• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.1. Amerika BirleĢik Devletleri(ABD)

3.1.1. ABD’nin Siyasi Yapısı ve Yönetim ġekli

Amerikan devlet teşkilatlanmasında en mühim unsurlardan bir tanesi olan federalizmin yanında, siyasal sistemin bir başka mühim özelliği de “Başkanlık Sistemi” olarak adlandırılmaktadır. Anayasada tüm yasama yetkisinin Kongre‟ye ait olduğuna dair hüküm olmasına karşın ABD Başkanı, kamu politikalarını şekillendiren en önemli makam olarak parlamento alanında etkili bir güce sahiptir. Başkanın baskınlığı Amerikan kamu yönetiminde haddinden çok hissedilmektedir(Özdemir, 2011: 9).

Amerika Birleşik Devletleri, plüralist(çoğulcu) demokrasiye dayalı, başkanlık modeliyle yönetilen federal bir cumhuriyettir. Yönetim biçimi üç basamaklıbir sistem etrafında şekil alan bu ülkede federal devlet en üst düzey idare birimini, eyaletler ise ikinci seviyeidare birimlerini meydana getirmektedir. Eyaletlerin alt düzey idare birimleri olan yerel yönetimler ise, sayıları, özelliklerive yapıları bakımından zengin bir yelpazeyesahiptir(Ayhan,2008: 10).

30

Egemenliğin ulusa ait olduğu hükümet sistemleri içerisinde yer alan ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin en etkilibir şekilde uygulandığı başkanlık sistemi, 1787 tarihli Amerika Birleşik Devletleri Anayasası‟nın kabul edilmesinin hemen ardından siyasi tarih arenasınaadını yazdırmıştır. Amerika Birleşik Devletleri‟nde yönetim şekli olarak başkanlık sisteminin tercih edilmesindeki temel felsefe; Avrupa mutlakıyet yönetimlerinde toplanan aşırı kuvvet ve bu kuvvetin kullanılmasının akabindemeydana gelecek zor kullanmayı engellemektir. Amerika devlet kurucuları,olasısıkıntıları engelleyebilmek adına federalizm ve kuvvetler ayrılığı sistemini tercih etmişlerdir.Başkanlık sisteminin yarı başkanlık sistemi, parlamenter sistem, ve meclis hükümeti sisteminden farklı oluşu, genel manada yürütme yetkisinin sadece başkan tarafından kullanılmasıdır(Gökçe, 2012: 3-4).

ABD Başkanını halkın seçmesi, başkana yasama organıyla aynı seviyede kuvvet ve otorite kazandırmaktadır. Bu nedenle ABD federal yönetim sisteminde, başkanlık sisteminin ve başkanın rolü ile etkisinin gereğinden çok olduğu dile getirilmektedir. Bunda ABD‟nin bir “dünya devleti” olma isteği ve buna bağlı politikaların da etkisi büyüktür. Teorik olarak başkanlık sisteminin, kamu yönetiminin işleyişinde, çok önemli bir bağımsızlık yetkisi veren bir sistem olduğu ifade edilmektedir. Bu bağımsızlık yetkisi sayesinde,ülke hızlı karar alabilmekte ve uygulayabilmektedir(Özdemir, 2011:9).

Son olarak Amerika Birleşik Devletleri tarihinde bir ilke sahne olan 2008 yılı başkanlık seçimleri, seçim kampanyalarının teknik ve taktiği, başkan adayları ve sonuçları bakımından dünya tarihinde adından sürekli söz ettirecek bir seçim dönemi olmuştur. Demokratların adayları, ABD eski Başkanlarından Bill Clinton‟ın eşi Hillary Clinton iken Clinton‟ın rakibi ise bir “siyah” üstelik “Müslüman” olduğu iddaasın da bulunulan ve şuan ki mevcut ABD başkanı Barack Hüseyin Obama idi. Bu seçimler Amerikan tarihinde ilk kez siyahi erkek Amerikalı başkan adayının, ilk kadın başkan adayı ile mücadelesine sahne olmuştu. Bu seçim ırk, din ve cinsiyet odaklı olmasından dolayı farklı bir nitelik taşımaktaydı. Bu zamana kadar sürekli beyaz erkek adayların mücadelesine sahne olan Amerikan başkanlık seçimlerine, adaylık seçimlerini “siyahi”, “erkek” ve adı “Hüseyin” olan Obama kazanarak dünya tarihine adını yazdırmayı başarmıştır(Maral, 2012: 101-102).

31 Tablo 7

ABD Yönetim Sisteminde Yönetim Şekillerinin Bazı Yetkileri Milli (Federal)

Yönetim

Federal ve Eyalet Yönetimi

Eyalet Yönetimi

Para Basmak Vergileri Toplamak Mahalli Yönetimler Oluşturmak

Dışişlerini Yürütmek Borç Alma Eyalet İçinde Ticareti Düzene Koymak Ülkeler ve Eyaletler

Arasındaki Ticareti Düzene Koymak

Mahkemeler Kurmak Seçimleri Yapmak

Ordu ve Donanmaya Sahip Olmak Kanun Yapma ve Uygulamaya koyma Federal Anayasa Değişikliklerine Onay Vermek

Savaş İlanına Karar Vermek

Şirket ve Bankalara İzin Vermek

Kamu Güvenliği, Huzuru ve Sağlığı ile İlgili Tedbirler Almak Yüksek Mahkemenin

AltındakiMahkemeleri Oluşturmak

Harcamaları Genel Refah İçin Yapmak

Anayasanın Federal Yönetime Vermediği yada Eyaletlere Yasak

Koymadığı Yetkileri Amaca Uygun Kullanmak Posta

TeşkilatınıOluşturmak

Bedeli Karşılığında Kamu Maksatlı Mülk Edinmek Kaynak:(Demir,2008: 277).

Son olarak 2008 yılından dört yıl sonra 06/11/2012 tarihinde tekrar yapılan başkanlık seçimlerinde ise mevcut başkan Barak Hüseyin Obama tekrar başkanlık için adaylığını koyarken, bu sefer ki rakibi beyaz bir erkek:MittRomneydi; fakat seçimi 64 oy farkla tekrar Barak Hüseyin Obama kazanarak ikinci kez ABD başkanlık koltuğuna oturmayı başardı.

32 3.1.2. ABD’nin Ekonomik Yapısı

Dünyada kapitalist sistemin en iyi örneklerinden biri olan Amerika birleşik devletleri 314 milyonu aşan nüfusu ve GSYİH ile dünya‟nın önemli pazarlarından bir tanesidir. ABD dünya‟nın en büyük ithalatçısı olmakla beraber, doğrudan yabancı sermaye kaynağı konumundadır. Bu nedenle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin rotalarını çevirdikleri dünyanın büyük hedef pazarlardan bir tanesidir. Dünya ekonomisini ve piyasasını doğrudan etkileyebilecek güce sahip olmasından dolayı dünyanın önemli ekonomilerindendir. Şunu söyleyebiliriz ki ABD ekonomisi dünya‟nın lokomotif ekonomilerinden bir tanesidir.

Tablo 8

ABD’nin 2012 Yılı Temel Ekonomik Göstergeleri

GSYİH 16.244,6 milyar $

Kişi Başına GSYİH 51.703$

GSYİH Büyüme Hızı %2,8

İhracat 1.545,71 milyar $

İthalat 2.335,54 milyar $

Enflasyon Oranı %2,1

Dış Borç Stoğu 2.168 milyar $

Para Birimi-Paritesi ABD Doları( Simgesi $ ) Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı 4/185

GSYİH‟inSektörel Dağılımı

Hizmet %79,6, Sanayi %19,2, Tarım%1,2

Genel Sanayi Üretimi

Petrol, çelik, motorlu araçlar, havacılık, telekomünikasyon, kimya, elektronik, gıda işleme, tüketici ürünleri, kereste, madencilik,

Genel Tarımsal Faaliyetler

Buğday, mısır, diğer tahıllar, meyve, sebze, pamuk, sığır, domuz, kümes hayvanları, süt ürünleri, balık, orman ürünleri,

Doğal Kaynaklar

Kömür, bakır, kurşun, molibden, fosfat, nadir toprak elementleri, uranyum, boksit, altın, demir, cıva, nikel, potas, gümüş, tungsten, çinko, petrol, doğal gaz Kaynak:TC Ekonomi Bakanlığı: ABD ülke raporu2013, (www.ekonomi.gov.tr) ve TC Kalkınma Bakanlığı: Uluslararası Ekonomik Göstergeler 2013, (www.kalkınma.gov.tr).

33

Amerikan ekonomisinde konstrüktif(yapısal) olarak rol oynayan iki esaslı faktör bulunmaktadır. Bunlardan birincisi zengin ve verimli tabii kaynakları, ikincisi ise vasıflı işgücüdür. ABD, verimli arazileri, zengin mineral yatakları, iklim koşullarının uygun oluşu ve diğer tabii kaynakları ile ekonomik olarak genişlemenin ve büyümenin sağlanması bakımından son derece uygun bir yapıya sahiptir. ABD, aynı zamanda, haberleşme ve bilgi teknolojileri sahasında “kolay uyum sağlayabilen ve kabiliyetli” işgücünün eğitimine de çok fazla önem veren bir ülkedir. Dünya‟nın her yerinde “beyin göçü” olarak kabul edilen, bilim ve teknoloji alanında eğitim görmüş kabiliyetli ve zeki gençlerin ABD ekonomisine kazandırılması, problemlerin çözümünde kilit bir rol oynayan araç olarak görülmektedir(Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu [ DEİK ], ABD Ülke Bülteni, 2012: 4).

Dünya kapitalist sisteminin en iyi örnek ülkesi olan ABD‟de üretim ve hizmetlerin yaklaşık olarak %70‟ni özel sektör oluşturmaktadır. Bu durum Dünya‟nın hiçbir yerinde kamu sektörünü ağırlığının bu denli az olduğu, özel sektörün ise bu kadar hakim olduğu piyasa sistemine rastlanmamaktadır. ABD‟nin 2012 yılındaki GSYİH‟nınsektörel dağılımına baktığımız zaman hizmet sektörü %79,6 oranla ABD ekonomisinin dinamiği konumundadır(%70‟i özel sektörden oluşmaktadır). Hizmet sektörünü %19,2‟lik oranla sanayi sektörü takip ederken tarımın GSYİH‟daki yeri %1,2 gibi hatırı sayılır bir oranla son sıradadır.

Tablo 9‟daki Amerika Birleşik Devletleri‟nin son 10 yıllık ekonomik göstergelerine bakıldığında GSYİH‟sı 2009 yılı hariç sürekli artan bir trend izlemektedir. 2008 yılında yaşanan finansal kriz GSYİH, büyüme oranı, kişi başı gelir ve enflasyonu olumsuz etkilemiş ve 2009 yılında ABD ekonomisinin daralmasına neden olmuştur. Bu süreçte işsizliğin de arttığını söylenebilir. Dış ticaret hacimlerine bakıldığında ise; ABD‟nin ihracat gelirleri 2009 yılına kadar artış gösterirken, finansal krizin etkisiyle 2009 yılında ihracat gelirlerinde bir düşüş görülmektedir. 2010 yılından sonra tekrar toparlanma sürecine giren ihracat gelirleri tekrar artış göstermeye başlamıştır. İthalat ise 2009 yılı hariç diğer yıllarda ithalat giderleri sürekli artmıştır. Şüphesiz ki ithalat ve ihracat oranlarındaki bu dalgalanmalarında en büyük sebebi 2008 yılında yaşanan finansal krizidir. ABD 2009 yılında ekonomide ki daralma ile mücadele ederken aynı zamanda bu dönemde artan işsizlikle de mücadele etmek zorunda kalmıştır. 2010 yılından sonrasına baktığımızda ise; ABD‟nin

34

toparlanma sürecine girdiğini, ekonomideki durgunluğun yaralarının sarıldığını, ekonomide toparlanmaların olduğu görülmektedir.

Tablo 9

ABD’nin 10 yıllık Temel Ekonomik Göstergeleri

Yıl GSYĠH