• Sonuç bulunamadı

SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ

2. COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ VE DEPPEM MÜHENDİSLİĞİNDEKİ UYGULAMALAR

2.3. CBS’ nin Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetiminde Kullanım

2.3.2. Afet planlama ve yönetim

2.3.2.3. Acil afet yönetim sistemi için CBS kullanımı

Kentsel veriler, eylem iyileştirme planlarını içeren bu CBS tabanlı teknolojiler, deprem öncesi ve sonrasında görüntüleme, analiz, sentez, riskli bölgeleri ortaya

çıkarma, ekonomik kayıp tahminleri, kritik noktaları ve afet anında kullanılabilecek ana arterleri bulma, yer seçimi, hizmet alanları, fiziki planlar arasında karşılaştırma, kontrol, hasar tespit, raporlama gibi teknikleri içerir. Coğrafi teknolojiler, deprem sonrası hasar boyutlarının belirlenmesine yardımcı olmanın yanı sıra acil müdahale stratejileri ile hasar tespit ve yeniden yapılanma çalışmalarında da etkin çözümler sunmaktadır (Karaaslan ve Yalçıner 2003).

Gerekli önlemlerin alınabilmesi için deprem senaryoları hazırlanmalı ve CBS tabanlı bir model yardımıyla simülasyon teknikleri kullanılarak değişik ölçekteki depremler için;

• Depremin etki alanı, ölü ve yaralı sayıları, yıkılan ve hasarlı bina sayıları ve hasar durumları, kullanılabilir durumda yol ve köprülerin tespiti, kullanılabilir durumdaki iş makinelerin tespiti,

• Senaryoya bağlı olarak deprem bölgesinin ihtiyacı olan sağlık ve ilk yardım ekiplerinin sayısı, nitelikleri ve en kısa süre içinde nerelerden temin edileceği,

• Araç parklarının nerede olacağı, yolların nerede kimler tarafından kesileceği, dışarıdan gelecek yardım araçlarının nerede park edeceği, polis ve jandarmanın görev alanlarının nereler olacağı,

• Depremzedelerin ve yaralıların hangi sağlık kuruluşlarına, yerleşim yerlerine ve en kısa şekilde hangi yollarla tasfiye edileceği,

• Deprem sonrası dışarıdan gelecek yardım ekiplerinin, ambulans ve itfaiye araçlarının en kısa geçiş yolları,

• Deprem bölgesinde hangi alanlara kaçar kişilik ve hangi niteliklerde çadır kentlerin yapılacağının,

• Dışarıdan gelecek yardımlar için yapılacak afet depoların yerleri, büyüklükleri ve niteliklerinin,

• Polis ve jandarmanın görev alanlarının,

• Depolardaki malların ihtiyaç sahiplerine senaryo dahilinde optimum dağıtımı gibi soru ve sorunlar acil müdahale sistemlerimde hayati öneme sahip ilk 72 saat içinde çözülebilir, karar vericilere yardımcı olabilir. Her bir simülasyon uygulaması uzman

sistemler (expert systems) kullanılarak acil durum anında sadece simülasyon numarası verilerek o durumda yapılması gereken acil müdahale sistemi anında ekranda grafiksel ve tablosal olarak belirecektir. Tahmini olarak tespit edilen tehlikenin büyüklüğüne göre

hızlı bir şekilde müdahale etme imkanı doğacağından hasar olabildiğince düşük düzeyde tutulabilecektir (Aksaraylı ve Tecim 2004).

Örneğin, İçişleri Bakanlığı tarafından 29 Eylül 1987 tarihinde çıkarılan Patlayıcı Madde Depoları Tüzüğü ile kent merkezinde tüp satan yerlerin, dolu tüplerini kent merkezinden uzak bir yerde depolama zorunluluğu getirilmiştir. Son zamanlarda akaryakıt olarak kullanılan ve en az tüp kadar patlayıcı özelliğe sahip LPG dolum istasyonları için böyle bir uygulamanın olmadığı görülmektedir. Bu tesislerin oluşturduğu riskli bölgeler, Trabzon kenti için yapılan Afet Bilgi Sistemi uygulamasıyla belirlenebilir. Şekil 2.12’de bir LPG dolum istasyonunun depolama hacmine göre oluşturduğu riskli alanlar ve bu alanlar içindeki binalar gösterilmiştir. Bunun sonucunda bu bağlamda riskli alanlar tespit edilip daha etkili önlemler alınabilir (Yıldırım 2003).

Şekil 2.12 10.000 lt. hacimli bir LPG istasyonu için risk derecelendirmesi (Yıldırım 2003)

Şekil 2.13 Kastamonu ili’nin bütünleşik afet (deprem, heyelan, kaya düşmesi ve çığ afetleri için) tehlike haritası (Hamzaçebi vd 2004)

Herhangi bir patlama esnasında riskli olan binalara müdahale ve tahliye daha hızlı yapılabilir.

Hamzaçebi vd (2004) tarafından Şekil 2.13’deki haritanın oluşturulmasında CBS teknikleri kullanılmıştır. Çığ ve kaya düşmesi afetleri yerel ölçekte bir afet olarak bulundukları için il geneline yayılamamış, ancak tehlike gösterdikleri noktalar ve daha önce meydana gelmiş yerleri itibariyle haritada gösterilmektedir. Bütünleşik afet tehlike haritasının oluşturulmasında CBS tekniklerini kullanırken herhangi bir ağırlık faktörü belirlenmemiştir. Deprem açısından şiddet değerleri X ile VI arasında değişmektedir, Kuzey Anadolu Fay zonu üzerindeki alanların deprem açısından Karadeniz kıyılarına göre daha tehlikeli oldukları görülmektedir. Aynı şekilde heyelan tehlikesi incelendiğinde üç zona ayrılmış olan bölgede kuzey kesimlerin güney kesimlere oranla heyelan açısından daha tehlikeli olduğu görülmektedir. Kastamonu ilinin güney

kesimlerinde bazı veriler mevcut olmadığından özellikle heyelan açısından bir değerlendirme yapılamamıştır. Haritada kaya düşmesi ve çığ gözlemlenen yerler işaretlenmiştir. Bu yerler her zaman bu afet türleri için potansiyel tehlike oluşturmaktadırlar.

Deprem ve heyelan kendi oluşum mekanizmasına uygun olarak il sınırları içinde dağılım göstermektedir. Haritaya bakıldığında; Kastamonu’nun kuzey kesimlerindeki (İnebolu gibi) ilçelerin heyelan ağırlıklı, güney kesimlerinin (Tosya ilçesi gibi) deprem ağırlıklı, orta kesimlerdeki ilçelerin ise (Kastamonu merkez gibi) ağırlıklı deprem olmak üzere tüm afet türleri için afet senaryolarının hazırlanması ve afet acil yardım planlarını buna göre düzenlemeleri gerekmektedir.

Denizli Belediyesi Yerleşim Alanlarının Jeolojik, Jeoteknik ve Hidrojeolojik Özellikleri (PAÜ 2002) adlı projede üretilen verilere ilişkin olarak jeolojik ve jeoteknik

kent bilgi sistemi JEO-KBS Kumsar vd (2004) tarafından oluşturulmuştur. Kumsar vd tarafından geliştirilen JEO-KBS sisteminde topoğrafik, imar, mahalle haritaları sayısallaştırılmıştır. Arazide ve laboratuarda yapılan jeoteknik deneyler, jeofizik ölçümler ve jeolojik bilgiler için veri taban oluşturulmuş ve bu veri tabanındaki veriler JEO-KBS sisteminde değerlendirilerek Denizli merkezi yerleşim alanları için mühendislik jeolojisi haritaları oluşturulmuştur (PAÜ 2002).

JEO-KBS sistemi içinde sayısal harita üzerinde istenilen bir noktada jeolojik ve jeoteknik bilgilere grafik ortamında çok kısa sürede ulaşmak ve bu verileri uygulamaya aktarmak mümkündür. Belediyelerin bu tür kent bilgi sistemleri yardımıyla kentin gelişimini kontrol etmeleri ve yeni değerlendirmeler yapmaları açısından geliştirilen JEO-KBS sistemi önemli katkı sağlamaktadır (Kumsar vd 2004).

Bütün veriler ışığında tüm verilerden yararlanılarak oluşturulan Denizli için yerleşime uygunluk haritasında yerleşime uygun, önlemli uygun ve uygun olmayan alanlar belirlenebilmektedir (Şekil 14). Denizli il merkezi için bu çalışma sonucunda 11 ayrı yerleşime önlemli uygun, yerleşime uygun olmayan ve yerleşime uygun alanlar belirlenmiş ve mikro bölgelendirme çalışması yapılmıştır. Yerleşime önlemli uygun

Şekil 2.14 Denizli Belediyesi mücavir alanının yerleşime uygunluk ve imar haritaları (Kumsar vd 2004)

alanlarda jeolojik yapı ve zeminlerin fiziksel ve mekanik özelliklerine göre alınması gereken mühendislik önlemleri de önerilmiştir. Bu çalışmada üretilen veriler ve JEO- KBS bilgi sistemi inceleme alanı içinde ileride inşaatı yapılacak binalar için sorumlu mühendislere ve yerel yönetimlere ışık tutacaktır (Kumsar vd 2004).

3.DENİZLİ’DE SEÇİLEN PİLOT BÖLGEDE DEPREM SONUCU