• Sonuç bulunamadı

Adapazarı ve Çevresinde Yunan İşgali

2.KUVA-YI MİLLİYE DÖNEMİ BÖLGEDEKİ AYAKLANMALAR VE GEYVE

3. DÜZENLİ ORDULAR DÖNEMİNDE GEYVE VE HAVALİSİ

3.1. Bölgedeki Askeri Durum ve Faaliyetler

3.1.3. Geyve ve Civarında Yunanlılar

3.1.3.1. Adapazarı ve Çevresinde Yunan İşgali

89

24 Mart günü bir düşman (İngiliz) uçağı Akmeşe’den geçip Hacı Mercan üzerinde uçtuktan sonra İzmit’e doğru uzaklaşmıştır. Bu keşif uçağı Türk birlikleri hakkında bir bilgi sağlayamamıştı. Yunanlıların her an harekete geçebileceğini göz önünde bulunduran Kocaeli Kumandanlığı, telgraf merkezlerinde görevli memurların merkezlerden ayrılmamaları için uyarılmalarını ve böyle mühim bir zamanda muharebenin kesilmesine sebep olanların en ağır şekilde cezalandırılacağını tebliğ etmişti. (Çam, 1993 : 126).

11. Yunan Tümeni Komutanı İngiliz albayı Stevens’ten Sapanca’ya doğru keşif kolları göndermek için izin istemiş ve bu isteği uygun karşılanmıştı. Tümen komutanı bundan faydalanarak, asıl hedefi olan Kırkpınar ve Sapanca’nın işgali için birliklerini saat 15.00’de harekete geçirmişti. Takviyeli 17. Yunan Piyade Alayı İzmit-Sapanca yolundan ilerleyerek bir saat sonra Türk mevziilerine saldırmışlardır. Yunan alayı kısa bir çarpışmadan sonra Kırkpınar’ı işgal etmişti. Karanlık dolayısıyla burada durmuştu.

25 Mart 1921’de Rum ve Ermeni çeteleriyle takviye edilen 17. Yunan Alayı, Adapazarı taburunu geri püskürterek 10.30’da bir piyade ve iki toptan meydana gelen kuvvetle Sapanca’yı işgal etmiştir. Daha sonra bazı birliklerini Sapanca’nın doğusuna sürerek emniyet tedbirleri alarak durmuştur.

Esasen, Yunan kuvvetlerinin bu bölgedeki ileri harekatı, Kocaeli Kumandanlığının büyük kısmıyla Batı Cephesinde bulunmasından kaynaklanmıştı. Kocaeli Bölgesinde Yunan kuvvetlerine karşı koyacak yeterli güç yoktu. Henüz teşkilatlanmasını tamamlayamadan Batı Cephesine koşmak zorunda kalan Kocaeli Kumandanlığı’nın bu bölgede bıraktığı kuvvetler zayıf durumdaydı. Hendek’teki 33. Alayı sonradan nizamiyeye çevrilmiş bir birlikti. Anlaşıldığına göre, savunmasını tabii bir savunma hattına dayandırmak amacıyla Sakarya nehrinin doğusunda mevzilenmişti. Adapazarı halkı da muhtemel Yunan saldırısına karşı şehri terk etmeye başlamıştır. Şehir, tarafsız statüsünden dolayı güçlü bir milis teşkilatından yoksun bulunuyordu. Sadece asayiş ve güvenliği sağlamaya yönelik zayıf bir kuvvete sahipti. Tarafsız nizamın başkanı Sabri Bey, kadınların ve çocukların Sakarya Nehri’nin doğusuna geçirilmesini duyurmuştu.

90

Şehirde yaşlılar ve zayıf bir milis kuvveti kalmakla berber, kimsesiz çocuk ve kadınlar İran Konsolosluğu’na sığınmışlardı. (Balcıoğlu, 1952 : 18).

26 Mart 1921 günü sabah erkenden Sapanca, Arifiye ve Akmeşe-Kazımpaşa istikametlerinden taarruza başlayan Yunan Kuvvetleri karşısında tutunamayan Adapazarı tarafsız idaresine bağlı kuvvetlerden bir kısmı Arifiye’de esir olmuş, Diğer kuvvetlerinde, idaresine bağlı kuvvetlerden mukavemet göseteremiyecekleri anlaşılmıştır. Bunun üzerine Kocaeli Kumandanı Nurettin Bey, Adapazarı Kaymakamı’na icabında Trabzon ve Tavuklar Köprüsü’nden Sakarya Nehrinin doğusuna geçerek köprülerin tahribine çalışılmasını emretmiştir.

Yunan süvari ve piyadeleri Beş Köprü sırtlarının bir kısmını işgal etmiş ve Adapazarı’na doğru hareketlerine devam etmişlerdir. Adapazarı’na yönelen kuvvetler bir piyade alayı, bir topçu bataryası ve azınlıklardan meydana gelen 400-500 kişilik kuvvetten ibaretti. (Çam, 1993 : 127).

Bu sırada Adapazarı’na yardıma koşan 33. Süvari Alayı, Tavuklar Köprüsü’nün Yunan topçusunun ateşi altında olması sebebiyle nehri geçememişti. Adapazarı’nın tarafsız nizamdan dolayı az bir milis kuvvetle korunmaktaydı. Bu milis kuvvetleriyle düşmana karşı koymak mümkün değildi. Yunan kuvvetleri, milislerin zayıf bir direniş sonrasında şehri boşaltmalarını takiben, öğleye doğru Adapazarı’nı işgal etmişlerdi. (T.İ.H., c. II., kıs. 3., s. 337).

Bu sırada diğer bir gelişme de, İşkal Kuvvetleri Karadeniz Bölgesi Genel Komutanı General Harington’ın İzmit’teki 11. Yunan Tümeni komutanlığından çekilmesi olmuştu.

(jaeschke, 1939. C. I : 102).

Kocaeli Kumandanlığı Yunan kuvvetlerini Tavuklar Köprüsü’nü ele geçirmeleri üzerine, Tavuklar’dan Geyve Boğazı’na giden yolun örtülmesi için, Doğançay’ın kuzeyindeki Boğazköy’e topla takviyeli bir piyade bölüğü gönderilmişti. Bu sırada 33.

Süvari Alayı’da Sakarya Nehri’nin doğusuna geçmiş olan Yunan kuvvetlerini karşı bir taarruzla nehrin batısına atmıştı. Öte yandan, Türk Genel Kurmayı, Geyve’deki Kocaeli

91

Kumandanlığına, Yunalıların Adapazarı kesimindeki bu faaliyetlerine karşı Karasu’daki birliklerin kullanılmasını emretmişti.

28 Mart sabahı 11. Yunan Tümeni birlikleri Sakarya Nehri’nin Trabzonlar Köprüsündeki mevzilere saldırmaya başlamışlardı. Yunanlılar Türk kuvvetlerinin karşı ateşi karşısında çekilmişlerdi. Bir ara Yunan kuvveti, iki top ve iki makineli tüfeğin ateş desteğinde Tavuklar Köprüsü’nden ilerlemek istemiş, nihayetinde nehrin beşyüz metre kadar doğusuna da ilerlemişti. Türk kuvvetleri Yunan kuvvetlerinin dört saatlik bir mücadeleden sonra nehrin batısına atmışlardı.

Bir gün sonra Sakarya nehrin batısına geçirilen Türk müfrezeleri Seyifler de Yunan mevziine baskın yapmalarına rağmen, Yunanlılar’ın bu hareketi öğrenmeleri sonucunda başarısız olmuştur. 30 Mart sabahı beraberinde topçusu bulunan beş atlı yüz kişiden oluşan bir Yunan kuvveti Sinanoğlu geçidinde Sakarya’nın doğusuna geçmişlersede, milli kuvvetlerimizle geri püskürtülmüşlerdir . ( H.T.V.D., S. 53. ves. 1232) - (Vak. S.1210)

2 Nisan’da Karasu’nun (İncilli) batı kesimindeki Yunan kuvvetleri çekilmişlerdi.

Düşman Tavuklar Köprüsü ve gerilerini etkili bir topçu ateşi açmış fakat bu fazla etkili olmamıştır. (H.T.V.D., S. 94., ves. 2425).

Nisan ayı başlarında Arifiye’den Sapanca’ya ulaştırma yapıldığı görülmüştür.

Rumlardan ve bazı yerleri hainlerden kurulu bir kuvvet, Adapazarı’nın 10 km kuzey doğusundaki Beylikkışla Köyü’ne giderek halka işgence yapmıştı. Adapazarı’nın güneyinde Sakarya Nehri boyundaki Karaaptiler, Hanlıköy; kuzeyinde Ferizli, Damlık ve Değirmenci köyleri Yunanlılar tarafından yıkılmıştı. Tavuklar Köprüsü’ne yaklaşmak isteyen bir Yunan süvari takımı geri çekilmeye zorlanmış, köprü Türk birlikleri tarafından yıkılmıştı. (H.T.V.D., S. 92. ves. 2357).

Adapazarı’nda tarafsızlık statüsünün uygulanması, Kuva-yı Milliye ile Kuva-yı İnzibatiye’nin Adapazarı yönündeki nüfuz mücadelesini bir ölçüde sona erdirmiş; şehrin bu mücadeleden daha az etkilenmesini sağlamıştı. Ancak, tarafsızlığın savunucuları asıl büyük tehlikeyi gözden kaçırmışlar, düşmanın girişebileceği bir işgale karşı yeterli

92

savunma tedbirleri alamamışlardı. Sadece şehrin asayiş ve güvenliğini sağlayabilmek için zayıf bir milis teşkilatı kurabilmişlerdi. Bu durum Yunan işgalini davet eden unsurlardan biri olmuştur. Bölgedeki Yunan işgalinin doğurduğu en önemli sonuç, tarafsızlığın yanlış bir çözüm olduğunu halka somut bir şekilde göstererek yöre halkının Kuva-yı Milliye saflarında birleşmesini sağlamış olmasıydı. Milis kuvvetlerin güçlendirilmesinde ve Adapazarı’nın kurtuluşunda büyük paya sahip olanlar arasında;

Kazım Kaptan, Halit Molla, Ahmet Bey, Sadri Bey, Kazım Berköz, İpsiz Recep ve Telgrafçı Sadık Bey bunlardan bazılarıydı. (Erendil, 1982 : 26).

Yunanlılar, Adapazarı’nı işgal ettikten sonra, kaymakam olarak atadıkları Maan Mustafa Bey ve arkadaşları gibi, hala kendileriyle işbirliği yapabilecek yaradılışta hainler bulabilmişlerdi. Ancak, Adapazarı ve Havalisinde ki gerek düzenli askeri birlikler, gerekse milisler tek vücut olmuşlar, halkla el ele vererek işgalci düşmanı söküp atmak için, hazırlıklarını inançla sürdürmüşlerdi. Ayrıca Yunanlılar’ın vahşeti sadece Sakarya’nın merkez mahalleleriyle kalmamış, Adapazarı’nın köylerinde de vahşet ve katliamlarına devam etmişlerdir. (Taşkıran, 1999 : 148).