açıdan yanlış olarak nitelendirir, ancak işlediği suça karşın suçluyu doğuştan bir değere sahip bir kişi olarak kabul eder (Enright ve Kittle, 1999).

Hoşgörmek (tolerate): Affetme kötü muamele eden kişinin kendi öfkesini ifade etmesine olanak sağlamak ve bunu hoş görmek anlamına gelmez (Fitzgibbons ve diğ., 2004). Çünkü tutumlar kalbimizde ya da yaşamlarımızda suçluya yer açmama ihtiyacını içerir (Enright ve diğ., 1998).

Yasal af (pardon): Bazı insanlar affetmeyi, tüm suçluların yıkıcı amaçlarını ilerletmek için özgür olmalarına izin vermek olarak düşünmektedir. Affedicilik adalet sistemiyle gerçekten bağlantılı değildir. Affedicilik birinin kendi incinmesine karşı kişisel bir tepkisidir (Enright ve diğ., 1998). Suç nedeniyle maruz kalınan yasal cezadan suçlunun bağışlanması önerilir; oysaki adalet sistemi suçlunun cezasını uygulamasa dahi affetme gerçekleşebilir (Enright ve Coyle, 1998).

Uzlaşma (reconciliation): Uzlaşma affetmenin ardından olması gereken bir şey değildir (Harris ve diğ., 2007). Affetme bir insanın, uzlaşmaysa bir ilişkinin içinde olur (Worthington, 1998b). Uzlaşma iki insanın tekrar bir araya gelmesini içerir (Enright ve diğ., 1998). Uzlaşmada, her iki tarafta durumu iyileştirmek için kendi payına düşeni yapmalıdır, özellikle güveni yeniden kurmak için adım atması gereken suçludur. Bu nedenle uzlaşma olmadan affetme olasıdır (Baskin ve Enright, 2004; Enright ve Kittle, 1999). Affedicilik kapılarını uzlaşmaya açabilirken, ilişkinin doğası incinen kişinin isteğinden çok suçlunun güvenilirliğine dayanır (Enright ve Coyle, 1998; Fitzgibbons ve diğ., 2004). Güçlü bir ilişkide biri suç işlediğinde, affedici genellikle uzlaşır (Enright ve diğ., 1998). Kişi aynı zamanda affederek ilişkiye son vermeye karar verebilir (Wade ve Worthington, 2005). Suçlu birini

63

affetmeyi seçen kişi bu kişiye güvenmeyi seçmeyebilir (Enright ve Coyle, 1998). Devamlı ve kronik istismar gibi belirli durumlarda, affeden kişi diğer kişiyi insan olarak görür ancak belirli bir alanda zayıf olduğunu gerçekçi bir şekilde kabul eder (Enright ve diğ., 1992). Kişiler arası affetmeden farklı olarak kendini affetme ve kendiyle uzlaşma daima bağlantılıdır. (Enright ve The Human Development Study Group, 1996).

Benzer Belgeler