• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE TARTIŞMA

4.2. A Klonlarına Ait Bulgular

4.2.7. A klonlarına ait verilerin değerlendirilmesi

İlk yıl varyasyon kaynağına ait veriler değerlendirildikten sonra 200 genotipten 40 genotip A klonu olarak seçilmiştir. Seçim yapılırken seleksiyon kriterleri olarak daha çok içerdikleri diterpen glikozitlerin miktarı ve bunlar arasındaki oran dikkate alınmıştır. İlk yıl verileri üç yaşında bitkilerden elde edildiği için A klonlarına ait bulgular bir önceki yılla kıyaslandığında özellikle agronomik özellikler açısından neredeyse yarı yarıya bir azalış gözlenmiştir. Klorofil miktarı ve yaprak/sap oranında çok büyük bir değişiklik gözlenmemiştir. Bunun yanısıra, bizim temel seleksiyon kriterlerimiz olan özellikler bakımından farklılıklar gözlenmiştir.

A klonları oluşturulurken 9 genotip içerdiği yüksek steviosid miktarı, 9 genotip reb A ve steviosid oranının yaklaşık olarak birbirine eşit olması, 7 genotip reb A/stv oranına göre yüksek olanlar, 6 genotip reb A+ stv miktarı toplamda yüksek olanlar, 6 genotip yüksek reb A miktarı ve 3 genotipte yalnız steviosid içermesi bakımından seçilmiştir. A klonlarında yapılan çalışmalarda ise bazı genotiplerin seleksiyonlarına neden olan özelliklerini korudukları, bazılarında ise büyük farklılıklar oluştuğu gözlenmiştir. Örneğin 4 numaralı klonal hat bir önceki yıl içerdiği reb A + stv miktarı (% 19.0) nedeniyle seçilmişken bir sonraki yıl reb A+stv miktarı (% 14.9) bakımından yaklaşık olarak % 21.6 kadar değişiklik göstermiştir. Bu değişkenliğe rağmen yıl içi toplam reb A+ stv miktarı ortalamasına göre ortalamanın üzerinde bir toplam değere sahiptir. Yani aslında miktar azalsada genotipin seçilmesine neden olan karakterin özelliğini koruduğu görülmektedir. Çizelge 4.12.’de 4 numaralı klonal hatta ait değişim gösterilmektedir.

76

Çizelge 4.12. 4 numaralı klonal hatta ait değişim

14 numaralı genotipin birinci yıl ve ikinci yıl durumu değerlendirildiğinde; ilk yıl yapılan değerlendirmeye göre reb A/ stv oranının yüksek olması nedeniyle seçilmiş olduğu görülmektedir. İkinci yıl rakamsal olarak değerler değişmesine rağmen aradaki oranın neredeyse hiç değişmediği görülmüştür. İlk yıl 1.22 olan reb A/ stv oranı ikinci yıl 1.24 olmuş ve değişim miktarı sadece %1.63 olmuştur. Bu da bize rebaudiosid A ve steviosidin sentezinin çevresel faktörlerden çok etkilenmiyor olduğunu gösterebilir. Çizelge 4.13.’te 14 numaralı klonal hatta ait değişim gösterilmektedir.

Çizelge 4.13. 14 numaralı klonal hatta ait değişim

İlk yıl 200 stevia bitkisinde yapılan içerik analizlerinde bazı genotiplerde reb A olmadığı tespit edilmiştir. Bu genotiplerden de seleksiyon yapılarak sonraki yıllarda özelliklerini klonal olarak devam ettirip ettirmedikleri takip edilmiştir. İlk yıl sadece steviosid içerdiği rebaudiosid A içermediği için seçilen 109 numaralı klonal hatta ikinci yıl steviosid miktarının yaklaşık olarak % 45 oranında azaldığı tespit edilmiştir. Nicel olarak azalmasına rağmen yine de seleksiyonuna neden olan karakter özelliğini koruduğu görülmektedir. İkinci yıl verilerinde genel olarak görülen bu azalma ilk yıl varyasyon kaynağını oluşturan bitkilerin üç yaşında ikinci yıl A klonlarını oluşturan bitkilerin bir yaşında olmasından kaynaklanmaktadır. 109 numaralı genotipte iki yıl yapılan içerik analizlerinde hem üç yaşındaki ana bitkide hem ana bitkiye ait bir yaşındaki klonda rebaudiosid A bulunamamıştır. Ayrıca steviosid oranı bir önceki yıla kıyasla azalmış olsa da yine de seçilmiş 40 genotipin 2015 yılı steviosid ortalaması % 6.32 iken 109 numaralı genotipin steviosid ortalaması % 8.54 olmuştur. Çizelge 4.14.’te 109 numaralı klonal hatta ait değişim gösterilmektedir.

2014 2015 Reb A % Stv % Reb A+ Stv % Seleksiyon nedeni Reb A % Stv % Reb A+ Stv % Klon No reb A + stv 4 8.1 10.9 19.0 Değişim % 21.6 (↓) 6.86 8.04 14.9 2014 2015 Reb A % Stv % Reb A/ Stv % Seleksiyon nedeni Reb A % Stv % Reb A/ Stv % Klon No reb A / stv 14 7.2 5.9 1.22 Değişim % 1.63(↑) 6.67 5.35 1.24

77

Çizelge 4.14. 109 numaralı klonal hatta ait değişim

159 numaralı genotip değerlendirildiğinde yüksek miktarda steviosid içerdiği için seçildiği görülmektedir. Steviosid değeri ikinci yıl yaklaşık olarak % 50 oranında azalmıştır. Ancak ilk yıl 200 adet stevia bitkisine ait steviosid ortalaması % 8.3 iken 159 numaralı genotipin % 14.5 değeri ortalamadan yaklaşık olarak % 44 gibi bir farklılık gösterirken, steviosid ortalamasının % 6.3 olduğu ikinci yıl bir yıllık 159 numaralı genotip %7.39 steviosid miktarıyla ortalamadan pozitif yönde % 15.5 kadar bir fark göstermiştir. Çizelge 4.15.’te 159 numaralı klonal hatta ait değişim gösterilmektedir. Çizelge 4.15. 159 numaralı klonal hatta ait değişim

Çalışmamızın ilk yılında 200 genotip içerisinden seçilen 40 genotipten reb A+ stv oranı yüksek olan 6 tanesinden 3 tanesinin aynı özelliklerini ikinci yılda da devam ettirdikleri görülmüştür. Yalnız steviosid içeren 3 tane genotipin 1 tanesinin bu özelliği ikinci yılda da devam ettirdiği gözlenmiştir. Reb A miktarı steviosid miktarına yakın olduğu için seçilen 9 genotipten 6 tanesinin çalışmanın ikinci yılında da benzer şekilde olduğu bulunmuştur. Varyasyon kaynağından steviosid içeriği yüksek olduğu için seçilmiş olan 9 genotipten 6 tanesinin ikinci yılda da steviosid miktarlarının ortalamanın üzerinde olduğu, reb A miktarı yüksek olduğu için seçilmiş olan 6 genotipten 3 tanesininde aynı şekilde bu özellik bakımından özelliğini devam ettirdiği görülmüştür. Yapılan çalışmada bizim için en önemli seleksiyon kriterlerinden biri olan reb A/ stv oranı 1’ in üzerinde ve yüksek olan 7 genotipten 6 genotipin ikinci yıl çalışmalarında da oranının yüksek olduğu gözlenmiştir.

Birinci yıl bulgularında steviosid ortalaması % 8.3, ikinci yıl ise % 5.26’ dır. Birinci yıl verileri değerlendirildiğinde reb A ortalamasının % 6.71, ikinci yıl ise % 6.32

2014 2015 Reb A % Stv % Reb A+ Stv % Seleksiyon nedeni Reb A % Stv % Reb A+ Stv % Klon No yalnız stv 109 0 15.3 15.3 Değişim % 45.06 (↓) 0 8.54 8.54 2014 2015 Reb A % Stv % Reb A+ Stv % Seleksiyon nedeni Reb A % Stv % Reb A+ Stv % Klon No yüksek stv 159 4.5 14.5 18.9 Değişim % 50.7 (↓) 3.77 7.39 11.16

78

olduğu görülmektedir. Steviosid miktarının bir önceki yıla gore % 38 oranında değişmesinin nedenlerinden en önemlisi varyasyon kaynağını oluşturan genotiplerin üç yaşında, A klonlarının bir yaşında olması olabilir. Bunun da nedeni bir yaşındaki bitkilerin bulundukları ortama uyum sağlama sürecinde steviol akümülasyonunu yüksek düzeyde gerçekleştirememiş olması, fizyolojik faaliyetlerini daha çok bitkinin adaptasyonu, büyüme ve gelişmesi yönünde devam ettirmiş olmasından kaynaklanmış olabilir. Steviol glikozitler tüm bitki düzeyinde, yaşlandıkça dokularda birikme eğilimi gösterir. Böylece daha yaşlı alt yapraklar, daha genç üst yapraklara kıyasla daha fazla tatlandırıcı barındırır. Kloroplastlar öncül sentezde önemli olduğundan, kök ve alt sap gibi klorofil ihtiva etmeyen dokularda glikozit bulunmaz ya da eser miktarda bulunur. Çiçeklenme başladıktan sonra, yapraklardaki glikozit konsantrasyonu azalmaya başlar (Singh ve Rao 2005). Reb A miktarı bakımından iki yıl arasında sadece % 5.66 gibi bir değişimin gözlenmesi, reb A diterpen glikozitinin çevresel faktörlerden az, etkilendiğini, genetik faktörlerin etkisinin yüksek, dolayısıyla kalıtım derecesinin yüksek olabileceğini göstermektedir.

Bunun yanısıra çalışmanın yürütüldüğü iki yıl arasındaki iklimsel farklılık olup olmadığınıda göz önünde bulundurmak gerekir. Bu açıdan bakıldığında iki yıl arasında sıcaklık ve yağış değerleri arasında bitkide strese ya da fizyolojik değişikliklere neden olacak kadar büyük bir fark olmadığı belki nem değerinin bir miktar (% 65-% 61) değiştiği görülmektedir.

A klonlarına ait bitki boyu, klorofil, yaprak alanı, yaprak çevresi, yeşil sap miktarı, yeşil yaprak miktarı, herba miktarı, kuru yaprak miktarı ve yaprak/sap oranları değerlendirildiğinde, varyasyon kaynağına göre bitki boyu, klorofil ve yaprak/sap oranı hariç diğer parametrelerin neredeyse yarıya yakın bir azalış gösterdikleri görülmüştür. Yapılan klonal seleksiyonda öncelikli kriterlerimiz içeriklerin yüksek olması olduğundan dolayı, özellikle çevresel faktörlerden daha fazla etkilenen verimle ilişkili parametrelere ait veriler öncelikli olarak değerlendirilmemiştir. Seleksiyon yaparken aynı karakter bakımından birbirine yakın değerlere sahip iki genotip arasındaki seçimlerde tarla koşullarındaki performansları da göz önünde bulundurularak seçim yapılmıştır. İleri ki çalışmalarda hedefe yönelik durulmuş, içeriği yüksek çeşitler geliştirildiğinde verime dayalı parametrelerinde iyileştirilmesi için çalışmalar yapılabilir.

4.3. B Klonlarına Ait Bulgular