• Sonuç bulunamadı

Acelelik Kararının Unsurları

Belgede Acele kamulaştırma (sayfa 49-54)

Acelelik kararı mahiyeti itibariyle bir idari işlemdir. Daha önce I/B başlığı altında kamulaştırma işleminin yetki şekil-usul, konu, sebep ve amaç unsurları irdelenmeden önce, idari işlemlerin yetki şekil ve usul, konu, sebep ve amaç unsurları üzerinde de genel nitelikte açıklamalar yapılmış idi. Bu nedenle, tekrara düşmemek için, aşağıda yetki, şekil-usul, konu, sebep ve amaç unsurları yönünden genel nitelikte açıklamalara yer vermeksizin acelelik kararının bu unsurlar yönünden irdelenmesine geçilmiştir.

1. Yetki Unsuru

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde yer alan “aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde” ifadesinden, acelelik halinin varlığını tespiti hususunda asıl yetkili makamın Cumhurbaşkanı olduğu söylenebilir. Bununla beraber, idare hukukunda yetkinin bizzat kullanılması kuralına istisnalar da getirilmiştir164. Bu istisnalardan biri olan yetki devri, kanunun açıkça izin verdiği hallerde, idari makamların karar alma yetkisinin bir kısmının belirli bir süreyle kullanılmak üzere bir başka makama devredilmesini ifade eder165.

Yetki devrinin, sınırları açıkça belirlenmek suretiyle yazılı olarak yapılması gerekmektedir166. Dolayısıyla, kanunda açıkça yetkiyi kullanacak olan makamın belirtildiği durumlarda yetki devrine dair bir düzenleme getirilmemiş ise, yapılan işlem hukuka aykırı olacaktır. Diğer bir ifadeyle, kanunun açıkça bir idareyi yetkilendirdiği durumlarda kanun ayrıca izin vermemişse bu yetkinin devredilmesi

163 Bu konu hakkında detaylı bilgi için bkz. Üçüncü Bölüm I/D başlığı altındaki açıklamalar.

164 Yayla, s. 120.

165 Akyılmaz/Sezginer/Kaya, s. 191.

166 Danıştay 13. Dairesinin 06.03.2009 tarihli, E:2008/10609, K:2009/2685 sayılı kararı (DD, S. 121, s. 427-428.)

mümkün değildir. Aksi halde, yetkinin devredildiği idare tarafından tesis edilen işlem yetkisizlik nedeniyle sakat bir işlem olur167.

Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca, özel bir kanunun düzenlemediği her konuda olağan dışı şartların bulunması durumunda, acelelik hali kararının alınmasında Cumhurbaşkanı yetkilidir. Anılan yetkinin açıkça veya bu sonucu doğuracak şekilde örtülü olarak devredilmesi, buna ilişkin herhangi bir kanuni dayanak bulunmadığından dolayı mümkün değildir.

Özel kanuna dayalı olarak işletilen acele kamulaştırma sürecinde, özel kanunda kamulaştırmanın acele yapılmasına karar verme yetkisine sahip idare açıkça belirtilmemiş ise, söz konusu yetkinin kamulaştırmayı yapacak idarede olduğu kabul edilmelidir168.

2. Şekil – Usul Unsuru

Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde, acele kamulaştırma sürecine ilişkin hükümler yer alsa da, bu yöntemin uygulanması için gerekli olan acelelik kararının alınmasında izlenmesi gereken prosedüre ilişkin bir belirleme yapılmamıştır.

Acelelik haline karar verme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Önceden bu yetki Bakanlar Kuruluna aitken, Bakanlar Kurulunun lağvedilmesi sonucu 02/07/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 86 ncı maddesiyle, Kamulaştırma Kanununun 27.

maddesinin birinci fıkrasında yer alan ‘‘Bakanlar Kurulunca’’ ibaresi

‘‘Cumhurbaşkanınca’’ şeklinde değiştirilmiştir. Değişiklik uyarınca, acelelik kararı tek başına Cumhurbaşkanının imzasıyla alınmaktadır. Taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazetede yayımlanır.

3. Sebep Unsuru

Acelelik kararının sebebini, idarenin kamulaştırmaya konu olacak taşınmaza gecikmeksizin el koymasını gerektiren olağan dışı hal, koşul ve ihtiyaçlar oluşturur.

Bu noktada, olağan kamulaştırma işleminin sebebi, idarenin kamu hizmetlerinin yürütülmesi için özel kişilere ait taşınmazlara duyduğu ihtiyaç iken, acelelik kararının sebebi, bu ihtiyacın zaman kaybetmeksizin, acilen karşılanması zorunluluğunu doğuran özel ve olağan dışı durumdur169.

167 Karahanoğulları, s. 344; Kaplan, s. 183; Candan, Turgut, Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2. Bası, Maliye ve Hukuk Yayınları, Ankara 2006, s. 122.

168 Şahin s, .98.

169 Şahin, s. 99-100.

Acelelik kararının sebep unsuru, idarenin olağan kamulaştırma usulü yerine acele kamulaştırma usulünü seçme gerekçesini oluşturmaktadır. Gerçekten de, kimi durumlarda, taşınmaza vakit kaybetmeksizin el konulması, kamu hizmetinin yürütülmesi açısından zorunluluk teşkil etmektedir. Öyle ki, olağan kamulaştırma sürecinin işletilmesi, idarenin taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunmasının gecikmesine neden olacağından, olağan dışı ve özel durumların gerektirdiği hallerde zamanında yerine getirilmesi gereken kamu hizmetinde de gecikmelere yol açacaktır.

Acelelik kararının uygulama alanı bulabilmesi her şeyden önce taşınmaz hakkında alınan bir kamulaştırma kararının varlığına bağlıdır. Zira kamulaştırma kararı olmadan, kamulaştırmanın acele yapılabilmesinden bahsedilemez.

Acelelik kararının ve kamulaştırma kararının farklı yargı mercilerinde dava konusu edilmesi halinde, acelelik kararının yargısal denetimi sonuçlanmadan taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin kararın yargı mercilerince iptal edilmesi durumunda, kamulaştırmanın acele yapılmasına ilişkin kararın akıbetinin ne olacağı hususu gündeme gelebilir. Yargı mercilerince kamulaştırma kararı iptal edildiğinde, kamulaştırma kararı geçmişe etkili olarak ortadan kalkar. Bu durumda, kamulaştırma işleminin kalmadığı bir hukuk düzeninde acelelik kararının da varlığını sürdürmesi beklenemez. Yine, idarenin kamulaştırma kararından vazgeçmesi durumunda da, işlev ve temeli kalmayan acelelik kararının da yargı yerince iptal edilmesi gerekmektedir170.

Diğer taraftan, kamulaştırma kararının iptal davasına konu edilmemesi durumunda, acelelik kararının yargısal denetimini yapan merciin, incelemesini, kamulaştırma kararının hukuka aykırı olup olmadığına yönelik bir değerlendirmede bulunmaksızın mı, yoksa değerlendirerek mi karar vermesi gerektiği tartışmalıdır.

Danıştay yakın tarihli bir kararında, gecekondu önleme sahası kabul edilen bir alandaki taşınmazların acele kamulaştırılmasına yönelik kararın iptalinin istenildiği bir davada, öncelikle taşınmazın kamulaştırılmasının hukuka uygun olup olmadığının

170 “Dosyanın incelenmesinden, 21.01.2007 onay tarihli Dolmabahçe Bomonti-Kağıthane Piyalepaşa karayolu Türeli güzergahı 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamında bulunan taşınmazın davaya konu Bakanlar Kurulu kararıyla acele kamulaştırılmasına karar verildiği, ancak 19.08.2008 tarihli, 1534 sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni kararıyla tünel güzergahında yapılan revizyondan sonra bu servis yoluna ve katılım şeridine ihtiyaç kalmadığından bahisle dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasından vazgeçildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, plan revizyonu üzerine ihtiyaç olmadığı nedeniyle kamulaştırılmasından vazgeçilen taşınmaz için 2942 sayılı Yasanın 27.

maddesinde sayılan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak haller oluşmadığından dava konusu işlemde mevzuata uyarlık görülmemiştir.”(Şahin’den naklen alınmıştır, s. 101).

denetimini yapmış ve taşınmazın kamulaştırılmasının hukuka aykırı olduğunu tespit ettikten sonra acele kamulaştırma kararını bu gerekçeyle iptal etmiştir171.

Danıştay’ın anılan kararının irdelemesi yapıldığında, olumlu ve olumsuz yönde eleştiriler yapılması mümkündür. Danıştay’ın bu yaklaşımı, her şeyden önce, hukuka uygunluk karinesinden yararlanan bir idari işlemin, hakkında iptal kararı verilmeksizin çürütülmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer taraftan Danıştay, kendi görev alanına girmeyen, idare mahkemelerinin görev alanında bulunan bir uyuşmazlığın hukuka uygunluğunu denetlemiş bulunmaktadır172. Bununla beraber, kamulaştırma işleminin açıkça hukuka aykırılık teşkil etmesi durumunda, Danıştay’ın bunu göz ardı ederek, incelemesini yalnızca acelelik halinin varlığıyla sınırlayarak yapmasını beklemenin de kolay savunulabilir olmadığını kabul etmek gerekir. Kanaatimizce, kamulaştırma işleminin yoklukla malul olacak derecede sakatlandığı durumlarda, Danıştay’ın da bu gerekçeye dayalı olarak acelelik kararını da iptal etmesinin önünde hukuksal bir engel bulunmamaktadır173.

4. Konu Unsuru

Acelelik kararının konusunu, zaman kaybetmeksizin el konulması ihtiyacı bulunan kamulaştırmaya konu taşınmazlar oluşturur. Acelelik kararının doğurduğu hukuki sonuç ile kamulaştırma kararının doğurduğu hukuki sonuç birbirinden farklılık arz etmektedir. Kamulaştırma işlemiyle, özel mülkiyete konu taşınmazların idarenin mülkiyetine geçmesi söz konusu iken acelelik kararı ile idarenin, mahkemenin vereceği tescil kararından önce taşınmaza el koyabilmesine imkân tanıyan bir hukuki durum meydana gelmektedir.

5. Amaç Unsuru

Bütün idari işlemlerde olduğu gibi acelelik kararının da amacını kamu yararı174

171 Danıştay Altıncı Dairesinin 25.01.2016 tarihli, E:2013/2811, K:2016/115 sayılı kararı (UYAP’tan edinilmiştir. E.T. 02.09.2019).

172 Acele kamulaştırmaya ilişkin yargı yolu ve görevli mahkemeler çalışmamızın 3. bölümünde detaylı olarak anlatılacaktır.

173 Şahin’e göre, taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin işlemin yoklukla malul olacak derecede sakatlandığı durumlarda, Danıştay’ın bu gerekçeye dayalı olarak, acelelik kararına ilişkin Cumhurbaşkanı kararını da yok hükmünde kabul etmesinin önünde bir hukuksal engel bulunmamaktadır. Kanaatimizce bu görüşe katılmak mümkün değildir. Zira kamulaştırma işleminin yoklukla malul olacak şekilde sakat bir işlem olması, acelelik kararının da yoklukla malul olmasına sebep olmaz. Bu durum ancak acelelik kararı bakımından iptal sebebi teşkil edebilir.

174 Kamu yararı kavramı hakkında detaylı açıklama için bkz. Birinci Bölüm III/E başlığı altındaki açıklamalar.

oluşturur. Acelelik kararında sağlanmak istenen kamu yararı, Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinin gerekçesinde belirtilmiştir. Buna göre, acele ve istisnai hallerde, kanunun önceki hükümlerine uyulmasının çeşitli sakıncalar yaratabileceği göz önüne alınarak, kamunun büyük zararlara uğramasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Esasen, idarenin belli bir taşınmaza acil olarak ihtiyaç duyması ve onu vakit kaybetmeksizin kamulaştırmak zorunda kalması kamu yararının varlığını ortaya koyar niteliktedir175.

III. ACELELİK KARARINA İLİŞKİN İDARİ YARGI

İÇTİHATLARIYLA OLUŞAN İLKE VE ESASLAR

Acele kamulaştırma, mülkiyet hakkının özüne dokunan bir işlem olduğundan, hak ihlallerinin önüne geçilebilmesi amacıyla ayrıntılı usul kurallarına tabi tutulmaktadır176. Acele kamulaştırma, istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğundan, acelelik halinin varlığının saptandığı hallerde, ilgili taşınmazlara yönelik gerekli tespitler yapılıp, sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması gerekir177.

Kamulaştırmanın acele yapılmasını gerektiren sebep ve koşulların değerlendirilmesinde çoğu zaman bir takdir yetkisinin kullanılması gündeme gelir178. Gerçekten de, kanun koyucunun, acele kamulaştırmayı gerektiren her durumu tek tek önceden ortaya koyabilmesi mümkün değildir. İdarenin sahip olduğu takdir yetkisi ise sınırsız ve keyfi kullanılabilecek bir yetki değildir. Acelelik kararına yönelik takdir yetkisinin, ilgili hukuki düzenlemeler çerçevesinde, kamu yararına uygun olarak kullanılması gerekmektedir179. İdarenin takdir yetkisine dayanarak tesis ettiği idari işlemler, kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden haklı gösterecek bir sebep bulunup bulunmadığı bakımından yargı mercilerince denetlenecektir180.

Aşağıda Danıştay’ın içtihatları çerçevesinde, idarenin takdir yetkisini kullanırken

hangi ilke ve esaslara dikkat etmesi gerektiği başlıklar halinde açıklanacaktır.

175 Solmaz, Eren, Kamulaştırma Hukukunda Malikin Geri Alma Hakkı, S.S. Onar İdare Hukuku ve İlimleri Arşivi, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2016, s. 113.

176 Bilgen, Pertev, Kamulaştırma Hukuku, Filiz Kitabevi, İstanbul 1999, s. 5.

177 Yılmazoğlu/Duman, s. 537.

178 Arslanoğlu, s. 207.

179 Şahin, s. 109.

180 Akgüner, Tayfun/ Berk, Kahraman, İdare Hukuku, Der Yayınları, İstanbul 2017, s. 929; Kaya, Cemil, İdarenin Takdir Yetkisi ve Yargısal Denetimi, On iki Levha Yayıncılık, İstanbul 2011, s.

165.

Belgede Acele kamulaştırma (sayfa 49-54)